27 Mayıs 2012 Pazar

Bülent Üstün'le Röportaj

Türk Çizgi Roman Okurlarınca 2011'in En İyi Mizah Çizgi Romanı seçilen "Kötü Kedi Şerafettin"in yaratıcısı Bülent Üstün'nle geniş kapsamlı bir röportaj yapılmış. İyi Okumalar

***

'Bu çizgi filme çocuğunuzu getirmeyin!'

Ünlü çizgi kahraman Kötü Kedi Şerafettin'in animasyon filmi nihayet bitti ama sinemalarda izlemek için bir sene daha bekleyeceğiz. Şerafettin'in çizeri Bülent Üstün, "Animasyonsa çocuklar içindir diyorlar, baştan söyleyeyim bu bir çocuk filmi değil kesinlikle çocuklarınızla gelmeyin" diyor.



ntvmsnbc

İSTANBUL - 'Kötü Kedi Şerafettin' 1996 yılında aylık mizah ve çizgi roman dergisi Lemanyak'ta başladı. Karikatürist Bülent Üstün "onunla büyüdüm" dediği gerçek kedisi Şerafettin'i çizdiğini söyledi.
Cihangir'de yaşayan, belalı, argo konuşan ve elinden şarabı düşmeyen bir kahraman olan "Kötü Kedi Şerafettin"in babası Tonguç ve oğlu Tacettin ile maceralarını yıllarca dergi sayfalarında okuduk.
Sinema için animasyon filmi yapıldığı yıllardır biliniyordu ama bir türlü bitirilemedi. "Konuşma Balonu" söyleşileri için buluştuğumuz Bülent Üstün filmin bittiği müjdesini verdi ama sinemalarda izlemek için bir sene daha bekleyeceğiz.
Üstün, "Bizim memleket talihsizliği şu; “animasyonsa çocuklar içindir” diyorlar. Baştan söyleyeyim, bu bir çocuk filmi değil; kesinlikle çocukla falan gitmeyin" diyor.
'Kötü Kedi Şerafettin' okurları yıllardır sinema filmini bekliyor. Ne durumda film projesi? 
"Kötü Kedi Şerafettin"in film fikri daha 1996’da ikinci macerayı çizdiğimde “Abi bunun filmini yapalım” kafasına girildi. Sinema filminin yapılması macerası değil ama muhabbeti o kadar uzun. 2000 yılında kolları sıvadık ve yapmaya karar verdiğimizde bunun memleket koşullarında yapılamadığını hemen gördük. Ben yapılabiliyor zannediyordum.
Yapılamamasının nedeni Türkiye’de animasyon sektörünün olmaması mı?Hem animasyon sektörünün olmaması hem de bazı teknik imkanların yetersiz olmaması. Türkiye koşullarında animasyon film yapmak bir nevi uçmak aslında zaten biz de yapmaya başladığımızda uçtuğumuzu anladık. Artık dönüşü olmayan bir aşamaya gelince “biz bunu yapacağız” dedik. Şerafettin tamamen ruhu ön planda olan bir iş. O yüzden 2002’de de bu defteri kapattık. Ama kimseyi üzmemek için de “bunu yapamıyoruz” demedim kimseye. 2008’de Anima’dan Mehmet Kurtuluş -filmin yönetmeni- bazı bölümleri hazırlamış, izletti ve ilk defa ayağı yere basan bir teklif oldu. Onun öncesinde teklifler aldım “filmini yapalım” diyorlardı ama nasıl deyince “biz de bilmiyoruz” diyorlar. Bir de şu var: Herkesin Şerafettin’i kendisine aslında. Herkes kafasında Şerafettin’in filmini çekip, seyretti. Çünkü çizgi romanların bir animasyon ilüzyonu var yani hareket ediyor, çarpıyor, koşuyor... Hemen animasyonu olsun da izleyelim heyecanı yarattı.
Filmin duraksamasının bir sebebi de çok para yakan bir iş. Ben filmin duygusuyla da uğraşıyorum. Bir kült film, bir indie (bağımsız) yapım, çok ağır gişe kovalamama, +18’i yine benim çabalarımla halletmek gibi bir sürü mücadelesi oldu bu işin. Şimdi sinemaya gelecek film ve benim yapmak istediğim bir film oldu. O yüzden bu kadar gecikti. Çok erken ve çok berbat Şerafettin filmleri izleyebilirlerdi bekleyenler, bunları ben durdurdum. O kadar da popüler değil ben bunu çizerken bu kadar popüler olsun diye yapmadım ama oldu. Şimdi daha popüler bir mecrada görücüye çıkıyorsa bunun çok ince bir ayarı var yani ipte yürümek gibi bir şey. “Herkes memnun edilmez” denir ya Şero etti Barış Manço gibi… Şero hakkında negatif bir şey duymadım, herkes, okuyan, okumayan; 7 yaşında 80 yaşında sevdi. İbrahim Tatlıses vari bir popülaritesi var okumayanlar arasında bile.
Kaynak, görsel ve videolar - ntvmsnbc

Hiç yorum yok:

Linkler

Related Posts with Thumbnails