8 Mayıs 2015 Cuma

Ferdi Sayışman'ı Kaybettik... Baba-oğul, işleri balon doldurmak

Ayten SERİN
Kaynak - Hürriyet
...
Baba Ferdi Sayışman (78), 51 yıllık çizgi roman kaligrafı. Yani işi konuşma balonlarının içini yazmak. Oğlu Şevki Sayışman (40) ise Penguen ve Leman dergilerinin kaligrafı. Yani o da balon dolduruyor. Ferdi Bey, bu işe 1954’te çizgi romanları yabancı orijinallerinden kopyalayarak başlamış.
Fatoş-Basri, Tenten, Zagor, Küçük Prens, Mister No, Mandrake... Tüm bu çizgi romanların kopya çizimlerini ya da Türkçe kaligrafilerini o yapmış. Yaparken de Lucky Luke’u Red Kit’e çevirmiş, Fantom’u ormanda on kaplan gücüne çıkarmış. Oğul Şevki Sayışman ise, işe artık kopya çizimlerin bittiği yıllarda başladığından sadece balonları yazıyor. ‘Benim hiç babam gibi yazı uyduracak yetkim olmadı, ama uykum gelince balonları yanlış yazarak değiştirmiyor da değilim’ diyor gülerek.

Şevki Sayışman’ın İstanbul Sefaköy’deki evinin büfesi çizgi roman ve çizim kopyalarıyla dolu.

Masasında lambası, piposu ve eski çizgi roman ciltleri göze çarpıyor. Yeleği, dikdörtgen çerçeveli büyük gözlükleri, bir de ortalarda gezinen 2 buçuk yaşındaki torunu Simanur ile tam bir dede... Kaligrafi mesleğini miras bıraktığı oğul Şevki Sayışman onun altıncı ve en küçük çocuğu.

Ferdi Sayışman, 1926’da İstanbul Kasımpaşa’da doğdu. Uzun yıllar kimya ve yağ endüstrisinde laboratuvar ve rafineri şefliği yaptı ama küçüklüğünden beri bir yandan da resim tutkusundan hiç vazgeçmedi.

1954’te teknik bilgisi olmadan, kendi kendine 170 sayfalık bir resimli roman yapıp, satmak için Cağaloğlu’na ilk adımını attı. ‘Romanı götürdüğümde, ‘Bunu ufalt öyle getir’ dediler. Tabii öyle bir imkanım yok. Ama yaptığım işi görünce Fuat Yılmaz, 1001 Özel isimli yayın için yurtdışında yayınlanan çizgi romanların kopyasını çıkarmamı istedi. Mesleğe öyle başladım.’

KIZILMASKE’NİN MEŞHUR LAFI
O yıllarda çizgi romanlar, yurtdışından bant karikatürler halinde geliyordu. Bunların roman sayfası haline gelmesi için ise çizimlerin geliştirilmesi, değiştirilmesi gerekiyordu. Ferdi Bey, o yüzden küçük bir kareyi bazen çevresine ayrı bir dekor çizerek büyük bir kare haline getirmek zorunda kalabiliyordu. Kızılmaske, Mandrake vb. onun ellerinde birleştirilmiş küçük hikayelerden, cilt cilt kitaplar haline geldi.

Zagor’u 550 cilt, Mister No’yu 200 cilt çizdi. Sayışman, bugün herkesin aklında iz bırakan uydurma cümlesini ise Kızılmaske’yi çizerken buldu. ‘Bazen bant kenarlarında boşluklar kalıyordu, onları da ben dolduruyordum. ‘Kızılmaske herkese anladığı lisanla konuşur’, ‘Fantom ormanda on kaplan gücündedir’ gibi lafları hep böyle ekledim.’

1970’lerde yurtdışından çizgi romanların taslak çizimleri gelmeye başladı. Artık sadece konuşma balonları boş bırakılıyordu. Ferdi Bey’in işi de yavaş yavaş çizimden kaligrafiye döndü. Hatta bilgisayar işin içine girince kaligrafi de bitmeye başladı. Şimdi sadece İnkılap Kitabevi’nden çıkan Red Kit’in kaligrafisini ve düzeltmelerini yapıyor. 

