Artun Dalyan daha çok genç bir mizah, çizgi roman okuru. Öğretmeni bir ödev verince bu işten paçayı nasıl sıyırabileceğini düşünmek yerine hayli kapsamlı ve yorucu bir işe kalkışarak bolca emek harcadığı ödevini vücuda getirmiş. Ben de kendisiyle kısa bir söyleşi yapmaya karar verdim bu çabasından dolayı. Ellerine sağlık, Artun. Dilerim hayatının kalanında çizgi roman sanatına katkı sağlayacak çok daha büyük çalışmaların olur.
Artun
merhaba, seni biraz tanıyabilir miyiz?
Hobilerin,
sanatsal merakların nelerdir?
Sinemayı
çok seviyorum. Filmleri özellikle sinema salonunda izlemekten hoşlanıyorum. Gitmeyi
planladığım filmler hakkında bilgi edinmek için önce internetten araştırma
yapıyorum. (Filmin konusunu, yönetmeni, filmdeki karakterleri, filmde rol alan
aktör ve aktrisleri) Bazı eski filmleri de internet aracılığı ile izliyorum.
İnsanları eğlendirmenin yanı sıra uyandırma ve bilinçlendirme konusunda sinema
sektörünün çok önemli ve gerekli olduğunu düşünüyorum.
Kitap
okumayı da çok seviyorum. İlgi duyduğum konularda kitap alıp okuyorum. Ayrıca İngilizce basılmış kitapları da severek
okuyorum. Tiyatroya ise fırsat buldukça gidiyorum. Ama gelecekte daha fazla
zaman ayırabilirim diye düşünüyorum.
Karikatür
ve çizgi romana ilgin ne düzeydedir? Neler okuyorsun, kimleri takip ediyorsun,
kimleri çok seviyorsun?
Bütün
diğer çocuklar gibi bende çizgi filmleri seyrederek büyüdüm. Walt Disney'in en
başarılı çizgi yapım serilerinden “Winnie The Pooh”yu, Looney Tunes’in karakterlerden “Bugs Bunny,
Daffy Duck, Elmer Fudd, Sylvester, Tweety, Tazmanya Canavarı, Road Runner” gibi
karakterini izleyerek ve Marvel’in
“Spider Man, X Man, Iron Man, Hulk” çizgi romanlarını okuyarak büyüdüm. CNBC-E’de
yayımlanan Simpsonlar’ı seyretmeyi hala seviyorum. Batman, X Man ve Iron Man gibi
çizgi karakterlerinden uyarlanan filmleri de kaçırmıyorum.
Annemin
bana armağan ettiği Yalvaç Ural’ın “Mızıkçının Oyunları” adlı kitabı, küçük
yaşlarda beni oldukça eğlendiriyordu. İlkokul 3.sınıfta iken Karikatürist Salih
Memecan okulumuzu ziyaret etmişti. Yaptığı söyleşiden sonra imzaladığı
“Sizinkiler” adlı karikatür kitabını aldığımda karikatürle ilk kez tanışmış
oldum. Daha sonra evimizde Ferruh Doğan’a ait “Bir Çizgide” Latif Demirci’nin
“Yes Problem”, Semih Balcıoğlu’nun “1.M.C” , Ünlü Karikatüristler Dizisinden
Bill Lee ve Sergio Aragones’in kitaplarını buldum. Bu kitapları incelediğimde
karikatür sanatı giderek beni daha da etkiledi. Karikatür çizerlerinin
toplumlar için çok önemli sanatçılar olduğunu daha iyi anladım.
Karikatür
çizmek, sadece iyi çizer olmak demek değilmiş. İyi çizebilmenin yanı sıra geniş
bilgi birikimine ve mizahi bir yeteneğe de sahip olmak gerekiyor. Ayrıca
toplumsal olayları da doğru algılayıp doğru yansıtabilme becerisi de
gerektiriyor.
Gırgır
ve Penguen dergilerini okuyorum. İnternetten de takip ediyorum. Arada sırada edebiyat
klasiklerinin çizgi uyarlamalarını da okuyorum.
Karikatürde
en çok tek kare esprilerini mi seviyorsun yoksa çizgi roman gibi uzun
olanlarını mı? Örnek vermen gerekse hangilerini anlatırdın bize? Neden onları
tercih ediyorsun?
Her
ikisini de seviyorum. Ama tek kare esprilerinin daha fazla anlam içerdiğini
düşünüyorum. Hatta bu türde yani tek karede karikatür çizen karikatüristler benim
için daha özeller… Çünkü onlar zor bir şeyi başarıyorlar. Yalın çizgileriyle
bizi eğlendirirken düşündürüyor ve gerçeği görmemize ve anlamamıza yardımcı
oluyorlar. Bence onlar daha özel bir yeteneğe sahipler…
Projemi
hazırlarken yaptığım araştırma sırasında tanıdığım, tek kare espri çizeri
olmasının yanında yazısız çizgileriyle fark yaratan birçok değerli karikatüristlerimizi
örnek verebilirim. Bunlar: Turhan Selçuk, Tan Oral, Nezih Danyal, Ferruh Doğan,
Nehar Tüblek, Eflatun Nuri ve Erdoğan Başol, Ercan Akyol, Oğuz Gürel ve Muammer
Olcay. Ayrıca okulumuzun mezunlarından değerli Semih Balcıoğlu’nu da
unutmamalıyım.
Kamil
Masaracı tek kare espri çizeri değil ama karikatürleri çok anlamlı… Onun
çizdiği karikatürlere baktığımda karikatürün yalnızca bir güldürü aracı
olmadığını, bunun yanında haksızlıklara karşı çıkmada kullanılan, toplumlara
iyiliği, doğruluğu, adaletli olmayı öğütleyen çok etkili bir mücadele aracı
olduğunu daha iyi anladım.
