Yeni Batman filminde başrolün Ben Affleck’e verilmesinin yankıları sürüyor. Bu durum, süper kahraman filmlerinin yapım şirketleri için yüksek ve ‘garantili’ gelir kapısı olduğu gerçeğini ise değiştirmiyor. Yeni Superman filmi ‘Man of Steel’in devamında Batman ve Superman’in karşı karşıya geleceği bir süredir konuşuluyordu. Önceki gün Warner Bros bu projede Batman rolünün ‘Operasyon: Argo’ ile en iyi [...]
Yeni Batman filminde başrolün Ben Affleck’e verilmesinin yankıları sürüyor. Bu durum, süper kahraman filmlerinin yapım şirketleri için yüksek ve ‘garantili’ gelir kapısı olduğu gerçeğini ise değiştirmiyor.
Yeni Superman filmi ‘Man of Steel’in devamında Batman ve Superman’in karşı karşıya geleceği bir süredir konuşuluyordu. Önceki gün Warner Bros bu projede Batman rolünün ‘Operasyon: Argo’ ile en iyi film Oscar’ı alan Ben Affleck’e verileceğini açıkladı. Kariyerindeki kötü gidişin ardından tekrar yükselişe geçen Ben Affleck’in Batman olması Twitter ve bloglarda en çok konuşulan konu oldu. İlk yorumlar Affleck’in “kötü oyuncu, iyi yönetmen” olduğu noktasında ağırlık kazansa da, onun Batman’e derinlik katacağını düşünenler de var. Sosyal medya araştırma şirketi Fizziology’e göre, bu konuda atılan tweet’lerin yüzde 71’i olumsuz yönde. Anketlerde de Affleck’in iyi bir Batman olamayacağı fikri öne çıkıyor. Ancak, 2000’li yıllarda süper kahraman filmlerinden yüksek gelir elde eden yapım şirketleri için bu karar, ticarî açıdan kârlı görünüyor. 2000’li yılların başında X-Men ve Örümcek Adam serileriyle dünya pazarına yeniden açılan Hollywood’un süper kahraman filmleri, topladığı hasılatla dikkatleri çekti. 2000’de Bryan Singer’ın yönettiği X-Men, bütçesinin üç katı gelir elde ederken, 2002’de Sam Raimi’ye çektirilen Örümcek Adam, dünya çapında 1 milyar dolara yaklaşan hasılatıyla stüdyoların iştahını kabarttı. 2004’te Warner Bros., Batman serisini canlandırmayı tercih etti. O sırada Memento filmiyle çıkış yapan Christopher Nolan’a emanet edilen yeni Batman, ilk filmde beklenen patlamayı yapamasa da, Kara Şövalye ve Kara Şövalye Yükseliyor adımlarında dünya çapında 1 milyar dolar barajını aştı. Öyle ki, süper kahraman filmlerinin en kötüleri bile gişeden kârlı çıkmayı başarıyordu. Nihayet 2012’de süper kahramanları bir araya toplayan Marvel’in Avengers filmi, dünya çapında 1,5 milyar dolarlık hasılata ulaştı. Superman’in yeni sürümü ‘Man of Steel’, henüz gişede hedeflenen patlamayı yapamadı. Ancak Ben Affleck gibi Oscar’lı bir ismin Batman rolünü alması, serinin 2015’te gösterime girmesi planlanan filmi için beklentileri yükseltti. Bu filmler, bir yandan Hollywood’a yeni yüzler ve yönetmenler kazandırırken, diğer yandan birçok oyuncunun kariyerini canlandırmaya yaradı. Robert Downey Jr., Demir Adam (Iron Man) serisiyle beyazperdeye geldiğinde, artık dünyada en çok tanınan Amerikalı aktörlerden biriydi. 2003’te Daredevil filminde kötü bir peformans sergileyen Ben Affleck’in, yeni Batman için yanlış tercih olduğunu savunanlara karşı geliştirilen argümanlar da bunu öne sürüyor. Christian Bale, Batman olmadan önce bu kadar büyük bir yapımda yer almamıştı. Aynı şekilde, daha önce Batman’i canlandıran Michael Keaton, kariyerindeki en büyük sıçramayı bu filmler sayesinde yapmış, rolü bırakınca Hollywood’un ıssızlığına gömülmüştü. Çizgi roman dünyasının iki boyutlu kahramanları beyazperdeye taşınınca, ABD’li film stüdyoları garanti kazanç kapılarını bulmuş oldu bir bakıma. Öyle ki, bu yapımlarda film başına hayli yüksek ücretler talep eden Hollywood yıldızlarını yan rollerde oynatmaktan çekinmiyor. Çünkü ne kadar fazla tanınmış yüz varsa, filmin hâsılatı o kadar artıyor. 2000’lerin süper kahraman filmlerini sadece “para kaynağı” olarak nitelendirmek elbette doğru değil. Özellikle Christopher Nolan’ın yönettiği Batman üçlemesi, bu filmlere derinlikli ve karanlık hikâyeler de eklenebileceğini gösterdi. Birçok eleştirmen, bu filmlerin görsel efekt teknolojisine katkısını alkışlıyor. Ancak bu durumun bir rahatsızlık uyandırdığı da aşikâr. ‘Man of Steel’ vizyona girdiğinde ünlü yönetmen Steven Soderbergh, bu tür filmlerin sektörün maddi imkânlarını sömürerek diğer filmlere alan bırakmadığından yakınıyordu sözgelimi. Bazı eleştirmenler ise bu filmlerin ABD’nin süper-güç söylemini güçlendirmek ve meşrulaştırmaktan öteye gitmediği görüşünde birleşiyor.
Kaynak - Zaman
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder