13 Temmuz 2015 Pazartesi

ÇROP 8 Yaşında Otuz Dördüncü Yazı: HORNET

Osman Ülke 
---
Gölge Dergisi’nin on dördüncü sayısı Kasım 2008’de ücretsiz bir şekilde yayınlanmıştı. Bu sayıda kendi çizerlerimizden birinden hiç beklemeyeceğimiz bir kalitede bir mini çizgi roman yayınlandı. Şimdilerde bu sayıda neler olup bittiğini birinin hatırlaması elbette biraz güç olacaktır.

Marvel tarzı çizimleri bizim çizgi romanlarımızda görmek zordur. Bilim kurguyla da Batı kadar haşır neşir olduğumuz söylenemez. Aslında her şey göründüğü kadar da zor değildir. Daredevil karakteri çocukluğunda basit bir kazanın ardından güçlerini kazanır. Bu konu üzerinde uzun uzadıya durulmaz. Bir anda onu sokaklarda kötü adamları avlarken görürüz. Bazen kahraman olabilmek için basit sebepler yeterlidir.

Diğer bir sorun da görsellikle ilgilidir. Çizerlerimiz kaslı vücutlu figürleri kendi kahramanları için abartılı bulurlar. Belki de içinde bulunduğumuz toplum yapısı yüzünden üstünlüklerimizi hep bir mütevazılık ardında saklamamız gerektiğini düşünürüz. Aslında isteyince önümüzdeki engelleri aşmak o kadar da zor değildir. Eğer çizebiliyorsanız ve biraz da hayal gücünüz varsa harika bir çizgi roman hazırlayabilirsiniz. Süleyman Temiz’in yazıp çizdiği Hornet de bu tarz bir çizgi roman kahramanıydı. Anti kahraman demek daha doğru olur.
Hornet’in dokuz sayfalık sayısı beni hiçbir çizgi romanın etkilemediği kadar etkilemişti. Başta sıradan bir adamı elini kolunu sallayarak bir binaya girerken izliyorduk. Zengin bir iş adamı ile aralarında kısa bir sohbet geçiyordu. Bu esnada Hornet’in süper güçlere sahip iyi adamlardan hoşlanmadığını öğreniyorduk. Belki de Hornet onlara bakarken bizim göremediğimiz kötü yanlarını görüyordu. Belki de sadece basit sebeplerden onlardan nefret ediyordu. Bu esnada bir an biz de kendimizi Hornet gibi hissediyorduk.

Sıradan bir süper kahraman katilinden farklıydı. Hatta hiçbir sıra dışı gücü yoktu. Belki de bu işi zevkli hale getiren şey buydu. Bunların üstüne Hornet bize süper güçlere sahip olan bir adamın iyi biri olmaktansa bu gücü kendi çıkarları için kullanması ihtimalinin daha yüksek olduğunu hatırlatıyordu.

Hornet kurduğu tuzaklarda kendi kurduğu düzeneklerden istifade ediyordu. Bu da onun zekâsının açık bir şekilde öne çıkarıyordu. Bir vakitler Batman filminde de benzer bir hikâyeyi görmüştük. Joker baş belası karakter olmasının ötesinde dehasını da konuşturuyordu. Bu yüzden filmde hatırda kalan asıl karakter olmayı da başarıyordu. Süleyman Temiz’in Deviantart sayfasında Joker’in resminin olması kendi karakteri hakkında bize biraz ipucu veriyordu.

Mini çizgi romanda dijital çizimler siyah beyazdı ve detaylar oldukça hoş gözüküyordu. Her şeyden önemlisi Süleyman Temiz’in müthiş özgüvenini hissediyorduk. Yıllar sonra kendisi ile konuşma fırsatı bulduğumda Hornet’in akıbetini benden başka merak eden hiç kimsenin olmadığını öğreniyordum. Mini çizgi roman devam etmemişti ve çizerin gözünde bir gençlik macerası gibi hatırlanıyordu. Duygu ve düşüncelerimi açık bir şekilde ifade edip, Hornet’in devam etmesinin çok iyi olacağını söyledim. Aradan kısa bir zaman geçtikten sonra kendisini yakın bir dostum gibi hissetmeye başlamıştım. Bir gün bana Hornet’i devam ettirmeyi düşündüğünü söyledi. Bir şeyler çizmeye başlarsam önce sana göstereceğim, demişti. İşin komik tarafı bu ya; sıradan bir okurun övgüleriyle bile bazen çizerlerimiz devam edecek gücü kendilerinde bulabiliyorlar.


Dilerseniz bugünlerde çizgi roman aramak yerine yerli çizgi romanımıza bir şans verin. 

Hiç yorum yok:

Linkler

Related Posts with Thumbnails