6 Mayıs 2015 Çarşamba

ÇROP 8 Yaşında Dokuzuncu Yazı: The Killing Joke

Doruk Çetin
---
The Killing Joke, ya da Türkçe ismiyle Öldüren Şaka gerçek bir klasik. Yazılmış en iyi Joker hikayesi, Miller’ın eserlerini saymazsak da kesinlikle en iyi Batman hikayelerinden biri. Yazar dünyaca ünlü Alan Moore; adını hala duymayan okurlar şimdi “Hah!” diyecekler çünkü kendisi V for Vendetta, Watchmen, From Hell, Swamp Thing diye alıp başını uzayan bir bibliyografiye sahip bir efsane. Çizer ise 2000 AD (Judge Dredd) ve DC Comics için çok defa kalemini oynatmış Brian Bolland. Bolland ayrıca 2008’deki yeniden basımda bu çizgi romanı gerçekçi ve kasvetli renklerine bürüyen kişi.
Öldüren Şaka bize Joker’in orijin öyküsünü sunuyor. Trajediyle dolu sayfalarda umduğunuzdan çok daha yakın buluyorsunuz kendinizi Gotham’ın soytarısına. Deliliğin kapısını açmadan önce bir aile babası olarak, bir koca olarak, başarısız bir komedyen olarak karşımıza çıkıyor Joker. Gündelik bir insanın eşiğinde durduğu korkunç uçurumu gösteriyor, sıradan bir insan ile kendisi arasında yalnızca “kötü bir gün”lük fark olduğunu anlatıyor. Akıl sağlığını kaybetmeye, deliliğe kaçıp arkasında kalanları örtmeye sadece “bir tek kötü gün” yaşamanın yeteceğini anlatıyor kendine has üslubuyla. Her konuşma balonu öylesine dolu ve gerekli ki karakterlerin sesiyle okuduğunuz her cümleden sonra tüyleriniz diken diken oluyor ve kendinizi düşünürken buluyorsunuz. Pelerinli süvarinin her hayranının kaçınılmaz ortak noktası olan Batman-Joker ilişkisinin en sofistike haline de burda rastlıyorsunuz, birbirlerine en yakın oldukları diyaloglara eşlik ediyorsunuz. Batman’le Joker’in belki de ne kadar benzer olduğuna tanıklık ediyorsunuz. Ayrıca belirtmeden geçemeyeceğim, Jim Gordon karakterinin sınırlarının zorlandığı olayların ortasında çok güçlü bir betimlemeye sahip bir şekilde yer alıyor çizgi romanda.

Bu altmış sayfalık öykünün yankısı ise büyük oluyor. Joker hala birçok yazarın kabul ettiği ve kullandığı bir orijin öyküsüne kavuşuyor, ki The Man Who Laughs (Gülen Adam) bunun en başarılı örneği. Barbara Gordon’ın Oracle kimliğine bürünme süreci yaşadığı korkunç kazayla burada başlamış oluyor. Ayrıca çizgi roman hem çizdiği Joker portresiyle, hem de Batman’in ve Joker’in benzerlik ve farklılıklarını etkileyici ortaya koyuşuyla beyaz perdeden oyunlara birçok mecrada büyük bir ilham kaynağı halini alıyor. JBC Yayıncılık sayesinde eseri bu ay raflarda Türkçe olarak görebilecek olmamız ise gerçekten büyük bir fırsat.
The Killing Joke hala tartışmalarla adını duyuran, köklü ve şok edici bir klasik. Sadistlik, delilik ve trajedi dolu bu öyküyü Joker’i anlamaya çalışanlara, Batman hayranlarına, çizgi roman okurlarına, sarsıcı bir hikaye dinlemek isteyenlere içtenlikle öneriyorum ve kısacası herkesi bu deli masala davet ediyorum.


“Kendini tatsız düşüncelere bağlanmış, geçmişinde çığlıkların dayanılmaz olduğu yerlere gidiyor bulduğunda, her zaman deliliğin varlığını hatırla. Delilik acil durum çıkışıdır. Dışarı bir adım atabilir ve yaşanmış tüm korkunçlukların üzerine bir kapı kapatabilirsin, onları kilitleyebilirsin... sonsuza dek.”

Hiç yorum yok:

Linkler

Related Posts with Thumbnails