Harun
Çayır
---
Hellboy
“Geceyarısı Sirki”
Geceyarısı Sirki,
Hellboy’un çocukluğuna yaptığımız duygusal, korku ve aksiyon dolu kısa bir
macera. JBC, Hellboy yayınlamaya bu grafik romanı seçerek güzel bir başlangıç
yapmış. Daha önce sadece Guillermo Del Toro filmlerini seyretmişler ya da hiç
Hellboy okumamışlar için bile okuması kolay ve zevkli olacaktır. Tabii hikayede
Hellboy evrenini bilenler için önemli isimlerle karşılaşıyoruz ve daha önce az
değinilmiş Hellboy’un çocukluğuna dair kesitler okumak gerçekten merak
uyandırıcı.
Her çocuk gibi meraklı olan küçük Hellboy, Paranormal
Araştırma ve Savuma Bürosu’ndan kaçıp dış dünyayı tanımaya çıkar ve artık
birazda büyüdüğünü ispatlama peşindedir. Karşılaştığı Sirk afişiyle yolunu
buraya çevirir. Gördüğü manzara karşısında adeta büyülenen küçük Hellboy büyük
bir merak ve hayranlıkla sirki gezip, gizlice gösteriyi izlemeye başlar. Bu
ilginç, büyülü gösteriye dalmışken birden kendi adının seslenilmesiyle ürken
Hellboy arkasındaki cadırda duran bir yabancıyla tanışır, onu içeri davet eden
yabancıyla sohbete koyulurlar ve ilginç olaylar gelişmeye başlar.
Mignola hikayesini çocukluğa dair duygusal dokunuşlar ve kendi mitolojik korku öğeleriyle bezemiş. Hellboy aralarında uzun bir süre geçirmiş olmasına rağmen Büro içinde hala Hellboy'u bir tehdit olarak gören ajanlar vardır. Trevor ise Hellboy'u sadece korumuyor çocuğu gibi görüyordur. Bu baba-oğul ilişkisi hikayenin duygusal tarafını oluşturuyor. Geleceğin korkusuz ve gözüpek B.P.R.D. dedektifi olacak Hellboy'un çocukken yaşadığı bu macerada nasıl tedirgin ve korkmuş olabileceğini de görüyoruz.
Hellboy’u Mignola’nın kalemi ve çizgisiyle sevmişimdir. Kendisininde söylediği gibi pek iyi bir çizer olmadığı için basit ve karikatürize çizer. Bu da hikayelerinde daha karanlık ve gotik bir atmosfer yaratır. Kitabın çizeri Duncan Fegredo ise detaylı ve adeta tablo gibi illustrasyonlarıyla kendine hayran bırakıyor ve bir korku hikayesinde olması gereken karanlık atmosferi fazlasıyla hissettiriyor. Aynı zaman da Dave Stewart bu çizgileri renklendirmesiyle görselliği bir üst kademeye çıkarmış.
Mignola hikayesini çocukluğa dair duygusal dokunuşlar ve kendi mitolojik korku öğeleriyle bezemiş. Hellboy aralarında uzun bir süre geçirmiş olmasına rağmen Büro içinde hala Hellboy'u bir tehdit olarak gören ajanlar vardır. Trevor ise Hellboy'u sadece korumuyor çocuğu gibi görüyordur. Bu baba-oğul ilişkisi hikayenin duygusal tarafını oluşturuyor. Geleceğin korkusuz ve gözüpek B.P.R.D. dedektifi olacak Hellboy'un çocukken yaşadığı bu macerada nasıl tedirgin ve korkmuş olabileceğini de görüyoruz.
Hellboy’u Mignola’nın kalemi ve çizgisiyle sevmişimdir. Kendisininde söylediği gibi pek iyi bir çizer olmadığı için basit ve karikatürize çizer. Bu da hikayelerinde daha karanlık ve gotik bir atmosfer yaratır. Kitabın çizeri Duncan Fegredo ise detaylı ve adeta tablo gibi illustrasyonlarıyla kendine hayran bırakıyor ve bir korku hikayesinde olması gereken karanlık atmosferi fazlasıyla hissettiriyor. Aynı zaman da Dave Stewart bu çizgileri renklendirmesiyle görselliği bir üst kademeye çıkarmış.
Sonuç olarak mükemmel bir ekibin elinden çıkan mükemmel bir
grafik roman. Hangi çocuk sirke gitmek istemez ki.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder