6 Şubat 2025 Perşembe

Dampyr'den 6 Şubat Depremine Mesaj...

Dampyr çizgi roman dizisi yayınlanmaya başladığı 2000 yılından bu yana insan haklarının savunucusu, yozlaşmanın ve ağır sömürgeciliğin düşmanı olmuştur. 2013 yılında yayınlanan 155. sayısıyla da bu misyonunu sürdürürken La L'Aquila depremi üzerinden 6 Şubat depreminde yaşadıklarımıza gönderme yapar gibi bizlere ders vermektedir.


"Il sigillo di Lazzaro" (Lazarus'un Mührü) adını taşıyan maceranın yazarı Cajelli Diego, çizeri Russo Fabrizio

Hikayenin özeti kısaca şöyle: Mavi Kurtlar adlı uluslarası kötü adamlar teşkilatı vampirlerce korunan bir mührün peşindedir ve bu mührün İtalya'nın La L'Aquila saklandığı ortaya çıkar. Kahramanımız Dampyr'le arkadaşı Kurjak onları durdurmak için müdahale ederler. 

Yazıma konu olan La L'Aquila şehri Nisan 20009 yılında gerçekleşen depremle yerle bir olmuş bir şehirdir. Tıpkı 6 Şubat 2023 tarihinde ülkemizde yaşanan deprem felaketi gibi şehirdeki binaların hemen hepsi yıkılmış insanlar hayalini kurduklarını geleceklerinden, tüm birikimlerinden, umutlarından olmuşlardır.

Bu sayıda Dampyr'le dostu şehrin yıkıntıları arasından geçerken gördüklerinin değerlendirmesini yaparlar. Dikkatinizi çekmek isterim, deprem 2009 yılında gerçekleşti, 155. sayı 2013 yılında basıldı ve şehir hala yıkıntı halinde. Bilmem tanıdık geldi mi?

Valilik binası

"Molozlar kalkmış ama yapılanma durmuş gibi." diyor bir yerde kahraman. "Galiba bürokrasiden. Evlerinden olan insanlar geçici olarak otellere yerleştirilmiş ama bu kalıcıya dönüşmüş. Devlet kurumları onları unutmuş gibi davranıyor. Şehrin sakinleriyse şehri terk etmeden hayata tutunmak için çabalıyor. İnsanlar pes etmiyor." diye ekliyor.

Ancak Dampyr Harlan Draka iyimser biridir. Şehrin inşası için birçok proje olduğunu vurguluyor. Dostu Kurjak ise acı gerçekleri yüzüne vuruyor "Savaşla deprem aynı şeydir. Yıkım olur. Yeniden inşa için ne büyük bütçe belirlenirse o kadar çabuk yok edilir. Birileri zenginleşirken kalan yıkıldığıyla kalır. Halk aptal değil aslında, umutlarının çalınacağını biliyorlar. Mafya bu işten kazanç sağlar".

Dampyr acı gerçeklerin farkındadır ve öfkelenir: "Umut en son ölür. Şehir sakinleri pes etmedi. Hayatlarını tekrar kurmak için direniyorlar. Halk, kurumların onları terk edişine karşı çıkarak tüm zorluklara rağmen şehirde kalıyor onu eski haliyle yaşatarak umut ediyorlar.". 

Bu haliyle anlatılanlar 6 Şubat Depremini nasıl da hatırlatıyor değil mi? 

Biraz da gerçeklere bakalım:  

La L'Aquila tam 15 senedir inşaat halinde. Yapılanma büyük oranda tamamlanmış. Bu süreçte mafyayla mücadeleye girişildiğine dair açıklamalar yapılmış. Abuk vaatlerde de bulunulmuş: 17 Nisan'da İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi , "Sömürü imkansız olacak, sömürüyü ve mafyayı dışarıda tutarak 6 ay içinde yeniden inşa edeceğiz." dedi. (Wikipedia). O dönem evini kaybeden 60 bin kişi arasından şehri terk etmeyenler otele yerleştirildikleri gibi kamplarda misafir edilmişler. GSM firmaları ücretsiz mobil baz istasyonları kurmuş bedava hat dağıtmış. Birçok hizmet ulaştırılmış. Müslümanlar için özel cenaze törenleri düzenlenmiş. Faturalar askıya alınmış, borçlar silinmiş...
...
La L'Aquila depreminden alınacak çok ders varmış ama galiba 6 Şubat depreminin ilk dakikalarından itibaren dünyadan habersiz olunduğunu, birçok yetkili kişi ve kurumun vicdanlarının olmadığını, ahlaklarının diplerde gezindiğine tanık olarak iki kere yıkıldık. 
...
Çizgi roman okumuyor musunuz? Okuyun...! Okuyun yoksa hayata dokunan mesajlardan bir haber olursunuz. 

