Kırkaltı Karakalem dergisinde yer alan şu ifadelerim şimdi geriye bakı okununca gerçekten sert geliyor:
"Enki Bilal hemen her röportajında, her konuşmasında ve her sohbetinde “Beni Cem davet etti de geldim” açıklamasını yaptı. Üstadın bahsettiği Cem sayın Cem Şerbetçi. Sergideki eserlerin bir kısmı kendisinin özel koleksiyonundan. Eminim dünyanın her yanında bu iş böyle yürümektedir ama söyleşide Enki Bilal’in yanında yer alan ve konuşan Cem beyin çizgi romanın sanatlar arasındaki yerini anlatmak için seçtiği ve övdüğü örnek eserlerin müzayedelerdeki satış rakamları oldu. Ustanın 32 eserine biçilen değerin toplamda 1,5 milyon euronun üzerinde oluşu ve bu eserlerden birinin 177 bin euroya satılmasının çizgi roman açısından sevindirici olduğunu vurguladı Cem Şerbetçi. Sonra da kendisinin davetiyle bu serginin gerçekleştiği Enki Bilal’in de ülkemize geldiğinin altını çizdi.
Yani ustayı ülkemize getiren çizgi roman-sanat aşkımızla birlikte eserlerini yüzbinlerce euroya satın alan kişinin nazik davetiymiş!"
Daha sonra okuyacağınız gibi bir mesaj vermeye çalışırken başka hassasiyetleri gözden kaçırmışım.
Murat Cem Şerbetçi'nin ince ve zarif üslubuyla gönderdiği ve izniyle paylaşıma koyduğum yazısı aşağıda yer almaktadır. Önümüzdeki üç gün içinde "M. Cem Şerbetçi'den Özür Metnim"i, "M. Cem Şerbetçi'den Enki Bilal Sergisinin Perde Arkası" yazısını, "Enki Bilal Sergisinin Kimsenin Görmediği Fotoğrafları"nı okuyacak, göreceksiniz.
Mesaj vereyim derken maksadını aşan ifadelerimle kendisini kırdığım için sayın Murat Cem Şerbetçi'den herkesin huzurunda "özür dilerim":
Sayın Ümit Kireççi,
Ç.R.O.P 'nda çıkan yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum... Bunlardan Enki Bilal ile yaptığınız söyleşi ve sergi hakkında yazdıklarınız özellikle ilgimi çekti... Değindiğiniz bazı konular hakında yazmak istedim... Zamanınızı ayırdığınız için de teşekkür ederim...
Ç.R.O.P 'nda çıkan yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum... Bunlardan Enki Bilal ile yaptığınız söyleşi ve sergi hakkında yazdıklarınız özellikle ilgimi çekti... Değindiğiniz bazı konular hakında yazmak istedim... Zamanınızı ayırdığınız için de teşekkür ederim...
Ben Murat Cem Şerbetci -adımın doğru yazılışı da böyle- Enki Bilal 'in Türkiye'ye gelmesini ve YapıKredi'yle serginin açılmasını gerçekleştiren kişi diye tanımlıyabilirsiniz... Sergi, Enki Bilal ve benim hakkımda görsel ve yazılı basında doğru yanlış bir sürü haber çıktı... Hepsini seyretmeye ve okumaya çalıştım... Bazılarını da haksız ve yersiz buldum... Serginin amacı Enki Bilal'i Türk hayranlarıyla buluşturmak ve orijinal eserlerinin bir kısmını benim amatör koleksiyonumla birlikte sergilemekti.... İstanbul sergisi şu yönlerden önemlidir:
1) Enki Bilal'in de katıldağı sergide orijinal eserleri İLK KEZ Türkiye'de sergilenmiştir 2) Sergi için özel bir resim yapılmıştır.. 3) İLK KEZ bir kişinin önayak olmasıyla bir Enki Bilal sergisi Fransa dışında yapılmıştır.( Daha önce yurtdışı sergilerinin arkasında Fransız Hükümeti veya bir Fransız kuruluşu olmuştur..örneğin Institut Français.. 4 ) Dünyada İLK KEZ orijinal eserleri bir amatör koleksiyonla birlikte aynı mekanda sergilenmiştir...
Benim kanımca sergi başarılı olmuştur: Bilal hayranları üstatla tanışma fırsatını bulmuştur ve özellikle orijinal eserlerini görme fırsatını yakalamışlardır, onunla sohbet imkanı bulmuşlardır. Enki de çok sevdiği Istanbul'la tekrarbuluşmuştur... Bana Istanbul sergisinin onun için çok farklı bir deneyim olduğunu ve insanların yoğun ilgisinin ve sorulan sorularının seviyesinin onu çok sevindirdiğini defalarca söylemiştir. Sergi Fransa ve Belçika'da da geniş yankı bulmuş, çeşitlisitelerde haber olarak çıkmıştır. Bir dergi 'ZOOM ' ' Enki Bilal'in Atatürk'ün ülkesi'nde ' ilk kez başarıyla sergilendiğini yazmıştır.
