Ümit Kireççi
…
Marvel Comics’in kahramanı Thor’u okumayan çizgi roman
okuru kaldı mı bilmiyorum ama okumayan varsa da filmini izlemiş veya en kötü
ihtimalle adını duymuştur diye düşünüyorum. İşte bu kahraman gün gelir tanrısal
varlıklarla, gün gelir uzaylılarla, gün gelir üstün güçlü insanlarla savaşır veya
vatansever, milliyetçi, mafyatik hırsızlarla işbirliği yaparak komünist döver.
Bir belgeselde Stan Lee Thor’un yaratılma gerekçesini
anlatırken DC Comics’ten esinlenerek rakipleri olmaya çalıştıklarını, Thor’un
Wonder Woman’a karşılık gelmesi için yaratıldığını açıklamıştır. Sürece
bakarsak bu plan hayli başarılı olmuştur diyebiliriz.
Thor, gel zaman git zaman farklı editörler, yazarlar ve
çizerler tarafından ele alınmış, her defasında farklı yönlerde maceralar
yaşamıştır. Kuzey mitolojisine bağlı kalınarak (eklemeler de yapılarak)
üretilmiş hikayeler dönemleri, dünyada fazlaca zaman geçirdiği dönemler, uzayda
yolculuk yaparak macera yaşadığı dönemler, her yöne gittiği dönemler,
tanrısallığının sorgulandığı dönemler, kısa bağımsız maceralar dönemiler gibi
dönemler hep bu sanatçıların değiştikleri aralıklarda ortaya çıkmıştır. Yine
Thor’un dünyevi kişiliğinin değişmesi de peşi sıra hikayelerde farklılıklar
yaşanmıştır hep.
Bu dönemler içinde belki de en dikkate değer dönem Walter
Simonson’un yazıp çizdiği veya sadece yazdığı dönemdir. 1983-1987 yılları
arasında yer alan bu dönem artık herkesçe onaylandığı üzere bir kült olma
yolunda ilerlemektedir.
Thor’u 337. sayıda devralan, Simonson bu süreçteki hikayeyi
adeta kendi kontrolüne alarak sıfırdan yaratmıştır. Thor içn yeni zırh uyduran,
sakal uzattıran, onu kurbağaya dönüştüren ve at suratlı bir uzaylı olan Beta
Ray Bill’i Thor evrenine katarak bir tür yeni Thor yaratan hep o olmuştur. Bu
hikayede Kuzey mitolojisinin kıyamet mitini ele alan Simonson dünyadaki
kahramanları da dahil ettiği son derece sürükleyici macerada sonsuz kışın
ortaya çıkışını ve kıyamette büyük katkısı olan Surtur’un ateş kılıcını
dövüşünü, Grendel’i ve mitolojide yer alan onlarca karakteri kullanırken Marvel
Comics’in gedikli kötü adamlarından Executioner efsanevi ölüm sahnesini de çizmiş hafızalara
kazımıştır. 1986 yılı Mayısında son kez çizim yapan sanatçı görevi Sal
Buscema’ya devretmiş, bu dizide 1987 Ağustosuna kadar yazarlığa devam etmiştir.
Thor’un bu dönemini okumamış olanların büyük kayıp
yaşadığını altını çizerek belirtmek isterim.
Ama biz gelelim yazının başlığında yer alan gülünç, ironik
ve trajik duruma.
Tarihler 1985 Ağustosunu gösterirken o ay çıkan 358. sayı
ana hikayede hayli önemli bir dönemece ev sahipliği yaptığı gibi saçma bir
gerçekliği de tokat gibi yüzümüze vuruyordu.
Bu sayıda Thor büyü güçleri olan Lorelei tarafından
pasifize ediliyor, onu sarhoşu yapıyor olaylara müdahaleden uzak tutuyordu. Bu
arada sevgilisi leydi Sif’le Beta Ray Bill dünyada onu arıyorlardı.
Bu sırada kendilerine GLF (Green Liberation Front) adını
vermiş olan eski askerlerden kurulan gizli bir teşkilat kimliği belirsiz
birinin verdiği süper zırhları kuşanmış, merkez bankası altın rezervlerini
soyma hazırlığına girişmişlerdir.
Sonunda zamanı gelir, Thor zihnini etkisi altına alan
büyüyle mücadele ederken GLF elemanları bankaya ışınlanarak girer soyguna
başlarlar. Ve tabii bekleneceği üzere Beta Ray Bill olaya müdahale ederek
soygunu engellemek üzere saldırıya geçer. GLF elemanları bu düşmanla mücadele
edemezler. Böylece kendilerinden iri ve donanımlı zırha sahip liderleri ortaya
çıkıverir. Beta Ray Bill son derece müşkül duruma düşer. Ancak GLF’nin
zırhlarını yapan bilim adamı imana gelerek liderin üzerindeki zırhı yok edince
altından başka bir zırh çıkar: Crimson Dynamo!
Zaten mücadele sırasında “Kapitalizmin bütün uşaklarını yok
edeceğim” diyerek kendini ele vermiş, GLF elemanlarını şüpheye düşürmüş olan
komünist Crimson Dynamo’nun bu ani sürprizi mücadelede güç dengesinin
değişmesine sebep olmuştur.
Bugün Marvel Wikia’nın
Thor’un 358. Sayısını tanıtmak için hazırladığı sayfanın tepesinde yer alan
veciz cümle de böylece sarf edilmiş olur: “We may be thieves, robbers, and
criminals! But, by Heaven, we're American thieves, robbers, and
criminals!” – Belki hırsız, soyguncu ve
suçlularız ama Tanrı şahit biz Amerikan hırsızları, soyguncuları ve
suçlularıyız…!
Böylece gaza gelen GLF elemanları hiç duraklamadan komünist Crimson
Dynamo’ya saldırıverirler. Zorda kalan Crimson Dynamo ışınlanarak kaçmak
zorunda kalır ve bundan sonra bir tiyatro oynanır.
GLF elemanlarının üzerindeki zırhın yok etme anahtarını elde eden Beta
Ray Bill özünde hırsız ve suçlu olan elemanlara döner ve “Siz ne güzel
adamlarsınız, haydi size beş dakika veriyorum, kaçın zırhlardan kurtulun, sonra
düğmeye basarak zırhları yok edeceğim, haaa!” de ve hırsız sürüsünü serbest
bırakır. GLF elemanları da öyle vatansever havadadırlar ki Beta Ray Bill’i asker
selamıyla selamlar “At suratlı bir uzaylı vatanımızı koruyorsa bazı şeyleri
düşünmenin tam zamanıdır” der uçar giderler.
…
Nasıl da ilginç, gerçek dışı bir hikaye bu böyle. Mafyatik suçlular
milliyetçi ve vatansever görünüp suçlarından arınıyorlar, komünist dövdükleri
için adalet onların yakasını bırakıyor, adamlar rahatça özgürlüğün tadını
çıkarıyorlar. “Demek ki,…” dedirtiyor Thor’un bu hikayesi “… ortada solcu varsa
eğer kalan herkes bir anda eşit görülüp linçe katılabilir!”. Adalet de kısa bir
süreliğine başka yöne bakabilir. Veya intihar bombacılarıyla anlaşır... Bu da bir diğer yazının konusu olur: Suicide Squad!
Kaynak – THOR 358, 1985 (ve tüm dizi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder