Ariel Dorfman ("Vak Vak Amca Nasıl Okunmalı" kitabının yazarlarından) muazzam bir esere imza atıyor cunta, polis devleti, demokrasi, insan hakları üzerine düşünmemizi sağlıyordu oyunda. Hala izlememiş olanlara iyi bir reji ve oyunculukla kotarılmış oyununu bulur bulmaz izlemelerini şiddetle öneririm. Olmadı filmini bulup izlemeyi de önerebilirim herkese ama tiyatronun bırakacağı etkiden mahrum kalınacağını da hatırlatayım.
Yazıyı yazma nedenim yıllar önce okuduğum "BATMAN: Death and the Maidens" çizgi romanı.
DC Comics'in bu kısa Batman serisini yazan Greg Rucka, çizen Klaus Janson. 2003 yılında yayınlanan kısa seri 9 sayı sürdü.
Ebedi düşmanı Rha's Al Ghul'un kendini sürekli hayata döndürdüğü "Lazarus pit" (çukuru) çevresinde geçen öyküde Rha's'ın olası kalıcı ölümü ve kızı Talia'nın Batman'a gerçek duygularını açıp açmayacağının beklentisiyle dolu kısır bir öykü. Batman ve Talia'nın "Son of Demon" öyküsünden hatırlayacaklar vardır "çocukları" oldu ve Batman'in bu sıralar ölmüş (!) olmasıyla da velet ortaya çıktı: Demian... Hani neyin duygusu açıklanacak dert ne...?
Kısır ve neden "Death and the Maidens" adının verildiği belli olmayan bir kısa seri. Bana kalırsa ilerleyen yıllarda Bruce Wayne-Batman'i ölümsüz yapmak için o çukura sokacak DC Comics. Sonuçta öldü sanılan Jason Todd (Robin II) de o çukurdan hayata dönmedi mi geçenlerde? Böyle ara ara okuyucuyu hazırlıyorlarmış gibi gerçekleşecek sürprize. Bilemiyorum. Tabii ölümden sık sık dönen Ra's ve kızları sözkonusu olunca edebiyat eserinin adını ödünç alma da tercih edilmiş olabilir. İçerik... Fazlaca boş olmuş ama olsun.
"Death and the Maiden" (Ölüm ve Bakire) motifi bir çok sanat dalına ilham vermiş.
Merak edenlere sunulur: http://en.wikipedia.org/wiki/Death_and_the_Maiden
Ümit Kireççi
"Çizgi Roman Hayatın İçinde"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder