Macbeth çizgi romanını biz de ÇROP Blog üzerinden duyurduk bilindiği üzere. Yine bilindiği üzere içinde çizgi roman olan ve bu sanata hizmet eden her eser her çaba bizim tarafımızdan koşulsuz destek görmektedir, görecektir. Bu konuda şühe olmadığını umarız.
Ancak kopya, çalıntı, bayağı taklit gibi eserleri de hiç veya gereğinden fazla duyurmak gibi bir eğilimimiz olmayacaktır asla o ayrı.
Gelelim NTV olayına...
Geçen hafta sonu Kadıköy Pasajındaki çizgi roman dükkan ve sahaflarını ziyarete gittiğimde ilginç bir manzarayla karşılaştım. NTV çizgi romanları için kalın kartondan raflar dizmişti her birinin önüne. Kim bilir daha kaç bin kitabevinde vardı bu raflar. Kötü mü? Hayır değil. O raflar dolacaklarına dair bir vaad. Seri sonuna kadar basılacak vaadi. Bu güzel elbette. Ancak o Kadıköy'deki o kitabevlerinden biri de yayınevi ve THORGAL basıyor. Peki o raf dizebildi mi kitabevlerine? Hiç haber oldu mu basında? Ya diğer yayınevleri kaç kez haber oldular bastıkları çizgi romanlar sayesinde? Çizgi roman okuru basın mensupları nerdeydi o zaman?
Daha önce ÇROP ve Çizgi Roman En Büyük Macera' mızı haber yamış olan sayın Mine Akverdi Akşam Gazetesinde NTV çizgi romanını şu başlıkla haber yaptı: Çizgi Roman Sınıf Atladı
Belki de işin özü bu haberin başlığında gizlidir... "Sınıf Atlamada"! Bilemiyorum...
Ancak kesin olan odur ki NTV'nin basın gücü kendini gösterdi ve ilk 10 bin baskı tükendi. Haber doğruysa ikinci 10 bin baskıya girmiş.
ÇROP üyelerinin özelden ve genelden yaptığı yazışmalardan bana ulaşan çizgi roman okurlarının bu işten memnun olduğu. Hatta özlediği bir yapı olduğu. Çizgi roman basan ama kendi internet sitesinde duyurmayan, basit bir maille yeni yayınlarını duyurmayan, yazışmalara yanıt vermeyen, reklam vermeyen, afişini asmayan, okuyucuya veya o dergileri duyuracak mecralara ulaşmakta aciz davranan yayınevlerinden çizgi roman okurunun bıktığı da ortada. Ama bu yine de basın içinde yer alan kalemlerin çizgi roman sanat eserlerini haber yapmaktan alıkoymalı mı bilemiyorum.
Bakın kendisi de çizgi roman senaryosu yazan ve yazdığı eser belki de basında en çok yer almış olan sayın Levent Cantek Az Biraz Bekleyelim yazısında serzenişini nasıl dile getiriyor:
"Edebiyat uyarlamalarının dünya çizgi romanında esamisi okunmaz. Hiç bir değeri yoktur ve olamaz da... Bu türden uyarlamaların müşterisi ebeveynlerdir. Çizgi roman olduğu için değil edebiyat uyarlaması olduğu için satın alınır bu kitaplar...
Bir diğer konu, albümlerin uygun fiyatlarla satışa çıkartılmasıdır. Büyük sermaye, yoğun reklam desteğiyle yayıncılık yapıyor ve zarar edebilme lüksü olduğundan fiyatları da hayli aşağılara çekiyor. Bir kaç koleksiyoncuyla sohbet ederken farkına vardım ki bu fiyatların bir dönüm noktası olacağına, bir daha hiç bir yayıncının bu etiketi hesap etmeden ürünlerini fiyatlandıramayacaklarına inanıyorlar....
Herneyse, bu kitaplar tanesi 1 ya da 2 TL'den de satılacaktır. Yıllardır tekrarlanıyor bu mesele... Az biraz bekleyelim derim.... Yapmayın derim..."
"Kimse bu çizgi romanları almasın, nasıl olsa yakında yok paraya satılacak" mesajı deneyimlerle aktarılıyor. Yayınevi büyüyünce çizgi roman da sınıf atlıyorsa olacağı budur... mu?
Hayalsaati, Deviant sayfasında okurları da içine alan kapsamlı bir tartışma açmış bu konuda. Üye sayısı az olduğundan katılım da sınırlı kalmış ancak oldukça ilginç görüşler yer alıyor başlık altında. Üye olmayanlar yazamasa da okuyabilirler bunları.
Zaman Gazetesi de konuya dolaylı olarak katılmış ve "Türk Klasikleri Çizgi Roman Olur Mu" diye sormuş.
Hal böyleyken böyle. Kimileri dolaylı, kimileri karşıt duruşla, kimileri de bizim gibi doğrudan bu çizgi roman tanıtımının bir arçası olmuş durumda. Kendi adıma her tür çizgi roman basılmasını destekliyorum. Sinema çizgi roman uyarlayınca nasıl sinema kalıyorsa, nasıl ki mitolojik olayları tiyatro olarak yorumlayan yazarların eserleri gene tiyatroysa, farklı alanları işleyen çizgi romanlar da çizgi romandır, sanattır bana göre. Basılsınlar. Çok basılsınlar.
Unutmadan söyleyeyim sahaflardan gelen haberlere göre Macbeth almaya giren müşteri diğer çizgi romanları da alıyormuş. Bazı yayınevleri satışlarının arttığını bildirmiş ve rafları yenilemiş. Bu noktada "çizgi roman"ı gündemde tutan bu girişimin her yönüyle yararlı olacağı kesin gibi.
Bu arada bir söylentiyi de paylaşmakta yarar olabilir. Aldığım duyumlara göre dünya klasikleri çizgi roman serisi için MEB'le görüşülmüş ve okullarda okutulacakmış. Bilmem bu nasıl bir haber? :)
Ancak yine de ulusal basının farklı noktalarında söz sahibi olan çizgi roman okuru kalemlere seslenmek istiyorum: NTV çizgi roman işine soyunmadan önce okuduğunuz çizgi romanları basan yayınevleri ve emekçileri vardı. Hala varlar. Hala uğraşıyorlar çizgi romanları okurlara, size, bize ulaştırmak için. Arada onları da hatırlarsanız harika olabilir. Hatta olur... Gibi...
Ümit Kireççi
"Çizgi Roman Hayatın İçinde"
7 yorum:
İlginç görüşler, ilginç yorumlar... NTV'nin bastığı bu klasikleri normalde ÇR okuru olmayan bir sürü insanın alacağını öngörmüştüm ben. Ama bu kadar yüksek bir satış rakamı yakalayabileceğini hiç düşünmemiştim. Yine de bu satış rakamının, basılan eserin hali hazırda bir "klasik" olmasından kaynaklandığına inanıyorum. "NTV, Teksas - Tommiks diye anılan türden bir ÇR bassaydı ne olurdu acaba?" diye merak etmeden de edemiyorum.
ntv dunya klasiklerinin uyarlamalirini dgil de basarili insanlarin yeni eserlerini yayinlasa cok daha iyi olurdu
bazi insanlar ya edebiyyat klasikleri icin ya da ben ntv urunu aldim (ben adamim ) demek icin cizgi roman alacaklar
Olaya bu açıdan bakmamıştım. Eserin kendisine gelirsek; Macbeth'in çizgi roman olarak kalitesini beğenmedim. Özellikle renklendirmeyi basit buldum. En önemlisi "aslına sadık kalma" konsepti hoşuma gitmedi (misal, diyaloglar). Umarım serinin diğer kitaplarını da aynı ekip hazırlamıyordur.
diğer serileride aynı ekip hazırlıyormuş.bende tam tersine çizgiyi çok kuvvetli bulmadım. ama itiraf edeyim kitabı daha yeni aldım. 3 gün önce onu alırken bir de yanında uzun zamandır pahalı diye alamadığım "hobbit" i de aldım. bence bu oluşumu birileri yapmalıydı, ntv sahiplendi iyi de yaptı. zamandaki suat yalaz ın yorumuna tamamen katılıyorum.keşke türk klasikleride çizilse ne güzel olur :)
Valla burda gözden kaçırmamamız gereken bazı noktalar var.
1- Macbethi ÇR okurlarından çok , dünya klasiği diye alanlar oldu. Rakamlar Türkiye Çizgi Roman Okuru Sayısını Göstermez.
2- Macbeth belkide ÇR ile ilk defa bir sürü insanı tanıştırdı buda ÇR okuyucusunun artmasını sağladı.
3- Fiyat çok ucuz , inşallah diğer firmalar da bu fiyatlara ilerde yayınlayabilirler eserleri.
4- Bu işe gönül vermiş onlarca firma var , gerekli , arka bahçe , marmara , baykuş , bana sölermisiniz hangisinin kalitesi macbethden daha düşük ? Hatta Jbc nin 30 Daysi hepsine 10 basar , peki bu firmalar neden basında yer almıyor , neden reklamlarını yukarda yazıldığı gibi sınırlı kalıyor.
Jbc Ertan cok yakından tanımam ama cok hevesli ve kaliteden ne pahasına olursa olsun taviz vermeyen biri olduğunu biliyorum, bu adam aylardır internet sayfalarında , facebookta orda burda yırtınıyor , gücü yettiğince reklam ve tanıtım yapıp bazı oluşumlar ile işbirliği yapıyor. Dikkatlice izliyorum , bakalım sonuç ne olcak diye. Ama Ümit Bey'in dediği gibi bu adamlara bizler destek vermezsek , tanıtım yapmazsak , orda burda konuşmazsak , ilerde ÇR işi Ntv gibi büyük firmaların tekeli altına gider ve bizlerden fanların seçimi yerine bne çok satıcaksa onu okumak zorunda kalırız.
Berk
ben edebiyat eserlerinin çizgiromana dönüştürülmesinden çok keyif alan biri değilim. "macbeth"in orjinal halini tercih ederim. çizgiroman ayrı bir sanat dalı olduğundan, "ken parker" ya da "sandman" gibi özgün eserler okumak daha keyifli.
ancak ntv'nin çizgiromanında kalite ve fiyat dengesi tamamıyla ters orantılı. bu, tabi çok sevindirici. umarım arkasında dururlar, seriyi tamamlarlar ve yeni işlerle devam ederler. güçlü gruplar bu işe dahil olmazsa, bu iş hiçbir zaman sektör olma yoluna girmeyecek. kitabı inceledim, eleştirilecek tarafı yok. ben desteklemeliyiz düşüncesindeyim.
Bu kadar abartılarak gazlanan, büyük bit patırtıyla piyasaya sürülen bir şeyin ister istemez doğurduğu şüpheci tutumla Macbeth’i elime aldım. Başka hiç çizgi roman Macbeth yok mu da bu basıldı bunun reklamı yapılıyor? Bunun cevabını gayet iyi biliyorum çünkü Shakespeare'in pek çok eserini farklı çizim tarzlarında çizgi roman olarak rastladım. Özellikle ansiklopedileri bile çizgi romana dönüştüren Japonlar'ın manga tarzında mevcut.
İçeriğin bir tiyatro eserinden uyarlama olduğu düşünüldüğünde, bir çizgi roman senaryosuyla olan farklarını ve benzerliklerini herkes aşağı yukarı kestirebilir. Tabi burada çarpıcı nokta Macbeth'in herhangi bir tiyatro senaryosu olmaması. Satırı satırına kelimesi kelimesine hesaplanarak yazılmış bir eser çizgi romana uyarlandığında edebi gücündeki kayıplar ne olur? İşte bu soru benim içine kuşku düşüren bir durum. Sonuçta örneğin çizgi romanda görsel olarak bölünen bir monolog tiyatro metninde okunduğu ya da sahnelendiği haliyle bir olur mu? Tiyatroda farklı yorumlar olmaz mı? Tabi ki oluyor. Belki de çizgi romanı da öyle düşünmek lazım, fakat tiyatro eseri sahnelendiğinde zaman ve mekan boyutlarında tekrarlanamayacak bir boyuta ulaşıyor. Ancak çizgi roman metnin kalıcılığını devam ettiriyor. (Bu nedenledir ki ben uyarlama ya da yorum olduğunu çekinmeden ortaya koyan eserleri tercih ediyorum. En azından beklentilerim yüksek olmuyor.) Ancak incelediğimiz metne birebir sadıkmış gibi tanıtılan bu eserde zaten çeviriden doğan kayıplar varken (Burada tabi ki çevirmeni eleştirmiyorum, sadece genel bağlamda çevirinin birebir olamayacağının altını çiziyorum.) karelerin, görselliğin ve çizerin kalıcı olacak yorumunun da birer kayıp kaynağı olması ihtimali soru işaretleri içinde boğulmama neden oluyor. Okuduğum metin gerçekten Shakespeare’e sadık mıydı oldukça şüpheliyim.
Çizgi romanı daha elime almadan fark ettim ki metindeki sadakat gibi çizimde de gerçekçiliğe bir sadakat yemini edilmiş gibi adeta. Tabi ki oldukça subjektif bir konu çizimlerin nasıl olduğu. Macbeth'in çizimlerinin (özellikle de kapağının) cezbedici olmaması beni bu çizgi romandan uzaklaştıran bu bağlamdaki birincil neden belki de. Kişisel tercihim daha grafik stiller olduğundan olsa gerek demek çok isterdim ama ilk olarak İtalyan çizgi romanlarında dikkatimi çeken (özellikle de Dylan Dog'da) "hikayeye göre çizer" kavramına dair bir izlenimin yoksunluğu, çizimlerin bana ilk bakışta zayıf gelen yönü. İçini karıştırdığımdaysa iyice hayal kırıklığına uğradım; çünkü çizimler ne figürler ne de boyama bağlamında belli bir kalite standardında. Yine de bu tamamıyla kişisel bir yaklaşım. Eminim çok beğenenler de vardır.
Aslında bu tartışma bir kitabın filminin yapılması konusunda çıkan tartışmalara çok benzemiyor mu?
Bakalım sonraki eserler nasıl olacak? Bazıları roman olduklarına göre ister istemez yorum gelecek, satırı satırına da çizgi romana aktarılamayacağına göre o zaman ne tür tartışmalar çıkacak acaba?!
NTV’nin çizgi roman okurlarını arttırma atılımına gelirsek; bu çabayı göz ardı etmek istemesem de (ticari kaygıları görmezden gelemiyorum ne yazık ki) elimde olmadan çok da olumlu bakamıyorum. Çünkü Türkiye’nin çizgi roman kültürünü geliştirecek gerçek bir adım bu ülkede yetişmiş ve birinci sınıf işler çıkartabilecek çizgi romancıları daha büyük kitlelerle buluşturacak projelerle atılacaktır. Bunun için de NTV ve nicelerinin desteğine ihtiyaç duyulduğu şüphesizdir.
Yorum Gönder