OĞLUNA DA İŞİNİ ÖĞRETTİ
1980’lerin başında o kadar çok çizgi roman çıkmaya başladı ki, Ferdi Bey’e, birini daha bul, dediler. O da en küçük çocuğu Şevki’ye ‘Al bu Amerikan dergisini, nasıl yazılıyorsa taklit edip yaz’ dedi. ‘Baktık ki adam derya...’ diye ekliyor kendi oğlu için.

Şevki Sayışman, önce Tay Yayınları’nda Tom Braks’ta birkaç küçük deneme yaptı. Sonra kalemlerini alıp Ceylan Yayınları’ndaki Erdoğan Egeli’ye gitti. ‘O zaman 14 yaşındaydım. Çok küçük olduğum için Erdoğan Egeli bana inanmadı. Yazıları babamın yazdığını düşündü. Ben ancak önünde yazmaya başlayınca ikna oldu. Ondan sayfa başına 75 kuruş istedim, o da bana küçüğüm diye 125 kuruş verdi. İlk olarak orada Kit Taylor’un yazılarını yazdım. O dönemler ülkede sağ-sol çatışması vardı, bir gün okula gitsek 4 gün gidemiyorduk, ders olmuyordu çünkü. Ben de okulu bıraktım ve o dönemden beri kaligraflık yapıyorum.’

Şevki Sayışman, 1989’da Gırgır’da çalışmaya başladı. Ardından Ustura, Leman ve Penguen geldi. Şu anda iki rakip dergi olan Leman ve Penguen’in tek ortak çalışanı o. Lemanyak ve Atom dergilerinin de kaligrafı.

Şevki Sayışman, Penguen çizerlerince satır aralarında sık sık börek istemesiyle anılıyor. Dergide sabahladıkları uzun bir gecenin sonunda ona haber vermeden gidip börek yemeleri yüzünden... Bunun intikamını, beraber çalıştıkları gecelerde arkadaşlarından börek isteyerek alıyor.

İRLANDALILARA, SÜT İÇTİM DİLİM YANDI’YI SÖYLETTİ
Ferdi Sayışman’ın, daha sonra isim babası olacağı Red Kit ile tanışması 1954-56 arasında rastlıyor. ‘O zaman Lucky Luke’un maceraları Fransız Spirou dergisinde çıkıyordu. Burada da yayınlamaya karar verince, Türkçe ne isim koyalım, diye düşünmeye başladık. Bir arkadaşın çıkarmak istediği Red Rider (Kızıl Sürücü) diye bir dergi vardı. Ben de Bil Kit diye başka bir derginin kopyasını yapıyordum. Red kısmını Red Rider’dan Kit kısmını da Bil Kit’ten aldık, Red Kit oldu.’ 

Ferdi Bey’in Red Kit’e katkısı sadece isim babalığı değil. ‘Red Kit’te daima bir kenarda ellerini ovuşturan ve tabut hazırlayan bir mezarcı vardı. Adını Mezarcı Kamil yaptım. Gerçek hayatta, Kasımpaşa’da Kulaksız Mezarlığı’nın mezarcısıydı Kamil. Ona ‘kefen soyucu’ derlerdi çünkü yeni gömülen ölülerden kefeni çıkartıp başkasına satıyordu.’ 

Sayışman’ın Türkçeleştirme işi, bazen kültürel adaptasyonlara kadar varıyordu. ‘Bir bölümde süvari alayındaki İrlandalılar bir İrlanda şarkısı söyleyerek yürüyordu. Ben de o balona ‘Süt içtim dilim yandı’ türküsünü uydurdum... Beğenmediğim şeyi değiştirirdim, çünkü biliyorum ki ben beğenmezsem kimse beğenmez, ben halk çocuğuyum.’

1 yorum:

3 Kuruş dedi ki...

Bu özel yazı için size teşekkür ediyorum. İzninizle kendi blogumda kaynak belirterek kullanmak istiyorum.
Çalışmalarınızda başarılar dilerim Sağlıla ve sevgiyle kalın
M. Meran Pakel
3 Kuruş benim blog adım

Linkler

Related Posts with Thumbnails