Teks'in evrenini Gian Luigi Bonelli kurmuş, Caludio Nizzi günümüze kadar getirmiştir. Ancak hafızalardan en çok silinmeyen maceraları da Mauro Boselli yazmıştır. Carson'un Öyküsü (Orj:417-418-419, MP:7-8-9) olsun Büyük Soygun olsun(Dev Albüm:6) hafızalardan silinmemek üzere yazılmış maceralardır. Diziye en son katılan "kalıcı" yazar olan Boselli'nin 8-10 yıldır artık değişik dönemlere yayılmış bütünlemeleri de oluşmaya başladı. Buna en iyi örneklerden bir tanesi Maceraperest'in 16. sayısının 96. sayfasında(orj:416) Tulac ismiyle başlayan ve 17. kitap İz Sürenler(orj.417 CERCATORI DI PISTE)'le devam edip 18. kitap Nehirde Ölüm (orj.418: MORTE SUL FIUME) isimli bölümle sona eren hikayedir.
Birlikte müthiş ikiliyi oluşturdukları Carlo Marcello'nun çizimlerini yaptığı bu hikayede yine sıradışı bir macera okumuştuk. Teks bir grup asker kaçağına yardım etmek için kendini ve Navajo rezervasyonundaki konumunu bile tehlikeye atmaktan çekinmemişti. Macerada düşmanı olarak önüne çıkan kişi Teks'le de bir geçmişi olan komançi-beyaz melezi Mickey Finn'dir ve Teks geçmişte Finn'in hayatını kurtarmıştır. Ancak içindeki şeytana yenik yaşayan Finn'in gücün karanlık tarafına geçmesini engelleyememiştir. Bir karede, "Finn benim hayatını kurtardığım zaman iyi tarafı seçmeyerek tüm şansını kaybetmiştir" diyerek içindeki çelişkili duyguları ortaya çıkarır. Finn olsun kaçakları takip ettiren Albay olsun karakterleri çapraşık kişilerdir. Yarı kızılderili olan ve yerlilerle çalışna Finn, aynı zamanda yerlilerden ölesiyede nefret etmektedir mesela. Öte yandan maceranın ikinci yarsınıdan tanıştığımız Çavuş Torrence hafif John Wayne kokan okurken özellikle dikkat edilmesi gereken enfes bir karakter.Asker kaçaklarının yanında ordu güçlerine karşı verdiği olağanüstü mücadele sonrası 69. sayının 45. sayfasında başlayan Sınır Toprakları (469. TERRA DI CONFINE) isimli öykü Çavuş Torrence'ın buruk öyküsünün anlatıldığı Tulac öyküsünün tam bir devamıdır. Tipik Boselli ögelerinin tamamını içinde barındıran maceranın çizeri yine Marcello'dur ve bu kez Teks'i olabildiğince umutsuz ve zor durumda görüyoruz. Teks'in hayatı boyunca karşılaştığı en akıllı ve acımasız düşmanlarından Sierra Şeytanı (aslında Kızıl Şeytan "El Diablo Rojo") karşısında tam postu deldirmek üzereyken son anda paçayı kurtaran ve can düşmanı Kızıl Şeytan'ı içine hapsedildiği kafesin paslı demiriyle döverek öldürür. Ama yine de insan öldürmeyi özel zevk haline getirmiş bu son derece acımasız düşmana karşı sert adamımızın intikam aldığı sahneler tam tatmin duygusu vermekten uzaktır. Sanırım Boselli'de benim gibi iyi maceraların daha çok sıkı düşmanlarla olabileceğine inanıyor. Boselli hikayelerinde iyi tarafta olanların mümkün olduğu kadar zaafları ön planda verilirken kötü taraftakilerin ezici karakterleri daha ön planda olabiliyor.
Boselli öykülerinde genellikle yerel kıyafetleri içinde gördüğümüz Teks mutlaka bir yol ve takip yaşar. Carson'un öyküsünde Carson'un peşinde geçirdiği saatlerden sonra Tulac'ta askerler ve ordu izcileri arasındaki takibe tanık olduğumuz olaylar yaşarız. Sınır Topraklarında ise, tamamen bir takip ve intikam üzerine kurulmuş etkileyici bir öyküdür. Kötülüklerini büyük bir ustalıkla yerine getirdikten sonra sınırlarına çekilen ve Teks'e açıkça meydan okuyan Kızıl Şeytan'ın ardından girdiği takip ve diğer sahneler maceranın aslı belkemiğini oluşturur. Tuhaftır, bu iki macerada da Karson'u görmeyiz. Onun yerine İrlandalı Pat Mc Ryan, Çavuş Torrence, Novak, Tiger Jack gibi yan karakterleri görürüz. Her bir yan karaktere özenle sahip çıkan Boselli, maceranın çok az bir bölümünde görünmesine rağmen Çavuş Torrence için epey özenmiş. Bu detayda kendi kuralını da bozan Boselli Torrence'a ne kadar özenmişse, düşmanı hain Albay'a da o kadar yüzeysel olarak yer vermiştir. Tulac ve Sınır Toprakları, gerek Teks tarihçesinde gerek western çizgi romanları içinde kendine münhasır özel bir yeri hak ediyor. Arizona'nın sıcak topraklarında geçen öyküleri sevnler için birebir olan bu sayıları okumanızı şiddetle tavsiye ederim.
Selamlar,
Lami Tiryaki
1 yorum:
Gerçekten de enfes maceralardır bunlar. Teks'i Teks yapan, bize unutulmaz maceralar yaşatan bu ikiliye selam olsun. Sevgili Lami Tiryaki ve ÇROP ekibini de elnette... :)
Yorum Gönder