30 Aralık 2016 Cuma

Bir Garip "Çocuklarımıza MAN'ları değil HAN'larımızı Öğretelim" Kampanyası

...

Özel Selim Çiftçi Ortaokulu tarafından temin edilen "Çocuklarımıza MAN'ları değil HAN'larımızı Öğretelim" kampanyasında kitaplar dağıtıldı

Tük Eğitim Sen Osmaniye Şubesi tarafından başlatılan "Çocuklarımıza MAN'ları değil HAN'larımızı Öğretelim" kampanyası kapsamında "Okullarımızda Çocuklarımız HAN'ları Okuyor" etkinliği için Osmaniye'mizin ilk özel ortaokulu olan ve 2. yılını dolduran Özel Selim Çiftçi Ortaokulu tarafından  temin edilen ÖMER SEYFETTİN SERİSİ (16'LI TK) ve DESTAN ROMANLAR SERİSİ (22 KİTAP) Hasan KALLİMCİ ve Eğitimci-Yazar Ahmet AYKOL tarafından kaleme alınan (bir sette 7 adet) çocuk kitapları Osmaniye Merkez ilçede ihtiyacı olan okullarımıza armagan edildi.

Özel Selim Çiftçi Ortaokulu kurucusu Selim ÇİFTÇİ beyefendiye kampanyamıza göstermiş oldukları duyarlılıktan dolayı teşekkür ediyoruz. 

Çocuklarımız MAN'ları değil HAN'ları örnek alsın.



Hepimizin çocukluğunda bir veya birkaç kahramanı olmuştur. Çocukluğumuzda olduğu gibi, günümüz çocukları da bazı karakterleri gözünde büyüterek, onları kendi hayal dünyalarında kurgulayarak bir yerlere koyarlar, efsaneleştirirler.

Bu, çoğu zaman çizgi film karakterleri olur. Bu yaşlarda çocuğun örnek aldığı şahsiyetler, gelecek hayatında karakterinin şekillenmesinde önemli roller oynar.
Çocuklar kendilerine kahraman seçiyor, fakat bunlar genellikle yabancı kültürlerin yansıması olan birtakım hayal ürünleri. Misal verecek olursak günümüzde çocuklar Süpermen, Spiderman, Batman gibi sahte kahramanlara özenmekte ve bunlar gibi hareket etmektedirler. 

Geçtiğimiz yıllarda bir gazetede çocuğun kendini örümcek adam zannederek beşinci kattan atlayarak hayatını kaybetmesi ve bunun gibi yaşanmış birçok hadise malumunuzdur. Bir başka çizgi film, çocuklarımızın pokemonlar gibi sahte kahramanlara özendirilmeleri söz konusudur. Bu tür çocuk yayınlarının birçok zararlı yönü vardır. Bunlardan önemlisi ise Türk Kültürünü baltalamasıdır.

Bu tür yapıtlar bizim kültürümüzü yok etmekten ve hayalperest, şizofren bir Türk toplumu oluşturmaktan başka gaye gütmüyor. Bunun başlıca sebebi ise çocuk edebiyatı alanında yeterli çalışma ve birikime sahip olmamamızdır. Türk çocuğu Şirin Babayı, Noel Babayı bilirken kendi öz değeri olan Dede Korkut'tan habersizdir. 

Kendi öz değerlerinden mahrum büyüyen çocukların gençlik yılları da aynı doğrultuda devam etmektedir. Bu bağlamda Kültür Bakanlığı ve değerli yazarlarımıza, edebiyat öğretmenlerimize büyük işler düşmektedir. Bakanlık çocuk edebiyatıyla ilgili olarak uzmanlarla çalışmalı, kaliteli ve değerlerimizi tam anlamıyla yansıtan kitaplar bastırmalı, çizgi filmler, filmler yaptırmalıdır. 
Yazarlar bu konulara ağırlık veren kitaplar yazmalıdırlar. Tabi bu çalışma sadece bunları yapmakla bitmiyor, bu çalışmaları güzel bir şekilde geniş kitlelere ulaştırmalıdır. Yoksa yapılan çalışmaların raflarda kalması kimseye fayda getirmez. Bunların tanımı en üst seviyede yapılmalı ve büyük televizyon kanallarında yayınlatılmalıdır.

Şu an piyasada yabancı kültürleri anlatan yüzlerce çocuk kitabı olmasına rağmen bizim yalnızca çok eskimiş ve değişmeyen sıradanlaşmış Nasreddin Hoca ve Keloğlan hikâyelerinden başka çocuklara uyarlanmış meşhur hikâyelerimiz yoktur. 
Çizgi film olarak son günlerde güzel bir takım çalışmalar var. Fakat onlarda çocukların yaş seviyesinin biraz üzerine hitap ediyor. Bahsettiğim çizgi filmlerden İstanbul'un Fethi ve Çanakkale Savaşları çizgi filmleri bunların en güzel örneklerdir. Fakat bunlarda dar bir çerçevede kalıyor. Büyük televizyon kanallarında yayınlanmadığı için genele hitap edemiyor ve bu çalışmalar Süpermenlerle yarışta çok gerilerde kalıyor.
Bunlardan bir tanesi de Boğaç Han adlı bir çizgi film. Bildiğiniz üzere Boğaç Han Dede Korkut hikâyelerinden biri. Bu hikâye gayet güzel bir şekilde çizgi filme uyarlanmış. Fakat hiçbir televizyon kanalı bu çalışmayı yayınlamıyor. Bu yapıtla anlatılanlar bizim kültürümüzü Türk geleneklerini yansıtmaktan çok uzak. 

Hikâye kısaca şöyle; Hanlardan birinin bir oğlu oluyor. Türk geleneklerince bir çocuğa ad koymak için onun bir kahramanlık yapması beklenirdi, bir kahramanlık yaptıktan sonra ona bir ad konurdu. Bu çocuk arkadaşlarıyla oyun oynarken kendilerine doğru bir boğa hızla geliyor ve etrafta bir yaygara, herkes onları uyarıyor. Arkadaşları kaçıyor, çocuk hiç pozisyonunu bozmadan dönüyor ve boğayı bir yumrukta yere seriyor. Bunun üzerine Dede Korkut geliyor ve çocuğa Boğaç adını koyuyor. Ve duasını yapıyor. Adını ben verdim, yaşını Allah versin... Diyerek devam ediyor. 

Bu örnek Türklerde ad koyma geleneğine çok güzel bir emsal teşkil ediyor. Türk çocukları bilmem ne man'lar yerine bizim öz değerlerimiz olan hanlara özenmeye çalışsalar daha iyi olmaz mı? Tarihimizin derinliklerinde binlerce kahraman mevcut binlercesi de ortaya çıkmak için bekliyor. Ulu önderimizin "Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.","Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel, her şeyden evvel Türkiye'nin istikbaline, kendi benliğine, millî an'anelerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir." Emirleri üzerine çocuklarımızı yetiştirmek görevimiz olmalıdır. "Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir."

Tük Eğitim Sen Osmaniye Şubesi tarafından başlatılan "Çocuklarımıza MAN'ları değil HAN'larımızı Öğretelim" kampanyası kapsamında "Okullarımızda Çocuklarımız HAN'ları Okuyor" etkinliği için Osmaniye'mizin ilk özel ortaokulu olan ve 2. yılını dolduran Özel Selim Çiftçi Ortaokulu tarafından  temin edilen ÖMER SEYFETTİN SERİSİ (16'LI TK) ve DESTAN ROMANLAR SERİSİ (22 KİTAP) Hasan KALLİMCİ ve Eğitimci-Yazar Ahmet AYKOL tarafından kaleme alınan (bir sette 7 adet) çocuk kitapları özellikle köy okulları ve ihtiyacı olan okullarımıza armağan edilmiştir.

ÇROP Notu Son derece zekice bir slogan bulunmuş ancak kampanyada yer alan eserlerde ya "han" yok ya da her yerde her yayın evince basılmış klişe "han"ların dışında bir şey yok... Bir de çizgi roman "man"lari sanat ürünüdür "han"lar gerçek karakter. Bunları mukayese etmek yanlıştır. Öte yandan Dede Korkut'un "Tek Gözlü Devi" de yunan mitolojisinden geldiği örneği var... Kültürler iç içe geçtikçe, harmanlandıkça zenginleşirler... Bu kampanyayı keşke hamasi ve boş söylemler üzerine kurmasaydınız... Bir de "Ömer Seyfettin" gibi bir yazara link vermezken kendi yazarlarınıza iltimas geçmeniz şık olmamış, ucuz kalmış...

Hiç yorum yok:

Linkler

Related Posts with Thumbnails