31 Mart 2009 Salı
Koolkiller
30 Mart 2009 Pazartesi
Kitap Kokusu
Site Adı: Kitap Kokusu
Site Adresi: http://kitapkokusu.com/
Sitenin Kuruluş Tarihi: 26 Nisan 2007
Sitenin Tanıtımı: Kitapkokusu kitapseverlerin anasayfadan edebiyat haberlerini alabildiği, forum alanında ise her türde kitap hakkında görüşlerini paylaştığı, yeni çıkan ve çıkacak kitaplar hakkında bilgi alabildiği, amatör yazarların her türde yazılarını paylaşıp eleştiri alabildiği ve ödüllü öykü/şiir yarışmalarının yapılageldiği samimi bir sitedir. Kitapkokusu Forum’da aynı zamanda güncel olaylar, sinema, tiyatro, resim ve müzik gibi güzel sanatlar ile ilgili içerik de bulunmaktadır.
Sitenin Amacı: Kitapkokusu öncelikle forum olarak kuruldu. Kitap dostlarının dünyaya tek pencereden bakmadığını, her fikirde, her anlayışta insanın “kitap” paydasında buluşup düzeyli sohbetler yapabileceğini göstermekti amacımız ve buna muvaffak olduğumuza inanıyoruz.
İlgili: Ayfer KAFKAS (ayferkirac@hotmail.com)
29 Mart 2009 Pazar
GÖLGE e-DERGİ 19. SAYI

19. Sayımızın öyküleri; Ayfer Kafkas’tan Ne Günahı Vardı Gebeş Hayri’nin, Mehmet Aras’ın yazdığı Hiç Bitmeyecek Tutku, Mustafa Emre Özgen’in Sıradan Bir Ölüm ile başlayan Takım Elbiseli Adam’ının ilk hikayesi, Oğuz Özteker’den Sevgilisizler Günü, Utku Tönel’den Biraz Daha, Emre Demirok’tan Yeşil Gözler, Serdar Kökçeoğlu’dan Uykuda Geçti ve Sadık Yemni’nin yazdığı Endişeciler.
Bu ay Deli Gücük çizgi roman albümü kitabevi raflarında Kamra yayınevi logosu ile yerini alacak. Biz de bu albümün editörü Levent Cantek ile röportaj yaptık.
Ters Ayna, Tuna Bayık ve Funda Tezel’in birlikte yazdığı korku romanı. Ters Ayna’nın yazım öyküsü Tuna ve Funda’nın kaleminden Gölge’de.
Gölge’nin sinema sayfalarında Barış Saydam’ın Rıza, Hasan Nadir Derin’in Tanrı’nın Sesi Morgan Freeman ve Masis Üşenmez’in 13. Gün ve Slasher Türüne Kısa Bir Bakış incelemelerini okuyabilirsiniz.
Onur Küçük Bakuman mangasını Gölge için inceledi.
Gölge’nin çizgi roman sayfalarında Cengiz Bostan’ın yazıp çizdiği Sıcak Çok Sıcak, Rıdvan Şoray’ın çizdiği Popo ve Mustafa Göçer’in yazıp çizdiği 3M+T yi bulabilirsiniz.
Gölge e-Dergi Öykü Özel Sayısı ve Çizgi Roman Özel Sayısı duyurumuzun ayrıntıları da Gölge’de. Dergimize http://GolgeDergi.Blogspot.com adresinden ulaşabilirsiniz.
Gölge e-dergiyi indirebileceğiniz linkler.
Pdf Link
http://rapidshare.com/files/214333351/Golge_19.pdf
Alternatif pdf link
http://photoshopmagazin.com/poe/paylasim/7493/indir/18697
flash link
http://hayalsaati.com/index.php?option=com_flippingbook&Itemid=69v
28 Mart 2009 Cumartesi
Enki Bilal Sergisi ve Söyleşisinin Tam Metni
Kokteyle bir çok çizgi roman çizerimiz, karikatüristimiz, okurumuz ve yayıncımız katıldı. ÇROP’tan ben ve Rıdvan Şoray da oradaydık.

Kokteyl davetiyelerimizi almak için 40 Ambar Sahaf'a uğradık. Ümit Kireççi, Rıdvan Şoray, Nurtap Emir

Kokteyl'de usta Enki Bilal'le ayaküstü tanıştım ve sohbet ettim.

Çizer Rıdvan Şoray şarap ve desenlerden feyz aldı bol bol

28 Mart 2009 Cumartesi sabahı Saat 10.25 - Taksim sokaklarında gezen Enki Bilal'i tesadüfen görüntüledim
28 Mart 2009 Cumartesi sabahı 10.30-11.00 saatleri arasında sadece iki gazete ve tv’yle röportaja evet diyen usta çizer Enki Bilal’le röportaj yapma şansım oldu. Yazar-editör Halil Gökhan’ın çabalarıyla gerçekleşen buluşmada Kırkaltı Karakalem dergisinin ilk sayısıyla "Çizgi Roman Senaryosu" kitabımı kendisine hediye ederek çizgi roman eksenli ciddi ve keyifli bir sohbete giriştik. Önümüzdeki günlerde yayınlanacak olan röportajın müjdesini şimdiden vereyim. Ustayla konuşup tanışmaktan onur duydum açıkçası.

Enki Bilal'le söyleşimizin ardından çektirdiğimiz fotoğraf... Yakında söyleşiyi okuyacak, görüntülü kaydın montajlanmış halini izleme olanağınız da olacak
Yine aynı gün saat 14.30’da hayranlarıyla buluşan Enki Bilal söyleşide kendisine yöneltilen soruları yanıtladı. Aşağıdaki metin yaklaşık olarak bu söyleşideki soru ve yanıtların tümünü kapsamaktadır. İzleyenler eminim bir çok ifadenin farklı olduğunu düşüneceklerdir ama doğrusu kulaklıktan gelen çevirinin türkçesini aktarmak istemediğimden ve not alırken tam ifadeleri yakalayamadığımdan bazı yerleri kendim yorumladım.
İşte soru ve yanıtlarıyla Enki Bilal Söyleşisi:
Söyleşi sayın Cem Şerbetçi’nin açılış konuşmasıyla başladı. Cem bey çizgi roman hayranı olarak topladığı Enki Bilal çizimlerinin, çizer Enki Bilal’in orijinal eserleriyle ilk defa bir arada sergilendiğini duyurdu ve ustayı tanıtarak sözü sorularla yanıtlara bıraktı.
Soru – Kadın ve Mısır desenlerini, sembollerini çok sık kullanıyorsunuz. Özellikle Mısır hiyerogliflerinden etkilendiniz mi? Çiziminizi etkiledi mi?
E. Bilal - ….(Kulaklıklardaki bir arızadan dolayı çevirisi gelmedi)
Soru – (Duyulmadı)
E. Bilal – Bazı ülkeler çizgi romanı kabul edemiyor. Kültürel olsa gerek. Bu yanlış bir tutum. Çizgi roman hala kötü ve değersiz görülüyor oralarda. Elbette her sanat dalında olduğu gibi kötüleri de üretilmiştir. Ancak çizgi roman sanattır ve faydalanılmalıdır.
Cem Şerbetçi bu noktada araya girerek sergi ve söyleşiyle birlikte “Animals” adlı yapıtını YKY’nin basmak istediğini ama telif haklarını elinde bulunduran Marmara Çizgi’den dolayı basamadıklarını açıkladı. Marmara Çizgi’nin keyfe keder bir tutum izlediğini ve elindeki Enki Bilal eserlerini geciktirerek bastığını iddia etti. Özellikle “çeviri” konusundaki yetersizliğiyle Marmara Çizgi’nin eserlere haksızlık ettiğini de; bir dergideki eleştiri yazısını hatırladığından olacak, vurguladı.
Enki Bilal bu açıklamalar üzerine metne ve yazıya çizgi romanda büyük işler düştüğünü belirterek çeviri konusunda hassas davranılması gerektiğinin altını çizdi.

Soru – Dijital tekniğe, photoshop’a, bilgisayar imkanlarına nasıl bakıyorsunuz? Kullanıyor musunuz?
E. Bilal – Yeni modern açılımlar bunlar. İlerleme ve çizgiye destek. Bunu kabul ediyorum. Ancak yaratıcılık “elden geçiyor” (elle çizmekten). Elle çizmek çok önemli. Photoshop son dönemlerde bir iktidar kurdu. Bu da kolaycılığı getirdi. Özellikle reklamcıların rötüş yapma, temizleme merakı olayı daha da vahim hale getirdi. Çizgi ölmeye başladı. Tenlerde yapılan temizlikle yüzler düzleşti. Kadın ve erkek ayrımı adeta ortadan kalktı. Çizimdeki insani ayrıntıları barındıran tensel doku bu rötuşlar sonucunda insanın kaybolmasına yol açıyor.
Cem Şerbetçi tekrar araya girerek elle yapılan çizimlerin öneminin arttığını belirtti. Özellikle bir müzayedede Enki Bilal’in eserlerinin 100 bin avro ve çok daha fazlası paralara satın alındığı bilgisini aktararak çizgi romana ve sanatçısına verilen bu değerle çizgi romanın artık gerekli saygıyı gördüğünü söyledi.
Soru – hangisini tercih ediyorsunuz: Senaryoyu önceden yazıp ona uyarak mı çiziyorsunuz, çizmeye başladıktan sonra öykünüzü gelişmelere ve akışa göre mi kurguluyorsunuz?
E. Bilal – Tek kişi yazıp çiziyorsa herhangi katı bir kurala uymuyorum. Duruma göre değişiyor üretme şeklim. Ancak yazıya çok önem veriyorum. İyi diyaloglar yazmanın önemli olduğuna inanıyor öykülerimi yazarken konuşma şeklinde kaleme alıyorum. Akıcı ve konuyu anlatan bir dil oluşturuyorum. Ancak çizginin dili de çok önemli. Kimi zaman çizgi yazının eksikliğini gidererek tek başına da gerekli şeyleri anlatabiliyor. Ama elbette yazı önemli ve anlatılmak isteneni sözcükler çok daha ifade ediyor. Senaristlerle de çalıştım. O durumda elime bitmiş bir kurgu geliyor. Ben özgürlüğü tercih ediyorum. Okuyucunun yerine koyuyorum kendimi ve ilerlerken beklentiye uyarak kurgu yaptığım oluyor.
Soru – Taş üzerine oyuk gibi desenleri bilerek mi kullanıyorsunuz?
E. Bilal – Ben hipergerçekçi değilim. İnsanları gerçekçi çiziyorum ama temelden uzaklaşmak, resmin nihai amacına uygun olarak evrensel bir dokuya ulaşmaya çalışıyorum.
Soru – Eserlerinizde felsefi bir alt yapı var. Mesaj iletirken aklınızı karıştıran düğümleri çözebiliyor musunuz?
E. Bilal – Düğüm dolu bir beynim var. Ama eserlerimde mesaj kaygım yok. Mesaj yapı içinde erimiştir. Din, sosyoloji, sosyopolitik bir geçmiş gelecekle birleşiyor eserlerimde. Daha önce gelişmelere bakarak geleceğe dair yaptığım bazı göndermeler gerçekleşti maalesef. 11 Eylül saldırısı mesela. Kehanet değildi ama kurgusal bir öngörü olarak “kökten dinciler böyle bir saldırı yapabilir” demiştim, gerçekleşti.
Soru - …(Ses tam duyulmadı: Happening resmi dışladı v.s.)
E. Bilal – Sanata baskı yapılmamalı. Resim bir ara modern sanatın dışına itilmişti. Ancak resim geri geldi. Çok güçlü eserler üretildi. Happening ise tekrara düştü ve ömrünü tamamladı. Resim onu eskitti.
Soru – (Layka Yayınevinin Sahibi) Marmara Çizginin dağıtımını biz yapıyoruz. Marmara Çizgi’nin sahibi Erdem bey çizgi romana gönül vermiş bir insandır. Bu uğurda evini sattı ve zorluklara rağmen çizgi roman basmakta direniyor. Yanlışlık çizgi romanla karikatürün aynı rafta satılmasıdır. Erdil Yaşaroğlu’yla Sandman, Enki Bilal aynı rafta satılıyor. Erdem her sayıyı 2 bin bastı. İlk iki sayı bitti. Diğerlerinin satışı ise durdu. Marmara Çizgi bu kadar yapabiliyor. Yıllar önce YKY Enki Bilal’in “Av Partisini” basmıştı devamı gelmedi. Marmara Çizgi özellikle çeviri eksikliğini gidermeye çalışıyor. Kapitalizm her alanda egemen. Enki Bilal de eserlerinde buna vurgu yapıyor. “Canavar Uykusu” adlı çizgi romanını okurken ağladım. Bu söylediklerimi kendisi anlamıştır. Onu saygıyla selamlıyorum.
E. Bilal – Tutkunuzu tebrik ederim.
Soru – Sinema ile çizgi roman arasındaki alışverişi nasıl buluyorsunuz. Olumlu mu sizce?
E. Bilal – İlişki ticarileşti. Hollywood özellikle kendi kültüründen gelen geleneksel comics herolarından besleniyor. Teknoloji ilerledikçe uyarlamalar da güzelleşiyor. Ben de iyi bir uyarlama takipçisi ve izleyicisiyim. Çizgi roman yaratıcıyken sinema pazarlayıcıdır. Bu da sinemada yaratıcılığı aksatıyor. Fransızlar, Japonlar, Amerikalılar çizgi roman üretiyor. Yaratıcılık oradadır. Bazı özel eserler de üretiliyor. Böylece her çizgi roman sinemaya uyarlanamıyor.
Soru – Renk seçiminizi neye göre yapıyorsunuz?
E. Bilal – Ben de soruyorum bu soruyu kendime. Elimin altında ne varsa onu kullanıyorum. Yaratıcılık duruma göre gelişme gösterebiliyor. Rönesans ressamları gibi. Ellerinde ne varsa onu kullanmışlar. Bende yine de kırmız ve mavi baskındır. Bu iki renk semboliktir ve birbirlerine zıttırlar bana göre. Anlamları vardır ama bunu sözcüklere dökmek istemiyorum. Bazı şeyleri konuşmamak gerek. Örneğin kırmızı kan rengi olduğu için hiddet geliyor okuyucunun aklına ama sadece onu anlamak gerekmiyor.
Soru – Kökeniniz (anne Çek/Hıristiyan, baba Yugoslav/Müslüman) eserlerinizi etkiliyor mu?
E. Bilal – Elbette kültürümden etkileniyorum. Kaçınılmaz. Nereye giderseniz gidin bu sizi takip eder. Ve yaratıcılıktan bahsettiğiniz zaman bu köken benim için bir şans. Siyasi bir tercihle babam Yugoslavya’yı terk etme kararı alarak Fransa’ya götürdü bizi. Bir şans.
Soru – Eserlerinizin sinemaya uyarlanmasına nasıl bakıyorsunuz?
E. Bilal – Üç film çektim. İlk ikisinin senaryosunu yazdım. Çizgi romanlarımda yer alan şizofren, fantastik, uçuk temaları aktarmıştım. Yapımcılar beni serbest bıraktılar. Üçüncü filmim çizgi romandan uyarlama. O da Nikopol Üçlemesi. Üç sayının tek filme indirgenmesi sıkıntı yarattı. Yetersizdi. Sinema kendi için üretmek yerine hazıra konarak hata yapıyor.
Soru – Mesajlarınız neden çok kötümser ve karanlık?
E. Bilal – Katılmıyorum. Kötümser değil mizah barındırır. “Canavarın Uykusunda” ben de ağladım. Ama kötümser bir mesaj kaygım yok. Gerçek hayat daha kötü. Bilimkurgu çizerken kötümser mesaj vermek yerine insanları koşulları sorgulamaya zorlamak istiyorum.
Soru – (tam duyamadım) Türkiye’deki genç çizerlerde manga ve comics’e özenme var?
E. Bilal – Japonlarda da Amerikalılarda da çizgi roman yerleşmiş. İyisini üretiyorlar. Avrupa da iyi. Ama siz hiç kimseyi taklit etmeyin. Avrupa birliğine gireceksiniz. Avrupalı olmayın önce kendiniz olun. Çizgide de kendinizi yaratın.
(Alkış geldi salondan)
Soru – Sinemaya anlatım olanaklarından dolayı mı adım attınız?
E. Bilal – Bilmem. Resmin uzantısı. Müzik ve ses olanağı var. Resimde ve çizgi romanda okuyan müziği-sesi duyuyor ama sinemada gerçek ses ve müzik var. Bu arada kamerayı, çekimi, montajı çok ilgi çekici buluyorum. Hem kalabalık bir ekiple çalışıyorsunuz sinemada. Ekiple çalışmayı sevdim. Yeni bir mecrada hikaye anlatıyorsunuz ekiple. Tamamlayıcı bir alan. Ama yaratıcılık resim ve yazıda ticaret ise sinemadadır. Çizgi roman-kitap kalıcıdır sinema ise sınırlı bir süre gündemdedir. DVD’yle artık sinema da kalıcı olmaya başladı gerçi.
Soru – Babanız Fransa’ya değil de Amerika’ya göç etseydi. Enki Bilal nasıl bir Amerikalı olurdu? Çizer miydi?
E. Bilal – Burada olmazdım!
Bundan sonrasında ailesine özel konulardan bahsetti. Hastalık, annesi, babası. Onları aktarmıyorum.
Bu sorunun ardından da imzaya geçildi.
Sergi sürüyor. Çizgi romana gönül verenlerin kaçırmaması gereken muhteşem bir etkinlik. YKY'ye, aracı olduğu için sayın Cem Şerbetçi'ye, evsahibi sayın Raşit Çavaş'a, Enki Bilal'i türk okuruyla kaynaştıran Marmara Çizgi'ye, etkinlikte emeği geçen herkese teşekkür etmek istiyorum. Dilerim bu tarz etkinlikler aratarak sürer ve kendi çizgi ustalarımıza da aynı ölçütte organizasyonlarla sahip çıkarız.
27 Mart 2009 Cuma
ÇİZGİ ROMAN DÜNYASININ EFSANE İSMİ ENKİ BİLAL HAYRANLARIYLA BULUŞUYOR

“Enki Bilal İstanbul’da”adlı sergide; çizgi roman albümleri ve filmleriyle her zaman gündemde kalan sanatçının orijinal eserleri Türkiye’de ilk kez sergileniyor. Sergide, orijinal eserlerin yanı sıra Murat Cem Şerbetci Koleksiyonu’na ait imzalı-sayılı serigraf ve litograf baskılar, afişler, heykel ve saat tasarımları, posta pulları ve kartpostallar gibi eserler yer alacak. Bu eserler arasında çok nadir bulunan Horus heykelciği ve Hyperion saati de bulunuyor. Yılın en çarpıcı sergilerinden biri olan “Enki Bilal İstanbul’da”, 28 Mart – 2 Mayıs 2009 tarihleri arasında ziyaret edilebilir.
SÖYLEŞİ:
“Enki Bilal’in Sanatı ve Dünyası”
Konuşmacılar: Enki Bilal, Murat Cem Şerbetci
Yer: Yapı Kredi Sermet Çifter Salonu
Tarih: 28 Mart Cumartesi, saat 14.00
26 Mart 2009 Perşembe
ÇROP "Çizgi'de Mizah Paneli"
Çizgi Roman Okurları Platformu (ÇROP)- Bahçeşehir Ü. Raptiye Mizah Kulübu ortaklığıyla gerçekleşek "Çizgi'de Mizah" Paneli...!
Not - Karşılık beklemeden çıktığımız bu yolda her kazanılan çizgi roman okuruyla, her "çizgi roman okuyorum" cümlesini nickle değil açık yüreklilikle kendi adıyla söyleyebilen çizgi roman okuruyla ödülümüzü alıyor mutlu oluyoruz.
"Bizi çalışmak kurtarır" Vanya Dayı - Anton Çehov
Watchmen Gösterimde Yaratıcısı Boykotta

ÇİZGİ ROMANIN DOSTOYEVSKİ’Sİ
1986 yılında ‘Watchmen’i yaratan 56 yaşındaki İngiliz yazar Alan Moore çizgi roman dünyasına edebiyat ruhunu katan ve saygınlık kazandıran adam olarak tanınıyor. Onu tanımlamak için seçilen benzetme de durumu açıklar nitelikte: ‘Çizgi romanın Dostoyevski’si’.
1953’de İngiltere’nin Northampton kentinde doğan Moore, 17 yaşında LSD sattığı için okuldan atıldı ve kendi kendini eğitti. 70’li yıllarda yerel bir gazetede yayınlanan çizgi serisi ‘Maxwell the Magic Cat’ ile çizgi roman işine girişen Moore, 1982’de ABD’ye taşınıp DC Comics için ‘Swamp Thing’i yazmaya girişmesiyle birinci lige transfer oldu. Moore’u yıldızlaştıransa bir yıl sonra George Orwell’in ‘1984’ünden izler taşıyan ve çizgi romanlarda görmeye alışık olmadığımız anarşist bir kahramana hayat veren ‘V for Vendetta’ oldu. Hemen ardından 1986’da yazdığı ‘Watchmen’ ise çizgi roman dünyasının ezberini bozuyordu. Zira ‘Watchmen’in ana kahramanları ‘kötülere karşı savaşan iyilik timsalı süper kahraman’ kavramını alaşağı eden, hem iyiyi hem kötüyü içinde barındıran gerçekçi kişilerdi. Dahası ‘Watchmen’ kahramanlık hikayesi anlatmanın ötesinde, içinde medya ve kapitalizm eleştirilerini, zaman ve mekan, güç ve kontrol, tanrı ve varoluş sorgulamalarını da barındırarak, derinlikli, felsefi ve edebi bir eser olarak karşımıza dikiliyordu. Moore, çizgi roman alemini sarsan bakış açısını ‘From Hell’ (1991) ve ‘The League of Extraordinary Gentlemen’ (1999) gibi eserlerinde de konuşturarak ‘üstad’ mertebesine erişti.
Moore’un başyapıtı addedilen ‘Watchmen’ bugün bir çizgi roman klasiği. 2005 yılında Time dergisinin ‘1923’ten bu yana yazılmış en iyi 100 roman’ listesinde dahi yer alan ünlü çizgi roman üniversitelerde tez konusu dahi oluyor. Bu çizgi romanın Neil Gaiman, Joss Whedon, Christopher Nolan gibi yazarlardan yapımcı ve yönetmenlere pek çok önemli isme ilham kaynağı olduğunu da ekleyelim.

‘FİLMİN ÇEKİLMESİ ZORBALIKTIR’
Ancak tüm bu övgülere rağmen Alan Moore bugün çizgi roman aleminden uzak yaşıyor. Çünkü ağzı bugüne kadar defalarca yandı. DC Comics’te işe başladığında yaptığı anlaşma bunlardan biriydi. Moore, çizer David Lloyd ile birlikte yarattığı ‘V for Vendetta’nın yayın hakkını DC Comics’e vermişti. Anlaşmaya göre şirket, çizgi romanı bir yıl süresince yayınlanmadığı takdirde tüm haklar yaratıcılarına devredilecekti. Aynı anlaşma Moore’un çizer Dave Gibbons ile birlikte yarattığı ‘Watchmen’ için de geçerliydi. Ancak DC Comics 80’li yıllardan bugüne kadar bu çizgi romanları yayınlamaya hiç ara vermedi. Haliyle Moore, bu şaheserleri üzerinde asla hak sahibi olamadı. Ancak iş bu kadarla da kalmadı. Çizgi romanlara dadanan Hollywood, Moore’un kült eserleri için de gelip kapıyı çaldı. Moore buna, çizgi romanlarının filme uyarlandığında özünden çok şey kaybedeceği düşüncesiyle şiddetle karşı çıksa da, hak sahibi olmadığı için engel olamadı. Sonuçta Hollywood’un elinde sembollerle dolu ‘From Hell’ aksiyon yüklü bir polisiyeye, hem hikayesi hem de karakterleri değiştirilen ‘The League of Extraordinary Gentlemen’ bambaşka bir şeye dönüştü. Moore ise bu filmleri, hiçbirini izlemeyerek protesto etti. 2005’te çekilen ‘V for Vendetta’ filminde, esas kahraman faşizme karşı savaşan bir anarşistten, faşizme karşı savaşan bir özgürlük savaşçısına dönüştürülerek yumuşatıldıysa da iyi bir uyarlamaydı. Ama ünlü yazar filmle hiç ilgilenmediğini açıkladığı halde, yapımcı Joel Silver’in Moore’un film konusunda çok heyecanlı olduğunu dile getirmesi bardağı taşıran son damla oldu. Sonunda Moore, bundan sonraki tüm film uyarlamalarından adının çıkarılmasına dair bir karar çıkarttı. Filmlerden alacağı parayı da reddedip payının çizerlere ödenmesini istedi. İşte bu boykot sebebiyle Moore’un ismi şu anda gösterimde olan ‘Watchmen’ filminin ne afişinde ne sonunda akan isim dizininde, hiçbir yerde de görünmüyor.
Hollywood’dan tiksindiğini söyleyen Moore, ‘Watchmen’ filmi için “Bu filmin çekilmesini zorbalık olarak görüyorum’ diyor ve ekliyor: "Bir fikri alın, uygunsuz kısımlarını kesip biçin, kalanını iyice şişirin, tüm konuyu basitleştirin ve insanlara sıkıcı hayatlarından kaçmabilmeleri için 100 milyon dolarlık bir kaçış sunun. Bu ahlaksızlıktır, bu bir hakarettir.”
Bir süredir İngiltere’deki evinde münzevi bir hayat yaşayan Moore, şu sıralar şamanik kültür, mitoloji ve büyüyle yakından ilişkili yeni romanı ‘Jerusalem’ üzerine çalışıyor. Moore boykotu için büyüleri kullanmaktan da geri kalmıyor: “Bu filmi de izlemeye hiç niyetim yok. Dahası filmi bir büyüyle de lanetliyorum!”
Bu boykot ve lanetin çizgi roman severleri Watchmen’i izlemekten alıkoymayacağı aşikar. Ama eserlerin özünü kavramak istiyorsanız size tek bir tavsiyemiz olacak: Önce çizgi romanını okuyun, filmi sonra izleyin.
Mine Akverdi – Akşam
MOORE’UN KALEMİNDEN ÇIKANLAR
V for Vendetta
Watchmen
From Hell
Batman: The Killing Joke
Lost Girls
Promethea
The League of Extraordinary Gentlemen
Tom Strong
Top Ten
25 Mart 2009 Çarşamba
Çocuğu ‘Örümcek Adam’ kurtardı!

Kostümü de hazırmış!
İtfaiye görevlisinin kendisine, “Seni kurtarmak için geldim. Artık hiçbir canavar sana saldıramaz” demesi üzerine çocuğun gülümseyerek pervazdan içeriye girdiği ve “Örümcek Adam”a sarıldığı aktarıldı. İsmi açıklanmayan çocuğu kurtaran görevli, tatbikatlara biraz heyecan katmak için, itfaiye merkezinde “Örümcek Adam” kostümü bulundurduğunu belirtti.
Holokost tabloları çizgi romana konu oldu
Tablolar, Polonya Hükümeti tarafından desteklenen ve eskiden ölüm kampının olduğu yerde bulunan Auschwitz Devlet Müzesi’nde tutuluyor.
David S. Wyman Holokost Enstitüsü Direktörü Medoff, “ Çizgi roman aracı dâhil olmak üzere, birçok cepheden adalet için mücadele edilebilir,” dedi. “Neal Adams Babbitt mücadelesini ancak kendi yapabileceği bir biçimde hayata geçirdi ve Marvel Comics de bu önemli amaç için cömertçe ulusal bir forum sağladı.”
“Son Zulüm” resimli romanı Marvel Comics’in zirve 5. sayısı olan “X-Men: Magneto Vasiyeti”nde bu ay yayınlandı. Beş sayılık mini-seri, Magneto’nun ve X-Men’in güçlerinin bir Holokost kurbanı olmalarıyla ortaya çıktığını gösteriyor. Çizgi romanın Holokost konusu nedeniyle, Marvel “Son Zulüm”ü ek bir hikaye olarak dahil etmenin uygun olacağını düşündü.
1944’te, Dina Babbitt, Auschwitz’de tutsak olduğu sırada çocukları neşelendirmek için barakalarının duvarına yaptığı Pamuk Prenses resimleriyle hayatını tehlikeye attı. Babbitt’in yakın zamanda yeniden yaptığı bu duvar resmi de “Son Zulüm”de yer alıyor.
Dr. Mengele Babbitt’in sanatsal yeteneklerini fark ettiğinde, ona üzerinde deney yapmayı planladığı birkaç çingenenin resmini yapmasını emretti. Bu resimlerin bazıları da minyatür olarak “Son Zulüm”de bulunuyor.
Holokost sonrası Babbitt Kuzey Kaliforniya’ya yerleşti ve yıllarca Warner Brothers ve diğer çizgi film yapımcıları için desinatör olarak çalıştı. Tweety, Speedy Gonzalez, Daffy Duck, Wile E. Coyote ve Cap’n Crunch gibi karakterleri çizdi.
1960’larda Auschwitz Devlet Müzesi Babbitt’in yedi portresini edindi, ancak “yaratıcısından çok tarihe ait oldukları” iddiasıyla tabloları kendisine iade etmeyi reddetti. Müze Sözcüsü Mengele’nin tabloların kanuni sahibi olduğunu bile iddia etti.
24 Mart 2009 Salı
Mickey’i Rourke’u Iron Man ikna etti

23 Mart 2009 Pazartesi
Hortkuluk Avcısı

Site Adresi: www.hortkulukavcisi.com
Sitenin Kuruluş Tarihi: 1 Şubat 2006
Sitenin Amacı: Değerli Harry Potter hayranlarına en doğru haberleri ulaştırmak, üyelerimize forumlarda en keyifli tartışmalar yapacakları ortamları sağlamak, galeri ve zengin bilgi bankalarımızla Harry Potter adına merak edilen her şeyi yanıtlamak ilk hedeflerimizdir.
Sitenin Tanıtımı: 2006 yılından beri yükselen grafiğimizle Harry Potter hayranlarının gözdesi olan sitemiz, şimdiye kadar birçok başarıya imza atmış ve atmaya da devam edecektir. Başarılı portal tasarımıyla son günlerde gündeme daha fazla gelen Ana Sayfamız çeviri grubumuz ve editörlerimiz tarafından özenle hazırlanmış zengin içeriklerle Harry Potter hayranlarının merak ettiği her şeyi sizlere sunmakta. Birbirinden renkli resimlerin bulunduğu galerimiz ise üyelerimizin ihtiyaç duyduğu her türlü büyülü kareye ulaşmalarını sağlıyor. Ancak kuşkusuz ki en çok rağbet gören noktamız, üyelerimizin özgürce kendilerini ifade edebildikleri forumlarımız. 10 bine yaklaşan ve her dakika artmakta olan üye sayımızla ailemiz her geçen gün daha da fazla genişliyor. Ayrıca zaman zaman yapılan radyo yayınları, üyelerimizin müzik zevklerine de hitap ederek bir Harry Potter hayranının isteyebileceği her şeyi sizlere sunuyor.
22 Mart 2009 Pazar
DÜNYALI mizah DERGİ Yayında

