10 Temmuz 2015 Cuma

ÇROP 8 Yaşında Yirmi Dokuzuncu Yazı: Hawkeye

Yusuf Aydın

HAWKEYE (2012)

Büyük süper kahraman takımları içindeki normal insanları genelde pek sevmem. Çünkü etrafta; yumruğuyla binalar yıkan, yıldırımlar düşürebilen, büyüler yapan, teknolojik zırhlar içinde ışınlar atabilen insanlarla dolaşmaları ve o kadar olaya rağmen her şeyden sağ salim çıkmalarını yadırgarım. Bu nedenle –özellikle ilk filmdeki imajından sonra- Hawkeye hiç ilgimi çeken bir kahraman olmamıştı. Ta ki Fraction ve Aja’nın eserini okuyana kadar. 

Fazla girmek istemesem de konusu kabaca Hawkeye’nin Avengers’dan ayrı takıldığı zamanlarda başına gelen değişik olayları anlatıyor. Apartman komşuları, side-kicki, street-level diyebileceğimiz kötüleriyle geçen günler. Fakat bunları kötü anlamda söylemiyorum. Aksine her hikaye insanı içine çeken, hadi bunu da okuyayım sonra bırakırım dedirten bir yapısı var. Ve söylemeden geçemeyeceğim; en güzel yanlarından biri dayak yiyen, dayak yedikten sonra bandajlarla gezen, hastanelik olan bir kahramanımız var.

Çizimleri ve anlatım tarzı kesinlikle alışılmış Marvel çizgi romanlarından çok farklı. Bu benim çok hoşuma gitti. Sayfa kullanımı, olayların küçük karelerle akışı, balonlar hepsi harika olmuş. Gerçi kabul etmeliyim üst üste bölümler okuyunca biraz yorucu oluyor. Sayfadaki bazı güzel ayrıntıları kaçırabiliyorsunuz ama olur o kadar.


Fraction ve Aja’nın bu işi kesinlikle Hawkeye’yı gözümde oldukça yükseltti. Bi Daredevil ayarına geldiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Son olarak diyeceğim Dünya’yı yok eden tehlikelerden sıkıldınız, yine de bir kahraman hikayesi okumak istiyorsanız kesinlikle Hawkeye okumalısınız. Hatta sıkılmamış olsanız bile okuyun. İngilizce hardcover cildini Gerekli Şeyler’in internet sitesinden bulabilirsiniz. İngilizce falan demeyin okuyun okutun!

Hiç yorum yok:

Linkler

Related Posts with Thumbnails