Not - Diyaloglar İtalyanca'dan amatörce çevirmiştir.

2 Şubat 2025 Pazar

Şirin Baba ve He-Man Sessiz Kaldı

Belli bir yaş aralığının hayallerini süsleyen Şirin Baba ve He-Man çizgi film karakterlerine sesleriyle hayat veren iki usta isim hayata veda etti.

Duayen tiyatrocu ve seslendirme sanatçısı Sezai Altekin 79, oyuncu ve seslendirme sanatçısı John Erwin 88 yaşında aramızdan ayrıldılar. 

Nurlar içinde uyusunlar. 
 
Görsel - Net Haberler




 

30 Ocak 2025 Perşembe

Ersin Burak "Tarzan" İmza Etkinliği


TARZAN
Edgar Rice Burroughs'un ilk Tarzan romanı, The All-Story dergisinde, 1912 yılında yayınlandı. Roman, 1914 yılında kitap olarak basıldı ve çok satanlar listesine girdi. Aradan geçen yüzyıl boyunca, Tarzan ismi, hiç unutulmadı. Her kuşağın popüler kahramanları vardır, Tarzan, üç, dört kuşağın kahramanı olan, nadir popüler kültür ikonlarından biri oldu.
Tarzan'ın orijin hikayesinin gücü ve sadeliği her kuşaktan hayranlar edinmesini sağladı.
Türkiye'de ilk Tarzan romanı, 1933' yılında, Sinan Matbaası Neşriyat Evi tarafından yayınlandı ve Türkçe çevirisi E.F. tarafından yapıldı. Elinizde tuttuğunuz bu kitap, 1933 yılındaki ilk Türkçe basım Tarzan romanı esas alınarak hazırlandı, 100 yıl öncesinin roman dili, Tarzan'ın orijin hikayesine uygun olacağı inancı ile özellikle korundu.
Ve Ersin Burak... Yüzlerce Eskiz, 60'tan fazla resim çizerek, 100 yıllık bir metne yeniden hayat verdi.
Bu kitap, Edgar Rice Burroughs'un olduğu kadar, Ersin Burak'ın da Tarzan kitabıdır.
Efsane başlıyor...




 

28 Ocak 2025 Salı

Bugün Manga Ustası Kazuo Umezu'nun Ölüm Yıldönümü

 

Korku türü mangaların korkusuz sanatçısı Kazuo UMEZU 28 Ocak 2024 tarihinde aramızdan ayrıldı. 

88 yaşında vefat eden sanatçının başta gelen eserleri arasında Romansu-no-kusuri
Hyouryu kyoushitsu, Neko-me kozou, Orochi, Watashi ha shingo sayılabilir. 





25 Ocak 2025 Cumartesi

Gianfranco Manfredi - Ümit Kireççi Röportajı

Bu röportaj 2014 senesinde gerçekleşti, Ümit Kireççi sordu, Gianfranco Manfredi yanıtladı, Nükhet Polat çevirdi, LAL Kitap parça parça yayınlarının içinde yayınladı.

Bay Manfredi Merhaba,

Öncelikle teşekkür etmek istiyorum. Uzun zamandır sürdürdüğüm “Çizgi Roman Öyküleri Üzerinden Türk Siyaseti Eleştirisi” yazılarımda Büyülü Rüzgâr’dan son derece önemli örnekler kullanabildim. Şimdi sırada Volto Nascosto ile Shanghai Devil var. Daha onların öyküsüyle kesişen bir gelişme olmadıysa da eminim bugün yarın bir ortak öykü yaşanabilir ülkemle kurgularınız arasında. Siyasi gidişatımız çok da eğlenceli değil.

İzninizle sorulara geçmek istiyorum. Yanıtlarınız için şimdiden teşekkür ederim:

           Bay Manfredi, son röportajımızdan bu yana nasılsınız? Neler yaptınız, Volto Nascosto bittikten sonra dinlenebildiniz mi? Yoksa okurlarınıza sürprizler mi hazırladınız?

-          Volto Nascosto’nun ardından Shangai Devil isimli bir bir dizi yayımladım; orada Volto Nascosto’nun başkişisi Hugo Pastore Çin’e gider ve Boksör İsyanı’na karışır. Yakında ise (ekim ayında) öykülerin Afrika’nın subekvatoral iklim bölgesinde geçeceği yeni çizgi roman dizim Adam Wild yayımlanacak.

-          Büyülü Rüzgar (Magico Vento) Amerika’da basılmaya başlamış. Üstelik renkli. Ayrıca kapakları son derece etkileyici buldum. Hayırlı olsun. Okunma sayısı, okur ilgisi nasıl, bu konuda size bilgi ulaştı mı?

Bir değerlendirme yapmak için henüz erken ama yayımcı gayet olumlu bakıyor. Büyülü Rüzgar temmuz ayında Hindistan’da da yayımlanmaya başlayacak.

-          Büyülü Rüzgar’da Aleister Crowley’in Hermetic Order of the Golden Dawn romanındaki Aiwass karakteriyle tanıştırmıştınız bizi. Shanghai Devil’de karşımıza Çin’in sözlü veya yazılı edebiyatından kimse çıkacak mı acaba?

-          Shangai Devil’deki tarihsel Çinli karakterler imparatorluk sarayı bünyesindeki kişilerden, Batılı karakterler de dönemin yabancı elçilerindendir. Geri kalan kişilerse kurmaca ürünüdür. Şu anda bir roman üzerinde çalışıyorum; çizgi roman değil, yazınsal bir metin. Romanım 1920’li ve 30’lu yılların Şanghay kentinde geçiyor ve burada dönemin Çinli entelektüellerine bolca yer veriyorum. Beni en çok etkileyen Çinli yazar ve düşünür, Lu Sin’dir. Gerçi onu bir karakter olarak doğrudan romanıma almıyorum; ama Lu Sin’in denemelerden oluşan ilk kitabının İtalya’da yayımlandığı tarihten beri, yani ta 1968’den bu yana onun büyük bir hayranıyım. Lu Sin, içinde yaşadığımız dönemde de geçerliliğini koruyan çok temel şeyleri ifade etmiş, son derece modern bir yazardır. İleriye bakmasını bilen düşünürlerden.     

-          Biraz hızlı gidiyor olabilirim ama Büyülü Rüzgar’la başlayan emperyalizm eleştirinizi Volto Nascosto, sonra da Shangai Devil üzerinden aynı doğrultuda sürdürüyorsunuz. Her tür emperyalizme eleştirinizin yanı sıra kapitalizmin işleyişini de gözler önüne seriyorsunuz. Okurlarınızın bu yöndeki görüşleri size ulaştı mı? Ne diyorlar?

-          Bu, okurların aklına yatan, onları ikna eden bir çizgi. Adam Wild’da özellikle kölelik konusunu, Güney Afrika’daki sömürgeciliği mercek altına alıyorum. Başka bir ifadeyle kökeni ırkçılık olan meseleleri; çünkü ırkçılık ideolojisi kölecilikten gelmektedir. Irkçılığa karşı savaşmak için kölelik ekonomisine içkin olan ekonomik ve toplumsal etkenleri –günümüzde de - ortadan kaldırmak için çabalamak gerekir.

-          Ken Parker’dan bu yana sosyal sorunları ele alan ve ciddiyetle çizgi roman sayfalarına taşıyan Bonelli Editore karakteri yoktu eskiden sanki. Daha yumuşak iyi-kötü çatışması olurdu maceralarda. Şimdilerdeyse Büyülü Rüzgar, Lilith, Dampyr gibi karakterler son derece sert mesajlar taşıyorlar. Bu eğilimin sebebi nedir sizce?

-          Yazarların ağırlıklı olarak toplumsal sorunsallara yönelik duyarlılıkları.

-          Başta western türü olmak üzere çoğu karakterler Amerikalı veya İngiliz. İlk İtalyan Bonelli Editore karakteri mi Hugo Pastore?

-          Hugo ilk midir bilmiyorum ama eskiden Bonelli Editore’deki hemen hemen tüm çizgi roman karakterlerinin Anglosakson olduğu doğru. Ancak bu durum son yıllarda değişti. Örneğin Ambrosini’nin Napoleone karakteri İsviçreliydi. Anlayacağınız, değişim çabaları var. 

-          Emperyalizmle mücadele Afrika’dan Uzak doğuya uzandı. Hem de İtalya üzerinden. Bu acaba İtalya’nın geçmişiyle yüzleşmesi gerektiği şeklinde yorumlanabilir mi? Sizin böyle bir kaygınız var mı?

Diğer ülkelerle karşılaştırdığımızda, bizim “emperyal” rolümüz son derece kısıtlanmış durumda; fakat İtalya kendi modern tarihine ilişkin pek çok şeyi unuttu. Okullarda bununla ilgili az şey okutuluyor ve dünyada yaptıklarımızla ilgili bilinç düzeyi çok düşük.

-          Hugo Pastore, zamanına göre son derece açık fikirli ve hoşgörülü, aydın bir genç. Zamanını, ülkesinin politikasını, savaşı ve sömürüyü irdeliyor. Büyülü Rüzgar gibi o da ait olduğu söylenen bir milliyete değil dünya vatandaşlığını tercih ediyor. Düşman bir öteki yerine evrensel haklının yanında yer alıyor. Bu son derece olumlu bir rol model bence. Okurlar bu örneklerden etkileniyor mudur sizce?

-Öyle olduğunu umuyorum, ben küresel dünyadan yanayım ve özellikle de Avrupa’nın, küçülmekten ziyade genişlemesi gerektiğini düşünüyorum. Avrupa’nın kültürel birliği Rusya’yı ve Türkiye’yi dâhil etmelidir; çünkü XVIII. yüzyıla kadar Avrupa buydu. Bizim kuşağımız ve bizden sonraki kuşak, büyük bir Avrupa yaratmak için çabalamalı ve savaş ve sefaletten başka bir şey getirmeyen nasyonalizmin geri dönüşüne karşı savaşmalıdır. Yeni kuşakların en iyi kesimi zaten uluslararası bir kültüre sahip;  ayrıştırılmış kültürlerin özlemine kapılmak artık tarihin dışında kalıyor. Dünya geriye dönmüyor. Bugün büyük kıta ülkeleri arasında boy ölçüşülüyor. İnsanlar ya kıta olmanın yollarını öğrenirler ya da kendilerini toplumsal, siyasi, ekonomik ve kültürel marjinalliğe teslim olurlar.

-          Maskeler üzerine araştırma yaptınız mı? Her iki öyküde de maske takan karakterler ve onların halkın gözündeki kurtarıcı rolü göze çarpıyor. Bu maskeleri bilinçli mi seçtiniz?

-Evet, maskelerin sembolik değerleri evrensel nitelikte. Tüm kültürlerde var. Maskelere yüklenilen binlerce anlamı araştırmak son derece heyecan verici. Bununla birlikte, Alan Moore’un da V per Vendetta’da çok net gösterdiği gibi, maskeli kahramanda barınan kurtarıcı sembolü çok yalın şekilde yorumlanabilir. Maskeli kahraman, kişilik ve liderlik kültünün karşıt kutbudur. Bu, otoriter bir külttür. Maskeli kahramansa anonimdir, kendi şanı ve iktidarı için eyleme geçen biri değildir; halktan biridir. Kendi misyonunu yerine getirdikten sonra maskeyi bir başkasına devredebilir.

-          Hugo’nun Afrika’daki maskesi Haçlı Seferleri’nde yer alan Kral IV. Baldwin’in maskesine benziyor. Hatta Volto Nascosto’nun da kral gibi cüzamlı oluşu da dikkat çekici. Bu bilinçli bir alıntı mıydı? Tesadüf mü? Maske o dönemlerde cüzam hastalarının taktığı geleneksel bir maske miydi?

-Borges’in Alçaklığın Evrensel Tarihi adlı kitabında öykülediği bir Arap efsanesinden esinlendim. Senaristlerin de o metinden esinlendiğine inanıyorum; çünkü tarih, Kral IV. Baldwin’in maske taktığına ilişkin yeterince veri sunmuyor. Efsane, Haçlı Seferleri döneminden çok öncesine dayanıyor. Konuyla ilgili araştırmalarım sırasında antik Sudan geleneklerinde bu efsanenin izlerine rastladım.

-          Hugo’yu uzak doğuda Afrika’dakinden daha karmaşık bir toplum ve gelenekler örgüsü karşıladı. Bu da işini hayli zorlaştırıyor gibi. Hugo’nun başarılı olacağını bekliyoruz. Siz bu coğrafyayı seçerken ne gibi araştırmalar yaptınız?

-Çok sayıda tarihsel metin inceledim; ama özellikle de o dönemde yaşamış insanların güncelerini okudum. Tarih, bizlere genellikle olaylar ve analizler sıralar; fakat sadece biyografiler, o olayların insanlar tarafından ne şekilde deneyimlendiğini anlamamızı sağlar.

-          Hugo’yu özellikle ele aldığınız tarihi olayların içinde mi tasarladınız en baştan? Yani hem Afrika’da hem de Uzak Doğuda ele alacağınız konuları baştan mı seçtiniz? Yoksa sırayla bakıp uygun bir yer olarak mı Uzak Doğuyu belirlediniz? Bunu özellikle genç yazarlara örnek olabilmesi açısından soruyorum. Geniş bir planlama da kısa süreli planlamalar da etkili olabiliyor sonuçta. Sizin tercihiniz hangisiydi?

-Hayır, çok fazla plan yapmam. Tohumları ekmeyi ve onların sonrasında nasıl özgürce filizlendiklerini, nasıl geliştiklerini izlemeyi; onların tüm gelişme sürecini gözlemlemeyi severim. Her şey baştan planlandığında tüm hikâyeler öngörülebilir ve tekdüze olur; hikâyeler bu durumda tek bir şemayı izler. Oysa şemayı izlemeye gerek yok; aslolan, karakterleri izlemektir. Karakterlerse hayat koşullarının fırtınalarına göre değişir.   

-          Çin olayı bitti. Hugo’yu bir başka ülkede, başka bir olayda tekrar okuyabilecek miyiz? Planlarınız var mı?

-Şimdilik yok. Kendimi Adam Wild’a adadım ve bu serinin Büyülü Rüzgar kadar uzun soluklu olmasını umuyorum.

-          Adam Wild! Yeni projenizi anlatır mısınız bize. Adam Wild nasıl bir karakter?

-Adam Wild, coğrafi keşiflerden ziyade kabilelerle ilgilenen İskoçyalı bir kâşif; yani ilk antropologlardan. Fakat aynı zamanda bir eylem adamıdır ve köleliğe karşı savaşanlardan biridir. Son derece pozitif bir karakterdir; Hugo gibi kuşkulara boğulmaz ve Büyülü Rüzgar gibi acı çekmez. Kendinden ve yaptığı şeyden son derece emindir. Dostlarıyla olmayı sever, kadını da Afrikalıdır, Bantu’lu bir prenses. Wild, dostluktan ve aşktan feragat etmeyen bir kahraman. Tehlikeli yaşamayı sever ve korku duymaz, dahası macera yüklü olmayan bir hayatı yaşayamaz o.

-Kahramanlarınız alışık olduğumuz kahramanlar gibi mutlu sona ulaşamıyorlar hiç. Hayatta kaldıklarını görüyoruz ama davalarında bir yenilgi, daha doğrusu hüzünlü bir başkaldırıya rastlıyoruz. Okuru düşündürmeye teşvik eden, hırslandıran bir amaç sezinliyorum bu tercihte. Sizin amacınız ne bu finallerle?

-Bitişler hep aynı olmak zorunda değil. Herkesin kendi yaşam yolu vardır. Ama en başarılı kahramanın bile yenilgilerden geçmek zorunda olduğunu düşünüyorum; çünkü yenilgiler, zaferlerden daha çok şey öğretir daima. Sonrasında daha iyi olmayı başarıp başka hatalar yapmamayı öğreniyorsak, yenilgilerimizden gurur duymalıyız. Her birimiz yenilgilerimiz sayesinde büyüyoruz. Yenilgiler bizlere daha derin olmayı, yenilemez olmadığımızı, her zaman haklı olmadığımızı, düşlerimizin içinde yanılsamaların da barındığını ve çabalarımızın sonuçlanması için emeğe, çalışmaya ve araştırmaya gereksinim olduğunu öğretir. Bu bir şans meselesi değildir. Hata yapan, bedelini öder. Daima.

Grazie,

Ümit Kireççi

 

24 Ocak 2025 Cuma

Büyülü Rüzgar yazarı Gianfranco Manfredi Hayata Gözlerini Yumdu.

Bugün, 24 Ocak 2025 İtalyan bir çizgi romanı yazarının, Gianfranco Manfredi'nin ölüm tarihi olarak kayıtlara geçiyor dostlar.  

Yıllar önce 1001 Roman yayınlarının davetiyle ülkemize gelmiş olan 1948 yılı doğumlu yazar 77 yaşında hayata gözlerini yumdu.

Ülkemizde Büyülü Rüzgar, Volto Nascosto, Adam Wild eserleriyle tanınan yazar eserleriyle yaşayacak. 

 
26 Kasım 1948 İtalya - Senigallia doğumlu yazar Milan'da yaşıyor. Felsefe tarihi üzerine kariyer yapmış olan yazar J. J. Rousseau üzerine bir de kitap yazmış. Bununla birlikte yayınlanan romanlarıyla kurgusal romanlar yazabileceğini de kanıtlamıştır. Şarkı sözü yazarlığı da yapmış olan, Manfredi, Bonelli ile 1994 yılı itibariyle çalışmaya başlamış, Dylan Dog ile Nick Rider'ın yazarlığını yapmıştır. 1997 yılında da westernle büyüler aleminin karışımı olan Magico Vento (Büyülü Rüzgar) dizisini kaleme almaya başlamıştır. 14 sayılık Volto Noscosto (Saklı Yüz)'ü çizgi roman dünyasına kazandıran yazar şimdilerde devamı niteliğindeki 18 sayılık Shangai Devil (Şangay Şeytanı) çizgi romanını tamamlamış bulunuyor. Zaman içinde bu çalışmalarına Adam Wild'ı ekleyen usta yazar 24 Ocak 2025 tarihinde hayatını kaybetti. 

ÇROPBlog'da yer bazı ilgili yazılar:

BÜYÜLÜ RÜZGAR Çizgi Romanında İlluminati ve Kapitalizm Eleştirisi

Manfredi: Büyülü Rüzgar Aracılığıyla Yaşlıların Sesi Olmak







 

20 Ocak 2025 Pazartesi

Naruto 55. Cilt Çıktı

Eser Adı: Naruto 55. Cilt

Yazar: Masaşi Kişimoto

Çevirmen: Yiğit Urhan

Yayınevi: Gerekli Şeyler 

Dördüncü büyük ninja savaşı patlak verir ! İttifak ordusu, Akatsuki’ye karşı koymak için birliklerini hızlı bir şekilde teşkil etmeye devam etmektedir. Gaara, Naruto’yu korumak için tüm orduyu motive motive edecek bir konuşma yapar !! Öte yandan, Madara ile güçlerini birleştiren Kabuto, ruh göçü tekniği sayesinde hepsi birbirinden güçlü ninjaları art arda diriltmeye başlamıştır !! 

 

15 Ocak 2025 Çarşamba

Tex'in Dostu El Morisco ve Tarihin Unuttuğu Katliamlar

Ümit Kireççi
...
Bir Tex (Teks) okuru olduğum söylenemez. Hatta beğendiğim bile... Ancak bu gerçek Tex'in okuruyla bütünleşmiş sağlam bir yapı içerdiği gerçeğini değiştirmez. Haliyle de birçok ayrıntısının bilinmesi gerektiğini. El Morisco bu ayrıntılardan biri. ""El Morisco" yani adını  İspanyadaki Endülüs Emevilerinin kıyıma uğrayan son fertlerinden alan karakter.  



El Morisco, basitçe özetlersek Tex çizgi roman dizisindeki kanun adamı kahramanların arkeoloji ve gizem uzmanı Müslüman kökenli mısırlı (!) dostudur. Varlıklıdır ve bazı olayların çözülmesinde büyük yardımları olmuştur. 

Ben, kendisine verilen bu ismin kökenini İspanya tarihi hakkında araştırma yaparken henüz öğrendim. Açıkçası bu karakteri yaratan sanatçının neyi amaçladığını anlamamış olmakla birlikte çizgi roman sanatçılarının dünya tarihiyle mitolojisinden serbestçe yararlanma alışkanlığını bildiğimden çok da eşelemedim. Ancak tarihi katliamlarla örtüşmeyen bir kullanımı yadırgadım.

Moriskolar

Her şey MS 756 yılından itibaren İspanya ve Portekiz topraklarında hüküm süren Endülüs Emevi devletinin 1031 yılında yıkılmasıyla başlıyor. Hristiyan devletin Müslümanların saltanatını sona erdirmesiyle birlikte büyük bir asimilasyon çalışması başlatıyor. Bu dönemde çeşitli kültürlere mensup Müslümanlar Morisko olarak adlandırılıyor.

1500'lere kadar süren bu etkin çalışma büyük baskılara boyun eğen Müslümanlar ya topraklarıyla evlerini bırakarak başka ülkelere göçmüş veya din değiştirmiştir. Buna karşın sürece gizlice veya alenen karşı çıkanlar da olmuştur. Gizlice direnenler toplum içinde çoğunlukla İsevi gibi görünürken evinde veya gizli buluşmalarda namaz kılarak, dualar okuyarak, çocuklara İslamı öğreterek karşı çıkışlarını sürdürmüşlerdir. Ancak zamanla yaşlıların ölümü, rahat eğitim verilememesi, Arapça konuşulmasının yasaklanması, toplum içinde fazlaca Hristiyan gibi davranmalar zamanla asimilasyonun etkisini arttırmıştır. 



Asimilasyona ve baskılara açıkça karşı çıkanlar ismini bir müzik aleti olan klarnetten bildiğimiz Gırnata Emirliğine sığınmışlardır. 1232-1492 yılları arasında varlığını sürdüren bu emirlik 2 Ocak tarihinde büyük bir saldırıya maruz kalmış. Bu savaşta 1 (bir) milyon Müslüman öldürülmüş, 300.000 bin kişi ya din değiştirmeye ya da sürgüne maruz bırakılmıştır. İspanya içinde dağıtılanların yanı sıra Akdeniz'in çeşitli bölgeleri gibi bazılarının bizde Adana yöresine taşındığı kayıtlar arasındadır. 

İşte Tex'in arkadaşı El Morisco ismini bu katledilen, yok edilen, tarih sahnesinden silinen topluluktan alıyormuş.  




1 Haziran 2022 Çarşamba

"Hayatımız Çizgi Roman" Söyleşileri Konuğu: Yiğit "Yiğilante" Kocagöz

ÇGYD ve ÇROP iş birliği ile sürdürülen, araştırmacı-yazar Ümit Kireççi’nin ev sahipliğini yaptığı Hayatımız Çizgi Roman’da bu Cuma yine okuma alışkanlığı edinilmesinde çizgi romanın önemini konuşacağız. Bu hafta konuğumuz çizgi roman senaristi Yiğit "Yiğilante" Kocagöz .

Bekliyoruz!
İnstagram Canlı yayın Hesabı : @umit_kirecci




27 Mayıs 2022 Cuma

"Hayatımız Çizgi Roman" Söyleşileri Konuğu: Necmi Yalçın

ÇGYD ve ÇROP iş birliği ile sürdürülen, araştırmacı-yazar Ümit Kireççi’nin ev sahipliğini yaptığı Hayatımız Çizgi Roman’da bu Cuma yine okuma alışkanlığı edinilmesinde çizgi romanın önemini konuşacağız. Bu hafta konuğumuz storyboard sanatçısı, ilüstratör, çizer Necmi Yalçın.

Bekliyoruz!
İnstagram Canlı yayın Hesabı : @umit_kirecci




Linkler

Related Posts with Thumbnails