Ümit
Kireççi
…
Bilmem
çizgi roman ustaları Gerry Conway, Roy Thomas ve Mike Ploog üçlüsü Werewolf by
Night karakterini yaratırken onun bir gün iblisler, şeytanlar, psikopatlarla vampirlerden
daha tehlikeli bir manyakla savaşacağını planlamışlar mıydı? Daha büyük bir
tehdit ve daha büyük bir felaketle… Bir Sübyancı, bir Pedofille…
Marvel Comics’in 1998 yılında dağınık bir periyodla yayımladığı
üç sayılık “Shadows and Light” dizisini ilk gördüğümde beğenmediğimi hatırlıyorum.
Belki renkli çizgi romanlara özlem duymamdan kaynaklı bir histi bu emin değilim
ama içeriğine baktığımda ve büyük ustalardan kısa hikayeler içerdiğini
gördüğümde duraksamadan almıştım. Kapaklarını açıp bakmam ve hikayeleri
okumamsa yaklaşık iki yılı bulmuştu. Fasiküller öylece yatmıştı rafta. Sonradan
bu gecikmeye üzülmedim dersem yalan olur. Çünkü hikayeler kısa ama vurucu
temaları ele alıyorlardı.
Benim ele almayı uygun bulduğum ve gündeme cuk oturduğunu
gördüğüm hikaye Shadows and Light dizisinin Temmuz 1998 tarihinde çıkan üçüncü
sayısında yer alıyor. Hikayenin kahramanı Werewolf by Night, hikayenin adı “…
Even The Beast Hates!”. Bu hikaye Jim Starlin’le Tom Grindberg ustaları bir
araya getirmiş. Jim Starlin bu Kurt Adama karşı özel bir ilgisi olmadığını
belirtmekle birlikte biraz düşününce ortaya çocuk-genç tacizi, tecavüzü, istismarını
konu alan romanlar yazan Andrew Vachss tarzı (fasikülde soy isim Dachss olarak
yanlış yazılmış gibi görünüyor) bir hikaye çıkarmış. Tom Grindberg de birçok
süper kahramanla çalışmış olduğu halde Kurt Adama ancak bu öyküyle ısınmış.
“Canavar olabilirim
ama öyle şeyler var ki onlardan canavarlar bile nefret eder!”
Jack Russel, nam-ı diğer Werewolf by Night hikayenin
sonunda bu sözleri dile getiriyor. Hem de uçurumdan aşağı yuvarlanan
sübyancının ölüsünün ardından bakarken. Hayır, Sübyancıyı o öldürmez. Sübyancı
kendi korkusunun ve zavallığının karanlık çukuruna düşer. Kendi benliğiyle
yüzleşir ve yok olmayı tercih eder. Ancak bu süreç öyle kolay olmaz.
Gecedir ve “Her
avcı avında iz bırakır” demektedir Kurt Adam hikayenin başında. Altı
yaşındaki bir oğlan çocuğunun cesedini bulduğunda. Topraktan çıkardığında.
İzlere bakar ve kendini avcı yerine koyan zavallının o çocuğu nasıl
korkuttuğunu, bundan nasıl zevk aldığını, nasıl keyiflendiğini, çocuğa nasıl
acı çektirdiğini, onu nasıl öldürdüğünü anlar. Böylece o sapığı yakalamaya ve ona
aynı duyguları yaşatmaya karar verir.
Ertesi sabah insana dönüştüğünde izleri takip eder Jack
Russel. Bir dağ kasabasına ulaşır. Sessiz sakin bir kasabadır burası. Jack hiç
duraksamadan çocukların cıvıl cıvıl seslerinin geldiği yere yönelir ve onların
masum oyunlarını izleyen ama izlemiyormuş gibi yapan, onlara yakınlaşmayı isteyen
ama umursamıyormuş gibi yapan, onlara zarar vermek isteyen ama onları
görmüyormuş gibi yapan adamı hemen buluverir bir ağacın gölgesi altında. Ona
yaklaşır ve hiç duraksamadan konuya girer. “Dünkü
marifetini buldum ağacın altında. İkimiz de aynı türüz. Avlanırız. Gel sana
istediğini vereyim” der ve Sapık hiç ikiletmeden onunla buluşmayı kabul
ediverir.
Gece yarısına az kala bir motelde buluşurlar. Sapık, oğlan
fotoğrafları, parti, eğlence beklemektedir. Ancak Jack ona kurnaz hiçbir avukatın
onu çıkaramayacağı, “hoşgörülü” bir yargıcın onu şaplakla cezalandırmayacağı
bir sürpriz yapar. Kurt Adama dönüşür.
Ta ki Sapık kasabadan çıkıp bir uçurumun kenarında durmak
zorunda kalana kadar… O uçurumun kıyısında göz göze gelirler. Öylece bakışırlar.
Ve Sapık ilk defa o çocukların masum ağızlarından dökülen bir sözü zikredene
kadar sürer bu bakışma: “Lütfen…!”
Sonra… Sonra uçurumdan düşer Sapık. Aşağı. Dibe. Ölüme.
Ve dibe ulaştığında da ruhu düşmeye devam eder. Cehenneme. Cehennemin en derin
ateş kuyusuna. Bir iblisin en derin işkence kuyusuna… Daha doğrusu uçurumdan
sonrası benim hayal gücüm. Ama ben eminim, devamı öyle çizilmemiş olsa da
canlısıyla kurgusuyla tüm Sapıkların düşecekleri rota bu olacaktır. Dip, en
dip, en en dip…
…
“Canavar olabilirim ama öyle şeyler var ki onlardan canavarlar bile nefret eder!”
Ben de diyorum ki “İnsan olabilirim ama bunlara seyirci kaldığım sürece en nefret ettiğim kişi kendim olacağım!”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder