3 Eylül 2013 Salı

"Çizgi romanlar kadınlar için değildir" - Todd McFarlane ve Mark Millar’dan şok açıklama

Bir öykü anlatım aracı olarak çizgi roman, özellikle bazı yazar ve çizerlerin kadınları pek de istenmeyen şekillerde sunması sebebiyle nesillerdir kızgın yorumlara sebep olmuştur.

Eleştirmenler, sırf erkek karakterin öyküsünü ilerletmek için kadın karakterin öldürülmesi ya da aciz duruma düşürülmesi anlamına gelen “buzdolabındaki kadın” tekniğinin aşırı kullanımını sık sık eleştirmişlerdir.

Bu tarz bir öfkenin sebeplerinden biri de kadın karakterlerin önemli bir kısmının feci şekilde yaralanmadıkları ya da tecavüze uğramadıkları zaman erkek okurların göz ziyafeti çekmesinden başka bir işe yaramamaları. Bu karakterler, kocaman göğüsleri, dümdüz kişilikleri, anatomilerini sımsıkı saran, saçma bir şekilde tasarlanmış kostümleri ve anlamsız rolleriyle tam birer şakaydılar.

Kick-Ass’in yaratıcısı Mark Millar ve Spawn serisinin babası Todd McFarlane gibi çizgi roman endüstrisinin devleriyle yapılan röportajlar çizgi romanlarda kadınlara karşı cinsiyetçilik üzerine hararetli şikayetleri bir kez daha canlandırdılar.

Çizgi romanlarda tecavüz konusu üzerine Mark Millar’ın yorumları

Çizgi romanın önde gelen isimlerinden biri olan aykırı Mark Millar, New Republic tarafından kendisi ile yapılan bir röportajda çizgi romanda tecavüz konusunda söyledikleriyle oldukça tepki topladı: “Bir kötü adamın ne kadar kötü biri olduğunu göstermek için kullanılabilecek en büyük eylemlerden biri ve büyük bir tabu olarak görebileceğimiz şey birine tecavüz etmesidir. Büyük bir olay değil bence. Birinin kafasını kesmekle aynı seviyede. Birinin kötü bir adam olduğunu gösteren korkunç bir eylem sadece.”

Comics Alliance’ın eski yazı işleri müdürü ve Wired’ın eski baş editörü Laura Hudson, Mark Millar’ın çizgi romanlarındaki tecavüz sahnelerini iğrenç buluyor.


“Tecavüz sahneleri Millar çizgi romanlarında sadece tek bir amaçla kullanılıyor; o da erkek karakteri öfkelendirmek,” diye belirtiyor Hudson. “Kesinlikle anlamadığı bir travmayı sonuçlarını kesinlikle anlayamadığı bir şekilde kullanıp sonra da birinin kafasını havaya uçurmakla aynı şeymiş gibi bahsediyor. Hayır değiller. Bu iki şey birbirinden çok farklı ve eğer bunu anlayamıyorsan tecavüz sahnesi yazmamalısın.”

Tecavüz ve cinsiyetçilik: Sıradan mı?

Millar’ın tecavüz hakkındaki tartışmalara sebep olan sözlerinin üzerine Examiner’dan Jen Bosier; tecavüzün, bir kurbanın yaşayabileceği en acı verici fiziksel deneyimlerden biri olmasının yanı sıra bir kişinin psikolojisi üzerinde de zarar verici ve uzun süreli etkilerinin olduğunun altını çiziyor.

Bosier’e göre Millar’ın, tecavüzü sıradan bir şiddet eylemi olarak yorumlaması onun çizgi romanlarında kadının sadece arzulanan ya da öcü alınan bir obje olarak var olmasını açıklıyor. Millar’ın bu son sözlerinin yarattığı şoka rağmen görünüşe göre ünlü yazar yıllardır benzer görüşlere sahip.

2011 yılında, çizgi romanlardaki cinsiyetçilik ve kadınların gerçekdışı bir şekilde yansıtılmaları üzerine bir tartışmada şu fikirleri sunmuş: “Bence oldukça anlamsız. Bir kaşık suda fırtına koparılıyor. Ve on yıl sonra bu tartışma tıpkı on sene önceki gibi tekrar su yüzüne çıktığında bu argümanları yine sunacağım. Gerçek şu ki şu anda çizgi roman okuyan kadın sayısı benim hayatımda görmediğim kadar yüksek ve çizgi romanları herhangi bir şekilde aşağılayıcı görmedikleri aşikar.”

Comics Alliance’a göre ABD’de her altı kadından biri, başarılı olan ve girişim halinde kalan tecavüzler de dahil olmak üzere cinsel tacize uğruyor. Bu vakaların sadece %16’sı polise bildiriliyor ve sıkı durun: Bunların sadece %5’i yakalanıyor ve/veya hapse giriyor.

Ve tüm bunlar Millar’ın eserlerinin çoğunun basılıp satıldığı ülkede gerçekleşiyor.

Millar’ın evinin olduğu İskoçya’da tecavüz girişimleri 2011-2013 yılları arasında %15 arttı. Bu sayılar ki kafaları uçurulan kişilerden kat kat fazladır, bunun sıradan olmaktan çok uzak olduğunu ortaya koymaktadır.

“Tecavüzün bir parçası olduğunun yadsınamayacağı bir kültürde Millar’ın, üretimlerinin potansiyel anlamlarını bu kadar kesin bir şekilde reddetmesi hayret verici, sinir bozucu, sorumsuzca ve üzücü,” diye yazmış Comics Alliance’tan Joseph Hughes. “Popüler kurgudaki tecavüz ve cinsel saldırıların, bu konulardaki istatistikleri görmezden gelmeye son derece istekli bir kültürde hiçbir rolü olmadığını iddia etmek en iyi ihtimalle kasıtlı bir cehalet ve bir yaratıcı olarak gerçekten gelişmektense kendi cebini doldurmayı daha fazla önemseyen bir yazarın tarifidir.”

Çizgi romanlardaki ayrımcılık konusunda McFarlane, Conway ve Wein

Üç efsanevi çizgi roman yaratıcısı, “Süper Kahramanlar: Hiç Bitmeyen Savaş” adındaki PBS’in yeni belgesel serisinde Television Critics Association’da sahne alarak soruları yanıtladılar. Bunlar; 90’ların ünlü anti kahramanı Spawn’ın yaratıcısı Todd McFarlane, Wolverine’in yaratıcılarından biri olan Len Wein ve Punisher’ın yaratıcılarından olan Gerry Conway idi.

McFarlane çizgi romanlarda kadının basmakalıp kullanımı konusunda “Çoğu kişi yüksek testosteronlu hikaye anlatma tarzını tercih ediyor, biz de fantezilerimizi sayfalara akıtıyoruz.” dedi. “Kadınları basmakalıp bir hale getirdiğimiz gibi aynı şeyi erkeklere de yapıyoruz. Erkeklerin hepsi de yakışıklı; çirkin görünümlü pek fazla süper kahraman yoktur. Hepsinin saçları geriye taranmıştır. Mükemmel vücutları vardır. Göğüslerinde kıl yoktur. Yani hepsi de steroid kullanmış Ryan Goslingler gibi görünürler, değil mi? Hepsi güzeldir. Yani aslında bu basmakalıplaştırmayı iki cinsiyete de uyguluyoruz. Sadece söz konusu kadınlarsa biraz daha fazla ten gösteriyoruz.”

Conway’e göre çizgi romanlardaki bu tek tipleşmenin sebebi toplumun bir aynası olmaları. “Çizgi romanlar toplumu izler. Onu yönlendirmez.”

Conway’in bu konuda kurduğu mantıklardan biri de çizgi romanların tarihi yansıtmaları. “Bence süper kahramanları böylesi sınıflandırmak ya da onlara çok fazla anlam yüklemek bunun kendi başına bir tür olduğu gerçeğini yadsımak oluyor. Yani bir nevi ‘Neden kadın şövalyeler üzerine ortaçağ öyküleri yok?’ diye sormak gibi bir şey. Çünkü sadece bir tane kadın şövalye yaşadı ve o da Jeanne D’Arc’tı. Bu süper kahraman janrının yarattığı bir sınırlama değil.”

McFarlane, kendi kızları bir motivasyon kaynağı ararlarsa onları çizgi romanlardan uzağa yönlendireceğini söylüyor. “Doğru kaynak bunlar olmaz,” diyor. “İki kızım var ve bir kadını yüreklendirecek bir şey yapmak istersem büyük ihtimalle bu mesajı iletmek için süper kahraman çizgi romanlarını seçmem. Bunu bir TV programı, bir film, bir roman ya da bir kitapla yaparım. Süper kahramanları seçmem çünkü çoğunlukla testosteronla güdülen ve belirli bir tür insana hitap eden eserler olduklarını biliyorum. Çizgi roman, bu tarz bir mesajı alabileceğim bir yer olmadığından doğru ortam olduğunu düşünmüyorum.”

Think Progress’ten Alyssa Rosenberg, McFarlane ve Conway’in görüşlerini eleştiriyor. “Süper kahraman çizgi romanlarının üretimi aslında nasıl bir bedenle doğduğumuzla belirlenen biyolojik bir işlev değil,” diye yazıyor Rosenberg. “Orta çağ askerî yapısında soyluların saflarındaki eşitsizlik Tamora Pierce’ın kadın şövalyeleri içeren düzinelerce roman yazmasını engellemedi çünkü kurgusal eserlerde bu yapılabilir. Süper kahramanlar gerçekten var olsalardı ve safları sadece erkeklerden oluşsaydı bile kadınların böylesi bir gücü nasıl yorumlayıp kullanacakları ve dünyanın buna nasıl bir tepki vereceği konusunda fantastik kurgusal eserler üretmek süper kahraman kurgusu içerisinde irdelenebilecek muhteşem bir konu olurdu.”

Üstüne şöyle ekliyor; “Kendi fantezilerinizin dar şeritlerinde kalmak biyolojik bir determinizm değil bir seçimdir.”

Conway, çizgi romanlardaki bu tutum için üçüncü bir sebep daha sunuyor; insanların bu tarz karakterlerle ilgilenmemesi. Rosenberg, çizgi romanlardaki cinsiyet ayrımcılığı için yaratıcıların okuyucuları suçlaması konusunda şunları söylüyor.


“Bu ayrımcılığın sebebinin okuyucular olduğunu söylüyorlar. Ne tür görüntülerin yayınlanacağına ve hangi ekiplerle çalışılacağına karar veren şirketlerin sorumlu olması mümkün olur mu hiç?”

Kaynak - GMA News
Çeviri - Egemen Görçek

Hiç yorum yok:

Linkler

Related Posts with Thumbnails