30 Kasım 2008 Pazar

Çizgi Roman Sözlüğü 1

Mazlum Akın
Cinius Yayınları / Sözlük

Teksas, Tommiks, Kızılmaske, Mandrake, Zagor, Conan, Baytekin, Superman, Örümcek Adam, X-Men ve diğerleri…
Bu kez bir sözlükte karşınıza çıkıyorlar. Çocukluk kahramanlarınızın daha önce hiç bilmediğiniz, merak ettiğiniz tüm yönleri ve özellikleri şimdi bir sözlük biçiminde elinizin altında. Nasıl ve kimler tarafından yaratıldıklarını, ilk kez ne zaman ve nerede yayımlandıklarını; maceralarının geçtiği dönemleri, yerleri; dostlarını, düşmanlarını; güçlerini, yeteneklerini; sinema uyarlamalarını ve daha başka sayısız ilginç detaylarını öğrendiğinizde onları ne kadar az tanıdığınızı görecek ve şaşıracaksınız.

160 sayfa, 2. hamur, ISBN: 978-605-4034-76-5; Boyut: 12,5x19,5 cm; Baskı Tarihi: Kasım 2008; Özgün Dili: Türkçe

29 Kasım 2008 Cumartesi

YKY'den Çizgi Roman Haberleri

Çizgi Roman dünyamıza kaliteli eserler kazandıran Yapı Kredi Sanat Yayıncılık (YKY)'ın Genel Yayın Yönetmeni sayın Raşit Çavaş'ın açıklamalarını aktarıyoruz:

1 - Daha önce Kasım ayında ülkemize geleceği duyurulan büyük çizer Enki Bilal'in ziyareti, usta çizerin programı nedeniyle "Şubat" ayına ertelenmiş.


2 - Albüm olarak basılan Red Kit kutulandı! Meraklıları veya yeni başlayacaklar veya almak, koleksiyonuna katmak isteyenler için Red Kit albümleri bir araya toplanarak özel bir kutuyla satışa sunuldu.

3 - Doğan Kardeş'ler bu sene 11 sayıya ulaşınca ciltlenecek. Seneye ise 12 sayı için aynı uygulama gerçekleşecek. Ek olarak verilen manga fasikülleri ise ayrıca değerlendirilecek.

Haber - Ümit Kireççi

Altay Öktem'den önemli açıklama


KARAKALEM'de neler oluyor? Son yılların en çok ilgi toplayan kültür sanat edebiyat dergisi kabuk mu değiştiriyor? Yeni bir dönem mi açılıyor? Yayın yönetmeni Altay Öktem açıklıyor...


Bildiğiniz gibi karakalem dergisi Rock Art yayıncılık bünyesinde Yüxexes’e bağlı olarak yayınlanıyordu. Kasım ayından itibaren Karakalem, Yüxexes ve Rock Art’la yollarını ayırdı. Bundan sonra bağımsız bir dergi olarak yayın hayatına devam edecek. Bu yapısal değişim nedeniyle Karakalem’in kasım sayısı yayınlanamamıştı. Yeni yayın dönemine daha güçlü bir dergi olarak girebilmek için aralık ayı da hazırlık süreciyle geçecek ve Ocak 2009’da Karakalem’in yeni sayısı piyasada olacak. Karakalem içerik ve biçim olarak aynı mı kalacak yoksa bazı değişiklikler olacak mı, diye bir soru takılabilir aklınıza. Verebileceğimiz tek cevap var: Gözlerinize inanamayacaksınız!

Devamı ocak ayında…

ALTAY ÖKTEM

Gölge e-dergi 15 (aralık 2008)


Gölge e-Dergi Aralık sayısı dopdolu içerikle yine karşınızda.
Çizgi roman sayfalarında Cengiz Bostan'ın Şekerci, Yiğit Savtur'un Hurdalık ve Volkan Kurut'un Siyah Beyaz çizgi romanlarını okuyabilirsiniz.
Bol fantastik hikâyeli bir sayı oldu Gölge Aralık. Masis Üşenmez'den Saklı Gerçekler, Serdar Kökçeoğlu'ndan Gölgesi, Utku Tönel'den Bir Avuç Ucube, Ezgi Gürçay'dan Soluk ve Ötesi ve Oğuz Özteker'den Recep Amcanın Marifeti öykülerini keyifle okuyacaksınız.
Yazar-çizerlerin kitap kahramanlarını ve yazım hikâyelerini anlattıkları "Kaleminden yazarlar" sayfalarında çizer Sadi Güran'ın ilk çocuk kitabı Şeytan Aldı Götürdü ve Bülent Eriş'in ikinci romanı Işığın Karanlık Yüzü kitaplarının yazım öykülerini okuyacaksınız. Barış Saydam Rusalka filmini, Hasan Nadir Derin Gezici festivalle birlikte gittiği Kars'ı anlattı bu sayıda.
Ve Masis Üşenmez Michael Crichton'un ardından yazdı.Bu sayının kapak kahramanı Gölge kızının yanındaki Solomon Kane. A.Gökhan Gültekin'den geldi kapak.
Kış geldi gölgeler uzadı. Gölge internetten indirdiğiniz bedava bir dergi değil. Her bir sayfasında emek, zaman ve yaratıcı insanların hayal gücü var. Bu da bizim için sandığınızın daha pahalısına geliyor.Umarız siz de gölgenizi yağmurlu günlerde suya çamura batırmaz, yaratıcı gücünüzle gökyüzüne doğru salınmasına izin verirsiniz.
Pdf linki[link]
Yüksek çözünürlükte pdf link (100 mb)[link]
Alternatif pdf link[link]
Flash dergi[link][link]
Kapak resmi[link]

28 Kasım 2008 Cuma

Hollywood'un filme çekeceği 84 çizgi roman

Hollywood, çizgi roman uyarlamaları gibi pahalı bütçelere sahip film çekmekten geri durmuyor. Küresel krize rağmen proje aşamasında olan 84 çizgi roman uyarlaması bulunuyor. Küresel krize karşın izleyicisini kaybetmek istemeyen Hollywood'un önümüzdeki dönemde en gözde senaryoları çizgi romanlar...
İşte önümüzdeki dönemde sinema filmi çekilmesi planlanan çizgi roman ve animasyon uyarlamaları...:

Bryan Singer'ın prodüktörlüğünü üstlendiği bir nevi Robocop tarzı gelecek zaman polisiye uyarlaması olan "Freedom Formula"nın 2010'da vizyona çıkması bekleniyor.
Michael De Luca'nın yapımcısı olduğu süper askerleri konu edinen "War Heroes" ise 2011 yılında vizyona girecek.
Stüdyo ve senaryo aşamasında olan Buck Rogers ise macera dolu bir astronot hikayesi. 2011'de izleyicilerin karşısına çıkacak filmin yapımcılığını Avi Lerner üstlendi.

Robert Downey Jr. ve Jude Law'u izleyebileceğimiz bir Guy Ritchie filmi "Sherlock Holmes" 2009'da sinemaları şenlendirecek.

Transformers 2'nin yapımcısı Lorenzo di Bonaventuro'nun hazırladığı emekli bir CIA suikastçisini konu alan "Red" 2010'da gösterime girecek.

Wendy ve Richard Pini'nin 1978 tarihli kült çizgi romanı "Elfquest" de sinemayla tanışmaya hazırlanıyor. DC Comics'in Warner'la ortak çalışmasının sonucunu 2011'de görebileceğiz.

Christian Bale ve Guillermo del Toro'nun oynaması muhtemel bir film de 2012'de gösterime girecek olan "Doctor Strange".

2010'da gösterime girecek "Illegal Aliens" ise Scott Mitchell Rosenberg'in yapımcılığında çekilecek. Filmde "Chupacabra" canavarını arayan bir muhabirin hikâyeleri anlatılacak.

Bilgisayar oyunu da bulunan "Ghost In The Shell", 2010 yılında vziyona girecek. Motoko Kusanagi'nin eseri olan çizgi roman, bir kadın cyborg'un teknolojik suçlarla mücadelesini anlatıyor. Projenin arkasında Dreamwork ve Marvel'dan Ari Arad var.

Amerika'yı sallayan Japon animesi "The Avengers" da 2011'de sinema salonlarındaki yerini alacak. John Favreau ve Robert Downey Jr. filmde oynamak için şimdiden imzayı attılar. Marvel ve Paramount işbirliğiyle yapılacak filmin büyük ses getirmesi bekleniyor.

Birincisini seyrettiğimiz ve daha önce uzun metrajlı animasyonu da çekilen Iron Man de bir seri haline geliyor. İkinci film 2010 yılında vizyona girecek. "Iron Man 3" için bile imzaların atıldığı söyleniyor.

Marvel'in efsanelerinden "Red Sonja", 2009'da vizyona girecek. Sonja karakterini Rose McGowan'ın oynaması bekleniyor.

Bir başka "afet" çizgi roman kahramanı olan "Barbarella" da 2009'da vizyonda olacak. 1960 yılında Jean Claude Forest tarafından çizilen "Barbarella"nın çok kanlı bir film olması bekleniyor.
X-Men filmleri de Hollywood'un vazgeçemediklerinden. 2009'da "X-Men Origins: Wolverine" gösterime girecek. Hugh Jackman yine başrolde. Aynı yıl "Magneto" da vizyonda olacak.

Efsane kahramanlardan "Thor", dev balta tokmak karışımı silahıyla sinema salonlarında boy gösterecek. Daniel Craig'in başrolü oynaması bekleniyor. Filmin vizyon tarihi de şimdiden belli 16 Temmus 2010.

Fantastic Dörtlü serisi de "Silver Surfer" ile 2009'da yoluna devam edecek.

Unutulmaz çizgi karakterlerden Tenten de 2010 yılında izleyiciyle buluşacak. Steven Spielberg ve Peter Jackson'ın ortak projesi, Paramount'un en güvendiği filmlerden birisi.

2005'te dikkatleri çeken "Sin City" de seri haline dönüşüyor. İkinci film 2010'da vizyona girecek. Filmin üçüncüsünün de aynı yıl vizyona girmesi bekleniyor.

Örümcek Adam yine Hollywood'un gözdelerinden. 2011 yılı serinin dördüncü filminin gösterileceği tarih olarak belirlendi. Filmin yönetmenliğini Sam Raimi üstlenecek.

Çizgi karakterlerin olmazsa olmazı Süperman, 2001'de "Superman: Man of Steel" ile vizyona dönüş yapacak. 2006'daki Superman Returns tam olarak beklentileri karşılamasa da Süpermen hâlâ bir efsane.

Hollywood'un çizgi roman projelerinde aralarında "The Witchblade", "Night and Fog", "Luke Cage", "Justice League: Mortal", "Green Lantern", "The Flash", "Heavy Metal" ve "The Ark"ın da olduğu toplam 84 senaryo bulunuyor.

Henüz doğrulanmamış projeler arasında ise "Conan", "Batman 3", "Cowboy Bebop", "Ant-Man", "The Phantom", "Mandrake" gibi kulağa hoş gelen filmler bulunuyor.

Kaynak - Biggcinema

27 Kasım 2008 Perşembe

Zonguldak Çizgi Roman Atölyesi Çocuk Eserleri



Zonguldak 1. Edebiyat Şenliği'nde DUSOD (Dünyaya İnsana Saygı ve Olanak Derneği) ile XS Ajans organizasyonunda yer alan Ümit Kireççi ve Necmi Yalçın'ın ÇROP "Çizgi Roman Yapalım" atölyesinden eserler elimize ulaştı. Biz memnunduk, aileler memnundu, çocuklar memnundu, Zonguldak Belediye başkanı sayın Saacettin Gonca memnundu...
İnanış gazetesinin atölye haberi de bunu doğruluyor:


Ece Tel (yaş 11) sayfa 1

Ece Tel (yaş 11) sayfa 2


Ulaş Eyüpoğlu (yaş 8)
Daha çok çocuk, anne-baba, tiyatro hocası çizgi eseri görmek isteyene:
ÇROP Arşivinden ZonguldakEserleri

26 Kasım 2008 Çarşamba

Watchman Trailer

Çizgi Roman dünyasının kült eserleri arasında yer alan Watchmen'in film uyarlaması yolda. 1986-1987 arasında toplam 12 sayı olarak DC Comics tarafından basılan eserin yazarı Alan Moore, çizeri Dave Gibbons, renklendiren John Higgins.

Öyküsü:

Dünyada savaşlar çoğalırken ve Afganistan'ın soğuk savaş yıllarının merkezinde olduğu bir zamanda orta yaşlı Commedian adlı kahraman (!) tanıdığı birine kapıyı açar ve o gelen kişi onu pencereden atarak öldürür.
Bundan sonrası ciayetin çözümü, eskilerin deşilmesi, Commedian'ın Amerikan sistemini temsil ettiği görevlerde takındığı şiddet yanlısı, dengesiz tavır ve dünyayı savaşa sürükleyen Amerikanın metaforik izdüşümü oluşu gerçeği öğrenildikçe finaldeki büyük sürprize ve patlamaya ulaşılıyor.

Yıllardır ülkemizde basılacağı dedikodusu yapılan Watchman fragmanı aşağıda:





Daha fazla bilgi edinmek isteyenlere Watchman resmi internet sitesi adresi:
http://watchmenmovie.warnerbros.com/

25 Kasım 2008 Salı

Batman'in sonu ne olacak?

NEW YORK - Ünlü çizgi roman kahramanı Batman'in sonu yaklaşıyor. Çigi romanın yazarı Grant Morrison'ın, Gotham kentinin 70 yıldır koruyuculuğunu üstlenen 'yarasa adam'ı ölümden daha korkunç bir son beklediğini açıkladı.
Morrison, çizgi romanın 26 Kasım'da çıkacak son sayısında Batman'in gizli karakteri milyarder Bruce Wayne'in başına kötü bir şey geleceğini duyurdu, ancak Wayne'e ne olacağını açıklamaktan kaçındı.
Batman hayranlarına göre ilk ihtimal Wayne'in emekliğe ayrılması, ikinci ihtimal ise Batman'in ezeli düşmanlarından 'Kara Eldiven' (Black Glove) tarafından öldürülmesi.
Çizgi roman hayranları bir süredir Batman'in başına kötü birşey gelmesinden endişe ediyordu. İnternetteki forumlarda Batman'in yetiştirdiği genç kahraman Robin'in kötü tarafa geçeceği ve 'kara şövalye'ye ihanet ederek onu öldüreceğine ilişkin dedikodular yaygınlaşmıştı.
Wayne'in başına ne gelirse gelsin, şimdi hayranlarının merak ettiği başka bir konu var; o da yeni Batman'in kim olacağı. Hayranlarına göre yarasa adam kostümünü bundan sonra Robin'in gizli kimliği olan Tim Drake ya da 'Boy Wonder' adlı genç kahraman Dick Grayson giyecek.
Batman'in başına gelen felaket, çizgi roman dünyasında ilk kez karşılaşılan bir durum değil. Geçtiğimiz yıl da Kaptan Amerika, mafyanın kiraladığı bir keskin nişancı tarafından vurularak öldürülmüştü. Superman de 1992 yılında Doomsday adlı kötü kahraman tarafından öldürülmüş, ancak daha sonra yeniden canlanmıştı.
Kaynak - Gazeteport

Özer Sahaf - Gerçek Sahaf

Bugünlerde "sahaf" adıyla anılan kiatbevlerinin çoğunun yeni kitap satmak zorunda kaldığı bilinen bir gerçek. Kitabın yanı sıra çizgi roman satan ve o alanda ihtisaslaşmış olan sahaflar da yeni çizgi romanların yeni sayılarını satarak sahaflıktan çıkıyorlar.

ÖZER SAHAF ise İlker Özer idaresinde sahafiye olma iddiasını sürdürüyor. Yerli, yabancı, albüm, cilt, antikalıklar, mizah, comics, fumetti, manga, frankofon... Özetle çizgi romanın her çeşidi Özer Sahaf'ta okurlara sunuluyor. Koleksiyonlarını tamamlamak isteyen, merak ettiklerini ucuza bulup okumak isteyen, dergi değiş tokuş yapmak isteyen herkesin yolu illa ki Özer Sahaf'a düşecektir.

ÖZER Sahaf -
Neşet Ömer Sok. Kadıköy İş Merkezi No: 10/24 Kadıköy - İstanbul
tel: 0 (216) 347 50 99
tel-fax: 0 (216) 449 35 15
GSM: 0 535 558 88 36
GSM: 0 505 680 67 74
ozersahaf@gmail.com
ozersahhaf@hotmail.com


Önemli DUYURU: Remzi Yayınlarının yarım bıraktığı yazar Jean Van Hamme ile Polonyalı çizer Grzegorz Rosiński'in ortak eseri olan Belçika kökenli çizgi roman THORGAL yakında Özer Sahaf'ın çatısı altında kurulan yayınevince Türk okurlarıyla tekrar kavuşacak.

24 Kasım 2008 Pazartesi

Hakan alpin söyleşi 3. Bölüm…!

Söyleşinin 1. Bölümünü okumak için tıklayınız
Söyleşinin 2. Bölümünü okumak için tıklayınız


Lütfen bu bölümü dikkatli okuyun sayın okurlar çünkü özellikle eleştirilere verilen yanıtlar bu bölümde. Yine bir arada yanıtlanan sorular var ve ben yine parçalara ayırmadan araya girmeden yanıtları ve soruları ayrı ayrı paylaşıma açıyorum.

Önce muhteşem sorularım:

12. Çalışmalara tepkiler: 1. Kendinden bahsetmiş deniyor, 2. Bir çok yerli ustayı atlamış deniyor, 3. Bilgi yanlışları var deniyor (bir seri 12 sayı çıktı yazılmış ama aslında 16’mış örneğin), Hulk’a mutant (rrforumdan) demişsiniz filan.
…Bunlara ne diyorsunuz?


Sonra muhteşem yanıtlar:

ALPİN - Bu konular bir açıklamayı hak ediyor elbette. Ama temelde çizgi romana nasıl baktığınızla alakalı bir durum bu. Mikro açılardan bakanların yakaladığı nüanslar mı önemlidir, yoksa dokuzuncu sanata makro açıdan bakan mı? Mikro ölçekten bakanların yaklaşımları zararlı mıdır peki? Kesinlikle değildir, ancak yaklaşımının ölçeğinde bir yarardır bu, yani mikro ölçekte. Çizgi romana makro ölçekte bakanlara karşı veya kendisininkinden farklı bir ekole sıcak olanlara karşı alınan tavırlar çok çirkin şekillerde ortaya konulabiliyor. Sakıncalı olan budur.
Şahsen dokuzuncu sanata bakış açımı ve çerçevemi uzun uzun düşünerek ciddi anlamda çizen birisiyim ben. Ve bu durum istenilse de istenilmese de öncü bir yaklaşımdır. Kimsenin çizgi romanın geniş spektrumunu değiştirmeye gücü yetmez. Ancak ve sadece bu sanatın ürünlerine kendi dar açılardan bakanların bunu gözden geçirmesi, değiştirmesi gerekir. Bu ana girizgahtan sonra gelelim alt soruların ilkine:
21 yıllık çizgi roman ressamlığı yürüttüğüm profesyonel kariyerim boyunca 50′ye yakın yayın organında çizim yaptım. Bunlardan 7-8 tanesine günlük çizgi roman sayfaları hazırladım. Yani binlerce çizgi roman sayfası çizmiş ve bu işten geçimini sağlamış Hakan Alpin’in (ben hazırlamamış olsaydım bile) böyle bir ansiklopedide çizgi roman ressamı olarak yer almayı hak ettiğine sonuna kadar inanıyorum. İşte bu nedenledir ki, ansiklopedimde bir Hakan Alpin maddesi var, ve bu madde içeriği internetteki onlarca biyografi sitesini zaten süslüyor.

İkinci alt soruya geçiyorum:

Ben bardağın daima dolu tarafını görmeye öncelik veren bir yapıda olduğumdan olaya önce şu açıdan bakayım: Tarihe gömülüp kalmış birçok çizgi romancıyı adeta arkeolojik kazılar yaparak bu eserle öne çıkarttım. Erdoğan Egeli’den Çetin Karakoç’a, Ragıp Derin’den Orhan Tolon’a dek onlarca çizer ilk kez biyografileri ve eserleriyle bu kitapta çizgi roman severlere sunuldu.
Kitabımın sunuş yazısında da belirttiğim gibi, (bu kitap çıktıktan sonra) bazı çizgi roman severler bu ansiklopedide bulunmayan ama yer alması gerektiğini düşündüğü bir yayın, kahraman veya kişi adı verebilir. Hayatını çizgi romana adamış benim gibi biri ise, bu kişilerin tamamının önereceği adların toplamından daha fazlasını yer almıyor diyerek sayabilirim. Ancak önce bu tartışmalı konunun sağlıklı bir ortamda yapılabilmesi için bazı teknik bilgiler aktarayım. Horn’unki dışında dünyada 800 madde başlığı olan bir çizgi roman ansiklopedisi yok, bu bir. 740 sayfalık böyle bir çalışmayı basmak İnkılap gibi ülkenin beş büyük yayınevinden birinin bile 26 ayını aldı. Kaldı ki, bunu öngörmüştüm. Benim dahil edeceğim madde başlıklarıyla bu kitap iki cilt halinde, 1500-1600 madde ve dünyanın en büyük çizgi roman ansiklopedisi olarak yine tarafımdan hazırlanırdı, ama basılabilir miydi acaba? Bu baskı maliyetini hangi yayınevi riske ederdi? İnkılap ‘Çizgi roman Ansiklopedisi’ni mal ettiği meblağa normal ölçekte 50 kitap basardı. Üstelik satış şansı ve maliyetinin geri dönüşü bu ölçekte riske edilmemiş olurdu. Tamam, bu bir prestij yayınıdır. Ama ülkemizde prestij peşinde koşan kaç kişi veya kuruluş tanıyorsunuz, bir de buradan bakın?
Bir detay da şu: İnkılap Yayınları ile anlaşma imzaladığımızda bir ricam olmuştu kendilerinden. O da kitabın mümkün olan en düşük fiyatla çizgi roman severlere sunulmasıydı. Takdir edersiniz ki, bu ölçekteki kitapların fiyatı ortalama 100 lira civarındadır. Bu açıdan kendi alacağım telifi de düşürdüğümün farkınday(d)ım. Bazılarına enayice gelebilir, ama konu çizgi roman sanatı ve onun sağlıklı kültürel gelişimi olunca benim de bazı fedakarlıklarda bulunmam gerekir diye düşünmüştüm.
Şimdi “atlamış olduğum düşünülen” ustalara geleyim: Bunlar tarafımdan unutulmuş isimler değil asla, unutmam imkansız. Bir ansiklopedi hazırladım ben, anlık birşey değildi bu. Tam bir yıl sürdü. Bir ismi iki ay unutmuş olsam, üçüncü ay hatırlardım. Sorun bu değil. Sadece adını bana aktardığın Fikret Kol gibi birkaç kişinin izini bulamadım. Elimdeki bilgiler de tam olmadığından bu şekilde aktarılmasındansa aktarılmamasının doğru olacağına kanaat getirdim. Daha çok mizah dergilerine çizen (ismi bende gizli) iki çizerse bana biyografilerini açmak istemedi. Bu çalışmada yer almak istemediler.
Çapa Grubundan Yıldıray Çınar veya Mahmud Asrar isimleri ise benim ansiklopediyi nihayetlendirdiğim Eylül 2003′e dek bu ansiklopediye girecek kriterde işlere açıkçası henüz imza atmamışlardı. Aynı durum, Ersin Karabulut ve birkaç mizah dergisi çizgi romancısı için de geçerliydi. Asıl öyle 15-20 sayfa çizgi roman çizdi diye ismine özel madde açsaydım eleştirilmem uygun olurdu. Bana dış kaynaklı seçkin bir çizgi roman ansiklopedisinde sırf fanzin çıkardığı için ismine bahis açılan kimse gösteremezsiniz, çünkü yok. Dünyada kabul görmüş böyle bir kriter yok, benim için de olamaz.

Belki benzeri bir nüans Levent Cantek için de açılabilir. Eski arkadaşım olmasına rağmen, bana yönelik yazılı saldırılarda bulunmuş ve bundan dolayı da dostluk çemberimden uzaklaştırdığım biridir kendisi. Sadece bu ayrılıktan dolayı onu kitabıma ismine açılmış bir madde olarak almadığımı düşünen varsa, hemen söyleyeyim: Kesinlikle böyle kısır hesapların içine girmem, hele de söz konusu olan çizgi roman sanatımız ve kültürümüzse. Herkesin yaptığı katkı ve katılımların hakkını her yerde vermişimdir. Buradaki soru(n) şu: Bu ansiklopedide yayınlar, kahramanlar, senarist yazarlar ve çizerler tanıtılmıştır. Levent Cantek bu gruplardan hiçbirine dahil değildir. Yazdığı kuramsal inceleme kitaplarının adı ansiklopedimin 16.sayfasında, tavsiye edilen kaynaklar listesinde geçirilmiştir. Ortada yok sayılma gibi bir durum yoktur ve asla söz konusu olamaz. Yalnızca bu isim ait olduğu kategoriye yerleştirilmiştir. Yoksa sırf çizgi roman sanatıyla ilgili iki üç kitap yazdığı için dünyadaki herhangi bir çizgi roman ansiklopedisine dahil edilen bir araştırmacı var mı? Elcevap yok! Neden peki? Dedim ya, ulusal ve uluslararası kriterler.
Mesela bu, heykelcilikle, fotoğraf sanatıyla veya sinemayla ilgili bir ansiklopedi olsaydı, burada kim olacaktı? Bu mesleğin icracıları, evet. İcra yerleri, evet. İcracılar veya icra yerleri hakkında yazanlar, hayır. Olay budur. Türk sinemasıyla ilgili bir kitap yazıldığında Agâh Özgüç, Atilla Dorsay ve Giovanni Scognamillo hangi bölümde ismi anılacak kişiler olacaktır, bu bellidir. Ama bu Türk Sineması kitabını mesela Ekrem Bora yazsaydı ne olacaktı, Ekrem Bora maddesi koymayacak mıydı, yanlış anlaşılmasın diye? Çok saçma tartışma konuları bunlar, mesnetsiz. Fazla uzatmaya gerek yok bence.

Serüven Dergisinin durumuna gelince… Ansiklopedi çalışmalarım Eylül 2003′de nihayetlenmişti, ancak bu dergi 2004 sonunda yayınına başladı. Ekim 2006′da yaptığım güncelleme bu dergiyi içeremedi, çünkü kitabın hazırlandığı bilgisayar programının (quark express) tekniği aralara büyük bölüm eklenmesine olanak bırakmıyor. Yayın sürecindeki çeşitli belirsizlikler bu çapta köklü bir “silbaştan” harekatı imkansız kılıyordu.

Gelelim üçüncü alt soruya:

Bilgi yanlışları: Çizgi roman sanatı birbirine kardeş ekollerin bulunduğu bir coğrafyadır. Sadece periyodik çizgi roman dergisi okuyanların tekelinde ve onların sığ bakış açılarıyla şekillenemez bu sanat dalı. Bu açılardan bakıldığında Türk Çizgi romancılığı sonunda ansiklopedisine kavuşmuştur. Bir satırında bir seri 20 sayı yerine 19 sayı yazılmış diye vaveyla kopartılacağına coşkusu duyulması gereken makro gerçek budur (Ayrıca Hulk buz gibi bir mutanttır. Mutasyon kendi içinde ‘öyle doğmuş olmak, veya sonradan olmak şeklinde alt gruplara ayrılabilir. Ama değişime uğramışlığın her türlüsü mutantlıktır ve bunun tartışılacak tarafı yoktur. Bruce Banner bir askeri deneyde Gamma ışınlarına maruz kalmış ve “DÖNÜŞMÜŞTÜR”. Bu bir mutasyon olayıdır (adı üstünde mutasyon=dönüşüme uğramışlık) ve karakterin yaratıcısı Marvel Comics dahil aklı başında tüm çizgi romancılar Hulk’u mutant olarak bilir). Ancak onbinlerce bilgi parçacığı arasından, sehven yaptığım bir iki aktarımla alakalı çıkarmam gereken dersler vardır ve bunları sağduyulu bir şekilde karşılamak isterim.

Ülkemizde bu cüssede yılda yaklaşık sadece 50 civarı kitap çıkar. Bunlardan biri de bu sene çizgi roman sanatı için yayınlandı: Çizgi roman Ansiklopedisi. Bu kitap benim bakış açıma göre, ülkemizde dokuzuncu sanata karşı bazı önyargıların ve küçümsemelerin de önüne geçecektir. Olayın öncelikli özü burada yatar. Sonrasında da ‘Çizgi roman Ansiklopedisi’ sanırım hemen her çizgi roman severin gurur kaynağı olacaktır, önemli bir eksikliği giderecektir. Benim içinse yazdığım ve yazacağımı ümit ettiğim kitaplardan sadece biridir ve bu sanattan aldıklarıma, kazandıklarıma karşılık verdiğimi düşündüğüm bir onurdur.

Bir kaç soru daha:

13. Karşılık beklediniz mi? Alabildiniz mi? Alabiliyor musunuz?, 14. Çizgi romanın yararı üzerine varsa, gerekli buluyorsanız görüş, 15. Çizgi romandan beklenti, 16. Çizgi roman hakkında görüşler, 17. Yayıncılar hakkındaki görüşler, 18. Genel görüşler

(H - Bu son sorulara yanıtımı da birleştirerek vermek istiyorum)
(Ü – Olur, öyle yapın, tamam!)

