25 Ağustos 2013 Pazar

Üç kuruş fazla olsun, kırmızı olsun

Bir kuşağın çocukluk kahramanlarından Kızılmaske, namıdiğer Fantom yeniden aramızda. Üstelik günümüz teknolojisinin imkânlarıyla “façası” düzelmiş bir şekilde.
Haluk Kalafat

“Fantom ormanda on kaplan gücündedir derler!” Popüler kültür hafızamıza kazınan bu replik, müstehzi ifadelerle karşılanır genellikle. Birkaç kuşağın okuyarak büyüdüğü Fantom ya da bizim Kızılmaske adıyla tanıdığımız çizgi kahraman, artık klasikleşmiş replikleriyle hatırlanır.
Mesela “Fantom şimşek gibi çakar derler”, “Fantom herkesle anladığı dilden konuşur”, “ormanda Fantom diye seslenin. O sizi bulur” gibi onu efsane yapan rivayetler vardır hakkında. Ormanda ona “Ölümsüz Ruh” denir. Çünkü yüzyıllardır yaşamaktadır. Orijinal adıyla “The Phantom” 1936 yılında Lee Falk tarafından yaratıldı. Aslında bir gazete çizgi bandı. Yani bizdeki Abdülcanbaz, Karamurat ya da Tarkan gibi.
Türkiye’de ise üç yıl sonra 1001 Roman dergisinde göründü ilk kez. Çeşitli dergilerde maceralarına yer verilen Kızılmaske, 1973’te Tay Yayınları’nca müstakil albüm olarak basıldı. 1980’lerin sonuna kadar da yayımı sürdü. Daha sonra çizgi roman yayıncılığının girdiği kriz onu da etkiledi; yol arkadaşları Mandrake, Swing, Teksas, Tommiks gibi yavaşça kayboldu yayın dünyasından. 1990’larda “Süper Albüm” formatında, birkaç macera bir arada yeniden yayımlanma denemeleri yapıldı ama eski popülaritesini bir türlü yakalayamadı. Şimdi bir kez daha, üstelik günümüz teknolojisinin imkânlarıyla “façası” düzelmiş bir şekilde yeniden aramızda. Bu kez yayın yaşamına geçtiğimiz günlerde başlayan Büyülü Çizgi Roman tarafından basıldı. Yayınevi ilk kitabı olan Kızılmaske’nin ardından Örümcek Adam Team Up serisini de piyasaya sürdü.
Ölümsüz ruh efsanesi nasıl doğdu?
Kızılmaske’nin öyküsünü bilmeyenler ya da hatırlamayanlar için kısa bir özet vermek iyi olur.
Lee Falk çizgi kahramanını yaratırken Kızılmaske’nin yaşam öyküsünü şöyle kurar: Şu an maceralarını takip ettiğimiz Kızılmaske’nin atası Christopher Walker, 1536 yılında babası ile çıktığı gemi yolculuğunda korsanların saldırısına uğrar. Korsanlar babasını öldürür, genç adam gemiden atlayarak kaçar ve Afrika kıtasında hayali bir ülke olan Bengali sahilinde karaya çıkar. Pigme kabilesi savaşçıları onu bulup iyileştirir. Daha sonra Christopher Walker babasının katili olan korsanı öldürür. Katilin kafatası üzerine bundan sonra kendisinin ve soyunun adalet için savaşacağına ve dünyadan kötülüğü temizleyeceğine dair söz verir. Kendisine gizemli ve korkutucu bir hava katan bir kostüm giyer, yüzünü saklar ve “ölümsüz bir ruh”, “doğaüstü yenilmez bir yaratık” olduğuna dair bir efsane uydurur. Bu efsane Bengali ormanlarında yayılır.
Efsanevi Kurukafa Mağarası’nda yaşayan her Kızılmaske ölmeden önce sırlarını, yeteneklerini ve sorumluluklarını oğluna teslim eder. Bizim takip ettiğimiz 21. Kızılmaske’dir ve adı aslen Kit Walker’dır. Beyaz atı Kahraman, kurdu Şeytan, tek parça kostümü ve yüzünü gizleyen maskesiyle kötüler için korkutucu bir imgedir. Zaten cezalandırdığı kötülerin yüzünün görünür bir yerine yüzüğünün üzerine işlenmiş kurukafa izi bırakır. Kendisine iyiliği dokunan ve koruması altına aldığı insanlara ise sol eline taktığı iyilik mührünü vurur.
Tefrikadan albüme
Büyülü Çizgi Roman 21 Ağustos 1961’de çizgi bant olarak tefrika edilmeye başlanan ve 10 Şubat 1962’de sona eren Mukar Köle Pazarı  adlı macerayla yola çıkıyor. Öykü Lee Falk’a, çizgilerse ilk kez günlük çizerlik yapmaya bu macera ile başlayan Sy Barry’e ait. 1970’lerde okuduğumuz maceralardan aşina olduğumuz bir stili var Barry’nin. Orijinal karelerin üçünün yan yana getirilerek oluşturulan kitabın boyutu alıştığımızdan biraz farklı. Yayıncı orijinal karelerin boyutlarını değiştirmemek için bu formatı seçmiş. 52 yıl önce üretilmiş bir çizgi roman için oldukça düzgün bir baskı olduğu söylenebilir.
Kızılmaske’ye temel olarak Edgar Rice Burroughs’un Tarzan’ı (1912) ya da Rudyard Kipling’in Orman Kitabı kaynaklık etmiş gibi görünüyor. Keşfi yeni yeni tamamlanmış Afrika’nın ve Asya’nın balta girmemiş ormanlarıyla kaplı “vahşi” doğada geçen “egzotik” öyküler, Batı dünyası için yepyeni, meraklı bir alandı. Lee Falk 1911 doğumlu ve muhtemelen bu öykülerle büyümüştü. Kızılmaske’nin çevirmeni Ege Görgün’ün aydınlatıcı editör yazısı, bu ilişkiden doğan “oryantalist” bakışı etraflıca deşifre ediyor.
Şöyle diyor Görgün: “Zagor ve Fantom benzer konumda iki çizgi roman kahramanı sayılır. Birisi Darkwood’da Kızılderililerin, diğeri de Bengali ormanlarındaki yerlilerin hamiliğini üstlenmiştir. İki kahraman da Tarzan’dan izler taşır. Ancak Tarzan’ın aksine Batılı ve daha uygardırlar. Batı uygarlığının çoklukla açgözlülük ve kendini beğenmişlikten kaynaklanan kimi kötü yanlarına karşı savaşsalar da, Kızılderililer ve yerliler karşısında Batı’nın aklını temsil ederler. Onlara güçle olduğu kadar bu akılla da üstünlük sağlarlar, üzerlerinde hâkimiyet kurarlar.”
Görgün’ün de tespit ettiği üzere bu sorunlu ilişki Kızılmaske’nin ilk dönem maceralarında çok daha bariz bir efendi-hizmetkâr ilişkisini tanımlar. Zaman içinde bu ilişki biçimi eşitlenme eğilimine girer ama hiçbir zaman tam bir eşitlik sağlanmayacaktır.
Afrika’da kaplanın ne işi var?
Eski dostları “geç” yaşlarda okurken kimi zaman bu tür rahatsızlıklar duymak, hatta “Afrika’da kaplanın ne işi var” doğal sorusu nedeniyle “on kaplan gücünde” repliğini okudukça tebessüm etmek kaçınılmaz ama yine tam da Ege Görgün’ün belirttiği üzere; “Siyaseten eleştiriyi hak eden pek çok çizgi roman mevcuttur tarihte de, şimdilerde de… Çözüm bu çizgi romanları okumamak değil, onları bilinçli okumaktır.
Kaldı ki Kızılmaske vücuda ve kafasına yapışık yekpare giysisi ve maskesiyle (ve hatta iç çamaşır benzeri şortunu bu kostümün üzerine giyerek özellikle Süpermen’e öncülük etmesiyle) daha sonra yaratılacak “kostümlü süper kahramanların” atasıdır. Üstelik Mandrake’nin de yaratıcısı olan Lee Falk öldüğü 1999 yılına kadar Kızılmaske maceraları üretmeyi sürdürdüğünden, çizgi roman tarihinin en uzun ömürlü kahramanlarından biridir.
Onunla ilgili son bir söz etmek gerekirse o meşum “mor mu – kırmızı mı” tartışması için bir iki cümle etmek gerekir. 1996’da Billy Zane’in canlandırdığı sinema filminde onu mor kostümle gören sevenleri durumu oldukça garipsemişti.  Kızılmaske’nin giysisi yayınlandığı bazı ülkelerde kapaklarda bizdeki gibi kırmızı hayal edilmiş, Lee Falk ise koyu mor seçmiş giysi için. Açıkçası ormanda görünmez olabilme özelliği atfedilen Ölümsüz Ruh’un yeşillikler içinde trafik lambası gibi geziyor olmasını hayal etmek biraz güç. Ama eline siyah beyaz çizimleri alan ilk yayıncısının böyle karizmatik bir kahramanın giysisinin rengini kırmızıdan başka bir renk olarak hayal etmesi kolay değil; ne de olsa Anadolu’da bir söz vardır “Üç kuruş fazla olsun, kırmızı olsun”.
KIZILMASKE 1
Çeviren: Ege Görgün
Büyülü Çizgi Roman
Kaynak - Radikal Kitap

Hiç yorum yok:

Linkler

Related Posts with Thumbnails