15 Mayıs 2015 Cuma

ÇROP 8 Yaşında On Yedinci Yazı: Ultimate Spider-Man

Funda Akarsu
---

Ultimate Spider Man

Ultimate Marvel Evreni, şahsen benim çok zevk aldığım bir evren oldu. Devasa bir dünyanın, bir hikayeler diyarının en başına dönme imkanı sağladığı için belki. Belki de bunu yaparken karakterlerin süper kahraman kariyerlerine değil, normal yaşamlarına daha ayrıntılı bakabildiği için.

Spider Man, Marvel'ın en ünlü coming-of-age hikayesidir sanırım. Büyüme ve olgunlaşma bu hikayenin her zaman bel kemiğidir. Spider Man ile ilgili en bilinen anekdot da, yine birey olarak sorumluluklarının farkında olmanın ve topluma verebileceklerinin, senin görevin olduğunun altını çizen bir manifestodur:

"Büyük güç, büyük sorumluluk getirir."
Bir yanda Iron Man, Thor, Captain America gibi halkın gıpta ve hayranlık ile seyrettiği kahramanlar... Diğer yanda bir örümcek tarafından ısırıldıktan sonra süper güçler kazanan lise öğrencisi Peter Parker. Amcasının ölümünün getirdiği vicdan azabını kapatmak için -halk tarafından sürekli hor görülmesine rağmen- hiç vazgeçmeden suçla savaşan, güreş müsabakasıyla edindiği ilk kostümünü mahvettikten sonra bir süre eşofmanla takılan hatta yeri gelince söküklerini dikmesi için Mary Jane'in odasına sızan... Yaralandığında sokak çocuğu gibi burnunu çekerek bir hastanede kimliksiz tedavi olmak ve sonra da oradan sıvışmak zorunda kalan, diğer kahramanlar gibi kendi tesisi, sonsuz kaynakları olan bir süper güç değil, çaresiz bir çocuk olduğunu hissettiğimiz, empati kurabildiğimiz biri.

Bir anlamda, Spider Man'i bu kadar popüler kılan kısmı çok ustaca işleyen bir seri bu: denklemin örümcek değil, insan olan kısımlarına adeta nokta atışları yapıyor.

Hikayenin ruhunun Peter'ın kişiliği olduğunu düşündüğüm için Spider Man'in en sevdiğim düşmanı, hiçbir zaman Green Goblin olmadı. Norman Osborn, Peter'ın eski hayatından yeni hayatına uzanan, ve Spider Man olarak doğuşunda önemli yer tutan en ünlü düşmanıdır; Joker Batman için ne ise, Green Goblin de Spider Man için odur... Ama Spider Man, vicdanını dürten sorumuluk duygusu ile harekete geçtiğinde, kendi isteği ile peşine düştüğü başka bir adam var: Kingpin. Nitekim benim de Ultimate Spider Man'de en sevdiğim bölümler; Spider Man 'in, New York'a bir salgın hastalık gibi yayılan organize suçun köküne inmeye çalıştığı ve bunun için tabiri caizse Hell's Kitchen'ın 1 numaralı adamına bodoslama dalmaya çalıştığı sayı 10 ve 12 arasıdır. Şimdiye kadar yeni güçleri ile sarhoş olmuş bir ergen iken, hikayenin bu noktasında Peter, bir aydınlanma yaşıyor.Tarih dersinde Nixon ve Watergate hakkında yapılan bir tartışma sırasında, Nixon ve Kingpin arasında bir bağlantı kurarak Kingpin'in zayıflığının kendini yenilmez, dokunulmaz olarak görmesi olduğunu fark ediyor ve bunu aleyhine kullanmak için ustaca bir plan hazırlıyor. Bu sefer kapıları kırıp pencerelerden dalmıyor; araştırıyor, öğreniyor ve planını ustaca bir gizlilik ile yürütüyor.

Ve bu noktadan sonra, severek takip ettiğimiz Spider Man'e dönüşüyor,kuvveti yerine zekasına güvenen ve maskesi ile değil, maskesinin ardındaki ile var olan...Peter Parker olarak yaşadığı hayatı, Spider Man olarak yaşadığı hayata ayak bağı olarak görmek yerine, ondan beslenerek çoğalan, büyüyen, ve Ben amcasının istediği gibi, güçlerinin getirdiği sorumluluğun bilincinde olan bir karaktere dönüşüyor. Bu aydınlanmanın ışığında ise seri yeni bir yön kazanmış oluyor.


Kısaca Ultimate Spider Man, herkese rahatça tavsiye edebileceğim, eğlenceli, sürükleyici ve Spider Man'in ruhunu çok incelikle yansıtan bir seri... İyi okumalar...

Hiç yorum yok:

Linkler

Related Posts with Thumbnails