25 Kasım 2007 Pazar

Aykut Kaplan söyleşisi

Bu aşağıda okuyacağınız aslında bir çr okuruyla yapılan söyleşi olacaktı ama Aykut Kaplan öyle keyifli yanıt vermiş ki araya soruları tekrar yazmak istemedim. Bu da söyleşi-makale-anı gibi bir şey oldu... İsteyen istediği gibi okusun artık bugün yemekte bu var, ne umduğun değil ne bulduğunmuş :)

saygılarımla,

Ümit Kireççi

***

Merhaba ismim Aykut Kaplan, 38 yaşındayım (özel bir kamu kuruluşunda (puhahaha şaka şaka:) özel sektörde grafik tasarımcı olarak çalışmaktayım.

Çizgi romanla kendimi bildim bileli haşır neşirimdir gerçi bir dönem sadece haşır olarak ilgilenmiş olsam da son bir kaç yıldır neşir de olmaya başladım. Hatırlıyorum da (hala hatırlayabildiğime göre umut var demektir) çocukluğumuzda mahalle aralarında elimizdeki çr'leri değiş tokuşlar yapar, gözden çıkardıklarımızı da sinema önlerinde bilet alabilmek için satardık (öyle bir sürü Bonanza sattığımı hatırlıyorum). O dönemi yaşayan birçokları gibi aksatmadan takip ettiğimiz belli başlı yayınlar vardı. Milliyet Çocuk, Gırgır, Fırt, Zagor, Mandrake, Kızılmaske ve tabii ki Teksas-Tommiks (arada daha bir sürü yayın var ama başlıcaları bunlardı). Aradan geçen yıllar, hayat şartları, dönem koşulları derken bir süre bu tip yayınlara ara vermek zorunda kalsam da sonuçta nereye gitsem diye turlayan tilki misali yine ama bu sefer daha bilinçli bir şekilde takip etmeye başladık. O dönemde bizim için bir 'artiz' kıvamında olan bu sektöre emeği geçmiş birçok insanla tanışma ve hatta arkadaş olup küçükte olsa ortak çalışmalar yapma keyfini yaşadım.


Çr ile açıkçası ilk tanışmam rahmetli dayım vasıtasıyla oldu, kendisi tam bir western tutkunuydu ve en çokta Tex ve Judas okumayı severdi. Annemin de çr sevmesi belki de bir çocuk olarak başıma gelebilecek en iyi şeylerden biriydi çünkü hiçbir zaman gizlice okumak zorunda kalmamıştım. Annemle karşılıklı okuyup 'hadi okuduysan ver artık' şeklinde birbirimize sataşmalarımız o dönemden aklımda kalan küçük keyifli anlardır.

En sevdiklerimin başında Zagor gelirdi daha sonra sırasıyla Teksas, Tommiks, Mandrake, Kızılmaske ve tabii ki Mister No ama benim için bunlardan da öte olan varsa Conan’dır çünkü diğer kahramanların yapmadığı ne kadar şey varsa Conan yapabiliyordu. Diğerleri kahramandı ama Conan anti-kahramandı ve bu onu gözümüzde daha bir yüce hale getiriyordu.

Hayatım boyunca çok çr okudum ama hiçbir zaman çr'den bir beklentim olmadı, ona herhangi bir misyon yüklemedim belki de o yüzden benim gözümde hala bu kadar eğlenceli kalmıştır. Ama ille de bir beklenti olacaksa çr'den bu sadece okuma alışkanlığı ve düş gücü kullanabilme yeteneği olurdu herhalde.

Bugün, dünyaya baktığımızda çr'nin doğru veya yanlış çok farklı amaçlara hizmet ettiğini, etkili bir propaganda aracı olabildiğini görüyoruz özellikle bu işin lokomotifi olan belli başlı ülkelerde gerçek bir sektör durumuna gelen çr'nin okuyucu kitlesinin yaş ve eğitim olarak çok geniş bir yelpazeye yayıldığı ama buna karşılık ne yazık ki ülkemizde imkanların eskiye göre çok daha artmış olmasına rağmen eskisinden çok daha kötü bir altyapının oluşmasıyla hala bir sektör durumuna gelememesi, bazı yayınevlerinin konunun önemini yeteri kadar kavrayamadıkları ve bunun sonucu olarak ciddiyetten uzak bir yayıncılık anlayışının ortaya çıktığını (neyse ki azda olsa bu işi ciddiyetle yapmaya çalışanlar var) bir dönemden geçmekteyiz. Bu yapısal bozuklaşmada okuyucularında (ne yazık ki) büyük katkısı olduğunu düşünmekteyim (bence).

Açıkçası şu saatten sonra Türkiye'de çr'nin dünya standartlarında ve sektör olarak daha ciddiyetli ve ilgili yasal düzenlemelerin yapıldığı bir konuma gelebileceğini pek sanmıyorum ama 'ÇROP' gibi oluşumların ya da 'resimliroman.net' gibi tamamen kişisel ve iyi niyetli çabaların çoğalmasıyla daha organize hareket etmeyi öğrenebilirsek ve bunun neticesinde yayıncısı, okuru, yazarı, çizeri yani kısaca bu işe bir şekilde gönül koyup emek veren insanların birleşip belli bir yaptırım gücüne ulaşmasıyla belki çr'de Türkiye’de hak ettiği konuma bir gün gelecektir en azından bunu umabilirim. Bir arkadaşımın dediği gibi çizgi roman bir kültürdür ve sahip çıkılması gereken bir kültürüdür aksi takdirde (ne yazık ki) silinip gitmeye mahkûmdur.


Aykut Kaplan

Hiç yorum yok:

Linkler

Related Posts with Thumbnails