İzin verirseniz serginin hikayesini size anlatmaya çalışayım:
Ben de sizin gibi bir çizgi roman sanatı hayranıyım. 30 küsür seneden beri özellikle Fransız ve Belçikalı sanatçıların sanatını takip ediyorum ve toplamaya çalışıyorum. Enki Bilal, Jean 'Moebius' Giraud, François Schuiten, Beb Deum, Jeronaton gibi.Enki 'yi daha adını 'Enes' olarak imzaladığı zamanlarda keşfetmiştim. Yaklaşık on senedir de ciddi bir şekilde topluyorum, son beş seneden beri de Enki 'yi Türkiye'ye eserleriyle birlikte getirmeyi düşünüyordum. Bu sürede kendisi ve galerici arkadaşı Christian Desbois'yla dostluğumu ilerletmeye çalıştım. Türkiye bölümünde yaptığım girişimler sonucu YapıKredi sergiye ilgi gösterdi. Beni bu konuda çok heyecanlı buldukları ve kendilerininde farklı bir kulvarı denemek istedikleri için. Fransız Elçiliği ve Kültür Merkezi ne yazık ki ilk başlarda gösterdikleri ilgiyi sonuna kadar sürdüremediler ve sergiyi ben ve YK gerçekleştirdik. Pürüzleri gidermek için sayısız yazışmalar ve benim defalarca Paris'e gitmem gerekti. YK'nin verdiği tarihler Enki'ye uymadı. Sergi 2008 sonu için planlanmıştı..YK orijinal eserlerin uçak kargosuyla Paris'ten İstanbul'a gönderilmesini, sigortalanmasını ki her bir eser için çok muhafazakar bir 25 bin euro değer biçildi, telif hakkı, Enki, eşi Fabienne ve Christian'ın uçakve otel masraflarını üstlendi. Ben de koleksiyonumun bir kısmını paketleyip Ankara'dan İstanbul'a taşıdım. Ben sizin yazdığınız gibi amatör koleksiyonuma tonlarca para harcamadım...! Sadece bir orijinal eserim var onu da seneler önce alabilmiştim. Koleksiyonumda olan Horus heykelciği ve Hyperion kol saati çok nadirdir, bulunması da zordur. Ama ben bir koleksiyoncu ve çizgi roman sanatseveri olarak ' çok değerli yada paha biçilmez ' eserler peşinde değilim. Enki'nin bana verdiği bir imza ya daonunla beraber yediğimiz 'Sultanahmet Köftesi ' anısı benim için çok daha değerlidir. Ben bir koleksiyoncu olarak erişebileceğim en son noktaya- yani sevdiğim sanatçıyı ülkemde eserleriyle görmek ve ağırlamak- eriştim..Bu da benim ve YK'ninemeğine değdi. Enki de hayatının en güzel günlerinden bir 3 gününü de Istanbul'da geçirmekten son derece memnun olduğunu söyledi. Sizin yazınızda belirttiğiniz gibi Enki'nin eserlerine çok para harcayan birisinin daveti üzerine değil onu ve onun SANATINI, NE ANLATMAYA ÇALIŞTIĞINI TAKDİR eden, çizgi romanın gerektiği seviyede algılanmasını şiddetle arzu eden bir kişi tarafından davet edilmiş olmasını yazmanızı arzu ederdim. Benim söyleşide anlatmak istediğim Enki'nin ve son 3 senede çizgi romansanatının yüksek fiyatlara satılmasının sonunda insanların çizgi romanı da SANAT olarak kabul etmeye başlamalarına iyi bir işaret olarak gördüğümdür. Enki de bu yüzden sevinmiştir. Ben YK ve katalog için yazdığım yazılarda bu konuyu vurguladım...
Aslında bu gibi sergilerin niye daha fazla olmadığını ve imkanı olan kuruluşların niye bu gibi sanatçıları Türkiye'ye getirmediklerini sorgulamanızı isterdim...Enki'nin gelmesi çizgi roman dünyamızı etkilemiştir, insanlarda ilgi uyandırmıştır ve eminimsatışları da artırmıştır... Darısı diğer sanatçıların başına ama bu konuda gayret sarfedenleri küçük görmekle ya da kötülemekle bir yere varılamayacağı çok açık.
İlginize teşekkür ederim,
Yazılarınızı ilgiyle takip edeceğim.
Sevgilerimle,
Murat Cem Şerbetci
2 yorum:
Çabalarınız için teşekkürler sayın Şerbetçi. Hayalleriniz gerçekleştirdiğiniz için de tebrikler. ÇR seven çocuk ruhunuzu ve heyecanınızı kaybetmemeniz dileğiyle... Tepkilerinizde de haklısınız ama Ümit Bey'in de üstüne çok gitmeyin lütfen. Yanlış anlamadır, olur böyle şeyle. ÇR ile kalın...
Keşke cem şerbetçi bu işin devamını getirse.. Keşke sürekli çizgi roman adına sergi açılsa... ne güzel olurdu.. ilk ve son olarak kalmamalı bu girişimler.. sevgiler.
Yorum Gönder