8 Haziran 2016 Çarşamba

‘Yabani’ Çizgi Roman Dergisini Çok Seveceksiniz

Kaynak - Taraf
ÖZLEM ERTAN- HAYALHANE/
... 
Çizgi roman ve öykü dergisi “Yabani” okurlarla buluştu. Fantazya, bilimkurgu ve korku türlerinde çalışmaların yer aldığı derginin kurucusu Devrim Kunter, “Derginin sabit yazar – çizer kadrosu yok. Yeni yazar ve çizerlere kapımız açık” diyor.


Haziran ayının başında yepyeni bir dergi piyasaya sürüldü. Kapılarını yeni, genç kalemlere her daim açık tutacak olan bu derginin adı “Yabani”.
Bu yeni yayının pek çok ayırt edici özelliği var: Her şeyden önce fantazyabilimkurgu ve korkutürlerindeki ürünlere yer veriyor. Amaç, yeni yazarlara, çizerlere kendilerini ifade edebilecekleri bir alan açmak olduğundan derginin sabit bir yazar – çizer kadrosu bulunmuyor. Daha açık bir ifadeyle bu türlerde ürün veren bütün yazar ve çizerlerin katkısına açık.
Türkiye’nin en iyi çizerlerinden biri olan ve son zamanlarda özellikle “Seyfettin Efendi”  isimli çizgi roman serisiyle hafızalarda yer eden Devrim Kunter, “Yabani”nin kurucusu ve imtiyaz sahibi.
Ben de Devrim Kunter’le ve edebiyatseverlerin “Pusova” isimli öykü kitabı ile “Gerisi Hikâye” programından tanıdığı, “Yabani”nin kurucu ekibinde de yer alan Galip Dursun’la konuştum.
“BİRAZ HEAVY METAL, BİRAZ WEIRD TALES”
Devrim Kunter, ayda bir yayımlanacak olan ve ilk sayısı Haziran’da çıkan “Yabani”nin nasıl bir dergi olacağını anlatırken efsane çizgi roman dergisi “Heavy Metal” ile aralarında korku edebiyatının büyük ustası Howard Phillips Lovecraft’ın da olduğu pek çok ismin tanınmasını sağlayan öykü dergisi “Weird Tales”i örnek veriyor. Devrim Kunter, “Yabani” hakkında şöyle diyor: “Biraz ‘Heavy Metal’ biraz da ‘Weird Tales’ gibi olacak bu dergi. ‘Heavy Metal’de çizgi romanlar vardı. ‘Weird Tales’ ise öykü ağırlıklı. Biz de böyle bir yayın hazırlıyoruz. İlk sayımız çizgi roman ağırlıklı oldu ama zamanla hikâye sayısını arttırmayı düşünüyoruz. Ancak dergide haber, röportaj, makale olmayacak. Fantazya, bilimkurgu ve korku türünde çizgi roman ile öykülere yer vereceğiz.
Yabani’nin sabit bir yazar – çizer kadrosu olmayacak. Dışarıya açık bir yayınız. ‘Heavy Metal’ de öyledir mesela. Onlar da yeni sanatçıları tanıtmak için yola koyulmuşlardır. Ben de o düşünceyle hareket ettim. Türkiye’de genç ve yetenekli yazarlar, çizerler var. Korku, fantastik, bilimkurgu üvey evlat gibi ama bu işle ilgilenen çok büyük bir kitle de mevcut.”
“POE DA DERGİDE, GAZETEDE YAZARDI
Geçen ay “Yabani” diye bir derginin çıkacağı duyurulduğunda “Türkiye’nin Edgar Allan Poe’larını, Philip K. Dick’lerini çıkarmanın hedeflendiği” de belirtilmişti. Devrim Kunter’e bunu da soruyorum ve şu cevabı alıyorum: “Evet, usta öykücü Edgar Allan Poe, yazdıklarını dergilerde, gazetelerde yayımlatıyordu.Michael Crichton ise bazı öykülerini ‘Playboy’ için yazmıştır. Türkiye’de fantastik bir öykü kaleme aldığınızda bunu nerede yayımlatabilirsiniz? Ana akım edebiyata yer veren dergilerde böyle bir metni yayımlatamazsınız. Ancak internet sayfanızda, bloğunuzda belki… ‘Yabani’ bu türlerde yazanlar ve çizenler için platform yatıyor. Dergiyi dijital ortamda da yayınlıyoruz.”
DİĞER DERGİLERDEN FARKLI
Devrim Kunter’le “Yabani”yi diğer çizgi roman dergilerinden ayıran özellikler hakkında da konuştuk. “‘Resimli Roman’, ‘Joker’, ‘Akrebin Gölgesi’ gibi dergiler vardı eskilerde. Yenilerden ise ‘Otlak’ ve ‘Hortlak’ sayılabilir” diyen Kunter, sözlerine şöyle devam etti: “Tabii bunların mizah ağırlıklı bir damarı var. Bunlar arasında ‘Resimli Roman’ ve ‘Joker’ biraz daha ayrı duruyor ve bizim işimize daha yakın. Ama onlarda da yine köşe, makale var. Biz böyle türleri hiç almadık. Bizim alanımız fantastik, korku, bilimkurgu olduğu için de diğerlerinden daha farklı. Çoğu dergide de ünlü bir isimle röportaj yapalım da kapakta olsun gibi bir yaklaşım var. Biz isme değil yapılan işe önem veriyoruz.”
ÖZGÜN VE YEREL ÇALIŞMALAR
Şimdi de sözü Devrim Kunter’den devralıp dergiyle ilgili izlenimlerimden söz etmek istiyorum. “Yabani”yi elinize alıp incelediğinizde gerek içerdiği öykülerin gerekse çizgi romanların özgün olduğunu ve yerel özellikler taşıdığını göreceksiniz. Mesela Işın Beril Tetik’in “Bebek Fabrikası” adlı öyküsü karanlık bir gelecekte ve İstanbul’un göbeğinde, Taksim’de geçiyor. Gerek konusu, gerekse kurgusuyla özgün bir çalışma.
Murat Dural’ın “Tengri ve İnanna” isimli ilginç hikâyesi ise ilhamını Ortadoğu mitolojisinden alıyor. Sadece öyküler değil, çizgi romanlar da “bizden”. Mesela genç çizer Ege Avcı’nın yazıp çizdiği “Ergene’de Son Yaz”, Galip Dursun’un öyküsünden Ayşe İrem Aktaş’ın çizdiği “Misafirler”, Kadir Özen’in yazıpBora Örçal’ın çizdiği “Şeytan’ın Gölgesi”, M. Berk Yaltırık’ın yazdığı ve A. Gökhan Gültekin’in çizdiği “Voyvoda’nın Askerleri”, Kadir Özen’in kaleme aldığı, çizimlerini ise M. Arif Kaymak’ın yaptığı “Hangimiz” ile Devrim Kunter’in yazıp çizdiği “Kralına İsyan”, dikkat çekici ve yaratıcı çalışmalar.
Yabani”nin birinci sayısında kapağı Devrim Kunter hazırlamış. Arka kapak Ömer Tunç’a, iç kapak iseMustafa Ahmet Kara’ya ait.
KAPAKTA BİKİNİ ZIRHLI KADIN
Hazır konu açılmışken kapakta neden bikini zırh giymiş kadın çiziminin yer aldığını açıklaması için sözü yeniden Devrim Kunter’e vermek istiyorum: “Kapaktaki kadın benim ‘Kralına İsyan’ adlı çizgi romanımın karakteri. Bizde çok kılıçlı, kalkanlı çizgi roman karakteri var. Bunları yeniden ele almak gerektiği hakkında uzun zamandır düşünürüm. Mesela ‘Karaoğlan’. Ama bence o tren kaçtı. Çünkü oturmuş bir kitlesi var. ‘Karaoğlan’ı yeniden yorumlayayım desen isyan çıkar. O yüzden kılıçlı kahramanı ters yüz etmek yoluna gittim. Kılıçlı kahramanı kadın yapmak ters yüz etmenin bir yoluydu.  Red Sonja ve Vampirella’dan da bildiğimiz gibi kılıçlı kadın bikini zırh giyer. ‘Peki, bunu neden giyer? Buna mantıklı açıklama getirebilir miyim?’ diye düşündüm. İlk sayıda olmasa da sonraki sayılarda bunun nedenine dair detaylar olacak.
Kapakta bikinili kadın görünce ‘İlk sayıda dikkat çekmek için mi böyle yaptınız’ diye düşünenler oldu. Fakat durum böyle değil.  Kapak illaki içerideki bir çizgi roman ya da öyküyle bağlantılı olacak. Bu ilk sayıda da öyle.”
GULYABANİ’DEN YABANİ’YE
Dergiye neden “Yabani” adının verildiğini ise Galip Dursun’dan dinledim: “Yabani benim fikrimdi. Pek çok öneri vardı. Bunlardan biri de Gulyabani idi. Malum, bu çok kullanılan bir isim. Ben de ‘Gul’u atın Yabani olsun dedim. Yabani, tutunamamış, öteki olan anlamında da kullanılan bir kelime sonuçta. Bu dergideki öyküleri başka bir yerde kolay kolay yayımlatamazsınız. Edebi açıdan zayıf oldukları için değil, sert oldukları için. Sonuçta ‘Yabani’ ismi oylama sonucunda kabul edildi.”
GENİŞ BİR EKİP
Yabani” hakkındaki haberime son vermeden önce derginin kurucu kadrosu hakkında da bilgi vermek isterim. Devrim Kunter’in yanı sıra Galip Dursun, Demokan Atasoy, Işın Beril Tetik ve Kadir Özen’in de dahil olduğu bir kurucu ekibi var derginin.
Derginin sevimli maskotunu Özgür Yıldırım yaratmış. Editör kadrosu ise Hakan Tulga Kalkan, İlke Keskin, Cenk Könül, Özgün Muti Ondordaki ve S. Emre Taşkıran’dan oluşuyor.
Yazının başından beri “Yabani”nin dışarıdan yazar ve çizerlerin katkısına açık olduğunu söyleyip de başvuru adresi vermeden olmaz. Eğer siz de fantazya, korku ya da bilimkurgu alanında kalem oynatıyorsanız ve yayımlanmasını istediğiniz işleriniz varsa hikâyeleriniz için (hikaye@yabanidergi.com), çizimleriniz için (cizim@yabanidergi.com), çizgi romanlarınız için ise (cizgiroman@yabanidergi.com) adreslerinden “Yabani” ekibiyle iletişime geçebilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Linkler

Related Posts with Thumbnails