12 Eylül 2009 Cumartesi

Darbelere Dikkat: The General!

12 Eylül Darbesi'nin bir yıldönümü daha yaşanırken herkes geçmişin muhasebesini yapmak üzere yorumlamalara başladı. Ülkemizin askeri darbelere açık olduğunu bir kaç yıl önce DC Comics YENİÇERİ (makaleyi okuyabilirsiniz) çizgi romanıyla hicvetmişti hatırlanacağı üzere. Anka Kazım adlı irticacı general kendisine bağlı birliklerle Türkiye-İsrail yakınlaşmasına tepki olarak ihtilale kalkışmıştı. Yani iş bu kadar basitti ülkemizde. O öyküde dünyadaki bütün diktatörlerle mücadele eden Lustice League of America kahramanları olmasa mahvoluyorduk. İyi ki işbirliğimiz var kendileriyle :)

Şaka bir yana DC Comics bu tarz çizgisel müdahaleleri tüm dünyaya yapsa da kendi içinde de hesaplaşmayı tercih etti ve JLA'nın en büyük düşmanlarından birini yarattı: The General


General Wade Eiling'e ilk olarak DC Comics'in INVASION serisinde rastlamıştım. Uzaylılar dünyayı istila edince Amerika ve dünyayı kurtarmak isteyen hayli sevecen, vefalı ve mücadeleci bir insanla karşılaşmıştım. Hele bazı kahramanların ölümünün ardından kapıldığı üzüntü beni bile etkilemişti. İnsanları ve kahramanları seven bir askere bakıyordum her sayfada. Sonra her şey değişti... Tepeden saçı dökük, şakakları beyaz, ince bıyıklı, zayıf ama sert ve otoriter olmakla birlikte yumuşak yüzlü adam değişiverdi.

İlk kez Mart 1987'de Captain Atom serisinde okuyucuyla tanışan Eiling kötü adamlardan biri olan Megala ile yakınlaşmışsa da öyle çok büyük bir değişiklik göstermemiştir. 1999 yılında ise işler değişir.


Ultra Marine Corps adlı bir grup askerin ortaya çıktığı JLA 24'de (1999) bu grup vücudunun zarar gören kısımlarını yenileyebilen Shaggy Man adlı yaratığı hapsediliği okyanus tabanından alıp yüzeye taşır. Bu arada ordu birlikleri bu süper güçlü askeri grupla birlikte JLA'nın kahramanlarına çok ciddi bir tuzak kurarak saldırıya geçerler. Kaçınılmaz sona adım adım yaklaşılmaktadır: Yüzleşme!


Bütün bu tuzakların ve kumpasların arkasında General Wade Eiling'in olduğu anlaşılır. Daha da vahim olan, Eiling'in bazı operasyonlarla kendini Shaggy Man'in güçleriyle donattığıdır. Beynindeki tümör'ün buna neden olduğu anlaşılsa da The General vahşet dolu aksiyonlarına son verecek değildir. JLA, onu bir ışınlamayla uzaydaki uzak astrereoidlerden birine ışınlayarak kurtulur. Daha doğrusu öyle zanneder.
The General daha sonra geri döner ve defalarca Amerika ve dünyanın başına bela olur. Kahramanların düşman ve hatta dünyanın en büyük tehditleri olduğuna inanmaya başlayan bir zihnin ulaştığı son noktadır bu. Animated serisinde de bu süreç hayli uzun işlenmiş. Ancak Lex Luthor'un Amerikan Başkanı seçilmesiyle de zirve yapan belli bir gruba "süper kahramanlara" nefret ve tepki kampanyalarının bir parçasıdır da aynı zamanda.
Ancak yıllar öncesinde kalan "süper kahraman düşmanlığı" öykülerinden birini DC Comics'in uzun metrajlı bir çizgi film olarak bu sonbaharda vizyona sokacağını düşünürsek, "public enemies" (halk düşmanı) teranesinin bir yerlere gönderme olduğunu söylemekte sakınca görmüyorum. The General de bir tür iç piyasa hesaplaşmasının süslerinden biri gibi.
Yine de konuya dönecek olursak, ülkelerin en iyi silahlı örgütlerinin başında olan insanların gözden kaçırılmaması gerektiğini vurgulayan bir karakter, The General. İyi, vatansever, sevecen, vefalı v.s. insanların her an olaylara müdahale etmeye kalkışacağı ve sertlikte sınır tanıyamayabileceği vurgulanıyor hikayede: Askeri Darbeler Kötüdür!

Ümit Kireççi
"Çizgi Roman Hayatın İçinde"

Hiç yorum yok:

Linkler

Related Posts with Thumbnails