ALPİN - Çizgi roman sanatının ülkemizde icra ve takip edildiği 6 farklı yer söz konusudur. Belli bir kahramanın maceralarını veya birden fazla karakterin maceralarını içeren periyodik çizgi roman dergileri, gazete bantları, mizah dergileri, çocuk dergileri, albümler ve sanal alem internet. Bunu göz önünde bulundurduğumuzda çizgi roman okur profiline genel anlamıyla belli bir tanımlama getirmememiz lazım. Mesela periyodik çizgi roman dergilerini takip eden, satın alanlar kendilerini yegane çizgi romancılar olarak görmekte ki, bu büyük bir hata. Sadece mizah dergisi okuru olan, veya her gün aldığı gazetesindeki bir bantı okuyan insanlar da var. Çocuk dergisi abonesi çocuklar ise hakeza.
Hâl böyle olunca belli bir okur profilinden fazlası karşımıza çıkıyor. Bu ayrımlaşma kendini öz çizgi romancı veya hakiki çizgi romancı görenleri rahatsız etse de gerçek bu. Kaldı ki, onlar da kendi aralarında bilhassa internet sitelerinin forum alanlarında çizgi romanı İtalyancı, Amerikancı, Mangacı, Fransız/Belçikacı diye ekollere ayırıyor. Bonelli’nin Zagor’unu, Tex’ini takip edenlere göre asıl çizgi romanlar bunlar. Diğerleri, hele de Japon mangaları tamamen çocuklara göre kalıyor. Amerikan ‘comics’çileri ise beğendikleri ürünlerin, sadece İtalya çevresindeki bazı Avrupa ülkelerinde değil, tüm dünyada tanındığından dem vurarak Superman, X-Men, Spider-Man’in üstün özelliklerinden örnekleme yapıyor.
Frankafon diye nitelendirilen Tenten, Asteriks, Valerian ve Blueberry gibi Fransız ve Belçika çizgi romanlarının tutkunları ise başka bir alem. Şimdilik bu kaotik çatışmaya girmemiş çizgi roman sever grupları da var. Mesela Lombak, L-Manyak veya O-Haa okurları. Onlar her ay sadece takip ediyor ve okuyorlar dergilerde kendilerine sunulan kısa öyküleri. Gazetelerdekileri bir yana bırakırsak, yerli üretimlerin en popülerleri ise gerçekten bu dergilerde ortaya çıkmış durumda. Kötü Kedi Şerafettin, Robinson ve Cuma gibi. Sonradan albümleşen seçili maceraları bile 10.000 adetin üzerinde satıyor. Bir de malum yabancı hayranlığı deşilecek bir detay olarak çizgi roman severlerin önündeki konulardan biri halinde bizi bekliyor. Türk çizerin elinden çıkmış hemen her başlık, önce bir yabancı benzeri bulunup kıyaslanıyor. O yabancı örneğin çıkışının ardında yatan kültürel etkileşimler ve yığınlar göz ardı edilebiliyor çoğunlukla.
1980’lerin başından beri çizgi roman toplayan ve koleksiyonunda Türkiye’de yayınlanmış ne varsa hepsinden en az bir örnek bulunduran biri olarak, ülkemizde çizgi roman koleksiyonculuğunu başlattığımı, en azından ivmelendirdiğimi ileri sürebilirim. Mutlaka ki benden önceki kuşaklardan da okuduğu çizgi romanları biriktiren kişiler çıkmıştır. Ama olaya koleksiyonerlik boyutunu kazandıran ve sahafların en dip köşelere attığı ve en ucuza sattığı, satınca kendini mutlu hissettiği yayınlardan olan çizgi romanların vitrinlere taşınmasında benim ‘satın alıcı’ yönüm çok etkili olmuştur. Bu alımlar yaparken ortaya çıkan sohbetlerin bir kısmından da bugünkü çizgi roman severler arasında dönen ‘enformatik’ bilgilendirmeler doğmuştur.Bilhassa 1990’ların sonundan itibaren koleksiyoncuların sayısının artmasıyla eski çizgi romanlara rağbet de arttı. Akla hayale gelmedik kişiler çizgi romanların koleksiyonunu yapmaya başladı. Zaman içinde ve İstanbul’da yaşarken bunların tamamıyla bir şekilde karşılaştım veya tanıştım. Hoş, burada, Didim’de karşıma çıkanlar da olmuyor değil.
İlk başlarda seçici davranan çok kişi yoktu. Şimdi dergilerin kapağındaki en ufak bir zedelenme bile mevzubahis yapılıyor ve ederinden düşülüyor. Ve evet, eski dergilerin çoğu da inanılmaz fiyatlara satılıyor. ‘Çocukken okuduklarımı saklasaydım, şimdi onları satıp dilediğim yerden ev alabilirdim’ciler hiç de az değil.
Tüm bu gelişmeler çizgi romanlara verilen değerin oldukça arttığının kanıtı. Olayın bir de kütüphane boyutu var. Zira her çizgi roman araştırmacısı koleksiyoner değil, en azından benim gibi her önüne geleni toplamıyor. Sadece Zagor, Ken Parker, X-Men veya manga koleksiyonu yapanlar var mesela. Ama başka bir içerikte yazı yazacağı zaman başvuracağı kaynaklar belli. Ya onun koleksiyonunu yapan birinden ödünç alıyor, ya kütüphaneye giriyor ya da bahis yapacağı detay yabancı kaynaklıysa internete müracaat ediyor. Türkçe kaynaklı çizgi romanlar için internet şu anda yeterli düzeyde değil zira.
Kütüphanelere girenler, daha en baştan hoş karşılanmıyor. Çünkü çizgi roman kütüphaneci memurlara göre çocuk yayınıdır. Karşısındakinin 30-40 yaşında bir çocuk olduğuna inanmıyorlar haliyle. Büyük uğraşlar vererek o direnci kırmak söz konusu olabiliyor ancak.
Bir diğer hassas konu da Türk kimliği:
Ülkemizde üretilen çizgi karakterlerimizde belirgin bir Türk kimliğinden söz etmek doğru olmaz. Bunu ansiklopedimi inceleyen herkes görecek ve öğrenecektir. Sorduğunuzda çok kişi ‘Tarkan’, ‘Kara Murat’, ‘Malkoçoğlu’, ‘Karaoğlan’ veya ‘Tolga’ gibi kılıçlı kahramanları öncelikli olarak sayıp döker. Ama Türk çizgi romancılığı sadece bunlardan veya benzeri milliyetçi akıma kapılmış örneklerden oluşmamıştır. Piyale Madra’nın ‘Küçümen’i, İsmail Gülgeç’in çizdiği Yaşar Kemal uyarlaması ‘İnce Mehmed’i, eskilerden Orhan Tolon’un ‘Eciş’le Bücüş’ü, Behiç Pek’in, ‘Muhlis Bey’i, Tayyar Özkan’ın ‘Mağara Adamı’ ya da ‘Nasreddin Hoca’lar, Şahap Ayhan’ın ‘Tengiz’i gibi çok değişik kulvarlarda çizgi roman karakterleri mevcuttur. ‘Cave Man’in neresini Türk kimliğiyle betimleyebiliriz. Çoğu macerası Amerikalı yayıncılar için evrensel normlarda çizilmiştir. Ancak tüm bunları mizahi, polisiye, bilimkurgu, aşk öyküleri olarak klasörlemek lazım. Veya karikatürize, reel çizgi, bant, albüm gibi teknik terimlerle betimlemek daha doğru olacaktır.
Hemen her kahramanın yaşadığı ve ortaya çıktığı dönemlerden izler taşıması normaldir. Ama bunun tamamen dışında örnekler de sayıca fazladır. Mesela demin saydıklarımdan ‘Tengiz’ dönemin sosyo-ekonomik veya politik açılımlarına hiç bel bağlamamıştır. Kendi macera olgusu içinde dönenmiştir.
İçerikleri ve kurgularıyla sadece Türkiye’de yayın şansı bulmaktan öteye gidemeyecek sayısız çizgi romanımız vardır. Ama örneğin Piyale Madra’nın ‘Ademler ve Havvalar’ı ve Sinan Gürdağcık’ın ‘Mırnav’ı dünyanın çizgi roman kültürüne sahip çok ülkesinde yayınlanabilir donelere sahiptir. Yöresel motifleri çok olsa da Turhan Selçuk’un ‘Abdülcanbaz’ı ise benim için Türk çizgi romanının zirvesidir ve hangi ülkede yayınlanırsa yayınlansın ses getirebilir.
Hep dile getiriyorum. Bence Türkiye’de çizgi romancılığımızın gelişmesine yararlı olacak iki önemli unsur var: İlki çizer sayısının artması. Şu anda değişik kulvarlarda hiç olmadığı kadar fazla sayıda çizgi roman yapan insan var. Yani olumlu ilk adım atılmış durumda. İkinci önemli unsur ise, çizgi roman satan yerlerin sayısının artması. Üç büyük ilde bu olay önemli bir aşama kaydetmiş durumda. Çoğu sahaf olan bazı kişiler dükkanlar açıp, eski-yeni çizgi romanlar satmaya başladı. Bunların sayısı ikiye katlandığında ve en az 40 ilde bu iş yapılmaya başladığında, ülkemizde de artık bir çizgi roman kültürü ortamı var demektir.
İşte o zaman üniversitelerde, çizgi roman enstitüleri ve bölümleri açılacaktır birbiri ardına. Sinemacılığımızı geçirdiği süreçleri analiz ediyorum ben bu bağlamda. Ne zaman ki, akademik eğitim almış sinemacılar Türk sinemasında etkin roller almaya ve işler ortaya koymaya başlamış, o zaman Türk sineması yeni bir diriliş dönemine geçmiştir. Sayı ve nitelik olarak pek çok Türk filmi uluslararası düzeyde ilgi göreceği mertebelere ulaşmıştır. Gişe olarak da eskiye oranla daha doyurucu bir miktar ve düzenek mevcuttur. Çizgi romancılığımızın üretim boyutunun bir şekilde örgütlenmesi, kurumsallaşması ve eksikliğini hissettiği, gücünü aşan şeyleri daha rahat ve inanarak söylemeye başlaması gerekir. İşte o zaman diğer önemli aşamalar birbiri peşi sıra gelecektir.
Çizerlere ve çizgi karakter yaratıcılarına düşen bazı vazifeler de var aslında. Mesela bizde kahramanın ömrü çizerinin ömrü veya çizme süresiyle sınırlıdır her daim. Suat Yalaz, Karaoğlan çizmeyi bırakınca Karaoğlan ölür bir anlamda. Ya da Sezgin Burak vefat ettiğinde Tarkan da okurundan kopartılmıştır. Yapılan bazı maceralar da Burak’ın ailesi tarafından benimsenmez. Halbuki 1938’de ortaya çıkan Superman’in maceralarını şimdiye değin belki 100’den fazla kişi çizmiştir. Ama çizer ve yazarı olan yaratıcıları ilk ortaya çıkıştan birkaç sene sonra haklarını devredip bir daha o başlığa el sürmemişlerdir. Buna rağmen Superman başlığı yayın ömrünü dergilerde sürdürür, hatta sinema gibi başka sanat dallarıyla da etkileşime girmeye devam eder başarıyla.
Çizgi roman dünyamızdaki tüm bu handikapları, savsaklamaları ve düzensizlikleri bir kişinin veya bir grubun düzeltmesini beklemek yanlışlık ve haksızlık olur. Ama bazı ortak paydalarda buluşma sağlanırsa en azından bir yerlerden başlanır diye düşünüyorum. ‘Çizgi roman Ansiklopedisi’ni hazırlarken bu nedenle, Çocuk Dergileri, Mizah Dergileri diye ayrı maddeler açtım. Yahut gazete bantlarında kalmış ‘Küçük Vali’ gibi tiplemeleri kendi başlıklarıyla maddeler haline getirdim. Yoksa sadece ‘Teksas’, ‘Tommiks’, ‘Daredevil’, ‘Judge Dredd’ maddeleri yazarak da geçebilirdim. Olaya Türkiye’den bakış açısı getirmeyi ilke edindim. Türkiye’de çizgi romanın sadece periyodik dergilerde ya da mizah dergilerindekilerden ibaret olmadığını hatırlatmak istedim.
Yayınlanan çizgi romanlar artık eskisi gibi en ucuz kağıda basılmıyor. Bu bile çizgi romanların hak ettiği sanatsal seviyeye tırmanmaya başladığının kanıtı. Biz 1994’de ‘Darkwood Sakinleri’ olarak, “Türkiye’de çizgi roman ölemez,” diyerek yola koyulduğumuzdan beri, o tarihlerde “Çizgi roman artık bitti,” diyenler dahi artık ondan medet umar hale geldiler. Bu ülke çizgi romanının geçirdiği ve geçireği değişim ve gelişmeler, başta sinema olmak üzere diğer sanat dallarını da etkileyecektir. Bundan da şu an farkında olmasalar da pek çok kişi yarar sağlayacaktır.


