Murat Orelov (Azerbaycan)
---
Tek ciltlik yani one-story
tarzı öyküsünü inceleyeceğiz. Magneto kimmiş, nereden gelmiş, ne yer ne içer
hepsini öğreniyoruz!
Magneto, nam-ı diğer manyetizma lordu, bildiğiniz üzere
X-Men diyarında Horde takımının güçlü ve önemli bir karakteri. Onu sadece
filmlerden tanıyanlar, bu karakterin aslında ne kadar etkileyici ve trajik bir
geçmişe sahip olduğunu bilemeyebilir. Çünkü filmlerde bu konuda bir açıklama yok
yada ufak da olsa geçmişine bir gönderme yapılmıyor. En fazla Profesör X ile
olan yakınlıklarının başlangıcını anlatıyor (X-Men: First Class). Dolayısı ile
bugün, bu gizemli kötü adamın(?) geçmişine bir dalış yapıyoruz.
Gerçek ismi Max Eisenhardt
olan Marvel’ın en harika ikonlarından olan Magneto, yahudi olan ailesi ile
beraber Nazi dönemi Almanya’sında yaşamaktadır. Kalabalık ama gerçek anlamda
sevgi dolu bir aileye sahiptir. Üstelik birbirlerine de oldukça bağlıdırlar. Max
hikayenin başında 9 yaşında olup, Aryan ırkının bulunduğu bir okulda okumaktadır.
Okulda annesi ile beraber çalışan, yine kendi yaşında bir Roman kızı olan
Magda’yasaf, temiz –çocuksu duygular beslemektedir. Başlangıcı genel hatları ile
bu şekilde. Daha sonra sevgili Magneto’muzun başına gelenler, az çok Nazi
dönemine ait bir şeyler okumuş, dinlemiş olanların tahmin ettiği gibi…
Max’ın hayatında dönüm
noktası olan, bu eserin de oldukça etkileyici bir kısmı olan, kurşuna dizilme
sahnesi gerçekten inanılmaz. Max’in ve ailesinin gözlerindeki çaresizliği,
kendilerine doğrultulmuş namluların gölgesinden görebilirsiniz. Bu kısımda
biraz detaylı açıklama yapmak zorundayım çünkü okumayan arkadaşlarında bir
şekilde dikkatini çekecek nokta bu kısımda fazlası ile bulunuyor. Tüm ailesi ile
beraber kurşuna dizilen Max, bir çukura gelişi güzel atılıyor ve tahmin
edersiniz ki kendisi tek kurtulan oluyor. Nedeni ise bildiğiniz gibi Max’ı
Magneto yapan özellik. (Bu eserde Max’ın manyetik özelliğine çok az
değinilmiş.)
Max’ın çukurdan kurtulduktan
sonraki hikayesi ise Schindler’in Listesi’ni aratmayacak denli yürek parçalayıcı…
Masum bir çocuğu, bir dark village haline getiren olaylar silsilesinden sonra
ben şahsen Magneto için ‘dünyayı yıksa’ yeridir demişimdir. Eh, sonradan
onayakın şeyler de yapmadı değil. X-men-magneto-testament-cover Hikaye, Max’ın
Nazilerden kaçması, yakalanışı, Auschwitz’de geçirdiği 2 yıl ve orada
yaşadıklarını konu alıyor. Bu kadar bilindik bir konuda, odak noktasında bir
süper kahraman olunacak onu birden klişe olmaktan çıkıyor.
Greg Pak (yine Pak, hep
Pak!), burada da yine sürükleyici, okuyucuyu içine hapseden bir dünya yaratmış.
Ben hep diyorum bu adam işini gerçekten biliyor. CarmineDi Giandomenico’nun
taramaları gerçekten çok etkileyici. Alışılmış güçlü, kısa ve sert vuruşlu
çizimlerin aksine, daha titrek, daha çekingen ama daha fazla ‘kelime yüklü’.
Hikaye ile tamamen bütünleşmiş bir tarz. Renklendirenler, Matt Hollingsworth, Marko
Djurdjevic ise dönemi anlatan renkleri adeta konuşturmuşlar. Sayfalara bakınca,
tavan arasından yıllar sonra çıkan, tozlanmış, yıpranmış bir fotoğraf albümüne
bakıyormuş izlenimine kapılabilirsiniz. Gerçekten bir ekip olarak dört dörtlük
iş çıkarmışlar. Genel olarak bir çizgi roman bekleyenler, kesinlikle daha
fazlasını göreceksiniz.
Eserin en arkasında ise
dönemle ilgili çeşitli notlar bulacaksınız. Bir de siyah beyaz resmedilmiş,
yine Nazi Almanya’sında geçen etkileyici bir gerçek yaşam öyküsünü
bulacaksınız. Ki bu öykü de en az eserin kendisi kadar etkileyici. Nazi’lerin
meşhur psikopat bilim adamını da bu hikayede görebileceksiniz (tabii bu bir
süpriz değil). Bu öykü, kahramana adanmış olup tüm çizgi roman dünyasındaki
çizer-yazar tayfasından ne kadar büyük bir destek aldığını da yine kitabın
sonunda göreceksiniz.
Fazla spoiler vermeyeyim
biraz heyecanlanın da gidin alın!
Çeşitli ve sağlam
otoritelerden tam not almış bu çizgi romanın ödüllerinden bazılarına bir
bakalım; Best Mini series of 2008 – IGN Lo Mejor de 2009 – Zona Negativa
Favorite Collected Mini series of 2009 – Comic List Best Comic of2009 – You
Offend Me You Offend My Family Comic Attack Top 5 of2009 list Özetle
karşınızda, koleksiyonunuzda kesinlikle olması gereken nadide parçalardan biri
bulunuyor. Yeni başlayanların ise hiç bir sıkıntı çekmeden alıp okuyabileceği,
hatta çizgi roman evresine adım atmalarını sağlayacak bir ilk basamak
olacaktır. Realiteye paralel giden konusu ile muadilleri arasından sıyrılarak
tamamen farklı bir yerde duran bu tek hikayelik çizgi romanı bir şekilde
edinmenizi şiddetle öneririm.
Rise of the Magneto’ya kadar
hayallerinizin peşinde koşmaya devam edin. Kalın sağlıcakla!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder