Veee Hakan Alpin söyleşisi 2. bölümü başlıyor. Sayın Alpin uzun söyleşimizde 6 soruyu bir arada yanıtlamayı tercih etmiştir. Bu nedenle bu bölümü sorularla kesmek yerine bir bütün olarak paylaşıma koymayı tercih ediyorum. Bu şekilde olası anlam kayıplarının da önüne geçmiş olacağımı umuyorum.
İşte akıllara zarar sorular:
6. Ansiklopedide hedefler nelerdi, sonuç alınabildi mi? 7. Hedef var mıydı yoksa el yordamıyla mı basıldı eser? 8. Yurt dışından örnek alınan çalışma var mıydı? 9. Tercih edilen çizgi roman türleri veya kahramanlar var mıydı? 10. Tercih edilen sanatçılar oldu mu esere konulan – konulmayan? 11. Anekdotlar (varsa)
İşte akıllara yarar yanıtlar:
Alpin - (Bu altı soruya da birleşik bir yanıt veriyorum)
‘Çizgi roman Ansiklopedisi’ hazırlama fikri çok öncelere dayanıyordu benim için. Hatta çok kollektif bir düşünce yapısını ve hareket tarzını benimsememiş olsam 1990’ların sonunda hazırlardım bu kitabı. Ancak kısmette 2002 yılında başlamak varmış. Kızımız Şafak’ın birinci ayını tamamlamasıyla birlikte diğer işlerime ara vererek bu kitabı hazırlamaya karar verdim. Öncelikle çeşitli yerlerdeki notlarımı ve yazılarımı bilgisayara geçirdim ve ilk aşamada hangi madde başlıklarını kullanacağımı belirledim. Böylece eksik olanların öne çıkacağını ve önümde ne kadar iş kalacağını saptayarak planlama yapmayı amaçlıyordum.
Ansiklopedi için ilk aşamada belirlediğim 280 maddelik şablon da aslında bir ‘ilk’ çalışma için yeterli sayılırdı. Ama ben o tarihe dek elimin altından geçen Batı kaynaklı yarım düzine çizgi roman ansiklopedisini incelemiştim. Ve bunları analiz ettiğimde dokuzuncu sanata teğet geçen, onun bünyesindeki tüm ayrıntılarını içermeyen bazı eksiklikler saptamıştım. Mesela Franco Fossati’nin İtalyan Mondadori Yayınevinden çıkan ‘Fumetto’ adlı ansiklopedisinde İtalyan sanatçılar ve kahramanlar daha fazla sayıda olabilirdi. Sonuçta o ülkenin önemli çizgi roman ansiklopedilerinden biridir bu. Ve işin kötü tarafı indeksi hiç yoktur Fossati’nin bu çalışmasının.
Dünyadaki çizgi roman ansiklopedileri arasında en abidevi, en saygın ve önemli başvuru kaynağı ise, Maurice Horn’un ilk baskısı 1976’da yapılan ‘The World Encyclopedia of Comics’idir. Horn’un ’75 Years of the Comics’ ve ‘100 Years of American Newspaper Comics’ adlı kitapları da bu kulvardaki altı çizilecek eserlerdendir. Çizgi roman sanatı, batıda 1930’lardan itibaren hakkında yazılan kuramsal yazı ve kitaplarla desteklenmiştir. Grafik disiplinlerin irdelendiği, türler arasındaki farkların analiz edildiği temel çalışmalar sayesinde üstün düzeyde bir kültürel birikim sağlanmıştır. Bu sayede de ‘comics’ olgusu bilhassa ABD’de sektörel bir açılım ve güçlü bir piyasa oluşturmuştur. Gel gör ki, ülkemizdeki ilk çizgi romanla alakalı çalışma 1990’ların başında çıkmıştır. Nitelik ve niceliklerine bakmadan şimdiye dek çıkanların toplamı ise henüz bir elin parmakları kadardır.
Bu bağlamda örneklenecek bir Türkçe çalışma olmadığından ‘The World Encyclopedia of Comics’ gerek içerdiği madde sayısının fazlalığı, gerekse indeks çalışmasıyla bana örnek oldu. Dokuzuncu sanatın ansiklopedisel boyutunun zirvesindeki çalışmayı ‘benim gibi hayatı çizgi romanlarla dolu olan biri’ baz alınca böylesi devasa bir çalışma ortaya çıktı. Horn’un yayına hazırladığı bu kitabın bir özelliği de yirmiye yakın ülkeden 40 civarı yazarın kaleme aldığı ansiklopedi maddelerinden oluşmuş olmasıdır. Yani bu anlamda ciddi bir organizasyon gerçekleştirilmiştir Horn tarafından.
Çizerler, çizgi karakterler ve yayınlar konusunda farklı ülkelerden gelen bu metinler formüle edilerek şablonlaştırılmıştır. Her maddenin bitiminde ise o maddeyi hazırlayan kişinin baş ve son harfleri belirtilmiştir. Dolayısıyla benzeri tüm ansiklopediler ‘The World Encyclopedia of Comics’ gibi önceden belirlenmiş bir ekip tarafından hazırlanmıştır. Fossati veya benimki gibi bir kişinin elinden çıkmış çizgi roman ansiklopedilerin sayısı çok azdır dünyada. Zira onca görsel malzemenin toplanması, biyografi takiplerinin yapılması ve metinler haline getirilmesi çok zor ve zahmetli bir iştir.
Bu bağlamda örneklenecek bir Türkçe çalışma olmadığından ‘The World Encyclopedia of Comics’ gerek içerdiği madde sayısının fazlalığı, gerekse indeks çalışmasıyla bana örnek oldu. Dokuzuncu sanatın ansiklopedisel boyutunun zirvesindeki çalışmayı ‘benim gibi hayatı çizgi romanlarla dolu olan biri’ baz alınca böylesi devasa bir çalışma ortaya çıktı. Horn’un yayına hazırladığı bu kitabın bir özelliği de yirmiye yakın ülkeden 40 civarı yazarın kaleme aldığı ansiklopedi maddelerinden oluşmuş olmasıdır. Yani bu anlamda ciddi bir organizasyon gerçekleştirilmiştir Horn tarafından.
Çizerler, çizgi karakterler ve yayınlar konusunda farklı ülkelerden gelen bu metinler formüle edilerek şablonlaştırılmıştır. Her maddenin bitiminde ise o maddeyi hazırlayan kişinin baş ve son harfleri belirtilmiştir. Dolayısıyla benzeri tüm ansiklopediler ‘The World Encyclopedia of Comics’ gibi önceden belirlenmiş bir ekip tarafından hazırlanmıştır. Fossati veya benimki gibi bir kişinin elinden çıkmış çizgi roman ansiklopedilerin sayısı çok azdır dünyada. Zira onca görsel malzemenin toplanması, biyografi takiplerinin yapılması ve metinler haline getirilmesi çok zor ve zahmetli bir iştir.
Ülkemizde yayınlanmış tüm çizgi roman serilerinin tam koleksiyonları veya tamamına yakınının elimin altında olması, hatta çocuk dergileri ve mizah dergilerindekiler de dahil çok geniş bir arşivimin olması, bu ansiklopediyle ilgili önemli bir handikabı giderdi. Bülent Arabacıoğlu’nun ‘En Kahraman Rıdvan’ı gibi sadece mizah dergilerinde macerası yayınlanmış olanlar, veya Bedri Koraman’ın ‘Cici Can’ı gibi sadece gazetelerde yayınlanmış çizgi karakterler işin kolay kısmıydı. Sadece yayınlandıkları yıllardaki sayıları incelemek yetiyordu. Ancak Suat Yalaz’ın ‘Karaoğlan’ı gibi hem kendi başlığını taşıyan dergi serilerinde, hem de pek çok farklı gazetede birden yayınlanmış çizgi romanların tüm maceralarını okumak, incelemek ve ilgili maddesinin metnini yazmak gerekiyordu. Bu, arşivim sayesinde işin kolay hallettiğim kısmı oldu.
Zor olansa biyografilerdi, en azından bazılarını bulmakta zorlandım. Zira başka sanat dalları için de geçerli mi bilmem ama, ülkemizde yayınlanan 24 ciltlik Büyük Larousse Ansiklopedisinde sadece 5 tane çizerin biyografisi yer alıyor. Onların da dört tanesi temelde karikatürist olarak bilindiğinden bu genel kültür kaynağına girebilmiş. Bir çizerin ansiklopediye girmesi için ya adının Turhan Selçuk olması, ya da Cemal Nadir Güler, Ramiz Gökçe gibi ölmüş büyük ustalar olması gerekiyor gibi bir intiba var çizgi sanatlar camiasında.
Yazarından çizerine, yayıncısından kaligrafistine değin hemen herkese ya şahsen bir ziyaret yaptım, yahut da telefonla ulaştım. Bazılarının telefonlarına ulaşmak için bir dedektif gibi çalışmam gerekti. Beşyüze yakın telefon görüşmesi yaptım. Ancak her birini aramadan önce elimdeki tüm dergi, gazete ve yayınları tarayarak notlar almıştım herkesle ilgili. Doğum tarihleri, hangi eğitimi aldıkları gibi bilgiler hariç kariyerleriyle ilgili tüm biyografik bilgileri elimdeydi zaten. Üzerinden çok zaman geçmiş çalışmalarının tarihlerini unutanlar, yanlış hatırlayanlar bile çıktı, hatırlatması bana nasip oldu bu arada. Çok hoş diyaloglar yaşadım.
Çetin Karakoç, Nezih Dündar, Cemal Dündar, Yücel Köksal gibi eski yayıncı ve ustalara telefonla ulaşıp, “Hazırladığım ‘Çizgi roman Ansiklopedisi’ndeki isminize açtığım maddenizdeki bilgileri teyit etmek için sizi rahatsız ettim,” diye konuştukça karşımda çok duygulananlar oldu. Aralarında İstanbul’dan koparak adeta uzlete çekilenler, kimsenin arayıp sormadığı kişiler vardı. Belki her biri ansiklopediyi görmeyecek, ama Türk çizgi romanına yaptıkları katkının hatırlandığını bilerek yaşıyorlar şu anda. Benimle aynı jenerasyondan olan çizerlerin neredeyse tamamı zaten ya arkadaşımdır, ya da tanışıyorumdur. Onların biyografilerinin eksikleri gidermek o açıdan zor olmadı.
‘Çizgi roman Ansiklopedisi’ için Türkiye’de basılmış hiçbir yayında görmediğim cinsten beş ayrı indeks çalışması yaptım. Çizgi roman başlıkları, yayınlar, kişiler, yayıncılar ve coğrafik dağılım kategorilerinde farklı indeksler hazırladım. 740 sayfalık kitabın son 50 sayfası indekslere ayrılmış durumda. Sonuçta bu bir ansiklopedi ve içinde binlerce metin var. Okurlara işkence çektirmenin anlamı yok, neyi nerede arayacağını bu indekslere bakarak kolayca bulacaklarına eminim. Bu detay çok önemliydi benim için. Zira sadece indeksleri hazırlamak tam 40 günümü aldı. Ama değdi.
Başlangıçtan itibaren ansiklopedime okumayı ve bilgilenmeyi kolaylaştıracak bazı görsel kodlamalar ekleme düşüncem vardı. Tıpkı internet sitelerindeki gibi– adı geçen bir sözcüğün, kavramın netteki başka yere uzantısını ve açılımını simgeleyen ve üstünü tıkladığınızda o sayfaya geçmenizi sağlayan link sistemine benzer bir alt çizgileme yaptım. Mesela ansiklopedinin ilk maddesi olan ‘Abdülcanbaz’ın içinde geçen ilk Turhan Selçuk adı, altı çizili bir şekilde ve mavi renkte yazıldı. Bu, ansiklopedide Turhan Selçuk ile ilgili bir maddenin daha olduğunu belirleyen ve okuruna hatırlatan görsel bir kodlamadır.
Abdülcanbaz maddesinde ayrıca Suavi Süalp, Cemal Nadir Güler, Tarzan, Akbaba, Komiser Osman linkleri de mevcut. Altı çizili olan her mavi renkli özel isim, ansiklopedide madde olarak bir karşılığı vardır anlamına geliyor.
Yazarından çizerine, yayıncısından kaligrafistine değin hemen herkese ya şahsen bir ziyaret yaptım, yahut da telefonla ulaştım. Bazılarının telefonlarına ulaşmak için bir dedektif gibi çalışmam gerekti. Beşyüze yakın telefon görüşmesi yaptım. Ancak her birini aramadan önce elimdeki tüm dergi, gazete ve yayınları tarayarak notlar almıştım herkesle ilgili. Doğum tarihleri, hangi eğitimi aldıkları gibi bilgiler hariç kariyerleriyle ilgili tüm biyografik bilgileri elimdeydi zaten. Üzerinden çok zaman geçmiş çalışmalarının tarihlerini unutanlar, yanlış hatırlayanlar bile çıktı, hatırlatması bana nasip oldu bu arada. Çok hoş diyaloglar yaşadım.
Çetin Karakoç, Nezih Dündar, Cemal Dündar, Yücel Köksal gibi eski yayıncı ve ustalara telefonla ulaşıp, “Hazırladığım ‘Çizgi roman Ansiklopedisi’ndeki isminize açtığım maddenizdeki bilgileri teyit etmek için sizi rahatsız ettim,” diye konuştukça karşımda çok duygulananlar oldu. Aralarında İstanbul’dan koparak adeta uzlete çekilenler, kimsenin arayıp sormadığı kişiler vardı. Belki her biri ansiklopediyi görmeyecek, ama Türk çizgi romanına yaptıkları katkının hatırlandığını bilerek yaşıyorlar şu anda. Benimle aynı jenerasyondan olan çizerlerin neredeyse tamamı zaten ya arkadaşımdır, ya da tanışıyorumdur. Onların biyografilerinin eksikleri gidermek o açıdan zor olmadı.
‘Çizgi roman Ansiklopedisi’ için Türkiye’de basılmış hiçbir yayında görmediğim cinsten beş ayrı indeks çalışması yaptım. Çizgi roman başlıkları, yayınlar, kişiler, yayıncılar ve coğrafik dağılım kategorilerinde farklı indeksler hazırladım. 740 sayfalık kitabın son 50 sayfası indekslere ayrılmış durumda. Sonuçta bu bir ansiklopedi ve içinde binlerce metin var. Okurlara işkence çektirmenin anlamı yok, neyi nerede arayacağını bu indekslere bakarak kolayca bulacaklarına eminim. Bu detay çok önemliydi benim için. Zira sadece indeksleri hazırlamak tam 40 günümü aldı. Ama değdi.
Başlangıçtan itibaren ansiklopedime okumayı ve bilgilenmeyi kolaylaştıracak bazı görsel kodlamalar ekleme düşüncem vardı. Tıpkı internet sitelerindeki gibi– adı geçen bir sözcüğün, kavramın netteki başka yere uzantısını ve açılımını simgeleyen ve üstünü tıkladığınızda o sayfaya geçmenizi sağlayan link sistemine benzer bir alt çizgileme yaptım. Mesela ansiklopedinin ilk maddesi olan ‘Abdülcanbaz’ın içinde geçen ilk Turhan Selçuk adı, altı çizili bir şekilde ve mavi renkte yazıldı. Bu, ansiklopedide Turhan Selçuk ile ilgili bir maddenin daha olduğunu belirleyen ve okuruna hatırlatan görsel bir kodlamadır.
Abdülcanbaz maddesinde ayrıca Suavi Süalp, Cemal Nadir Güler, Tarzan, Akbaba, Komiser Osman linkleri de mevcut. Altı çizili olan her mavi renkli özel isim, ansiklopedide madde olarak bir karşılığı vardır anlamına geliyor.
Vurgulamak istediğim bir diğer detay da şu: Biraz önce bahsettiğim batı kaynaklı çizgi roman ansiklopedileri metin ağırlıklı eserlerdir. Yani yazar, çizer, kahraman ve yayınlarla ilgili metinler ön plandadır. Görsel unsur açısından kısır çalışmalardır. Bir kahraman kâh bir kareyle, kâh bir figür çizimiyle tanıtılmıştır. Bunu bir eksiklik olarak gördüğümden dolayı; görsel olarak bu sığlığı aşma adına, bazen çizerlerin fotoğrafını ya da otoportrelerini, bazen de onun çizgi tarzının belirleyici olduğu kısa bir çizgi roman öyküsünü girmeyi tercih ettim. Ve gördüğüm hiçbir çizgi roman incelemesinde var olmayan sayıda görsel malzemeyi devreye soktum. Bu sayede ‘Çizgi roman Ansiklopedisi’ 740 sayfalık bünyesinde 1500 civarında görsel malzeme barındırmakta şu an, ve bu açıdan da batılı benzerlerinden çok farklı ve üstün bir çalışma özelliği taşıyor. Zannımca dünyadaki çizgi roman adına çıkan bu ölçekteki hiçbir kitapta bu kadar çok görsel malzeme kullanılmamıştır. Ayrıca kitapta kullandığım hemen her görselin telifine saygı göstererek bunu belirginleştirdim ve gerekli izinleri telif hakkını elinde tutan çizer veya yayıncısından izin alarak kullandım.
Lakin ansiklopedinin en önemli özelliği bu değil. Çalışmamın en önemli özelliği, dokuzuncu sanat çizgi romana Türkiye projeksiyonundan bakmasıdır. Ülkemiz çıkışlı olanları bir yana bırakırsak, yabancı kaynaklı maddelerin tamamı Türkiye’de tanınma, bilinme ve yayınlanma kriterleri baz alınarak seçilmiştir. Ve görsel malzemeleri içinde bu dikkate alınmıştır. Benim rastladığım yabancı kaynaklı ansiklopedilerde böyle seçici bir özellik ve kıstas yoktu. Tabii dünya çizgi roman tarihinde önemli kilometre taşı olan çizer, yazar, yayıncı ve karakterleri ülkemizde fazla biliniyor olmasa da ansiklopediye kendi adlarını taşıyan maddelerinde dahil ettim. 20 civarı ülkenin kısa çizgi roman tarihini anlattığım ülke maddeleriyle de olaya farklı bir çeşni katmaya çalıştım.
Ansiklopedimde kullandığım görsel malzemelerin %98’i kendi arşivimden seçildi. İnternetten bazı Amerikalı yayıncılar ve çizerlerin fotoğraflarını ve birkaç çizgi roman görselini kullandım. Ayrıca elimde olanları beğenmeyip, illa kullanmak istediğim üç dergi kapağını da ‘Darkwood Sakinleri’ne dahil bir arkadaşımın arşivinden fotokopi olarak alıp kullandım.
Grafiker de olduğumdan 1500’e yakın görsel malzemenin tamamını dijital ortama aktardım. Her birinin üzerinde gerekli onarımı ve teknik çalışmayı yaparak film çıkış aşamasına getirdim. Çünkü bazı eski dergilerden taradığım görseller oldukça yıpranmıştı. Yalnız İnkılap Yayınevinden baskı esnasında benim hazırladığım kapak çalışması yerine farklı bir kapak kullanmayı istedikleri söylendi bana. 26 ay beklemek canıma tak ettiğinden, ve çizgi roman severleri uzun süreden beri bir beklenti içine sürüklediğinden dolayı fazla sorun yapmadan yeni kapağa tamam dedim. Kitap elime geçtiğinde gördüm yeni kapağı ilk kez. Benimki baz alınarak hazırlanmış, sadece siyah zemine oturtulmuştu bu yenisi. Bu arada iç sayfaların baskısı önceden yapıldığından benim yaptığım kapak da 740ncı, yani sonuncu sayfada öylece duruyor. Ama ben bu siyah kapağı da beğendim.
Ansiklopediyle ilgili sonradan beliren bir sorun oldu yalnızca. Ben ansiklopediyi Eylül 2003’de bitirdim. O sırada benim ilk iki kitabımı da basan ve bilimkurgu-fantastik kulvardaki kitaplarının yayın yönetmenliğini eşimle birlikte yürüttüğüm bir yayınevi basmak istiyordu bu kitabımı da. Biraz onu bekledim. Ama onun kapasitesinin üstünde bir maliyetteydi kitabım. Hatta o dönem çizgi roman çıkartan Maceraperest ve Lal Kitap’takileri de nezaketen haberdar ettim çalışmamdan. Memnun kalmalarına rağmen sanırım yüksek maliyeti nedeniyle basmaya yanaşmadılar.
Lakin ansiklopedinin en önemli özelliği bu değil. Çalışmamın en önemli özelliği, dokuzuncu sanat çizgi romana Türkiye projeksiyonundan bakmasıdır. Ülkemiz çıkışlı olanları bir yana bırakırsak, yabancı kaynaklı maddelerin tamamı Türkiye’de tanınma, bilinme ve yayınlanma kriterleri baz alınarak seçilmiştir. Ve görsel malzemeleri içinde bu dikkate alınmıştır. Benim rastladığım yabancı kaynaklı ansiklopedilerde böyle seçici bir özellik ve kıstas yoktu. Tabii dünya çizgi roman tarihinde önemli kilometre taşı olan çizer, yazar, yayıncı ve karakterleri ülkemizde fazla biliniyor olmasa da ansiklopediye kendi adlarını taşıyan maddelerinde dahil ettim. 20 civarı ülkenin kısa çizgi roman tarihini anlattığım ülke maddeleriyle de olaya farklı bir çeşni katmaya çalıştım.
Ansiklopedimde kullandığım görsel malzemelerin %98’i kendi arşivimden seçildi. İnternetten bazı Amerikalı yayıncılar ve çizerlerin fotoğraflarını ve birkaç çizgi roman görselini kullandım. Ayrıca elimde olanları beğenmeyip, illa kullanmak istediğim üç dergi kapağını da ‘Darkwood Sakinleri’ne dahil bir arkadaşımın arşivinden fotokopi olarak alıp kullandım.
Grafiker de olduğumdan 1500’e yakın görsel malzemenin tamamını dijital ortama aktardım. Her birinin üzerinde gerekli onarımı ve teknik çalışmayı yaparak film çıkış aşamasına getirdim. Çünkü bazı eski dergilerden taradığım görseller oldukça yıpranmıştı. Yalnız İnkılap Yayınevinden baskı esnasında benim hazırladığım kapak çalışması yerine farklı bir kapak kullanmayı istedikleri söylendi bana. 26 ay beklemek canıma tak ettiğinden, ve çizgi roman severleri uzun süreden beri bir beklenti içine sürüklediğinden dolayı fazla sorun yapmadan yeni kapağa tamam dedim. Kitap elime geçtiğinde gördüm yeni kapağı ilk kez. Benimki baz alınarak hazırlanmış, sadece siyah zemine oturtulmuştu bu yenisi. Bu arada iç sayfaların baskısı önceden yapıldığından benim yaptığım kapak da 740ncı, yani sonuncu sayfada öylece duruyor. Ama ben bu siyah kapağı da beğendim.
Ansiklopediyle ilgili sonradan beliren bir sorun oldu yalnızca. Ben ansiklopediyi Eylül 2003’de bitirdim. O sırada benim ilk iki kitabımı da basan ve bilimkurgu-fantastik kulvardaki kitaplarının yayın yönetmenliğini eşimle birlikte yürüttüğüm bir yayınevi basmak istiyordu bu kitabımı da. Biraz onu bekledim. Ama onun kapasitesinin üstünde bir maliyetteydi kitabım. Hatta o dönem çizgi roman çıkartan Maceraperest ve Lal Kitap’takileri de nezaketen haberdar ettim çalışmamdan. Memnun kalmalarına rağmen sanırım yüksek maliyeti nedeniyle basmaya yanaşmadılar.
Yayın sektöründen biri olarak bu hacimdeki bir kitabı basabilecek çok fazla yayıncı olmadığının farkındaydım. Bunlar arasından çizgi roman albümleri çıkartanları öne alarak bir liste hazırladım. İnkılap Yayınevi kısa bir değerlendirmeden sonra anlaşma metnini yolladı bana ve Kasım 2004’te anlaşma imzaladım. Ancak kitap, yayınevinin içinde yaşanan, detayını bilemediğim bazı aksiliklerden dolayı anlaşmayı imzalamamızın üzerinden 26 ay geçtikten sonra basıldı. Ekim 2006’da çıkışlar üzerinden son bir kontrol yaparak gerekli güncellemeleri ansiklopediye ekledim bu arada. Zira geçen zaman zarfında bazı yeni yayınlar çıkmış, bazı çizerler de maalesef vefat etmişti.
2. Bölüm sonu (3. ve son bölüm pek yakında)
"Çizgi Roman Hayatın İçinde"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder