10 Haziran 2008 Salı

COMICS - HEROES ekolünde “SERÇE”

Ümit Kireççi
...
Çizgi Roman dünyasının bir kolu olan Amerikan ekolü Comicslerin belki de en çok konuşulan tarafı “hero”ları yani süper karamanlarıdır. Olağanüstü güçlerle donanmış olan bu kahramanlar uçabilir, telepati, uzgörü gibi beyinsel gelişimler gösterir, onlarca farklı süper güçleri canlarının istediği gibi kullanabilirler. 

Elbette yaratıcı insan zekası her ne kadar olağanüstü güçlerle ilgili yaratımlar üzerinde yoğunlaşsa da tek yapabildiği yine doğanın taklididir. Yaratıcı insan zekası sanatsal yeteneklerini doğanın farklı yönlerini yorumlamakta başarılı olur, süper insanlar aslında birer taklit ve kopyadan öteye geçemezler. Flash, yani şimsek, adı üstünde şimşek kadar hızlı koşmaktadır. Örümcek adam, örümcek güçlerine sahiptir. Batman, yarasanın korkunçluğunu yansıtır kostümü ve mizacıyla. Wolverine, bir mutant adıdır ve mizacı ve adı aynı kaynaktan, Kanada’da yaşayan bir cins aksi, ufak tefek, huysuz yırtıcıdan gelir.

Wolverine / Kanada

Wolverine / Marve
 ,,, ,,
,, ,Neresinden bakılırsa bakılsın çizgi roman dünyasının kahramanları gerek doğanın gerekse doğayı taklit eden bilimin bağrından türeyen güçleriyle olağanüstü olmayı hak eden, dikkat çeken, yırtıcı, göz alıcı, büyük yetenek ve isimlerin sahipleridirler. Ancak ilginçtir tüm bu şaşalı isimler arasında özellikle hayvanları baz alan kahramanlar içinde her zaman vahşi ve yırtıcı hayvanları örnek almış olanlar olmaz.

Dove / DC Comics
 
Hawk and Dove (DC, Şahin ve Kumru), Mockingbird (MARVEL, Alaycıkuş), Robin (DC, Ardıçkuşu) gibi özellikle kuş merkezli daha zararsız ve hatta sevimli sayılabilecek kahraman isimlerine rastlanmaktadır. Bu arada ilginçtir bu saydığım kuş isimli kahramanlar uçmamaktadırlar! Bugünlerde hayatımıza başka bir kuş sinema yoluyla girmiş bulunuyor:

 
SERÇE

Karayip Korsanları filminin baş kahramanı JACK SPARROW’dan bahsediyorum. İlginç mimikleri, lakayt sayılabilecek tavırları ve olağanüstü sevimliliğiyle kaptan Sparrow hayatımıza üç filmlik bir seriyle girmiş bulunuyor. Ancak maalesef çok az kişi soyisminin Serçe olduğunun farkındadır. Gerçi konumuz da bu değil zaten. Çizgi roman dünyası bir yana Serçe denince ülkemizde akla gelen ilk şey ölümsüz bir roman oluyor. Gülten Dayıoğlu’nun eseri “Suna’nın Serçeleri”. Çocuk edebiyatımızın ve çoğumuzun çocukluğunun kitaplığında bulunan bu eser değerini kaybetmeden çok şükür her kuşak tarafından okunmakta. Serçeler, o dikkat çekmeden aramızda yaşayan ve her gün gördüğümüz halde ancak ortadan yok olduklarında varlıklarının, daha doğrusu yokluklarının farkına vardığımız küçük varlıklar… İşte benim bu yazımda ele almak istediğim bu minik şehirli dostlarımız. Yaban hayatı, sürekli mücadeleyi, sevimliliği bize şehrin vahşiliğinde medenice hatırlatan minik dostlarımız. Comics dünyasınca çok hatırlanmayan minik kuş…

SERÇE (SPARROW)

İlginçtir, bu kuşcağızı kahramanlaştıran bir yayınevi bulunmamaktadır. Daha doğrusu tek değil iki yayınevi var. Daha da doğrusu iki yayınevi birleşince ortaya SPARROW (The Girl Wonder) karakteri çıkmıştır. DC ile MARVEL 1996 senesinde ortaklaşa bir seri çizgi roman yayınlamışlardır. Kimya terimi olan AMALGAM adını verdikleri ortak yayınevinde tek öyküden türeyen üç konulu seriyi okuyucuya sunmuşlardır. Bu serinin ana konusuna göre iki kardeş evren vardır ve bunlar dev bedenlerdir. Bir gün karşılaşan bu evrenler aralarından sadece birinin var olabileceği sonucuna ulaşarak kendi evrenlerinin bazı kahramanlarını karşı karşıya getirmeye karar verirler. Bu dövüşlerin sonunda kazanan evren kalacak diğeri yok olacaktır. Ancak sonunda iki evren savaşmak yerine birleşmeyi seçerler. Bu şekilde iki evrenin kahramanları da birleşir. Örneğin Batman, Wolverine’le birleşerek DARK CLAW olur, Captain America Superman’la birleşir SUPER SOLDIER olur, Spiderman Superboy’la birleşerek SPIDERBOY olur ve bu bu şekilde gider. Tüm herolar yeni evrenin, AMALGAM evreninin kişilerine dönüşürler ve kendi maceralarını yaşarlar.