Oğuz
Aral, Piyale Madra, Bedri Koraman, İsmail Gülgeç, Erdil Yaşaroğlu, Haslet
Soyöz, Latif Demirci, Behiç Pek ve Salih Memecan’ın çizdiği karikatürleri çok eğlendirici
buluyorum.
Hazırlaman
gereken proje için “Karikatür Dergisi Hazırlama” konusunu seçmişsin. Türkçe öğretmeniniz
Sennur Karanlık da sana bolca destek olmuş. Sen neden karikatür dergisi
hazırlamayı tercih ettin? Karikatür senin için bu kadar mı önemli?
Bu
çalışmayı gerçekleştirmedeki amacım, ülkelerin kültürel ve toplumsal
gelişmelerinde çok önemli bir rol oynayan mizah ve karikatür konusunda bilgi
toplamak, karikatüristlerimizi tanımak,
karikatür sanatını anlamak,
karikatürünün yaşamımızdaki yerini sorgulamaktı.
Ben, Nasrettin Hoca,
Karagöz Hacivat gibi tarihinde çok önemli mizah ustalarını yetiştiren bir
toplumda yaşıyorum. Bu benim için büyük bir zenginlik… “Karikatür Dergisi Hazırlama” konusunu seçmemin nedeni de bu… Bu
zenginliğe sahip çıkma adına geçmişten günümüze ülkemizin yetiştirdiği değerli
mizahçılarımızı ve karikatüristlerimizi tanımak ve onlar hakkında daha fazla bilgiye
sahibi olmaktı amacım… Ayrıca bu araştırma sonucunda karikatüristlerimizi
tanımanın yanı sıra karikatür sanatını anlama ve karikatürünün yaşamımızdaki
yerini sorgulama açısından da benim için çok yararlı bir çalışma oldu
diyebilirim.
Bu
ödev için biri kalın bir cilt, diğeri büyük boy ince iki kitap çalışması
gerçekleştirmişsin. Hem de tek proje hazırlaman gerektiği halde. Biri
ansiklopedik bilgi içeriyor diğeri de farklı zamanlarda yayımlanmış başarılı karikatür
örneklerinden derlenmiş bir dergi formatı olmuş. Ellerine sağlık bir kere ben
çok keyif aldım projelerini incelerken. Merak ettiğim neden iki proje
hazırladın? Karikatürü bu kadar mı seviyorsun?
Yapmak
istediğim proje “Karikatür Dergisi Hazırlama” konusuydu. Ama bu dergiyi
hazırlamak kapsamlı bir ön çalışmayı gerektiriyordu. Edindiğim bilgileri
sınıfta arkadaşlarımla paylaşabilmek için sunum dosyası hazırlamam gerekiyordu.
Yani sunum dosyasını hazırlamadan önce edindiğim tüm bilgi ve belgeleri
derlemek zorundayım. Ayrıca bu projeyi aldığımda araştırma yaparken bu kadar
eğlenebileceğimi düşünmemiştim. Sınıf arkadaşlarıma bu bilgileri aktardığımda
onların da benim gibi heyecanlanıp karikatür ve mizah konusunda çalışma
yapmalarını sağlayacak isteği uyandırabilir miyim acaba diye düşünmüştüm.
Sen
karikatür çiziyor musun peki? Yoksa sadece okur ve araştırmacı mısın?
Birkaç
karikatür denemem oldu. Ama ilgi alanım daha çok okumak ve araştırmaktan yana…
Karikatür
denince aklına nasıl bir sanat dalı geliyor? Sence insan neden karikatür
okumalı? Yaşıtlarına karikatür okumanın önemini anlatmak istesen neler söylemek
istersin?
Karikatür,
tercümana ihtiyacı olmayan evrensel bir dildir. Karikatürü içinde yaşadığımız
dünyanın bir yorumu olarak da görebiliriz. Sorunun olduğu yerde karikatür de
vardır. Karikatür bir kitle iletişim biçimidir. Karikatürler, ilettiği mesaj
ile çeşitli sorunların çözümüne ışık tutan ve aynı zamanda gülmeceye dayanan
sanatsal nitelikli mesajlardır. İnsanlara farkındalığı öğretir. Kendi
sorunlarına sahip çıkmasını önerir. İnsanların eşitliği için doğrudan, iyiden
yana bir değişimi sağlamaktır. Karikatürün hammaddesi insandır. Her karikatürün
ilettiği bir mesaj mutlaka vardır.
Arkadaşlarıma
şunu söylemek isterim: “Karikatürler, insanları ve toplumları uyandırma ve
bilinçlendirme konusunda çok önemli ve gereklidir. Bir toplumda mizahın ve
karikatürün varlığı, o toplumun gerek özgürlükler gerekse kültürel açıdan
gelişmesi demektir.”
Son
olarak sözlerime büyük şair Brecht’in şu sözlerini anımsatarak son vermek
istiyorum. “Mizahın olmadığı bir yerde yaşamak çok zor ve sıkıcıdır. Her şeyin
mizaha dönüştüğü bir yerde yaşamak ise olanaksızdır.”
Ayrıca; bana kendimi
ifade etme fırsatı verdiğiniz için size çok teşekkür ederim. Ümit Kireççi
Mayıs 2012
2 yorum:
Sayın Ümit Kireççi, ilginize tekrar teşekkür ederim.
istanbulun tarihi yerlerini anlatan bir dergi yapacağım nasıl bir şey yapablirim
Yorum Gönder