Ümit Kireççi
…
Bir ülkede bunlar hüküm sürmeye başlamışsa artık “huzur”
özlenen bir kavrama dönüşür. Huzursuz bir toplumda önce halk korku içindedir,
sonra her an artan bir dehşet dalgası yayılır, sık sık bozgunlar, felaketler
olur insanlar ölür, halk ayrışır, nifaka düşer birbirine girer, hak etmeyen
kişilere duyulan aşklar baş gösterir, kaos ve karmaşayla uyum yakalanır ve sonunda
savaş baş gösterir. İşte sonra bu savaş dış bir ülkeyle mi olur kardeşle mi olur o
bilinmez…
Bu kavramların sahipleri, huzurun ve barışın düşmanları Phobos,
Deimos, Enyo, Eris ve babaları Ares… DC Comics’in savaşçı
tanrısalları…
Ares denince eminim Türk çizgi roman okurunun aklına; sağ
olsun Gerekli Şeyler, Avengers ekibindeki savaş tanrısı gelmektedir. Yine
Marvel Comics karakterlerinden Thor okumuş olanlar Alfa yayınlarınca basılan
diziden hatırlarlar Ares’i (İlk ortaya çıkışı Stan Lee – Jack Kirby / Thor 1966
yılı 129. sayısı).
Bu iki dizide de farklı iki Ares görürüz. Thor’daki
uyarlamada Ares mitolojik hikayeye sadık kalınarak Heracles’le sürekli rekabet
halinde olan üvey kardeş olarak ele alınmıştır. Yine ülkemizde yayınlanmamış eski
Marvel dizilerinde bu ana örgüye bağlı kalındığı görülür. Son Avengers
dizilerinde ise rekabet takıntısını bir kenara bırakmış, savaşmak için yaşayan,
onurlu ve cesur bir karakterdir Ares. Küçük oğlu Phobos’a iyi bir baba olmaya
da uğraşmaktadır (Dark Avengers: Ares) üstelik.
DC Comics’de (Wonder Woman’ın yaratıcısı William Moulton
Marston tarafından ilk olarak 1942 yılında kullanılmıştır) ise Ares biraz daha
aksiyoneldir ve çocukları da hayli hareketli ve baş belası veletlerdir. Bu
bakımdan yunan mitolojisiyle de hayli uyum gösterirler.
Yunan mitolojisinde Savaş tanrısı olan Ares (Roma’da Mars) Zeus’un
eşi Hera’dan doğan oğludur ve Olimposlu 12 baş tanrı arasındadır. Çoğunlukla
barış tanrıçası Athena’yla ters düşse de devamlı alay edilen ve gülünç
durumlara düşürülen bir kişi olarak başına bir de Heracles’i (Roma’da Hekül)
sarmıştır. Öte yandan kendisi Hephaestus’un eşi aşk tanrıçası Afroditle sevgilidir;
ki bu da ortaya çıkınca ayrı rezil olur. Özellikle Sparta ve Trakya taraflarında
tapınılan Ares’in mitolojide diğerlerinden çok işlevi olan dört çocuğu vardır.
Bunların isimleri Phobos – Korku, Deimos – Dehşet, Enyo – Bozgun, Eris - Nifak'dır.
DC Comics tümünü olmasa da bu karmaşa ve baş belası ailenin bazı üyelerini asıllarına uygun
olarak kullanmaktadır:
DEİMOS – Deimos, yunan mitolojisinde terörü
simgelemektedir. Kendisi Phobos’un ikiz kardeşidir. Çizgi roman uyarlamasında
da görevi aynıdır. Takipçileri bilir, Wonder Woman’ın mitolojiyle en sıkı fıkı
olduğu yıllar Geroge Perez’li yıllardır. Deimos o yıllarda daha çok işlev
kazanmıştır. Bununla birlikte “Gods of Gotham” hikayesinde Joker’in bedenine
girişi hafızalardan silinmez bir etki bırakmıştır. Comics uyarlamasında bir ara
ölerek Tartarus’a gönderilmiş olan Deimos kaçsa da babası tarafından geri
gönderilmiştir.
PHOBOS – Phobos Yunancada “korku” anlamına gelmektedir. Bugünkü
“fobi”nin isim babasıdır. Kardeşlerinden farklı olarak DC Comics’de daha fazla görünmüştür.
“Gods of Gotham”da önce Batman düşmanı Scarecrow ile birleşmiş ardından babasını
alt edebilecek daha büyük bir gücün farkına vararak Batman’la birleşmiştir
(Ultimate Fear).
ERİS – Eris “nifak” anlamına gelmektedir. Onun ulvi görevi
tüm yaşayanlar arasında uyumsuzluk yaratmak, huzursuzluğu arttırmaktır. Troia’nın
düşmesinin sebebi de ta kendisidir. Paris’e “nifak (meyvesi) elmasını” veren ve
en güzel tanrıçayı seçtirerek savaşın çıkışını hızlandıran kişidir. Paris üç
tanrıça arasında seçim yaparak Afrodit’in kendisine gösterdiği Helen’e aşık
olur, onu en güzel seçer, elmayı verir, savaş çıkar, Troia kaybeder… Hepsi Ersi
yüzündendir. Ve elması. İşte DC Comics Ersi’i ve nifak elmasını kullanmıştır. Wonder
Woman öykülerinin dışında Batman’le yaşanan ortak öykü “Gods of Gotham” da Eris
Poison Ivy’yle birleşmiştir.
Bunların dışında DC Comics diğer çocukları olan Eros ve Harmonia’yı da kullanmıştır
ara ara. Tabii sonradan DC evreni için yaratılan başkaca çocuklar da mevcuttur
ancak ömürleri kısa olmuş gibidir.
Enyo ise hepten dışarıda bırakılmıştır. En
azından şimdiye kadar… İnanıyorum ki yayın evinin başı sıkıştı mı yeni öyküler yaratmak için hemen kullanır.
Ama öte yandan Enyo yani bozgun, yani felaket bedenleşmiş olmasa
da olur bence. Terörün (dehşetin), korkunun ve nifakın olduğu bir memlekette
savaş kaçınılmazdır, bozgun da zafer olsa bile herkesi vurur. Görünen o ki
yunanlılar akıllı adamlarmış. Onlara göre en iyisi Ares’i ve savaşı sürekli
alay edilen küçük düşürülen bir olay olarak görmek…
…
Kaynaklar – Bir sürü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder