29 Temmuz 2009 Çarşamba

Enki Bİlal'i Türkiye'ye Getiren Adam: Murat Cem Şerbetçi (2)

Sayın Murat Cem Şerbetçi'nin çizgi romanımızın ufkunu geliştiren büyük girişimi ortada: Enki Bilal ülkemizde sergi açtı!
Ancak onun büyük başarısını görmezden gelir gibi olup bazı ifadelerimle daha büyük başarı gösterip onu kırdığım ortada. Aşağıdaki metin yazışmalarımız sırasında kendisine verdiğim yanıtın metnidir.

"Hata insana mahsus"...
Murat bey merhaba,
Yanıtıma yukarıdaki şekilde başlayarak özürler silsilesiyle hoşluk yaratma peşinde olabilirdim ama ben yanıtıma:
"Teşekkür edecek biri varsa o da benim"
diyerek başlamak istiyorum izninizle.
Hem de bir çok konuda: Enki Bilal'in ülkemize gelmesine aracılık ettiğiniz için, üstadla ancak rüyalarımda gerçekleşebilecek bir röportajı yapmamla kendime bir yıldızcık daha takabilmeme dolaylı da olsa olanak sağladığınız için, yazımı ve yazdıklarımı okuduğunuz-ciddiye aldığınız için... Teşekkür ederim.
Daha da önemlisi belki odur ki, farkına varmadan sizi kırdığım halde zarif bir üslupla bana düzeltmemin doğru olacağı bilgileri aktardığınız için teşekkür ederim!
Aşağıda ilettiğiniz bilgileri okumamış bile olsam bir çok reklam kampanyası ve projesini geliştiren, oluşturan ve uygulayan biri olarak girdiğiniz zahmetlerin neler olabileceğini azıyla çoğuyla tahmin edebiliyor(d)um açıkçası. Bu noktada girilen zahmetlerin ve alınan risklerin neler olacağı işin kısmi olarak da olsa içinde olan birisi tarafından bilinmemesi ve takdir edilmemesi mümkün olmasa gerek. Bu taraftan bakan kişi olarak emeğinizi ve yorgunluğunuzu bilmezden gelirsem ve size de dürüst davranıp açıklamazsam vicdanıma aykırı davranmış olurum.
Peki bu durumda yazı ne veya neden saldırganlaşmış (gibi) oldum?
Açıkçası "kişi" olarak siz veya başkasını hedef almadım yazımda. Yapmak istediğim şey "çizgi roman satışlarının çok düşük olması"na dikkat çekerek Enki Bilal'in bizim üstün ve harika okuyucular oluşumuza gelmemiş olmadığı gerçeğiydi. Bu noktada aklımca okuyuculara kendilerini sorgulatacaktım v.s. Dikkat ettiyseniz üstadla röportajımda da yine genç çizerlere yol gösterme, ülkesindeki çr geleneğiyle bizimki arasındaki farka ve çizgi roman'a ve sanatçısına verilen değerlerin farklılıklarını dile getir(t)meye çalıştım. Yoksa beylik bir "hoca kendini anlat mutlu olalım" röportajı da yapabilirdim kimse de sormazdı "neden beylik röportaj" yaptın diye. Ama bu ülke çizgi romanı adına bir şeyler yapılacaksa bunun için herkesin kendini sorgulaması gerekiyor diye düşünüyorum. Kendi değerlerimize sahip çıkmıyoruz, sanata sahip çıkmıyoruz, sanatçımıza sahip çıkmıyoruz, daracık ufuklarla ilerlere bakamıyoruz...
Biraz yorucu bir yol ama doğrudan okuyucuya, çizgi roman geleneksizliğimize, yayıncılarımıza ve eksikliklerimize dalmak yerine dolaylı bir yolla sorgulatma yöntemi seçtim. Başarılı olduğumdan emin değilim. Hatta yazı bir mesaj iletebildi mi onu da bilmiyorum. Ancak amacım bu yöndeydi. Bu arada o yazı içinde adı geçen kişilerin kırılabileceğini "hiç" düşünmedim desem yalan olmaz. Her zaman öyle düşünmeden yazdığım söylenemez ama bu sefer feci atlamışım bazı noktaları!Kesinlikle farkına varmadan maksadını aşan bir kaç ifadeye yer vermişim yazımda görünen o! Şimdi açıklamamı yaptıktan sonra özür dileyebilirim: Özür dilerim!
Yaptığım açıklama sizi kırmamın bahanesi olamaz asla! Sadece maksadımı paylaşmayı arzu ettim bilmenizi isterim.
Özellikle yazımda ciddi ciddi bu "para" mevzuu üzerinden sizi rahatsız etmeyi amaçlamadım! Para sizin, dilediğiniz gibi harcayın. Hatta "sanata mı harcıyorsunuz?" sonuna kadar arkanızdayım. Sadece bir kez mi harcadınız? (Bilmiyordum ve bende kalan izlenim bu değildi). Kaldı ki asıl derdim başka bir mesaj vermekti yukarıda da ifade etmeye çalıştığım gibi. Haddimi aşarak karşı olmadığım bir harcama için "halk çocuğu" namesi yapmak hiç değildi.
Ama ne yalan söyleyeyim şimdi konuyu saptırıyor gibi olabilirim ama keşke ben de söyleşiye katılanlar da aşağıda bana anlattığınız keyifli anı ve detayları duysaydık ağzınızdan :) Çok ciddiyim. İlişkiniz neydi, siz kimdiniz, üstad niye "Cem, Cem..." diyordu hemen her cümlesinde (röportajlarda da hep sizi ön plana çıkardı. Benim ve kulak misafiri olduğum diğerlerinde)...? Çok daha sıcak ve çok daha samimi bir ortam yakalanabilirdi orada. Hani yalan yok, "para" konuşmaktan sıcak bu anlattıklarınız da onun için söylüyorum. Belki sonra girip "para" demeliydiniz bilemiyorum. Sanırım belli konularda hala doğuluyu(m)z :O)
Ve hayır şu son yazdıklarım üste çıkmak için yazılmadı. Hala kusurluyum sizi kırdığım için!
...
"bu kısımda yazıyı yayınlama izni istedim"
...
Bununla birlikte bir noktaya daha değinmek istiyorum:
Sanat ve para ilişkisine karşı değilim öyle bir anlam çıktıysa yazımdan. Tiyatrocuyum özümde ve bilet karşılığında sergiliyorum sanatımı. Buna nasıl karşı çıkabilirim ki? Yakın zamanda kaleme aldığım NTV çizgi romanı yazısında da değindim gibi çizgi roman adına yapılan her şey güzel ve yararlı. Ancak genelin olaylara bakış açısını yanlış/eksik buluyorum. Hep eksikliklerle dolu işlerimiz. Gerek basın, gerek yayıncılar, gerek okurlar biraz toparlanmalıyız diyorum daha çok: http://cizgiromanokurlariplatformu.blogspot.com/2009/07/ntv-cizgi-roman-bast-yer-yerinden-oynad.html

saygılarımla,
Ümit Kireççi

Hiç yorum yok:

Linkler

Related Posts with Thumbnails