Ümit Kireççi

23 Kasım 2008 Pazar

Karikatürist Galip Tekin, KİRALIK KATİL KİRALAMAKTAN gözaltına alındı

Şişli’de eski ortağını öldürtmek istediği iddia edilen karikatürist Galip Tekin ile tetikçi olduğu öne sürülen Maksut Adıyaman gözaltına alındı.

Sorgusu tamamlandıktan sonra adliyeye sevk edilen şüphelilerden Tekin serbest kalırken, Adıyaman tutuklandı.

Şişli İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Halaskargazi Caddesi’nde iki gün önce, Murat Başkan’ı tabancayla ateş açarak öldürmeye çalıştığı ancak birçok kez tetiğe basmasına rağmen, silahın ateş almaması nedeniyle başarılı olamadığı belirtilen Maksut Adıyaman’ı gözaltına aldı.

Olayda kullanıldığı ileri sürülen ruhsatsız tabanca da üzerinde bulunan Adıyaman polise verdiği ifadede, Başkan’ı vurması için, bu kişinin eski ortağı olan karikatürist Galip Tekin’in azmettirdiğini söyledi. Polis, bunun üzerine Tekin’i de gözaltına aldı. Tekin’in, bir süre önce ortak iş yaparken başkasına ait 750 bin YTL değerindeki hisse devrinden dolayı aralarında yaşadıkları anlaşmazlık yüzünden Başkan’ı vurması için Adıyaman’ı azmettirdiği ileri sürüldü.

Şişli Adliyesi’nde Cumhuriyet savcısına ifade veren Tekin ile Adıyaman, tutuklanmaları istemiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Nöbetçi mahkeme Adıyaman’ı tutuklarken, Tekin’i serbest bıraktı.

Kaynak - Nethaber.com

22 Kasım 2008 Cumartesi

BOO! dergi 35 Sayı Paylaşımda

Boo!'nun 35 numaralı sayısı yayına girdi, 3. yıldönümüne biraz daha yaklaşıldı. Girin bakın okuyun, okutun, okutturun hatta!

21 Kasım 2008 Cuma

Tenten'in babasından sürpriz miras


Çizgi roman Tenten'in yaratıcısı Herge'in yeğeni, amcasına ait bazı karalamaları, fotoğrafları ve mektupları Paris'te açık arttırmayla satışa sunuyor. Satışa sunulanlar arasında Herge'in Tenten dergisinin diğer iki ortağı olan Edgar P. Jacobs ve Edouard Van Nijverseel'e ve başkalarına yazdığı 300 kadar mektup bulunuyor. Herge'in biyografisini yazan Phillipie Goddin, Herge'in mektuplarında kafa karışıklıklarından, evliliği ve yaratıcılığıyla ilgili yaşadığı krizlere kadar hayatıyla ilgili birçok konuda ne olup bittiğini bütün içtenliğiyle anlattığına dikkat çekiyor. Geçtiğimiz mart ayında yapılan bir başka müzayede de Tenten'e ait oriijinal bir çizim, 762 bin Euro gibi rekor fiyatla satılmıştı. Tenten'in yaratıcısı Herge 1983'te kan kanseri nedeniyle hayatını kaybetmişti.

230 MİLYON HAYRAN

2009'da 80. doğum gününü kutlayacak olan Tenten, Herge adıyla tanınan Belçikalı çizer George Remi tarafından hayata geçirildi. İlk macerası için Sovyet Rusya'yı seçen Tenten, 1946'da Tenten adıyla haftalık olarak okurlara ulaşmaya başladı. Herge, 1950'de Herge stüdyolarını kurdu. Tenten'in son macerası ise Tenten ve Pikarolar oldu. Yaratıcısı Herge, 3 Mayıs 1983'e hayata veda etti. Tenten, yayınlandığı 1929 yılından bu yana 230 milyon okura ulaştı. 80'in üzerinde dile çevrilen çizgi roman, 1954 yılında, ABD'den 15 yıl önce Ay'a Seyahat macerasıyla bir ilke imza attı. Çizgi romanın dokuzuncu macerasında ilk kez okurla buluşan en popüler Tenten kahramanlarından bir tanesi ise, Kaptan Hadok oldu. Ama çoğu macerasında köpeği Fındık da onunla birlikteydi.

Kaynak - Sabah

20 Kasım 2008 Perşembe

Bilim kurgudan Ar-Ge'ye


Edip ÖYMEN

JAPON çizgi roman (Manga, Anime) sanayi büyük bir “olay”: Bizim, haftalık çizgi öykü/karikatür dergilerinden çok çok farklı, katalog kalınlığında yayınlanan ciltler halinde... Yabancı ülkelerde kitapçılarda sadece Japon çizgi romanları için ayrı bölümler var.

Bu romanlar arasında 1979’dan beri istikrarlı bir şekilde yayınlanan “Gundam” serisi, bilimsel araştırma ve geliştirme konusu olacak.

Japonya’da aynı adla bir akademi kurulacak. Çeşitli üniversitelerden mühendis, astrofizikçi, doktor, antropolog, şehir planlamacısı, dilbilimci akademisyenler katılacak. Amaç? “Gundam”a konu olan olay ve olguları gerçek yaşama aktarma olanaklarını araştırmak. Efendim? Bir çizgi roman kurgusundan söz ediyoruz değil mi? Bir kurgunun neresi gerçek yaşama nasıl aktarılabilir acaba? İşte tam da bunu araştıracak akademi. “Gundam”ın yazarı 66 yaşındaki Yoshiyuki Tomino’nun uçucu yaratıcılığı, bilim dünyasına ilham verecek.
l Acaba gerçekten meteorlarda maden aranabilir mi?
l Acaba uzay kolonilerinde iktidar çekişmesi nasıl oluşur? Buna karşı ne yapılabilir?
l Acaba düşük yer çekimli sistemlerde güvenli giysi özellikleri nasıl iyileştirilir?
l Acaba yaşam destek sistemleri için de farklı çözümler bulabilir miyiz?
l Acaba nükleer güçle çalışan termal roketleri nasıl yapacağız?
Evet, Japon bilim adamları, bu dünyadan başka dünyalara gitmek zorunda kalacağımıza iyice inanmış olmalı ki “Gundam” türü fantastik bir uzay bilimkurgu romanından Ar-Ge eşelenmeye karar verdiler. Osaka Üniversitesi’nden Prof. Shinya Hashizume şöyle diyor: “Gundam’da konu edilen sorunlarla bir gün karşılaşacağız. Bunlar hakkında şimdiden araştırma yapmamızı yaşamsal önemde görüyorum. Japonya’da bilimsel araştırmanın acilen taze fikirlere ihtiyacı var.Tokyo Üniversitesi’nden Prof. Shinichi Nakasuka: “Roman türü bir kurguyu incelemek, gelecek hakkında fikir geliştirmek için mükemmel bir yöntem. Bilim adamları kendilerini genellikle, sadece somut bilgiyle sınırlar. Çizgi romanlar ise, bilimle ilgisi olmayan insanların, ne kadar iyi fikirler üretebileceğini gösterir.” Kurgudan gerçeğe varılabilir mi? Gundam Akademisi tarafından düzenlenen ilk sempozyumda tartışılan konulardan biri bu soruya yanıt arıyor gibi: Nasıl bir uzay giysisi üretsek ki, bu giysi, atmosfere girince dahi yanmasa? Uzay gemisi pilotlarına (Kaptan Kirk?) nasıl bir kabin düzeni sağlasak ki, çarpışma anında hava yastığımsı bir düzenek devreye girse ve pilotları korusa? Epey uçuk görünen bu ham fikirlerle aslında şunu demek istiyorlar: Bilimsel araştırmaya da inovasyon şart. Sadece “bildiklerimiz”den hareketle yenilikçilik yaratamayız. Bilmediklerimizle Ar-Ge yapmamız lazım.

eoymen@bilgi.edu.tr


Kaynak - BT Haber

19 Kasım 2008 Çarşamba

Marmara Çizgi Bombaları Yolda

Marmara Çizgi uzun aradan sonra yeni yayınlarını basıma hazırlıyor. Sitesini yenileyen yayınevi www.marmaracizgi.com adresiyle de okuyucularını ağırlamayı bekliyor.

XIII - Kızılderilinin gittiği yer

Kafaya isabet eden bir kurşun... Kaybolan bir hayat... Hayır, ölmemiştir ama geçmişiyle ilgili hiçbir şey hatırlamamaktadır... Kimdir? Nereden gelmiştir? Bir plajda, bir çift tarafından yarı ölü vaziyette bulunmuştur. Karanlık geçmişiyle ilgili bulduğu ilk cevap, hafızasını kaybetmeden önce sıradan bir adam olmadığıdır. Güçlü düşmanları vardır...
Sol köprücük kemiğinin üzerine Roma rakamıyla yapılmış dövmeye dayanarak "XIII" adını alır.
Sıra dışı maceralara sürüklenerek, geçmişinin peşine düşer.
Robert Ludlum'un Türkiye'de "Geçmişi Olmayan Adam" adıyla yayınlanan kitabından uyarlayan J. Van Hamme, çizen üstad W. Vance.

BORGIA'nın yeni albümü, orijinal adıyla: Les Flammes du Bûcher, tüm dünyayla eş zamanlı olarak ülkemizde de tarafımızdan beğeninize sunulacaktır.

ENKI BILAL - Dört?
Canavar Dörtlemesinin son kitabı pek yakında beğeninize sunulacaktır.

ENKI BILAL - Yokedici 17
Kitap Özeti hazırlanıyor...

Mickey Mouse 80 yaşında!

Walt Disney'in en ünlü çizgi karakterlerinden 'Miki Fare-Mickey Mouse', 18 Kasım'da 80 yaşına girdi.

İnsan özellikleri taşıyan ve 1928 yılında, ilk sesli çizgi film ''İstimbot Willie'' ile (Steamboat Willie) ünlü olan Miki Fare karakteri, sonraları kısa metraj çizgi filmin yıldızı haline dönüştü.

Walt Disney'in kendisi tarafından tasarlanan ve seslendirilen Miki Fare karakteri, Disney'in, küçük bir otel odasında gördüğü, yuvasından çıkan sevimli fındık faresinden aldığı ilhamla ortaya çıktı. Karakter, şirketin resmi tarih kayıtlarına göre, 1928 yılında yapılan tren seyahatleri sırasında geliştirildi.

Üne kavuşmadan önceki ismi ''Mortimer'' olan karakterin adı, Walt Disney'in eşi Lillian'ın isteğiyle ''Mickey'' olarak değiştirildi. Karakter, ilk olarak, Disney'in şef animatörü Ub Iwerks tarafından çizildi.

Walt Disney ve Iwerks, Miki Fare için ''Zırdeli'' ve ''Dörtnala Gauço'' adında iki sessiz çizgi film yarattı. Disney, daha sonra, Al Jolson'un 1927'de yarattığı caz şarkıcısının büyük bir başarı kazanması üzerine, karakterin yer aldığı filmleri şarkı, müzik ve ses efektleriyle süslemeye karar verdi.

''İstimbot Willie''nin çok kısa süre içinde büyük bir sükse kazanmasının ardından Miki Fare, 1930'ların sonlarına kadar 100'den fazla çizgi filmde yıldızlaştı. Popülaritesi 1940'larda azalan Miki Fare, 1950'lerde yeni bir hayata başladı ve ''Miki Fare Kulübü''nün televizyonda yayımlanması ve eğlence merkezi Disneyland'ın açılmasıyla tekrar herkesin sevgilisi oldu.

MİKİ FARE VE AİLESİ

İlk 5 yıl yaratılan çeşitli çizgi karakterlerle pek bir yere varılamadıysa da 1928'de Walt Disney'in ürettiği Miki Fare büyük yankı uyandırdı.

Walt Disney Company'nin şöhretini de artıran Miki Fare'yi, kız arkadaşı ''Mini Fare'' izledi. Ardından köpek Pluto, Goofy ve Donald Duck geldi. Yaratılan her karakter beğeni toplarken, şirket milyonlarca dolarlık dev yatırım projeleriyle masal kahramanlarını da animasyon haline getirmeye başladı. Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler, Pinokyo, Define Adası ve Davy Crockett ile devam eden seriler, Walt Disney Company'yi giderek büyüyen dev bir endüstri haline getirdi.

Walt Disney, 1955'de California'da, Los Angeles'ın güneyindeki Anaheim'da ilk Disneyland eğlence parkını açtı. Ardından Florida eyaletinin Orlando kentinde ikinci eğlence parkının açılışını yaptı. Paris ve Tokyo'da da parklar açtı.

Sayısı 6'ya ulaşan bu eğlence parkları dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçiler tarafından ilgi gördü. Walt Disney 1966 yılında akciğer kanseri nedeniyle yaşamını yitirdikten sonra da Disney şirketi büyümeye devam etti.

Walt Disney şirketinin yıllık geliri 25 milyar dolara çıktı. 1995 yılında Disney ABC televizyon şirketini satın aldı ardından Fox Televizyonunu bünyesine kattı.





KAYNAK: Güncel.Net

Das Manga

Küresel ekonomik kriz, Marx’ın eseri Kapital’i kapitalistlerin para kaynağı yaptı. Kitap, Japon çizgi-romanı manga formatında yayınlanacakTüm dünyayı etkisi altına alan ekonomik kriz, komünist öğretinin kurucusu Karl Marx’ı (1818-1883) gündeme taşıdı. Kitapları en çok satanlar listesine giren Marx, kapitalistlerin yeni para kaynağı oldu. Bu şirketlerden biri de dünyanın 2’nci en büyük ekonomisi Japonya’nın önde gelen yayınevlerinden East Press... Marx’ın eseri Kapital’i yeniden basacak olan yayınevi, kitabı Japon çizgi-romanı manga formatında yayınlamaya hazırlanıyor. Sol edebiyat akımından yararlanmak isteyen şirket yöneticileri, “Manga, Japonya’da çok tutulan ve saygı duyulan bir sanat dalı. Kapital’ı manga formatında yayınlayarak daha anlaşılır hale getireceğiz” dedi. 1929 tarihli ve bir grup işçinin kaptalist patronlarına karşı mücadelelerini anlatan Kanikosen adlı kitap, geçen ay 507 bin adet satmıştı.
Kaynak - Akşam Gazetesi

5. İstanbul Animasyon Festivali 21-30 Kasım'da Pera Müzesi'nde

Bildiğiniz filmlerin bir adım ötesi...

Bu sene 21-30 Kasım tarihleri arasında Pera Müzesi'nde beşinci kez düzenlenecek olan İstanbul Animasony Festivali içeriği ile göz dolduruyor. Dünyanın en büyük animasyon festivalleri olan Annecy, Hollanda, Ottawa, Melburne ve Siggraph gibi festivallerinin gözde filmleri yarışma bölümünde izleyiciler ile buluşuyor.

42 ülkeden toplam 220 filmin gösterileceği yarışma bölümünde öne çıkan filmler arasında Amerikalı bağımsız yönetmen Bill Plympton'ın Oscar adayı olan Guide Dog filminin 3. bölümü olan Hot Dog ve son filmi Mexican Standoff bulunmakta. Fransız yönetmen Yann J. 'nin bir işçinin yalnızlığına çözüm olarak gelişen ülkelerden satın aldığı kadın parçaları üzerine filmi Berni's Doll, Avustralyalı yönetmen Dennis Tupicoff'un filmi Chainsaw, Polonyalı Mariusz Wilczynski'nin ödüllü filmi Kizi Mizi, Vân Ta-Minh'in Suddenly filmi, İngiliz Elizabeth Hobbs'un The Old, Old, Very Old Man filmi, Slovakyalı yönetmen Ivana Sebestova'nın dört kanının gözünden aşk, ölüm ve kader üzerine bol ödüllü filmi Four yarışma bölümünde öne çıkan filmler arasında. Ayrıca 60'a yakın Türk kısa metraj animasyon filmi yarışma bölümünde gösterilecek.
Festivalin bir başka önemli bölümü Galalar. Dünyadaki büyük festivallerde gösterilmiş ve ödül almış uzun metraj filmlerin gösterileceği bu bölümdeki en öne çıkan film 2008'in en önemli animasyon filmi Sita Blues Söyler. Amerikalı ünlü yönetmen Nina Paley'in filmi Sita Blues Söyler 2008 senesindeki hemen tüm ödülleri toplayarak tüm festivallerin göz bebeği oldu. Berlinale, Annecy, Avignon gibi festivallerden ödülle döndü. Festivalin bir diğer önemli filmi yine bu senenin önemli animasyon filmlerinden Ahmaklar ve Melekler. Oscar ve Annie adayı olmuş, Cannes gibi festivarllerden ödül ile dönmüş hatta Cannes Film Festivali'nde jüri üyeliği yapmış Amerikalı ünlü yönetmen Bill Plympton'un uzun metraj filmi Ahmaklar ve Melekler de bir çok festivalde en önemli filmler arasında gösterildi. Ayrıca Brezilyalı yönetmen Otto Guerra'nın filmi Wood & Stock:Seks, Kekik ve Rock'n Roll, ünlü stencil sanatçısı Blu ile beraber Lorenzo Fonda'nın Meksika, Nikaragua, Guatemala, Kosta Rika ve Arjantin'de yaptıkları yolculuk üzerine belgesel Megunica, Kore yapımı olan 7 yönetmenin ortaklaşa yaptığı Benim Yerimde Olsaydın festivalde gösterilecek diğer uzun metraj filmler.
İstanbul Animasyon Festivali'nde gerçekleştirilecek bir başka önemli etkinlik ise Atina'daki Animart Festivali ile ortak olarak Yunan ve Türk öğrencilerin bir arada yapacakları ekoloji temalı film. Farklı disiplinlerdeki öğrenciler, 10 gün boyunca yapacakları çalışmalar sonucunda bir film üretecekler ve üretim sürecindeki deneyimlerini ve yaptıkları çalışmayı festival sırasında katılımcılar ile paylaşacaklar.


Festival programı için http://www.iafistanbul.com/ adresini ziyaret edebilirsiniz.

Efe Efeoğlu

17 Kasım 2008 Pazartesi

ÇROP Zonguldak'ta

TBMM Meclis Başkanımız sayın Köksal Toptan'ın açılışını yaptığı Zonguldak 1. Kitap Şenliği'ndeydik. Belediye Başkanı sayın Secaattin Gonca'nın bizzat katıldığı atölyelerimize ilgi çok fazla oldu. Belediye görevlilerinin ve belediye konservatuarında hoca olarak görev yapan Tiyatrocu dostların yoğun ilgi ve desteği sayesinde atölyemiz oldukça başarılı geçti. Tüm destek veren dostlara ÇROP olarak sonsuz teşekkürler ediyoruz.

İşte kısa bir haber:

"Toptan edebiyat şenliğine katıldı
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Köksal Toptan, Zonguldak Belediyesi tarafından düzenlenen '1. Edebiyat Şenliği'ne katıldı.
16 Kasım 2008 / 10:04
Şenlik açılışında konuşan Toptan, son yıllarda edebiyat alanında güzel gelişmeler olduğunu vurgulayarak, "Orhan Pamuk'un Nobel ödülünü alması bunun en yakın ve çok güzel bir örneğidir. Millet olarak bu başarılarla gurur duyuyoruz; ancak bu başarıları yeterli görmüyoruz" dedi. Meclis Başkanı Toptan, eşi Saime Toptan ile beraber geldiği Zonguldak Atatürk Kültür Merkezi'nde, bu yıl birincisi düzenlenen Edebiyat Şenliği'ne katıldı. Filiz Tosyalı, Handan Derya, Ümit Kireççi ve Nebahat Ercan gibi yazarlar ile şair Kahraman Tazeoğlu ve Barış Erdoğan'ın konuşmacı olarak katıldığı etkinlik saygı duruşu ve İstiklâl Marşı'nın okunmasıyla başladı....
"

Haber Alıntı - Muhabir Türk

Ve bazı 1. gün fotoğrafları:

Necmi Yalçın Çizerkennnn

Tiyatro Hocamız Teftişte

Necmi Yalçın ve Ümit Kireççi Çizgi Roman Dostlarıyla

Ve başka fotoğraflar:
ÇROPArşiv 'de....!
NOt: 2. gün fotoğrafları ve atölyede yaratılan eserler yakında burada olacak, duyurulur.

14 Kasım 2008 Cuma

Zonguldak'ta ÇROP Çizgi Roman Atölyesi

Zonguldak Belediyesi tarafından Edebiyat Şenliği düzenlenecek.
15-17 Kasım tarihleri arasında Zonguldak'ta ÇROP çizgi roman atölyesinde olacak.

Bu atölyede Ümit Kireççi ile Necmi Yalçın görev alacaklar. O gün sevgili Ozan Sarı ve Emel Alp Sarı maalesef İzmir'e taşınıyor olacaklar. Onlara mutuluklar diliyoruz.

Ey İzmir titre ve kendine gel. Sana "çizgi roman atölyesi" yapabilecek iki yiğit ÇROP'çu dönüyor.

Edebiyat Şenliği haber ve programı:

"Zonguldak Belediyesi tarafından bu yıl ilk olarak Edebiyat Şenliği düzenlenecek. 15-17 Kasım 2008 tarihleri arasında düzenlenecek olan şenlik önemli isimleri ağırlayacak.
Şenliğin açılışı Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) gerçekleştirilecek. Açılışa Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Köksal Toptan ve eşi Saime Toptan katılacak. Açılışla birlikte çeşitli etkinlikler gerçekleştirilecek. Etkinliklerde yazarlar halkla bir araya gelecek ve kitaplarını imzalayacak. Şenlik 17 Kasım 2008 tarihinde yine AKM'de “Yazma Sanatı ve Kitap Hazırlama” konulu söyleşi düzenlenecek. Söyleşiye Filiz Tosyalı, Handan Derya ve Nebahat Ercan konuşmacı olarak katılacak."


13 Kasım 2008 Perşembe

Başkan Obama Savage Dragon'la Tanıştı

Savage Dragon Başkan Obama'yı desteklemişti 137.sayısında. Şimdi de tanışıyor. Eric Larsen yıllar sonra kahramanı Savage Dragon'u polisliğe döndürüyor ve ona üniformasını giydiriyor 145. sayıda. Ardından da Chicago'nun ve amerikanın emin ellerde olduğunu göstermek için Obama ve Dragon'u karşılaştırarak tanıştırıyor. Okuyucuyla ilk kez tanıştığı yıldan sonra bir amerikan başkanıyla, Kennedy'yle ancak yıllar sonra tanışabilen Superman 'le kıyaslandığında bir başkanla bir süper heronun hemen tanışması oldukça eğlenceli. Artık hızlı bir dünyadayız.


Kısa sohbette Başkan Obama üniformaya dönen Dragon'u kutluyor ve gizli servisle Dragon'un onu koruyacak olmasından dolayı mutlu olduğunu dile getiriyor. Dragon "Elimden gelenin en iyisini yapacağım." Obama "Sen her zaman yaparsın, buna inanıyorum." Dragon "Seni hayalkırıklığına uğratmayacağım"...

Kaynak - Newsrama



12 Kasım 2008 Çarşamba

ÇROP, TÜYAP Çizgi Roman Atölyesi

ÇROP, 27. TÜYAP Kitap Fuarındaydı. Ümit Kireççi, Aşkın Güngör editörlüğünde, CREA yayıncılıkça basılan "Çizgi Roman Senaryosu" kitabının imza günlerine katıldı.

Perşembe günü Çizgi Roman Okurları Platformu (ÇROP) ekibi "Çizgi Roman Atölyesi"nde çocuklarla buluştu.

İlüstratör S. Ozan Sarı, çizer Emel Alp Sarı, oyuncu Arzu Suriçi Kireççi ve oyuncu-yazar Ümit Kireççi bir aradaydı.
Atölyeye katılan ve kendi çizgi romanlarını çizen 40 kadar çizgi roman sever ilkokullu arkadaşımızın yanı sıra atölyemize sayın Lion Özden Bayrak ile çizgi roman ve roman çevirmeni Egemen Görçek de katıldı.

Atölye Fotoğraflarımızı görmek isteyenlere: TüyapÇizgiRomanAtölyesiÇROP

11 Kasım 2008 Salı

İlk Siyahi Wonder Woman Olacak

Ünlü şarkıcı Beyonce, ilk siyahi "Wonder Woman" rolü için el sıkıştığını, yapımcı "Warner Brothers" ve "DC Comics" şirketleri yetkilileriyle büyük ölçüde anlaştığını öne sürdü.Beyonce, "Wonder Woman" dizisinin geçmişte fanatiği olduğunu ve rolü üstlenen Lynda Carter’in dizide giydiği kostümleri müzede gördükten sonra "Ben de onun gibi süper bir kahraman olmak istiyorum" diye içinden geçirdiğini itiraf etti.
Kaynak - Hürriyet / Dünya

10 TÜRK KARİKATÜRİST VE 2 GAZETECİNİN ADI HARİTALARA GİRDİ, BAKIN NASIL!

11.11.2008 14:31:00
MEDYATAVA - İşte bu 10 Türk karikatürist ile iki gazetecinin isimleri ve yer aldıkları proje!


ABD'de Batman'in yayıncısı DC Comics'le anlaşma imzalayan ve çizdiği Cairo adlı çizgi roman ile en çok satan Avrupalı çizerler listesinde üçüncülüğe kadar yükselen M. K. Perker, şimdi yeni çizgi roman dizisiyle gündemde. Bir hostesin gökyüzündeki maceralarının konu alındığı "Air" adlı serinin üçüncü sayısının kapağında ise bir sürpriz var: Türkiye'den bir çok çizerin ve iki gazetecinin ismi şehirlere verilmiş.
Kapakta karikatüristler Galip Tekin, Bahadır Boysal, Doğan Pehlevan, Can Baytak, Kemal Aratan, Behiç Pek, Aslan Özdemir, Yavuz Taran, Emrah Ablak ve Emirhan Perker'in adı bulunurken Türkiye'nin önemli dergicilerinden Özgür Yici ve Akşam Gazetesi Yayın Yönetmen Yardımcısı Mehveş Evin'in adı da iki şehirde yer alıyor.

10 Kasım 2008 Pazartesi

Yeni Comic Star

Kadıköy Fenerbahçe-Galatasaray derbisi "4-1" çizgi romanı :) Arda Turan başkahraman olmuş :))))))


Paylaşım - Aşkın Güngör / Ali Düzgün

8 Kasım 2008 Cumartesi

Tudem'den yeni çizgi romanlar

Tudem'in bu seneki kitap kataloğunu az önce inceledim ve 3 yeni çizgi roman daha yayın periotlarına almış oldukların gördüm. Ne kadar harika. Üstelik direk olarak çocuklara yönelik çizgi romanları seçmişler ki bu bence çok doğru bir hedef kitlesi.

Ne basılacaklar dersek;

Kazu Kibuishi'nin Tılsım'ını (Amulet)basacaklar. Baya yeni bir seri.
Kazu inanılmaz bir yetenek. Çok üretken ve sevilen bir yazar- çizer.
Umarım Kazu'nun diğer yayınlarıda gelir Türkiye'ye. Japon olduğuna
bakmayın Kazu'nun Amerikalıdır aslında. Ama Tılsın tabii ki Manga.

http://boltcity.com/amulet/images/amulet_cover.jpg



Bir diğer çizgi romanda Erin Hunter(ve ekibi -emin değilim-)'ın Savaşcı’sı (Warriors yada
Warrior Cats)
. Uyarlama sayılır, romanları olan bir serinin çizgi
roman(manga) edisyonu. Tokyopop'tan yayınlanmış. 5 sayılık bir serinin
ilk grafik romanı. Geriside basılır işallah.

http://img140.imageshack.us/img140/4329/manganonshadowed1278326qg6.jpg



Son çizgi roman Queenie Chan'ini Okuldaki Sır'ı (The Dreamer). Bu
genç bayanın da bir çok işi var, sıra sıra onların da basılmasını
istiyoruz. Manga tabii ki bu seride.

http://www.theempire.com.au/images/2005-12-09/Dreaming%20Volume%201.jpg




Özetlersek Tudem gene Manga basarak çizgi roman çizgisini belirlemiş.
"Ben Manga basıcam" diyor. Ne mutlu bize ki Remzi - İletişim - YkY
gibi devlerin arasına Tudem gibi bir yayın evi katıldı.

Yaşasın Çizgi Roman!

7 Kasım 2008 Cuma

Sandman Cilt 7 Çıktı!


Sabahları uyandığımız zaman gözlerimizdeki çapakların sahibi Sandman’dir. Uykuya dalmadan önce gelir ve rüya görmemiz için gözlerimize büyülü bir kum serper. İşte uyanışa doğru o büyülü zerrecikler çapaklaşır.

Kısa Yaşamlar, bir arayışın hikayesi... Morpheus ve Ebedi kardeşleri; Umutsuzluk, İhtiras, Hezeyan, Ölüm, Kader ve Yıkım, -biri hariç- hiçbirinin fark etmediği ve arzulamadığı, onları kaçınılmaz yok oluşlarına doğru götüren bin yıllık kargaşa dolu değişime doğru yol alıyorlar; çünkü “Yeni bir düşe eskisinden vazgeçmeden başlayamazsın…” Görünüşe göre sonsuzluk bile kısa…

Eser: Nail Gaiman

Çeviri: Egemen Görçek
Düzelti: Türker Korkmaz
Editör: Ece Esmer
Bilgi: 272 sayfa, 15,5x24 cm, Karton Kapak
Yayınevi: Laika Yayıncılık
Fiyat: 40 YTL

Kayra Keri Küpçü

Mortal Kombat vs DC Universe



Evrenini kurtarmak istiyorsan dövüş....
Ayrıntılarını MortalCombatvsDCUniverse haberinde bulacağınız oyun yakında oyuncuların parmak ucunda olacak.
Oyunun tanıtım klibi, karakterler, dövüş demoları, muhteşem grafikler, konusu, oyunun teknik bilgileri oyunun resmi sitesinde.

Batman Batman’a karşı!...


Ercan ATAY
BATMAN 07.11.2008
Sonunda Başkan yapacağını yaptı. Kentimizin adını muhtemelen haksız ve izinsiz yere kullanan Süperkahraman “Batman”i yüklü bir bir tazminata mahkum ettirmeyi planlıyor. 1 Nisan şakası gibi. İnanmakta güçlük çekiyoruz. Ama gerçek bu. Haber şöyle:

Batman Belediye Başkanı Hüseyin Kalkan, dünya gişe rekorları kıran 'Batman' filminin yönetmeni Christopher Nolan'a, Batman şehrinin adını izinsiz kullandıkları gerekçesiyle dava açmaya hazırlanıyor.İlk olarak konu gündeme düştüğünde sayın Başkan ile görüştük, daha konu inceleniyordu; acaba Batman’ımız mı ilk önce ismini almış yoksa “Bat-man” karakteri mi? Başkan diyordu ki eğer onlar bizim ismimizi önce almışlarsa dava açacağız.

Anlaşılan o ki; konu incelemeden fazla incelenmeden jet hızıyla çıkmış ve dava açma kararı verilmiş, ancak davanın nerede açılacağı hususu üzerinde Belediye uleması arasında ihtilaf vaki olmuş.Son durum bu?
***
Ey Batmanlılar!Bizim Başkanın karşısına çıktığı şu Batman kimmiş tanıyalım.Ansiklopedilerde şöyle yazar:Batman (orijinal adı ile Bat-Man) ilk defa 1939 Mayısında Detective Comics'in 27. sayısında çizilen bir çizgi roman süper kahramanıdır. Çizer Bob Kane ve yazar Bill Finger eliyle hayat bulmuştur, ancak çizgi romanlarda isim olarak sadece Bob Kane'in adı geçer. İlk ortaya çıktığı günden bu yana Batman en çok bilinen süper kahramanlardan biri olmuştur.
***
Başkanın başında olduğu Batman belediyesi internet sitesinde ise bizim Batman’ın ismi ile ilgili şu yazar:Batman isminin nereden geldiği hakkında görüşler olmayıp, bir görüşe göre bugünkü Batman çayının adı 1950’li yılların başında İluh köyüne verilmiştir. Demek ki Batman Bizim belediyeye göre bile bizden en az 11 yıl daha önce ortaya çıkmış.Şimdi ne yaparız?Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olacağız.Ya Batman’ın hak sahipleri veya, Batman filminin yönetmeni dava açar da belediyemizin gelirlerine el koyarsa ne olacak?Olmaz demeyin.Bizim Başkan ciddi ciddi filimden pay almayı planlıyor da Batman’in varisleri neden Batman’ın gelirlerine ortak olmasın.Laf aramızda onların kazanma ihtimali bizimkinden çok daha yüksek.
***
Bir de yorumlar meselesi varHaberin yayınlandığı internet sitelerinde haberin altında yayınlanan okuyucu yorumları sayın Başkan ve belediye yetkilileri tarafından okunmuş mudur bilmem ama bildiğim bir şey var; Batman’ın itibarı zedelendi.Reklamın iyisi kötüsü olmaz diyorlarsa o ayrı.Orada itibar değil reklam önemli!Yarasa BAT - adam MAN anlamına gelen BAT-MAN (okunuşu da betmen) ve bizim Batman ayırt edilemiyorsa itibarımızı nasıl kurtaracağız onu da bilmiyorum ama bildiğim bir şey daha var;Binlerce defa her 100 dünyalıya “Batman” deseniz her seferinde en az %99’unun aklına gelecek tek şey süper kahraman BAT-MAN olur. Geri kalan %1 de Bizim Batman’ı bilir mi o da şüpheli.Az daha unutuyordum:PSV, Chelsea gibi Takımlarda top oynadıktan sonra geçtiğimiz 2 yıl Fenerbahçe’de top oynayan şimdi de PSG’de futbol yaşamını devam ettirem Sırp futbolcu Mateja Kezman da “Batman” lakabını kullanıyor.Ondan da birkaç yüz bin dolar alabiliriz; ödeyecek gücü var.
***
Seçimler yaklaşıyor Bizim başkan çalışıyor.Daha önce de ünlü büyüklerimizden Bülent Ersoy’un adını bir caddeye vermeyi düşünmüş ama son dakikada bu büyük hizmet nedense gerçekleşememişti.Bütün Batman bu icraat gerçekleşmeyince büyük bir üzüntüye boğulmuştu.Şimdi başkan en büyük projesini hayata geçirmeyi planlıyor.Batman’ın altyapı, üstyapı, yol, su, kanalizasyon, şehir düzeni, imar, temizlik ile ilgili hiçbir sorunu yok. Batman’dan ve Kezman’dan kazandığımız para ile Bülent Ersoy’u getirir dev bir konser verdiririz.
***
Son bir söz daha:Bizim Başkan örnek olsunTurkey (Türkiye) hindi(turkey)lere dava açsın ya hindilerden ülkemiz pay alsın, ya da hindinin ingilizcedeki adı değişsinVan şehri de hiç çalışmıyor.‘Van’ model arabalara dava açılsın Van şehrine gelir sağlansın.Neyse; ağlanacak halimize güldük biraz!...
Kaynak - MemleketHaber

The End is the Beginning is the End

Önce bir konuda anlaşalım: Alan Moore 20. yüzyılın en yetenekli yazarlarından biridir. Uzlaşmaya niyetiniz yoksa da hiç umurumda değil. Çünkü o zaman onun başyapıtı The Watchmen’i daha okumamışsınız demektir, Watchmen’i okumayan biriyle de Moore’u tartışacak değilim.”Fim’den Kule’de yer alan eski sinema yazılarından (V For Vendetta) küçük bir alıntı bu. The Watchmen’den uyarlanan filmi kısmetse 2009′un ilk aylarında izleyebileceğiz.
Alan Moore’un yazıp Dave Gibbons‘un çizdiği 1986 tarihli çizgiroman kitabı Watchmen’den uyarlanan filmin yönetmeni son olar 300 filmini seyrettiğimiz Zack Snyder. Oyuncu kadrosunda Patrick Wilson, Jackie Earle Haley, Malin Akerman, Billy Crudup, Jeffrey Dean Morgan, Matthew Goode, Stephen McHattie gibi yıldız mertebesinde olmayan isimleri barındıran filmin teaser’ı sinemalarımızda gösterilmeye başlandı bile.
Muhteşem görüntüler yetmezmiş gibi, o görüntülere bir de bu teaser’ı insanın beynine ve kalbine işleyen bir şarkı eşlik ediyor. Bu The Smashing Pumpkins‘in Batman ve Robin’in soundtrack’i için yaptığı 1997 tarihli bir şarkı: The End is the Beginning is the End. Bu şarkıyı ve grubun Today, Ava Adore ve 1979 gibi hitlerini Soundklan.com ekseninde yer alan Radyo Tersninja‘da dinleyebilirsiniz.
Watchmen’in soundtrack albümünde yer alacağı konuşulan diğer şarkılar arasında şunlar var:
All Along the Watchover - Jimi Hendrix
The Times Thel Are A-Changing- Bob Dylan
The Sound of silence - Simon and Garfunkel
99 Luftballoons - Nena
Unforgottable - Nat King Cole

Kaynak - Tersninja.com

KARAKALEM Kasım 2008 Çıkamıyor

TEKNİK BİR AKSAKLIKTAN DOLAYI KARAKALEM KASIM AYINDA YAYINLANAMIYOR. 9. SAYI, KASIM'IN SON HAFTASINDA, ARALIK SAYISI OLARAK PİYASADA OLACAK... TÜM OKURLARIMIZDAN BU AKSAMA İÇİN ÖZÜR DİLERİZ...


KARAKALEM'İN ESKİ SAYILARINI BULABİLECEĞİNİZ YERLER: İZMİR ALSANCAK YAKIN KİTABEVİ, ESKİŞEHİR ADIMLAR KİTABEVİ (Hoşnudiye mah. Bayrak Sok. no:9), ANKARA İMGE KİTABEVİ, İSTANBUL EDEBİYAT KOOP. (Beyoğlu Ayhan Işık Sokak, Beyoğlu karakolunun yanı), BEYOĞLU MEPHİSTO KİTABEVİ, KADIKÖY ÇİZGİ SAHAF


kaynak - http://karaklm.com/


5 Kasım 2008 Çarşamba

Batman Batman'a Karşı

BATMAN Belediye Başkanı DTP'li Hüseyin Kalkan, dünya gişe rekorları kıran 'Batman' filminin yönetmeni Christopher Nolan'a, Batman şehrinin adını izinsiz kullandıkları gerekçesiyle dava açmaya hazırlanıyor. Kalkan, "Davayı önümüzdeki süreçte filmin çekildiği ABD'de açmayı planlıyoruz" dedi.

ABD'li yönetmen Christopher Nolan'ın yaptığı 'Batman' filminin adının Batman şehrine ait olduğunu ve isim hakkının da kendilerinin olduğunu savunan Başkan Kalkan, konuyla ilgili hukukçuların çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti. Kalkan, şunları söyledi:

"3 yıl önce Yılmaz Güney Sinema Salonu'nu açarken, dünyada gişe rekoru kıran Batman filmiyle açmayı planlıyorduk. Fakat sinemanın adı Yılmaz Güney olduğundan usta oyuncunun filmiyle sinemamız açıldı. Dünyada bir tek Batman var. ABD'li film yapımcıları ilimizin adını bizden habersiz filmlerine yansıtmışlar. Batman'ın adını kullananlardan davacıyız. Bu davayı gerekirse de ABD'de de açacağız."

Kaynak - Milliyet

Beckhamlar Çizgi Roman Oluyor

Ünlü çizgi roman yazarı David-Victoria Beckham çiftinin hayatını konu alan bir çizgi roman yazmak istiyor.
'Spider-Man', 'X-Men' ve'Hulk' gibi çizgi kahramanların yaratıcısı Amerikalı çizgi roman yazarı Stan Lee, David-Victoria Beckham çiftinin hayatını konu alan bir çizgi roman yazmak istediğini açıkladı.Ünlü çiftin modern zamanların en önemli süper kahramanları arasında yer aldığını belirten Lee, "Onları tanımayan yok. Eminim çizgi romanları yok satar" dedi.

Linkler

Related Posts with Thumbnails