7 Mart 2017 Salı

Mehmet Berk Yaltırık'tan Tarihi Bir Roman "Yedikuleli Mansur"

Mehmet Berk Yaltırık bir tarihçinin aynı zamanda iyi bir edebiyatçı olabileceğinin modern örneği olarak çıkıyor karşımıza. İyi niyetini hiç kaybetmeden alt kültür meraklılarının buluşabileceği her alanda çalışmalarını paylaşmış ve okurlarının beğenisine sunmuş olan, Yaltırık, şimdi de birikimini bir romanla taçlandırarak gelecek çalışmalarının önünü açmış.

Kendisini kutluyor, nerede yazıyor olursa olsun okuyanının bol olmasını diliyoruz: 

“Mansur içinde bulunduğu durumun tuhaflığına şaşmaktaydı. Öncesinde Osman Ağa’nın gümüş karşısında duman tüten koluna ve o ayı mı kurt mu belirsiz ürkünç mahlûkun leşine şahit olmuştu. Peşinde dolaştıkları ihtiyar bir meyhaneci anladığı kadarıyla uzun seneler büyücülükle, sihirle uğraşmıştı. Şimdi ise yeraltında gezinir hortlakların, ecinnilerin başıyla, onların kabadayısıyla karşılaşmak üzere yola çıkmışlardı. An geliyor gerçek bir dünyanın hakiki dertleriyle hemhal olup dayılara ve zorbalara denk geliyor, sonra bir anda masallardan çıkma tuhaf bir düşler âlemine gark oluyordu. Yaşadığı acayipliklerin ömrünü nereye sürükleyeceğine şaşırmaktaydı…”
Galata Kulesi’nin akbabayı andıran gölgesi. Bıçak parıltıları, şarap kokuları, sarhoşların koynunda yattığı eğri büğrü sokaklar, bükülen kaytan bıyıklar, kadı neferlerinin ayak patırtıları, külhani topuk vurmalar, başlayan ve biten efsaneler, zorbaların kanunu, kanunun falakası…
Sultan Süleyman Han’ın saltanatının son senelerinde, zorbazların ipinin ucunu çoktan kaçırmış Kara Şaban Ağa, zorbazlığa namzet Mansur, simyaya tövbeli meyhaneci Panayot, insan kaçkını ve daim karanlıkta yürüyen Ayı Osman Ağa, zorbazların rüzgârında savrulan Roza ve bir nice tılsımlı, efsunlu, ürpertili mekân ve mavra…

Yedikuleli Mansur kısmen korkulu ziyadesiyle fantastik ve tarihi bir sergüzeşt…

YEDİKULELİ MANSUR-Yazarından Notlar
* Romanın yazılması esnasında kabadayıların kökeni ve tarihçesine ilişkin yapılan araştırma esnasında alınan notlar, sonradan “Eski İstanbul Kabadayısı Figürü ve Bir Şehrin Yaşadığı Değişimler” başlıklı bir bildiriye dönüşerek 2015’te Sakarya’da Uluslararası Osmanlı Araştırmaları Sempozyumu’nda sunuldu.
*Romanın çıkış kaynağı, 8 Ekim 2016 tarihinde kaybettiğimiz Giovanni Scognamillo’nun “İstanbul Gizemleri” adlı araştırmasındaki tarihi bir rivayete dayanmaktadır. Gizemcilikle ilgili kitapları bulunan Fransız yazar Roland de Villeneuve’nin kurtadamlar ve vampirlerle ilgili bir çalışmasında, 17. yüzyıl yazarı Jacques d’Autun’un “Sihirbazlar ve Büyücüler Konusunda Bilimsel İnançsızlık ve Cahil Saflık” adlı kitabında 1542’lerde İstanbul’da sürü halinde gezen kurtadamlar olduğundan bahsettiği belirtilmektedir. d’Autun, Sultan’ın (Kanuni Sultan Süleyman) has askerleri ile silahlanarak sarayından çıkıp kurt adamlardan yüz elli kadarını surlara dizdiğini, bunların toplanana halkın gözleri önünde surlardan atlayıp kaybolduklarını anlatmaktadır. Bu kısa rivayet önce “Kanlı Pençe” adıyla öyküye, sonra da “Yedikuleli Mansur” romanına dönüşmüştür.
*Romana ilham veren şarkı külhani bir tınıya sahip oluşu aşikâr “Bahriye Çiftetellisi” yahut “Kadifeden Kesesi”dir.
*Romandaki tuhaf mahlûkların tasvirlerinde biri hariç (sinemamızın ünlülerinden meşhur bir tip) diğerlerinde tarihi kaynaklara geçen ve folklor derlemelerinde rastlanan tariflere başvurulmuştur.

*Romanın ilk ismi “Kara Şaban” olarak belirlenmiş, sonrasında değiştirilmiştir.

Hiç yorum yok:

Linkler

Related Posts with Thumbnails