4 Ağustos 2013 Pazar

Polis Şehri Yıkmak İçin Mi Var Korumak İçin Mi?

Comics okurlarının yakından bildiği gibi Şimşek Tanrı Thor'un bedeninde tanrısal yanı dışında bir de insan yanı vardır. İhtiyaç halinde insana dönüşebildiği gibi tanrısal haline de dönüşebilmektedir. Zaman zaman bu insan kimliği değişmektedir. Bedenini paylaştığı ilk kişi doktor Donald Blake'dir. Sonra başkaları da olur. Benim en sevdiğim, sevdiğim için olsa gerek kısa sürede de öldürülerek ortadan kaldırılan kişiyse Eric Masterson'dur. Nam-ı diğer THUNDERSTRİKE...  

THOR'un 391. sayısında öyle olaylar oluyor ki Thor'un gücü bir başka ölümlüye aktarılıyor ve o kişi bir süre nasıl bir güce sahip olduğunu bilmeden ortalıkta geziniyordu. Bu kişi Eric Masterson'du. Boşandığı eşi, annede kalan oğlu Kevin (yıllar sonraki Thunderstrike), dostları, işi... Karmaşık bir hayatı vardır Eric'in. Uzatmayalım, bu Eric elini yere vurunca Thor olabileceğini fark edince kahramanlığa başlıyor ancak ön hazırlığı olmadığından ciddi komik olaylar yaşar. Söz gelimi babası Odin'in gökyüzünde görünen görüntüsü karşısında çıkan ilk söz "oh boy" olur. Sonra şimşekler yanlış çakmaya başlar. Sonra pelerinine dolanır uçarken. Sonra düşmanı Absorbing Man'le kız arkadaşı Titania'ya kur yapsın diye işbirliğine gider. Onun gerçek Thor olmadığını anlayan Absorbing Man ona "sparky" demeye başlar karizmasını bozar. Avengers ekibinde yer aldığında kimse onunla birlikte savaşmak istemez desek yalan olmaz. Ms. Marvel (zenci olan, enerji gücü olan) bir ara "Captain America'nın bana garezi var, o yüzden verdi seni benim ekibime" der Galactic Storm öyküsünde. Sonra bu Thor Guardian adlı uzaylı benzetir abartılı bir şekilde, komaya sokar. Elektrikten oluşan arkadaşını çekiciyle çekerek yıldırıma dönüştürür... Thor'un kostümünü dizayn eder istediği gibi giyinir. Sakal bırakır. Delidir, pervasızdır, yer yer ciddiyetsizdir, benim favorimdir.

Ama ölür. Tarihler 1993'ü gösterdiğinde bu deri ceketli, miğfersiz Thor'un adı artık Thunderstrike'tır ve kendi çizgi roman dizisine de kavuşur. Ancak yalan yok öyle vasat altı öyküler yaşar ki anlatamam. Marvel comics okurlarını bu karakterden itinayla soğutur, sonra da Eric'i öldürerek ortadan kaldırır, kimse onu aramaz.

Ara ara farklı öykülerde "dirilen" Thunderstrike'ın özellikle Avengers'in ödüllü sayılarındaki kısa süreli geri dönüşü son derece acıklıdır bence. Hikayenin bitiminde ölüler ülkesine geri dönmesi gereken Thunderstrike eski dostlarına "oğluma onu sevdiğimi söyleyin" diyebilir ancak. Gözlerimin dolduğu andır bu...

Neyse, işte bu Thunderstrike'ın Thor günlerinden edindiği bir dost polis grubu vardır: Code B.L.U.E. 
İyi eğitimli, özel niteliklere sahip bu özel polis birliğinin belki de en önemli özelliği haysiyet, şeref ve namuslarını kaybetmemiş olmalarıdır. Alınları ak, isimlerini çekinmeden kullanmaktadırlar. Officer Z.E.R.O. ise adı gibi sıfır bir şeydir: 

Ron Frenz-Tom DeFalco'nun yazdığı, çizdiği Thunderstrike 8. sayısının diğer çizeri Al Milgrom. Hikayenin adı da "Zero Hour". Kapak yazısı "Officer Z.E.R.O.'yla tanışın. O şehri yıkmaya mı, kurtarmaya mı geldi?".

Bu hikayede Officer Z.E.R.O. adı verilen robotik bir polisin şehrin suç oranını düşürmede yardımcı olacağı iddia edilir. Bir gösteri sunulur ve bu beyinsiz aracın özellikleri yetkililere sunulur. Bu araç beyinsizdir çünkü onu bir insan beynine bağlı bir cihaz aracılığıyla yönetmektedir. Onu yönlendiren kişi ne düşünürse bu alet onu yapmaktadır. Sonuç başarılı gibi görünmektedir ancak gerçek olay mahallinde nasıl davranacağı muammadır. Bu sorunun yanıtını almak isteyen Code BLUE ve diğer yetkililer bir denemeye karar verirler.

Deneme alanında özel olarak hazırlanmış bir olay gerçekleşecektir. Kurguya göre polis olaya müdahale edecek, suçluları saf dışı bırakacaktır. Makine de denenmiş olacaktır. Olaylar istendiği gibi gitmez tabii. Olay mahallinde gerçek suçlular vardır ve iyi silahlanmışlardır. Üstelik polise ateş etmekten çekinmezler. Ekibin başı Stone geri çekilme emri verir. Fakat... 

Robotu beynindeki aletle kontrol etmekle görevli olan zaat-ı muhterem bu geri çekilmeyi onaylamaz. Ona göre bu polis robot bu tarz zor durumlar için yaratılmıştır ve bu durumun üstesinden gelebilecektir. Stone, hayatlar tehlike altındayken beyinsiz bir aletin insafını test etme taraftarı değildir.

Stone'un korktuğu olur. Officer ZERO suçluları yıktığı bir binanın duvarı altında ezerek öldürür. Vicdan taşıyan kalbi ve ahlak melekeleri olmayan bir robot için bu normaldir. O görevini yerine getirmektedir ve yıktığının kimin duvarı, öldürdüğü insanların kimin babası, abisi, evladı olduğunun önemi yoktur. Gerçek polisler ona karşı çıkınca robot silahlarını onlara yönlendirir.


Ve beklenen olur. Başkasının beyni olmadan düşünemeyen yıkım makinesi bağlı olduğu beyinden koparak hepten şiddet üreten bir varlığa dönüşür. Emirlerine uymasa da bağlı olduğu beyni ele geçirmeye başlar. Daha doğrusu bağlı olduğu beynin bilinçaltından beslenmekte emirleri oradan almaktadır. Beynin sahibinin zamanında yaşadığı travmalar bilinçaltında hazır beklemektedir. Robot bu kindar anıları kullanır.

Stone'un ateş ederek kafasını havaya uçurması robota zarar vermez. Olmayan beynini havaya uçurmak ne işe yarar ki?

İşte bu sırada beklenmeyen bir şey olur. Robotu yöneten ve şiddet emri veren travmatik beynin sahibi şerefli biri olduğunu gösterir. Hiç tereddüt etmeden yarattığı yıkımı durdurmak ve insanların zarar görmesini engellemek için kendini vurur!

Bu şekilde hikaye sona ererken şehir yıkımdan şerefli bir adam sayesinde kurtulur. Ha, bunca olay sırasında Thunderstrike neredeydi diye sormak isterseniz söyleyeyim: Evindeydi! Eski eşinin sevgili küçük bir sinir krizi geçirerek Eric'in oğlu Kevin'i odaya kapatmıştır. Çocuk tehlikede değildir aslında. Sevgili, aklı başındaki çocukla kendi tarzında dertleşmektedir sadece. Eric'in Thınderstrike olup odaya dalması bu dertleşmeyi böldüğünden oğlu firça bile atar kahramana gerçekte kim olduğunu bilmeden. Çocuk, bağrışlı çağrışlı dertleşmede sokakta olduğundan daha güvendeymiş halbuki. Sokakta olsa destan yazan abileri onu kafasından vururdu büyük olasılıkla şehri korurken.


Ümit Kireççi

Hiç yorum yok:

Linkler

Related Posts with Thumbnails