7 Ocak 2016 Perşembe

Neil Gaiman Krypton’un, Green Lantern’in, Dünyanın ve DC Comics Evreninin Oluşumunu Yazmış

Ümit Kireççi
...
Sandman’in 11. cildi olan “Ebedi Geceler”i tekrar okuduğumda sıra “Bir Yıldızın Kalbi” hikayesine geldiğinde küçük bir ayrıntı çekti dikkatimi. Sonra biraz daha dikkatli okuyunca ve ayrıntılara odaklanınca bir başkasını gördüm, derken bir baktım ben daha önce bu hikayeyi okuduğumda aslında çok da bir şey anlamamışım. Aslında Neil Gaiman bu kısacık hikayede DC Comics evreninin oluşumunu almış kaleme.

Beni allak bullak eden “Bir Yıldızın Kalbi” hikayesini okuldaki görevime giderken serviste okudum. Ayrıntılar kafamı öyle karıştırdı ki hemen okuldaki bir bilgisayarın başına oturup hikayeyi minik minik parçalara ayırarak araştırdım. Sonra da her edindiğim bilgiyle gülümsedim. Hatta bir ara öyle bir ayrıntıya denk geldim ki kahkaha attım diğer öğretmenlerin şaşkın bakışları altında. Bu halime alışık olduklarından sorun olmadı ama yine de “bilgilendim” diye kahkaha atmak bir tuhaf gelebilir başkalarına onu söyleyeyim… Evet, o gün belki de en az 10 bilgi edindim. Bunu da coşkulu bir şekilde facebook’taki hesabımdan paylaştım. Gelelim bu bilgilerin önemine:

1 – Hikayeyi çözümlemenin keyfi
2 – Superman’e uzanacak bir galaktik göndermeyi görmek
3 – Dünyanın oluşumu hakkında bir detay
4 – Green Lantern’lara dair müthiş bir bilgi
5 – Bir felsefe akımıyla çizgi roman arasındaki bağlantı
6 – Astronomik bir ayrıntı
7 – Ve bu üsttekileri birbirine bağlayan birçok başka unsur.

Bunları öğrendim 19 sayfalık bir Neil Gaiman çizgi romanından.


Hikayeyi özetlersek:
Sandman (Düş, Morpheus), kız kardeşi İhtiras’ın yardımıyla Parıltının Killalla’sını (kabaca söylersek) tavlamıştır. Bu ölümlü, mavi tenli, yeşil alevlerin vücudunu sardığı kadını kozmik bir toplantıya davet etmiştir üstelik. Zaten hikaye de bu toplantının yolunda başlar. Toplantıyı mavi bir alevden oluşmuş gibi görünen insan biçimli Mizar düzenlemiştir. Yanında kırmızı alevlerden oluşan Rao, yeşil alevden oluşan Sto-oa ve ergen bir çocuktan hallice sarı alevden oluşan Sol bulunmaktadır. Bu toplantıya birçok başka tanrısal varlık da davetlidir, onlar da icabet göstermişlerdir, kalabalıktır ortalık.  Killalla bu toplantıdaki tek ölümlüdür. Daha sonra beklenmedik bir şey olur, İhtiras’ın tuhaf mizah anlayışıyla tekrar baştan çıkarılarak Sto-oa’ya aşık olur. Sto-oa da ona. Düş’ü aldatır. Hikaye de bu yeni aşkla biter.
Benim bu hikayede dikkatimi ilk olarak kırmızı alevden oluşan Rao çekmişti. Bildiğimiz üzere Rao Superman’in memleketi Krypton’un tanrısıdır. Hikayenin bir yerinde Düş’ün kız kardeşi Umutsuzluk “Bir düşün Rao, dengesiz tabiatlı bir gezegene hayatı getirmek, hayatın güzelliğini arttırmaz mı? Her an patlayabilecekse…” demektedir. Rao da ona “Hiç böyle düşünmemiştim!” yanıtını vermektedir. Anladınız değil mi? Daha Krypton’un üzerinde yaşam oluşmamış, Superman’e gelesiye kadar belki de milyarlarca yıl var ve bu toplantının tarihi… Tarih verebilir miyiz?


Bunu geçelim bir de Superman’in kırmızı güneşte gücünü kaybedişini hatırlayalım. Ve bu güneşin Krypton’un tanrısı oluşu ayrıntısını. Anladınız işte, Rao aslında Krypton’luların hayat verdiği için taptıkları güneşleridir aynı zamanda.


Bu ayrıntıdan sonra biraz daha dikkatli bakmaya başlamıştım ki sarı alevden oluşan Sol’a takıldı gözüm. Dengesiz bir ergen boyutundaki Sol (Latince Güneş) bizim güneşimizden başkası olabilir miydi ki? Olamazdı, değildi. Toplantıyı düzenleyen mavi alevli Mizar onu yaratmış gibidir. Onu eğlenceli ve iyi niyetli olarak tanımlamaktadır. O da hem sakar hem aklı bir karış havada ortalıkta dolanmaktadır bunu ispat etmek ister gibi. Üstelik gezegenleri olduğunu ve onlardan yaşam oluşturma hayalleri kurduğunu da paylaşır. Bu hikaye öyle bir tarihte geçmektedir ki bizim güneşimiz daha çok gençtir. Olgunlaşmamıştır.

Peki ama toplantıyı düzenleyen Mizar kimdir? Bunu da internet açıkladı bana. Mizar bildiğimiz Ursa Majordur. Yani bildiğimiz Büyük Ayı yıldızıdır (güneşi). Ama öte yandan Mizar’ın asıl anlamı Arapça kökenlidir: Kuşak/kemer. Neil Gaiman güneşin Arapçasını kullanmaktadır hikayede.

Yeşil alevlerden oluşan Sto-oa ise dikkatli gözlerden kaçmayacağı üzere OA gezegeninin güneşidir. OA gezegeni de bilindiği üzere Green Lantern’ları kuran Guardians of the Universe olarak bilinen ırkın merkez gezegenidir. Ve Sto-oa ölümlü mavi tenli bir kadına aşık olur bu öyküde. Hem de vücudunu saran yeşil alevleri kontrol edebilen Killalla adlı bir kadına.

Rakamla belirtemeyeceğim bir tarihte, belki de evrenin en büyük uygarlıklarının kurulmadığı bir zamanda gerçekleşen bir toplantıda güneşleri görmek harika bir his değil mi? Hem de daha yörüngelerinde dolaşan gezegenlerde yaşam bile oluşmamışken. DC Comics evreninin en büyük efsaneleri kurgu dünyasına adım atmamışken. Aklınız o kadar gerilere gidebiliyor mu? Neil Gaiman’ın gitmiş. Hatta hınzırlık yapmış ve Killalla’yla bir de köken başlatmış.

Killalla, Maltus gezegeninden gelen bir kadındır. Düş onu “Parıltı’dan Leydi Killalla…” olarak tanıtır. “Genç dünyalardan birinden geliyor… Onun dünyasının adı OA.” diye de bizim yaşlı olarak bildiğimiz gezegenini anlatır. “Kültürünün beş yüceden biridir” diye de görevini tanımlar. Ancak yücelerin işlevlerini de şu şekilde açıklamaktadır “rahip, sanatçı, polis”. Tanıdık geldi mi bu üçleme? Evet, Killalla, Guardians of the Universe ırkının atalarındandır. Maltus da ana vatanları. 

Atlamadan belirteyim bu gezegenden DC Comics evreninin iki güçlü ırkı Zamaron ve Controller de türemiştir. Killalla, OA’nın yeşil parıltısını kontrol eden ve ona hükmeden ilk fertlerden biridir. Olay bu ya, Killalla güneşine aşık olur hikayede, Sto-oa’ya (OA’nın Işığı), onunla uzun bir ömür sürer, öldüğünde de güneşinin kalbine gömülür. Ve biz bu yeşil enerjinin daha sonra Green Lantern’ların güç yüzüğünde kullanılacağını biliyoruz. Yani Killalla gizliden gizliye hep bizleri ziyaret ediyor olur bu durumda. Hem de sevdiceğinin yüreğinde ebedi istirahatini ederken.
...
Neil Gaiman’ın yazdığı Miguelanxo Prado’nun çizdiği “Bir Yıldızın Kalbi” (The Heart of the Star) “Ebedi Geceler” (Endless Nights) cildinde hepi topu 19 sayfalık bir yer kaplıyor. Ve nasıl olmuşsa ben Rao dışındaki ayrıntıları her okumamda kaçırmışım bugüne dek. Oysa görüldüğü üzere küçücük öykü DC Comics evreninin milyarlarca yıl öncesindeki aşamaları anlatıyormuş.

Daha başka bir şey yok mu öğrendiğin?” diye soran olursa yanıt vereyim “Var, onun yazısı da pek yakında burada olacak!

Bir Yıldızın Kalbi - Ebedi geceler
Neil Gaiman – Miguelanxo Prado (2003)
Çeviri Koray Özbudak
Editör – Egemen Görçek
Laika Yayıncılık, 2011


Çizgiyle kalın.

Hiç yorum yok:

Linkler

Related Posts with Thumbnails