22 Şubat 2016 Pazartesi

Deadpool İzlemeseniz De Olur!

Ümit Kireççi
Ciddiyim. İzlemeseniz de olur, hiçbir şey kaybetmezsiniz. Hele de 1990’ları ve daha eski yılları yaşamadıysanız, Amerikalı değilseniz, cinselliği hangi yaşta olursanız olun renklice yaşamadıysanız, çizgi roman okuru değilseniz Deadpool’u izlemek size bir şey kazandırmaz! 

Bir yandan çizgi roman kaynaklı bir karakterin sinema vasıtasıyla gündeme gelmesinden çok mutlu oluyorum öte yandan “bir ihtimal belki çizgi roman yeni okurlar kazanır” diye umutlanıyorum ama açık söyleyeyim içimden bir ses Deadpool filmini izledikten sonra “yemişim çizgi romanı” diyebilecek tonla insanın ortaya çıkabileceğinden de fena halde korkuyorum. Çünkü Deadpool’un sinema uyarlaması ciddi bir dolu sorunu içinde barındırıyor.

İlk evvela uyarlamanın en sorunlu kısmı çizgi roman sayfasındaki anlatımla beyaz perdedeki anlatımın birbirine uymaması. Şöyle ki, Deadpool çok konuşan bir karakter. Dahası hem kendi kendine hem izleyici/okurla hem de karşısındakilerle konuşan bir karakter. Hal böyle olunca konuşmaların akıp gitmesini basılı kağıdın önlediğini görüyoruz. Eğer bir espriyi anlamadıysanız sayfayı geri çevirip görseli dikkatlice inceleyip kaçırdığınız ayrıntıyı yakalayabiliyorsunuz. Olmadı bilgisayarın başına geçip eksiğinizi oradan tamamlayabiliyorsunuz (deyim, gönderme, bilgi). Kağıtta Deadpool kaçıp gidemeyen bir okuma biçimi sunuyor. Ancak sinemada olay öyle değil. Adam konuşuyor ve konuşma akıp gidiyor. The Gilmore Girls tadındaki konuşma hızına yetişmek mümkün olmuyor birçok yerde. Belki “Ama Deadpool’un da olayı bu abi yea” diyecekler vardır ama unutulmasın ki sinemaya sinema filmi izlemeye ve izlediğimizi anlayıp belli bir izlenimle ayrılmaya gidiyoruz. Salondan çıktığımızda aklımızda bir şey kalmayacaksa gitmenin de bir manası yok zannımca. Ha, işi gücü bırakıp filmi bin kere izlemeye hazırsanız o ayrı. “Evde izler bilgisayardan araştırır anlar gülerim”… Ben bazen bazı konular için yapıyorum ama koca film için zor biraz bana sizi bilemem.

Mizahi yönündeyse ayrı bir sorun var.
Hani mizah zor iştir işleyişi de şu şekildedir: Öncelikle belirli bir alanda yaşayan insan topluluğunun ortak bir iletişim kodlaması vardır. Dil/lisan. Bu kodlamanın her harfi, her hecesi, her sözcüğü, her tümcesi ortak bir çözümlemeyle anlaşılır. O topluluk içindeki insanlar ortak geçmiş, ortak tarih, ortak yemek, ortak kültür, ortak sorun, ortak sevinç, ortak bir ton şeyi paylaşmış olduklarından dil bunun aktarıcısı olarak büyük oranda aynı anlaşılır. Buna bir de beden dili eklenir. Beden yaşanan coğrafyanın ve kültürün bir eseri olarak aldığı farklı şekillerle (el-kol işaretleri gibi) yine görsel bir başka kodlama bir başka dil oluşturarak yine ortak bir anlayışa hitap eder.

Mizah, bu ortak kodlamaların bozulması, deforme edilmesi, çarpıtılmasıyla oluşur ve her insan topluluğunda farklı bir mizah anlayışı ortaya çıkar.

Mizahın da farklı türleri vardır. Örneğin siyasi mizah tüm toplumu ortak ilgilendirir ve bazıları komik bazıları aşağılama olarak algılasa da konu ortak anlaşılır. Sözcük oyunları vardır ki bunlar herkese hitap eder ve mizah anlayışının derinliği nispetinde anlaşılır. Özel alan mizahı vardır bu da belirli bir alanı bilenler tarafından anlaşılır. Cinsellik ve küfürlü mizah vardır bu da alıcı olan kişinin bir anlamda ahlak anlayışına göre farklı yorumlanmaktadır. Gündeme gönderme yapan mizah vardır ve bunun anlaşılması genel veya popüler kültüre hakimiyetle alakalıdır. Veya bir kültürden beslenmeyle alakalıdır… Böyle gider. Bir de kişinin mizah anlayışı ve anlama kapasitesi vardır ki o apayrı bir derttir.

Gelelim Deadpool özelinde mizah sorununa:

Dilsel sorun: Eğer İngilizceniz iyi değilse filmin alt yazılarının dışındaki esprileri anlamanız mümkün değil. Dublaj izliyorsanız da asıl dilsel mizahı anlamayacağınızdan sadece “yaklaşık” bir şeylere gülümsüyor olacaksınız.

Beden dili konusunda ciddi sorunlar yaşabilirsiniz çünkü mimi ve yüz ifadesi yok filmde. Karakter maskesini çıkarmıyor çıkarsa da bu yüzdeki yanıklardan hiçbir şey göremeyebiliyorsunuz.

Özel alan mizahı: Deadpool’u anlamak için öncelikle çizgi roman-comics okuru olmanız gerekiyor. Sonra iyi bir Deadpool okuru olmanız gerekiyor. Aksi taktirde göndermelerin çoğunu anlamanız mümkün mümkün değil.

Cinsellik ve küfür: Sevişme pozisyonlarından el hareketlerine, sözel cinsellikten en basit konuda bile küfürlü bahsedilmesine kadar geniiiiş bir yelpazede yer alıyor bu içerik. Eğer bunlardan rahatsız değilseniz sorun olmaz. Ancak gündelik hayatınızda ahlakçılığa fazlaca takıntılıysanız ve cinselliği doya doya ve hayli renkli yaşamıyorsanız yer yer erotizmi aşar görünen sahnelerle konuşmalar yüzünüzü kızartabilir. Ben kendi adıma doğru yerde edilen her küfre ve yapılan her cinsel şakaya güldüm. Ve galiba bunlara izleyici dolu koca salonda gülen dört-beş kişiden biriydim ama siz bu denklemin neresindesiniz bilemem.

Gündem göndermeleri: Adım gibi eminim ki bu filmi izleyen Amerikalı gençler de bizimkiler kadar olmasa da göndermelerin çoğunu anlamamıştır. İlginç bir şekilde film 1990’lar ve öncesine dair onlarca mevzuyu şakalıyordu. Müzikler aynı kafadandı… Özetle şimdiki gençlerin ve 30 yaş altının bunları anlaması mümkün değildi. Hatta filmde Deadpool filmin ortalarında saçı üç numara olan genç mutant kıza “Sinead” diye hitap ediyor filmin sonunda “Sinead O’Connor, 1990” diye açıklama yapma gereği duyuyordu. Özetle filmin büyük çoğunluğu böyleydi ve bir süre sonra artık ne dediğine bakmamaya bile baladım desem yalan olmaz. Anlamaya çalışırken akan görüntüleri ve art arda gelen geyikleri kaçırmaya başlamıştım zira. 

Dikkatli gözler için mizah: Genelde polisiye filmlerde de çok kullanılan bir özel kodlama biçimidir bu. Dikkatli gözler görür bazı şeyleri. Bazıları da öğrenince bir daha bakarak görür ayrı bir keyif alırlar. Ama Deadpool o kadar hızlı akıp gidiyor ki hemen her şeyi kaçırıyorsunuz.İşte “bardaki listedeki isimlere bakarsanız kimleri görürsünüz” bunlardan birine örnek. Bir türlü net gösterilmeyen listeyi ancak ekran dondurulduktan sonra okuyabiliyorsunuz ve bilginiz kadarıyla anlayabiliyorsunuz. Öf yani. Filmin büyük çoğunluğu yazarların ve bir grup arkadaşlarının keyfine göre yazıldığı izlenimine kapıldım bilin. Çok da umurlarında değilmiş gibiydi izleyici.

Bu böyle gider… İpucu vermeden daha derine giremeyeceğimden mizaha dair eleştirilerimi burada noktalıyorum.

Yok bırakamıyorum…

Bir okudum ki Deadpool’un güçleri Captain America’nın süper asker serumuyla Wolverine iyileşme gücü”nün birleşiminden geliyormuş. Bir gördüm ki Wolverine filminde Deadpool’un güçleri farklı mutantların güçlerinin aktarılmasıyla oluşmuş. Şimdi de gördüm ki bir laboratuvarda ortaya çıkarılmış. Anladınız siz, ben başka bir şey demiyorum…

Not – Stan Lee, seni seviyorum J Hani yine de filmi izlerseniz bu sözlerimin sebebini görürsünüz.


Ciddi bir pazarlama ve ciddi bir reklam yatırımı yapılınca her işin satılacağının kanıtı gibidir Deadpool sinema filmi. Bunun dışında da popüler kültürün, dünyaya hakim tüketime dayalı Amerikan kültürünün başarılı bir yansımasıdır da. Ergenlik başkaldırısını, hayatı ciddiye almayışını, taşak geçmesini, cinsel fantezilerini, küfürlü konuşma hallerini temel alan basit bir yapım Deadpool. Ancak bu noktada da bir pazarlama sorunu yaşadığı da ortada bana göre çünkü filmin dili ve içeriği ergenlere dayanırken izleyici kitlesi gençler ve yetişkinler. Onlar da filmi tam anlamalarını engelleyen çizgi romandan, Deadpool bilgisayar oyunlarından uzak ve artık fazlaca toplumsallaştıklarından katı ahlakçılığın pençesinde yaşamaktadırlar.

Filmi izlediğim salon doluydu. O kadar eleştirdim ama yaşı 40’ı geçen üç kişilik i rgruptuk yer yer kahkaha atarak izledik filmi yalan yok. Hatta göndermeleri görünce gülümseyerek birbirimizi de dürttüğümüz de oldu. Arada bir bize katılanlar olduğunu hatırlıyorum. Salon hepten ruhsuz değildi ama. İlkokul çocuklarını güldürebilecek bazı şakalarda salondan kahkaha yükselmedi değil. Bunun dışında…


Eğer yukarıda saydığım başlıklarda eksiklik hissediyorsanız gitmeyin filme! Ciddiyim. Her ne kadar Amerikan kültürünün globalize olmuş nesilleri de olsanız, hayır, orada yaşamıyorsunuz, oradan beslenmiyorsunuz ve hayır ne Deadpoolvari dilsel şiddeti ne de reprenkli cinselliği oradaki gençler (bok atmayayım) gibi yaşamıyorsunuz, bu film para israfına dönüşebilir. Paranızı başka filme yatırın keyfinizi kaçırmayın. 

1 yorum:

Aydın BEKOĞLU dedi ki...

Yaş 19 :/ Dediğin çoğu şeyi biliyorum. Sıkıntı yok bir filmi 10 kezde izlerim. Hatta göndermelerdeki filmleride biliyorum ama ya yarım yamalak izlemişimdir ya da izlemesem bile internetten araştırma yapmışımdır (DP çıkmadan önce.) Kısacası eski filmleri izlemeyi her zaman severim. Çığlık serisi olsun, Predator,Alien ilk filmini tamamiyle izledim fakat 2 yi yarım yamalak, 3 ü de hiç izlemedem. Onlarada yakın zamanda adam akıllı başlayacağım. Neyse kısacası bana göre güzel bir filmdi :) X-Men Origins filmindeki kepazeden sonra ilaç gibi geldi.

Linkler

Related Posts with Thumbnails