29 Ekim 2013 Salı

Yıldıray Çınar'la Röportaj

Hedefim Superman çizmekti
Bu yıl 75. yaşını kutlayan Superman’i, DC Comics için çizen bu topraklardan bir isim Yıldıray Çınar. Çocukluğundan beri ‘Örümcek Adam, Superman çizsem’ diye hayal kurmuş. Şimdilerde bu işten hayatını kazanıyor, ama o bir çizgi roman âşığı.
AYŞEGÜL ÖZBEK / Cumhuriyet
Çizgi roman âleminin en popüler karakteri Superman bu yıl 75. yaşını kutluyor. ABD’nin en büyük çizgi roman şirketlerinden biri olan DC Comics geçen günlerde 75. yıl için bir video yayımladı bile. Yine Superman’le ilgili bu sefer bizim topraklarımızdan güzel bir haber var. DC Comics’ten bir teklif alarak Superman’i çizmeye başlayan ilk Türkiyeli çizer Yıldıray Çınar’ı meraklıları zaten biliyor. “Çocukluğumdan beri deli gibi çiziyorum” diyen Çınar için Superman’i çizmek bir çocukluk hayali. “Gün gelsin Örümcek Adam, Superman çizeyim diye yıllardır hayalini kurardım. Hayatım boyunca bütün hedefim buydu.”

ABD’deki çizgi roman dünyasında Türkiyeli çizerler olduğunu biliyoruz, ancak Superman’in dünya çapında bir popüler kültür ikonu olduğunu düşününce Çınar’ın başarısı ayrı bir yerde duruyor kuşkusuz. Superman’den sonra 
Superman - Batman için bir hikâye çizen Çınar’ın masasında şimdi de Supergirl var.


Kendisi de Superman’i çizmenin büyük bir ayrıcalık olduğunu söylüyor: 
“Çok güzel bir duygu, ama şimdi iş profesyonel oldu ve biraz arafta gibiyim. Sabah kalkıp işin başına oturduğumda, sayfanın ismini yazıyorum ya ‘Superman’ diye, bir şaşkınlık oluyor. Senaryo geldikten sonra onu kafanda canlandırıp da kâğıdın üzerine dökmeye başlamak gerçekten çok zordu. Bir de DC gibi büyük bir firmayla çalışıyorsan bunun sorumlulukları katlanıyor.”


Bir buçuk sene önce evrenini yenileyen DC Comics, bütün sayıları eskiye bağlı olmadan sıfırdan çıkarmaya başladı. “New 52” diye bir konsept oluşturdular. “Benim çizdiğim “Superman - Batman”in üçüncü sayısı bunların ikinci evrendeki tanışma öyküleri. Klark Kent ve Bruce Wayne’in çocuklukları. Superman’de ise klasik bir öykü.”


Çınar, üniversite yıllarında yine bir grup çizerle Çapa Çizgiroman Grubu’nu kuruyor. 1997’de ise fotokopi fanzin olan ÇAPA’yı çıkarmaya başlıyorlar. Çizgi romanı ilk eline aldı
ğında okumayı bilmediğini söylüyor. “Conan’dı ilk elime geçen çizgi roman. O yaşta bir çocuk için ilk anda çizimlerden korkmuştum. Resim hocam bendeki yeteneği fark etmiş olacak, yağlıboya resimler yaptırıyordu. Ankara Güzel Sanatlar Lisesi açıldığında bana haber vermeden giriş sınavlarına bir gün kala dilekçe vermişti benim adıma. 24 saat içinde hayatımın gidişatı değişmişti.” Liseyi resim bölümünde okuyor, arkasından Eskişehir Anadolu Üniversitesi Animasyon Bölümü...


Özellikle Türkiye’de çizerler dünyaya açılmayı kendi imkânlarıyla başarıyor. Çınar da bunlardan biri. İnternet üzerinden oluşturulan forumların ve uluslararası fuarların bunda etkisi büyük. 
“İlk fuara gidişim kendi imkânlarımla oldu. Büyük umutlarla gitmiştim. Ama gördüm ki işler o kadar da kolay değil. Bağlantı ve diyalog gerekiyor. O sene birkaç editör ve çizerle tanıştım. Ondan sonraki yıl oldu olanlar. Kendime bir masa kiralamıştım ve DC’nin editörü doğruca masama gelip onlar için çalışmamı teklif etti.”


Yıllara yayılan çaba ve emek sonucunda bugün bu noktaya geldiğini anlatıyor: 
“5 dakikada okunan bir sayı ortalama bir ayda bitiyor” diyor.


“Bu işi hiçbir zaman para için yapmadım. Ama şu an bana para getiriyor, hayatımı kazanıyorum. DC, Marvel, Fransa, Türkiye... Neresi olduğu mühim değil. Benim âşık olduğum şey çizgi roman. İnternetin getirdiği yeni nesilde her şeye kolayca ulaşmanın, kolayca üretim yapıldığına denk geldiği gibi bir önyargı oluştu. Genç birinden şöyle bir e-posta almıştım: ‘Senin kullandığın kalemi kullanıyorum, ama seninki gibi olmuyor.’ Kalem yapıyor zannediyor onu. Her şeye hazır ulaştığı için illüstrasyonlar da 5 dakikada yapılıyor sanıyor. Manuel üretimi desteklemek ve bu işin yeterince üzerine eğilmek gerekiyor.”

Hiç yorum yok:

Linkler

Related Posts with Thumbnails