Ancak işler öyle sürmez. Gün gelir bazı karışıklıklar olmaya başlar. AMALGAM evreninin içinde bulunduğu karton kutu erimektedir ve bunu Marvel’ın Dr. Strange’si ile DC’nin Dr. Fate’inin birleşimi olan Dr. Strangefate adlı büyüler ustası yapmaktadır. AXXES kod adlı genç de dengeyi sağlamak üzere iki evren, hatta üç evren arasında birleştirici görevini başarmalıdır. Oldukça renkli, kaliteli ve heyecanlı öykülerin yer aldığı bu ortak evren okunmaya değer. Özellikle çizgi romanın comics türünde eserler üretmek isteyenlere Kavalier & Clay romanından sonra uygulamalı bir örnek olarak bu seriyi önermek isterim.

Gelelim SPARROW, The Girl Wonder’a…

SPARROW, AMALGAM evreninin bir kahramanı. İlk kez Legends of the Dark Claw #1 serisinde ortaya çıkmıştır. MARVEL evreninin JUBILEE adlı mutant’ıyla DC evreninin ROBİN karakterinin birleşimidir. Ortak karar göre bu karakterin genç kız olmasına karar verilmiş, Marvel’ın JUBILEE karakterinin adı da olduğu gibi bırakılmıştır: 

Robin / Dc Comics Jubilee / Marvel 

SPARROW, Larry Hama, Jim Balent, Ray McCarthy üçlüsü tarafından yorumlanmıştır. Kostümü Robin karakterinin kostümüyle Jubilee’nin gözlük ve küpelerinin birleşimidir. Güçleriyse Robin’in atletikliği yerine Jubilee’nin parmaklardan fırlattığı renkli patlayıcı plasma enerjisi gücüdür. Robin’in Batman yardımcılığını bu seride SPARROW’un DARK CLAW’ın yardımcılığı olarak devam ettirilmiştir. Jubilation Lee, süper güçlerine ek olarak polis eğitimi yanı sıra pilotluk eğitimi de almış genç bir kızdır. Bu yetenekleri sayesinde, Jubilation Dark Claw tarafından Claw-Copter (Pençekopter)’ına pilot olarak atanmıştır, tabii gizli üsse yanlışlıkla girmesinin ardından. Dark Claw, ona Sparrow kod adını vermiştir. Kızımız ancak bir araçla uçabilen bir kuştur. 


*** 

İşte comics dünyasının en bilinen Serçe (SPARROW) kahramanı bu kız. Diğer hayvan kökenli güç ve isimli herodaşları gibi yırtıcı olmayan, nahif, sevimli ve biraz şaşkın bir genç kız herosu bu kız. Bir süreliğine iki evren birleşince sessizce ortaya çıktı, sonra da ortak evren serisi bitince de sessizce aramızdan ayrılıverdi geldiği gibi. Bir çok okuyucu onun farkına bile varmamıştır şüphesiz ancak o vardı ve çok tanımasak da farkında olanların gönlünde yer etti. 

 *** 

Bu yazıyı aramızdan ani bir beyin kanamasıyla ayrılan, gencecik bir edebiyatçı, idealist bir genç kız, sevimli bir arkadaşa, Çiğdem Suna’ya ithaf ediyorum. Soyadındaki Suna’dan dolayı yaşam mücadelesi verdiği hastane günlerinde ardından günlerce sayın Gülten Dayıoğlu’nun eserine göndermede bulunularak “SERÇE” dediğimiz arkadaşımıza Allahtan rahmet diliyorum. Birçoğumuzun hayatına sessizce aniden girdi Serçe ve yine hayatımızdan sessizce aniden çıktı. Ama gerçek olan o ki SERÇE gönlümüzde bir çok yırtıcıdan daha çok yer etti.

1 yorum:

Çizgi Roman Okurları Platformu (ÇROP) dedi ki...

Benzersiz bir inceleme yazisiydi.
Aklina saglik sevgili Umit . . .

Aşkın Güngör (30 Haziran 2007)

Linkler

Related Posts with Thumbnails