Çünkü, Samanyolu’ndaki en göz alıcı, nazar boncuğu gibi parıldayan gezegeninizin kıymetini bilemediniz. Dünyanızın ciğerleri olan ağaçları arazi almak için yakıp yıktınız, nükleer mantarlarınızla şekil verdiniz yer küreye. Kendinize sağcı, solcu, ırkçı, muhafazakar, dinci, demokrat, cumhuriyetçi, metalci, rapçi, burjuva, komünist, entel, eşcinsel gibi sıfatlar takıp birbirinize düşman oldunuz. İnsani değerlerinizi yitirdiniz. Sınıflandırdığınız insanların da sizin gibi gülmeye, sevmeye, mutlu olmaya hakkı var! Diğerleri diye ayırdığınız dünyalılar da sinirlenebilir, şaşırabilir, canı yanabilir ya da üzülebilir. Hangi biriniz işkence görmek, cinsel istismara uğramak, aşağılanmak, aç ve ya susuz kalmak ister? Siz de dünyaya bizim bakabildiğimiz pencereden bakabilseydiniz eğer bizi daha iyi anlayabilirdiniz. İnsanların çıkarları uğruna neler yaptığını görebilseydiniz o patitisleri bizim için seve seve soyardınız. Bizlerle aynı düşünceleri paylaşan dünyalı yazar ve çizer ajanlarımızla Dünyanızı kurtarmaya geliyoruz. Yüzünüze ufacık bir tebessüm katabilmeyi diliyoruz. En güzel silahlarımızı kuşandık kalemlerimizi ve zekamızı!
Dergimiz raflarda yerini aldığında ya Dünyalı olarak kalacak ya da uzaylı olarak aramıza katılacaksınız. Aramıza katılanlarla dünyayı daha yaşanası bir yer haline getirmeye çalışacağız. Umarım bizleri diğer dünyalılar gibi taş ve sopalar ile kovalamaz, bizlere kucak açarsınız.
Bay Uzaylı
SİTEMİZ AÇILDI.
Siz dünyalılar için yeni dönem başlıyor artık.Artık internet kanalıylada dünyanızı istila edebileceğiz. nıhaha!
Bay Uzaylıdan Sevgilerle."
ÇROP olarak onlara sonsuuuuuuuuuuuuuuuzzzzzz başarılar diliyoruz.
dunyalidergi@hotmail.com
Sanal askerim ansızın çalındı memur bey
İstanbul polisi, sanal alemde, kayıp askerlerin peşine düştü. 'Şövalye Savaşçıları' isimli bilgisayar oyununda askerleri çalınan 87 kişi, polise başvurdu.

POLİS ŞAŞKIN!
Sonunda bu da oldu. Dünyanın en büyük metropollerinden sayılan İstanbul'da suç peşinde koşan polisler şimdi de sanal alemde kaybolan askerleri arıyor. İnternette oynanan 'Şövalye Savaşları' (Knightonline) fanatiği 87 kişi, geçtiğimiz iki ay içerisine polise başvurarak, sanal oyunun karakterleri olan askerlerin çalındığını söyledi.
Polisi şaşkına çeviren olayın aslı şu: Türkiye'de binlerce üyesi olan oyununda seviye yükseldikçe, asker ve silah kazanılıyor. Ordusu en güçlü olanlar, sanal listenin üst sıralarına çıkıyor. Oyunu kazanmak isteyenlerin bir kısmı, hackerlerden çalıntı asker alıyor. Hackerlar oyuncuların mail adreslerine gönderdikleri keyloger virüsüyle şifreleri ele geçirip, karakterleri çalıyor.
DEĞERİ YÜKSEK
'Şövalye Savaşçıları' oyununda çalınan askerler internetteki paylaşım sitelerinde güçlerine göre 100 TL ila 2 bin TL arasında satılıyor.
Kaynak - Akşam
21 Mart 2009 Cumartesi
GÖLGE e-DERGİ 2. ÖZEL ÖYKÜ SAYISI

1.) Bu kez Öykü Özel Sayımızın bir konusu var: “Kaçış Hikâyeleri” yazmanızı rica ediyoruz. Kendimden mi, polisten mi yoksa karımdan mı; diye sormayın kimden veya nereden istiyorsanız, oradan kaçın!
2.) Öykülerin daha önce sanal veya somut hiçbir yerde yayımlanmamış olması gerekmekte.
3.) Times New Roman karakteriyle, 12 punto kullanılarak yazılacak hikâyeler, A4 ebadında 6 sayfayı geçmemeli.
4.) Son teslim tarihi 15 Haziran 2009 olan öykülerinizi hayalsaati@gmail.com adresine ulaştırabilirsiniz.
5.) Değerlendirme Gölge e-Dergi Yayın Kurulu Üyeleri tarafından yapılacaktır.
Gölge e-Derginin ilk Öykü Özel Sayısı dâhil tüm sayılarını http://golgedergi.blogspot.com adresinden bilgisayarınızca indirip, okuyabilirsiniz.
ilk Öykü özel sayısı hakkında fikir sahibi olmak isterseniz.
http://golgedergi.blogspot.com/2008/09/yk-zel-says.html
20 Mart 2009 Cuma
Mr. Magoo’nun yazarı Kaufman öldü
Çizgi karakter Mr. Magoo’nun yaratıcısı Millard Kaufman 92 yaşında yaşama veda etti.

Kaynak - Cumhuriyet
Not : Bu yazının başlığında kaynaktaki gibi "çizeri" ibaresi yer almaktaydı. Sayın Levent Elpen'in uyarısı doğrultusunda Kaufmann'ın "yazar" olduğu bilgisi elimize ulaşınca düzelttik. Teşekkür ederiz.
19 Mart 2009 Perşembe
PSP'de Çizgi Roman Yolda
Sony uzun zamandır kullanıcıların talep ettiği online çizgi roman arşivi özelliğini PlayStation Portable'a kazandırmak için kolları sıvadı.
Sony Conputer Entertainment Europe, PSP için online çizgi roman arşivi sunacağını bir video ile duyurdu. Binlerce çizgi romana anında erişim sağlayacak olan yeni servis, Auto-Flow adlı bir okuma mekaniğini de beraberinde getirecek.
Alışkanlıklarınız Değişecek
Online ortamdaki çizgi romanlar arasında türe, seriye veya yazara göre aramalar yapabileceğiniz çizgi roman servisinin nasıl ücretlendirileceği şimdilik bilinmezken, ihtimaller arasında sınırsız abonelik veya çizgi roman başına ödeme bulunuyor.
Kaynak: shiftdelete.com
Kadir Has Üniversitesi'nde Japon Kültür Festivali

Kulüp: Anime Kulübü
Başlangıç: 17 Mart 2009 Salı - Bitiş: 19 Mart 2009 Perşembe
Bu festival Türkiye'de bir ilk olarak gerçekleştirilmektedir. Japonya’da bulunan Tokyo Polytechnic University festivale davet edilmiştir. Manga bölümünde okuyan 15 öğrenci kendi çalışmalarını sergileyeceklerdir. Tüm dünyada yayılan anime ve manga kültürünü anlatarak, Türkiye’de ilgilenen kişi ve kurumlara bilgiler verilecektir.
Festivalde;
• Japon yemekleri tanıtımı yapılacaktır.
• Japon filmleri ve anime film gösterimleri yapılacaktır.
• Japon geleneksel savaş sanatları gösterilecektir.
• Koto dinletisi yapılacaktır.
• Japon derneklerinin destekleri ile Japon kültürünü tanıtan kültürel aktiviteler düzenlenecektir.
• Cosplay kıyafetleri sergilenecektir.
• Japonya tanıtımı ve anime hakkında bilgiler verilecektir.
• Playstation ve karaoke alanları olacaktır.
18 Mart 2009 Çarşamba
Üyelerimizden Yeni Bir Kitap

ÇROP üyesi olmakla bizleri onurlandıran, çocuk edebiyatımızın güçlü kalemlerinden Aytül Akal, Mavisel Yener, Çiğdem Gündeş ve Nilay Yılmaz ortak bir projeye imza attılar:
Pedagog Ayşen Özenç ile Nilgün Hekimoğlu'nun danışmanlığını yaptığı kitabın ilüstrasyonları Saadet Ceylan, Derya Ülker, Ayla D. Yetkin ortak imzasını taşıyor.
Anadolu Sigorta'nın katkılarıyla hazırlanan kitap anne ve babalara ücretsiz dağıtalacak. Okuma alışkanlığının bebeklikten kazandırılması için anne ve babalara seslenen kitabı belki de en iyi özetleyen sözlerden biri sayın Mavise Yener'e ait: "Bebeğinizi anne sütü ve kitapla besleyin!"
Diğer söz ise arka kapakta yer alıyor
"Çocukluğumda elime geçen iki kuruştan birini kitaplara vermeseydim bugün yapabildiğim işlerin hiçbirini yapamazdım"
D&R'da ÇROP Buluşması Bahanesi


Ozan Ergin taa Tekirdağ'dan gelmişti etkinlik için. Yanında da tiyatro oyuncusu arkadaşı. İlerleyen saatlerde bir kır pidecisine taşınan harika bir sohbetin başlangıcını görüyorsunuz. Tekirdağ titre ve kendine gel, yakında il sınırlarının içinde harika bir tiyatro kurulacak :)
İşte ÇROP'çular toplantısı:
(soldan) Maltepe Ü. Meslek Yüksek Okulu Öğr. Gör. Çağdaş Turan, ilüstratör Rıdvan Şoray, Çizer-reklamcı Necmi Yalçın, oyuncu-yazar Ümit Kireççi
17 Mart 2009 Salı
Enki Bilal İstanbul’da
Yönetmenliğiyle de tanınan Bilal’in orijinal eserleri ve imzalı sayılı serigraf ve litograf baskılarından saat tasarımlarına birçok de eserine yer verilecek. Enki Bilal 28 Mart günü 14.00’de sergi salonunda bir söyleşiye katılacak.
Kaynak: Radikal
Eskişehir "ÇROP Çizgi Roman Yapalım" Atelyesi'nin ardından
Eskişehir Gelişim Vakfı ve Birlikte Eğitim Kültür Derneği tarafından ortaklaşa tertiplenen "Evimiz Dünya" konulu Çocuk Festivali kapsamında 27 Ocak 2009 Salı günü ÇROP çocuklarla Eskişehir "Çizgi Roman Yapalım" Atelyesi gerçekleştirmiştik.
ÇROP adına oyuncu-yazar Ümit Kireççi ile çizer-ilüstratör Necmi Yalçın'ın görev aldığı atelye çok eğlenceli geçti.





Çizgi Roman Okurları Platformu (ÇROP) olarak çizgi romanı tanıtmak ve yaygınlaştırmak adına İstanbul, Zonguldak ve Eskişehr'i gezdik bu güne kadar. Dileriz bu çalışmalarımız faydalı olmuştur.
16 Mart 2009 Pazartesi
Süpermen’in ilk sayısına 317 bin dolar
Şopar'ın Ejderha Mızrağı Sayfası

Site Adı: Şopar'ın Ejderha Mızrağı Sayfası
Site Adresi: http://www.soparsopar.co.cc
Sitenin Kuruluş Tarihi: 1999-2000
Sitenin Tanıtımı: İlk kurduğum yıllarda daha Ejderha Mızrağı kitaplarının Türkçeleştirilmesi günümüzdeki kadar yaygın olmadığı için sitenin temel amacı sadece ilk üçlemeyi okuyan ve meraklanan arkadaşların genel olarak daha fazla bilgi edinebilecekleri, hangi kitapları okumaya devam etmelerinin doğru olacağı ve benim okuduklarıma istinaden hangi kitapların içeriğinde genel olarak neler olduğuna dair bir siteydi. Yıllar geçtikçe çeviriler arttı, kitaplarla ilgili bilgiler güncellendi ve site genel bilgilerin, normalde kitaplarda açık olarak bahsedilmeyen bilgilerin (tanrılar, ırklar, büyü vs.) ulaşılabileceği, güncele yakın bir site halini aldı. Tabii ki görsel olarak ta daha derli toplu bir hal alan site, isteklere uymaya çalışarak güncellenerek, günümüzde genel bilgileri, okuduğum kitaplara dair yorumları, örnek bölümleri ve Ejderha Mızrağına dair yapılan çizimlerin bir sentezini içeren bir internet kaynağı olarak halen mevcudiyetini sürdürmektedir.
Sitenin Amacı: Site Ejderha Mızrağı severlere internet ortamında Türkçe bir kaynak olarak güncel kitap listesini, Ejderha Mızrağı dünyasına ait temel bilgileri ve yapılmış olan çizimleri tek bir ortamda birleştirerek sunmayı amaçlamaktadır.
İlgili: Selim Cambazoğlu
14 Mart 2009 Cumartesi
ÇROP'a Haklı Eleştiri
Yarışma için gelen ilk öneri "Çizgi Roman Kahramanları"nı çizmek ve sormaktı. Bu şekilde kolay bir yarışmayla çok fazla yanıt toplanabilecekti.
Buna karşı çıkıldı ve "Çizgi Romana Emek Verenler", "Çizgi Roman Ustalarımız" gibi başlıklar üzerinde çalışılarak bir çok isim üzerine konuşuldu. Aklımızca ustaları anacak, yad edecek v.s. v.s. edecektik.
Ancak son adımda "Çizgi Roman Çizerleri" üzerinde karar kılındı ve Ümit Kireççi (ben) listeleri düzenlerken ciddi bir hata yaparak "Rahmi Turan"ı listede bıraktı-m. Sevgili Emrah Çıldır da işlerinin arasında gönderdiğim fotoğraflara bakarak kompozisyonu tamamladı.

Elbette bu hatayı duyuracaktık! Kitapların gönderilmesinin ardından duyuracaktık!
Kitaplar postalanmaya başlandı ve hatayı duyurmak üzere harekete geçtik. Bu arada uyarılar da gelmeye başladı haklı olarak.
Çizgi roman yarışmaları yapmak ve zihinleri zinde tutmak amacıyla başlattığımız yarışmaların ilkinde bu hatayı yapmayı beklemiyorduk. Kısmet. Artık bize düşen diğer yarışmalarda daha dikkatli olmak.
Bizi uyaran dostlara teşekkür ediyor, çizgi roman camiasından, ustalarımızdan ve hatama alet ettiğim ÇROP'tan özür diliyorum!
saygılarımla,
Ümit Kireççi
Kahramanlar Mavi de Giyer
Bu hafta gösterime giren yapımlardan biri olan Watchmen ödüllü bir çizgi romanın beyazperde uyarlaması.
Watchmen, büyük ilgi görmeye ve adından söz ettirmeye devam ederken, filmdeki karakterler de dikkat çekiyor elbette. İşte bu karakterlerden biri mavi kahraman Dr. Manhattan... Aslında gördüğümüz ilk mavi karakter değil Dr. Manhattan.
Entertaintment Weekly dergisi de, bunu düşünerek hayatımıza girmiş mavi kahramanları araştırdı. Bunların arasında unutulmaz çizgi film Şirinler’den, yine bir çizgi roman uyarlaması olan X-Men karakterlerine, Picasso’nun mavi dönemine ait tablosundan, Muppet Show karakterlerine kadar pek çok karakter yer alıyor.
Beast, Nightcrawler ve Mystique
Marvel’ın en beğenilen çizgi romanlarından biri olan X-Men hem çizgi roman severler hem de sinema tutkunları için bir vazgeçilmez oldu her zaman. Mutantların insanlar ve kendi aralarındaki çatışmalarını anlatan yapımın karakterleri de neredeyse markalaştı! Wolverine, Jean Grey, Storm ve Cyclops gibi isimlerin dışında bir de mavi kahramanları var X-Men’in. Son derece zeki Beast, istediği kişinin bedenine bürünme yeteneği olan Mystique ve kendini istediği yere ışınlayabilen Nightcrawler X-Men’in unutulmaz mavi karakterleriydi.
Gonzo, Kurabiye Canavarı ve Grover
Muppet Show ve Susam Sokağı pek çoklarının çocukluğunun vazgeçilmezleri arasındaydı. Kermit ve Miss Piggy, dünyaca ünlü Muppet Show’un belki de en sevilen karakterleriydi. 80’li yıllarda büyüyen çocuklar için Susam Sokağı izlenmeyen bir hayat düşünülemezdi. Bu televizyon şovlarını sahip oldukları üne kavuşturan karakterler arasında kesinlikle Gonzo, Kurabiye Canavarı ve Grover da yer aldı her zaman. Üçünün de mavi olması ise belki de en dikkat çeken özellikleri...
Kene
Çizgi roman kahramanı Kene, çizgi film olarak ekranları şenlendirmiş, çocukların sevgilisi olmuştu. Mavi kostümü, kaslı vücudu ve iri yapılı çenesiyle tipik bir süper kahramana benzese de, başındaki antenleri, olay mahallerine toplu taşıma araçlarıyla gitmesi ve esprileriyle o bir anti-kahramandı belki de; mavinin en çok yakıştığı kahraman...
The Old Guitarist/Yaşlı Gitarist
O ne bir süper kahraman ne de bir kukla... O, dünyanın en önemli sanatçılarından biri olan Pablo Picasso’nun, eserlerini mavi ve yeşil tonlarını kullanarak yarattığı “mavi dönem”inde yaptığı bir tablo. 1903 tarihli eser, ressamın yakın arkadaşı Casagemas’ın intiharından kısa bir süre sonra yapılmıştı. Paul McCartney kızının doğumunun ardından hastanede gördüğü bu resim üzerine şarkı yazmıştı. Şair Wallace Stevens ise The Man With the Blue Guitar adlı şiirini bu tablodan etkilenerek kaleme aldı.
Lambadaki cin
Aladdin’in lambasından çıkan ve dilekleri yerine getiren sevimli cin televizyon dünyasının unutulmaz mavi kahramanları arasında oldu her zaman. Aladdin’in maceralarında ona yoldaş olan cin, çizgi filme tam anlamıyla “renk” katmıştı...
Şirinler
Şirin Baba, Şirine, Huysuz Şirin, Güçlü Şirin ve daha niceleri... Korkulu rüyaları Gargamel’den kaçıp duran bu küçük kahramanlar, tüm zamanların belki de en mavi ve en sevilen karakterleriydi. 1958 yılından beri hayatımızda olan Şirinler, 80’lerin vazgeçilmez çizgi filmleri arasında başı çekiyordu.
Kaynak - Taraf
13 Mart 2009 Cuma
Joker bir kere daha öldü!
12 Mart 2009 Perşembe
CKM, D&R'da Ümit Kireççi Kitap İmza ve Gösterisi'ne davet
D&R'ın organizasyonuyla gerçekleşecek etkinlikte imza'dan önce yazar-yaşam koçu Filiz Tosyalı ve çizer Rıdvan Şoray'la ilginç bir de gösteri sunacak.
"Mutluluğun Resmi" adlı tek kişilik oyunundaki ressam, anlatıcı, oynayan görevlerini üç kişi arasında paylaştıran, Kireççi sayın Tosyalı'nın anlattığı masalın karakerlerini canlandırırken, sayın Şoray karakterlerin izleyici önünde portrelerini çizecek.

Son gösteriden bir sahne: oyuncu-yazar Ümit Kireççi ve çizer Emel Alp Sarı (Filiz Tosyalı sağda anlatıyor, anlatıyor, anlatıyor)
KARAKALEM KUMPANYA / İSTANBUL

Tarih: 14 Mart 2009 Cumartesi
Zaman: 13:00 - 20:45
Yer: VERTİGO
Cadde/Sokak: İMAM ADNAN SOK. NO: 8 DUROOCK'IN ÜST, PULP'IN ALT KATI
Şehir/Kasaba: Beyoglu, Turkey
PROGRAM
13.00-14.00 Kara Kısa Filmler-David Lynch-Jan Svankmajer-Le Marche Des Sans
14.00-14.15 Doğumla Ölüm Arasındaki Muhtelif Şeyler ve Karakalem Altay Öktem
14.15-15.30 PANEL: 2000'li Yıllarda Şiir Küçük İskender Kadir Aydemir Gonca Özmen Kaan Koç Nurhak Kaya Yöneten: Deniz Durukan
15.30-16.00 PERFORMANS: Lirik Muhalif Şiir Banu S. Samur
Bendir/Duduk: Mahir Karayazı 16.00-16.30
KONSER Solist: Gül Ak Gitar: Deniz Ağan
16.30-17.00 PERFORMANS
Rafet Arslan ve Şebekesi
17.00-18.15
PANEL: Geçmişten Bugüne Türk Rock Müzik
Nejat Yavaşoğulları (Bulutsuzluk Özlemi) Ogün Sanlısoy Deniz Durukan Onur Özdemir (Sakin) Yöneten: Melike Aslı Şahinsoy
18.15-19.00 GÖSTERİ: Huzursuz Performans Zinnure Türe Ümran Kio Çiğdem Gündüz Suat Başkır Mehmet Şeker
19.00-20.00 MEHMET TURGUT FOTO DARK
20.00-20.45 KONSER: BAŞKA ŞARKILAR Nilüfer Açıkalın Gökhan Dabak
AYRICA:VİDEO-ART KARA NUTUK / Suat Başkır
İLLÜSTRASYON/ ÇİZİM PERFORMANS Rıdvan Şoray Özgür Öztürk
RESİM SERGİSİ (KANLA KARIŞIK) Suzan Akkaya
GİRİŞ: 10 TL (BİR BİRA DAHİL)
10 Mart 2009 Salı
Cihan Demirci İmza Günü

Dikili ve Karga karikatür haberleri

DİKİLİ’DE KARİKATÜR SERGİSİ
Homur Mizah Grubunun oluşturduğu “Su” konulu karikatür sergisi Dikili’de açıldı. Sergide 75 karikatür bulunurken, 88 karikatürden oluşan müzikli sinevizyon gösterisi de yapıldı. Suyun özeleştirilmesine karşı başlatılan mücadelede Homur çizerleri de duyarsız kalmamış, Homur mizah gazetesi son sayısını bu konuya ayırmıştı.
8 Mart Dünya emekçi kadınlar gününde açılan sergi, yoğun ilgi gördü. Geçen yıl bedava su dağıtmasıyla adliyelik olan Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven, sergi açışlında yaptığı konuşmada ; “ Böyle anlamlı bir günde yapılan etkinliklerin içinde Homur çizerlerinin “Su konulu karikatür sergisi de olması bizleri mutlu etti. Kendi suyumuzu halka bedava dağıtmayı suç sayan anlayış, şimdi yabancılara peşkeş çekmeye çalışıyor. Gelecekte insanlığın ve tüm canlıların yaşamını tehdit edecek olan “Su” konusundaki duyarlılığından dolayı Homur çizerlerini bir kez daha kutluyorum” dedi.
Serginin düzenlenmesi ve açılışında bulunan karikatürcü Hande Dilek Akçam ve Mustafa Yıldız, gençlerin karikatürlere ilgi göstermesi, önümüzdeki günlerde Dikili’de “Karikatür atölyesi” açılması konusunda ısrarcı olmalarına hayır diyemediler.

Geçen ay yayınladıkları Karga mizah dergisi ile ustalığa adım atan Ekin koleji öğrencileri, Karikatür kulübü kurarak çalışmalarını düzenli yapıyor. Konuk ettikleri Mustafa Yıldız, karikatür hakkında bilgi verirken, akılarına gelen her soruya yanıt verdi. Kısa bir çizgi çalışması yapıldıktan sonra tekrarlanması için söz aldılar. Öğretmenleri Canan Güneri; “Mizah ve karikatüre olan tutkum okulda karikatür çizen çocuklarla beni buluşturdu. Hazırladığımız Karga dergisine hiç müdahale etmedim. Kendileri hazırlayıp, yayınladılar. Bu sayıda ikiz kardeşler Uzay ve Ege Doğan, Merve İlarslan, Asya Sayalı, Kaan Yörük, Berkav Avcı ve Mert Büyükulaş’ın karikatürleri bulunuyor. Ayrıca Tan Oral ustalarını orta sayfada konuk ettiler” dedi.
MAYA BORA ÖDÜLÜNÜ ALDI
Hande Dilek Akçam
9 Mart 2009 Pazartesi
Aşkın Güngör önceden gördü: Mesih'in klonu

Aşkın Güngör bu eseriyle bir çok yazarın başaramadığını başarmış: Geleceğe dair bilimsel bir öngörüde bulunmuş, bu öngörüyü gerçekleştiren kişinin de adını bilmiş.
Önce konusuna bir bakalım eserin -
Rivayet odur ki, son ve büyük savaştan önce Deccal ortaya çıkacaktır. Terörü ve karmaşayı yönetecek, kötü amaçlarına ulaşabilmek için dünyanın zirvesindekilerle işbirliği yapacaktır. Tüm bu çabalar boyunca gerçek yüzünü saklayacak ve kutsal bir figür olarak algılanacaktır. Öyle ki Deccal Mesih olarak anılacak ve izinde yürümeye ant içen kitleler tarafından peygamberliği kabul edilecektir. Tüm bunlar Kıyamet’in kopmasına yakın zamanlarda gerçekleşecektir.
Soru odur ki, uzay çağı olarak da nitelenen 21. Yüzyılda insanlar nasıl ve ne şekilde bir kişinin peygamberliğine onay verecektir? Bilimin anılmadığı zamanlarda bile kuşkuyla bakılan peygamberlik makamı nasıl, ne şekilde kabul görecektir?
* * *
İkilem odur ki, İncil’e göre İsa Mesih Romalılar tarafından çarmıha gerilmiş ve Golgota Tepesi’nde ölmüştür. Kuran’a göre ise Tanrı’nın ilahi müdahalesiyle İsa göğe kaldırılmış, Romalılar onun suretine büründürülen başka birini çarmıha germiştir.
Soru odur ki, İsa’nın kanıyla dolu olduğu rivayet edilen Kutsal Kâse’de gerçekte kimin kanı vardır? İsa Mesih’in mi, yoksa başka birinin mi?
Mesih'in Klonu bu sorulardan ve ikilemlerden hareketle iki bin yıl önce çarmıha gerilen kişinin DNA'sı ile klonlanacak kişinin kim olacağı sorularına yanıt veriyor. Zaman zaman tarihsel bir kurgu olarak akan eser, tarihler arasında gezinerek efsane halini almış pek çok olayın da gizlerini açıklıyor. (Tanıtım yazısından)
Bu kurgusal hikayede her şey yazar Aşkın Güngör'ün hayal dünyasından sayfalara akmış, okuyucunun ayaklarını yerden kesen başarılı klasikleşek bir bilimkurgu eseri ortaya çıkmış.
Yazımıza konu olan bu eserin öngörü başarısı!
İşte Akşam Gazetesi haberi:
Klon bebek yaptık!
Dünyada kopya insan yöntemiyle uğraşan ilk doktor olarak tanınan İtalyan bilim adamı Severino Antinori, klonlama (genetik kopyalama) yöntemiyle 3 bebeği dünyaya getirdiklerini, bunların 9 yaşında olduğunu ve Doğu Avrupa'da yaşadıklarını söyledi.
ROMA - Antinori, İtalya'da yayımlanan Oggi dergisinin yarın yayımlanacak sayısındaki demecinde, ''İnsan klonlama tekniğiyle 3 çocuğun doğmasına yardımcı oldum. İkisi erkek, biri kız ve bugün 9 yaşındalar. Sağlıklı doğdular ve şu anki sağlık durumları da çok iyi'' ifadesini kullandı.
Severino Antinori, Doğu Avrupa ülkelerinde yaşayan çocukların ailelerinin özel yaşamlarına saygı göstermek zorunda olduğu için ayrıntı veremeyeceğini, ancak İskoç Profesör Ian Wilmut'un ilk kopya hayvan Dolly'yi üretirken kullandığı tekniğin geliştirilmiş halini kullandıklarını belirtti.
64 yaşındaki Antinori, 5 yıl önce dünyada klonlama yöntemiyle 3 çocuğun dünyaya geldiğini söylemiş, ancak ayrıntı vermemişti.
Severino Antinori, 1994'te 63 yaşındaki bir İtalyan kadının doğum yapmasını sağlayarak üne kavuşmuştu.(YAŞAM)
İşte "Mesih'in Klonu"nda adı geçen profesörün adı: Dr. Vincenzo Antinori
Dr. Vincenzo Antinori: Tarihi klonlamayı yapan Clonaim adlı kliniğin beyin takımını oluşturan üç kişiden biri. Aslen İtalyan. Gizli Amerikan sermayesi yardımıyla yürütülen klonlama çalışmaları sonrasında, kendine proje içinde daha iyi mevkiler istediği gerekçesiyle, bir CIA ajanı olan Richard Burgess tarafından 17 Mayıs 2004'te öldürüldü.
Hala okumadıysanız çok şey kaçırıyorsunuz. Bilimkurgu edebiyatımızda övünebileceğimiz bir isim daha var demek isteyen herkese önerilir.
Yazar: Aşkın Güngör
Sayfa Sayısı: 520
ISBN: 978-975-10-2623-3
Yayın Tarihi: Kasım 2007
Yayıncı: İnkılap Kitabevi
Fantastik Efsaneler
Site Adı: Fantastik Efsaneler
Site Adresi: http://www.fantastikefsaneler.com/
İletişim: zeynikey@msn.com
Sitenin Kuruluş Tarihi: 27.Haziran.2007
Sitenin Tanıtımı: FRP, RP, fantastik kitap, fantastik film, oyun vb. konuların bir yerlerden kopyalanıp foruma yapıştırılmasından, siyaset din ve spor konularında tartışılan başlıklardan, üye çekişmeleri ve farklı görüşleri yüzünden uyarı almaktan bıkmış bir grup kişinin kendilerine Süvari adı vererek kurduğu eğlence sitesidir.
Sitenin Amacı: Süvari Birliği dediğimiz gruba kendimiz gibi insanları toplamak ilk amaç. Siteden atılma ceza uyarı gibi klasik sisteme dahil olan hiçbir kuralı kabul etmiyoruz. Kendi ilkelerimiz asayişi sağlamak için yollarımız var. Siteye üye olanların sadece bir iki konu hakkında spoil bilgi almak için değil kendi bilgi birikimlerini ( ödev, yabancı dil, pc, oyun… gibi konularda ) birlikteki diğer üyelerle paylaşmasını sağlıyoruz. Fantastik okurlarına baskı yapan kesime karşı yeni nesilin kendine güvenmesi için tavsiyeler veriyoruz. Oyun oynayanlar için ek bölüm, hikayesini yazıp yayınlamak isteyenler için bloglarımız ve siteye özel msn adreslerimiz var. Kopyala yapıştır bilgiler kesinlikle yasak. Kendi okuduğumuz kitaplar hakkında kendi tanıtımlarımızı yapıp verilen emeğe saygı göstergesi olarak alıntıları alınan sitelerle birlikte sunuyoruz. Süvari kardeşliğini koruyup insanları fantastik okumaya teşvik etmek sitenin temeli.
7 Mart 2009 Cumartesi
Çizgi Romanda "Son Osmanlı"lar


