16 Mayıs 2013 Perşembe

Gerçekçiliği Esas Almış Marvel Yayınları ve Daredevil

Belki ilk sayılarından yola çıkarak Daredevil'i beğenmediğimi söylemiş olmam merak edenleri soğutabilir diye 12 Ocak 2007'de kaleme aldığım bir yazıyı aktarıyorum hemen, yok, Daredevil o kadar da boş değil. Hatta yapısal olarak bazı yönlerini örnek bile alabiliriz.
***
Çoğunlukla gündelik yaşantı, ideoloji, paradoxsal öykü yapısı, mizahi hikayeler gibi eserler olarak önümüze gelen Türk çizgi romanında çok az fantastik/heroik çizgi roman yaratılmış olduğu bir gerçek. Özellikle ilgi alanım olduğu için fantastik/heroik tarzda üretilenlerin konularındaki yüzeysellik ve içerikten yoksunluk içimi acıtıyor dersem yalan olmaz. Aşağıdaki yazı bu tarza ilgi duyan ve eser yaratmak isteyenlere belki de yol gösterir.
 
Comics ve Heroları çizgi roman dünyasının sınırlarının dışına taşıyarak hayatımızın birer parçası haline getiren yayınevlerinden biri ve belki de en büyüğü MARVEL yayınevidir kuşkusuz.
Marvel, Marvel olmadan öncesinden başlayan yayınlarıyla türlü zorluğu aşmış, değişimler geçirmiş, onlarca deneme yapmış ve Marvel olduktan sonra da hep öyle kalmak üzere başarılı çizgi roman çalışmalarıyla 8.sanata damgasını vurmuştur.

Özellikle dergi editörlüğüne Stan Lee’nin gelmesiyle uğradığı değişim, yayınevini belli bir dönemin ve ötesinin yayınevi (şu sıralar bu da değişmekte) yapmıştır.

Stan Lee, kendisinden önce yayınlanan dergilerin yayın anlayışına taban tabana zıt bir yol izlemiş, genel masalsı anlatım ve öyküleme tekniğini bir yana itmiştir. Gerçekçi bir yayın çizgisi yakalamış, özellikle tematik alt yapılı kahramanlar yaratarak, gerçekçi bir anlatımla ele alarak öykülemeleri de bu gerçekçi düzleme oturtmuştur.

Sözgelimi, kahraman (özellikle DC yayınevinde) uzayda, zamanda yolculukta, komada, boyutlar arasındayken bir başka dergide görünmesi geleneğini bozmuştur. Kahraman, müsaitse ancak bir başka dergiye konuk olmuştur.

Olaylar, Prop’un tespit ettiği ve Aristoteles’in Deux- Ex Makina diye adlandırdığı yöntemle çözüme ulaşmaktan kurtulmuştur. Çözüm, tesadüfen olayın cereyan ettiği yerden geçmekte olan bir başka kahramanın karışmasıyla, okuyucudan gizlenen bir içe doğma sonucu alınan önlemle, kahramanda olduğu o zamana kadar bilinmeyen bir yeteneğin aniden su yüzüne çıkmasıyla gerçekleşmemeye, kahramanın yetenekleri ve zekası/aklı, düşmanın zaafları, olaya karışmış yan kişilerin doğru zamandaki, doğru müdahaleleriyle gerçekleşmeye başlamıştır.

Her şeyden önemlisi de kahramanın masalsı bir yönelimi ve suni diye adlandırılabilecek konsepti ve yazarına göre değişen öyküleme anlayışı da tarihe karışmıştır Stan Lee editörlüğünde de.
Daha bir çok yenilik de söz konusu ama onları bir yana bırakarak Stan Lee’nin genel yaratım ve tasarım tekniğini görelim:
“Stan Lee çizgi romanı”, yüksek sanatlarda esas alınan tematik şablon, karakter tutarlılığı, öyküleme tekniği ve olaylar dizgisi, biraz popüler kültür hamuruyla yoğrularak, Soup Opera gibi devamlı yayın ilkesiyle birleştirilmiş, amerikan muhafazakarlığı da eklenerek bilimsel düşünüş ilkeleri katılarak COMİCS CODE AUTHORITY kuralları üzerine inşa edilmiştir.

---
           
Böylesi bir yaşayan efsane, yaşayan ekol’e sahip marvel, o kişinin geliştirdiği yöntemi tüm kahramanlarına uygulayarak uzunca bir süre, içinde Stan Lee yer alsa da almasa da genel yayın politikası olarak benimsemiş, bugünlere gelmiştir.

KAHRAMAN                     :           DAREDEVIL

YARATICISI                      :           STAN LEE /BİLL EVERETT
YAYINEVİ                          :           MARVEL YAYINEVİ – İlk sayı NİSAN 1964  

---
Uyarlama ustası olan STAN LEE’nin Daredevil öyküsü için bir başka eseri temel aldığını söyleyebiliriz:
Şampiyon ‘‘The Champ’’, Y: King Vidor, O: Wallace Beery, Jackie Cooper / 1931, DRAM ****
1970'li yıllarda tüm Türkiye'yi gözyaşlarına boğan ‘‘Şampiyon’’ filminin ünlü yönetmen King Vidor tarafından çekilen ilk versiyonu... Unutulmayan sinema klasikleri arasında yer alan film, ‘‘En İyi Özgün Senaryo’’ ve ‘‘En İyi Aktör’’ dallarında Oscar almıştı. Ekonomik bunalımın Amerika'yı büyük ölçüde vurduğu dönemde geçen ‘‘Şampiyon’’nun, yürekleri burkan bir öyküsü var. Bir zamanlar parlak bir kariyeri olan boksör Andy, içki yüzünden her şeyini kaybetmiş, karısı da onu bu yüzden terk etmiştir. Oğlu Dink'le birlikte yaşayan eski boksör, hayatını kazanmak için at yarışı oynamaktadır. Dink, babasını içkiden vazgeçirmeye çalışır ama başaramaz (Hürriyet televizyon rehberi).

Öyküsü: Matt Murdock, çocukken bir kaza sonucu kör olur. Ancak radyasyon bulaştığı için yarasalara özgü bir görme yetisi kazanır. Daha sonra babasının öldürülmesinin ardından bir hami edinir, dövüşü öğrenir. Kostüm diker, kahraman olur. Bu arada üniversitede öğrenim görür, avukat olur (DAREDEVİL: THE MAN WITHOUT FEAR 1-5 / EKİM 1993-ŞUBAT 1994) . İşte bu noktada şu espri gerçekleşir: Matt (Daredevil), yakaladığı suçluları mahkemede savunur. Adam, hukukun üstünlüğüne inanmaktadır ve herkesin hukuki hakkına saygı duyar.

Böyle bir öykünün çözümlenmesi için tematik alt yapısıyla başlamak doğru olur:

Tematik
           
Daredevil’in üstüne kurulduğu fikir, öyküsünden de anlaşılacağı gibi HUKUK sistemi ve ADALET kavramı. “Her vatandaş suçu ispat edilene kadar suçsuzdur”, “suçlu olup olmadığını da mahkemeler ve yasalar belirler”, “zanlının savunulma hakkı vardır” düsturları esas alınmıştır. Buna çok bilinen üç unsur eklenmiş: ADALETİN GÖZÜ KÖRDÜR, ADALET TERAZİDE TARTAR, ADALET SUÇU KILIÇLA CEZALANDIRIR... Daredevil kördür, avukattır suçluyu hukuk nezdinde tartar, gerekirse yakalar adalete teslim eder, savunmaz, ceza almasını sağlar. Okuyucunun mitoloji merakına uygun olarak Themis, Daredevil’in arketipi olmuştur.
Bu unsurları bünyesinde barındıran yunan adalet Tanrıçası THEMİS heykeli (hemen hemen her öyküde fonda çizilerek okuyucuya hatırlatılır) elinde terazisi ve kılıcıyla sık sık karşımıza çıkıyor.
Derginin (kahramanın) teması, yargı, her vatandaşa eşit davranır, onu doğru yöntemlerle yargılar, suçluysa cezasını verir.    

Uygulanım:

Kahramana baktığımızda ilk göreceğimiz şey kör olduğudur. Tıpkı THEMİS’in heykelinde olduğu gibi.
Kahraman, karanlıklar içinde olmasına rağmen olayları ve kişileri görür. Hukuk sistemi gibi karanlıktaki gerçeği aydınlatır.
Kahraman, adaleti gerçekleştirmek uğruna her tehlikeye atılır, korkusuzdur (Daredevil, türkçeye Gözüpek olarak çevrilebilir/ki öyle de olmuştur zaten. Lakabı THA MAN WITHOUT FEAR de KORKUSUZ’dur).
Kahraman, zanlıyı yakalar, sonra da avukatlığını üstlenerek savunur. Zanlının suçunu terazide tartmış, savunmuştur.
Kahraman, zanlıyı zor kullanarak yakalamış, haksız ise içeriye attırmıştır (illa avukatlığını yaparak kurtarmaya çabalamaz). Adalet kılıçla keser.
Kahraman, korkutucu bir kostüm giyer. Adalet suçlu olanlar için korkutucudur.

Kostüm

İlginç bir şekilde kostüm boynuzlu ve korkunçtur. Hatta şeytanı anımsatmaktadır. Bunu üç şekilde yorumlamak mümkün bence:

  1. Adalet, içinde naiviteyi ve sevgiyi, saygıyı barındırır ama dışarıdan korkunç görünür. Kostüm de bunu yansıtmaktadır.

  1. Sirklerde gösteri yapan bu tarz kostümlüler vardı ve bunlar çok tehlikeli gösteriler sunardı bir aralar. KORKUSUZ adam kostümü buraya uyarlanmış olabilir. Bu şekilde ilk maddeyle örtüşme sağlanır, uydurma kostüm yerine bilinen, popüler bir tasarım kullanmak gerekli görülmüştür.

  1. Bu kostüm biraz da BATMAN’e nazire gibidir. Yani küçükken yetim kalmış, yarasa görüp kahraman olmaya karar veren masalsı bir kahraman yerine yarasa duyularına sahip olan kahraman, yine boynuzlu - korkutucu kostümlü, suçla savaşta Vigilant gibi sert metotlar uygulamak yerine hukuka uymayı tercih eden bir insan ele alınmış gibidir. Bu kıyaslamada görüleceği üzere yarasa duyuları fantastik de olsa işleniş gerçekçidir.

Karakter:

Karakter, üstte yazılı olan değerlere ters düşecek bir tutum içine girmez. Ne kostümlü hali, ne de sivil hali tutarsızlık göstermez. Yani sivilken kötü, kostümlüyken kahraman değildir. Neyse odur. Kişilere yaklaşımı, sevgisini gösterme biçimi, ilişkileri hep tutarlıdır. Tek fark kostümlü olanın sivil olana göre daha aksiyonel çözümler bulmasıdır.
Bununla beraber, kahramanın görevi suçluları yakalamaksa, sivil olanın avukat olması da iletilmek istenen mesaj bağlamında doğru orantılıdır (konsept gereği böyledir bu. Yoksa bütün kahramanlar avukat olacaklar demek yanlış olur).
Kahraman ve avukat arasında tek fark: Biri kördür, diğeri değildir(!), görüyormuş gibi yapar. Kimliğin saklanması baabında önemli öğedir bu. İronik olarak okuyucunun bildiği ama çizgi romandaki çoğu kişinin bilmediği bir gerçektir ve iki ayrı karakter yanılsaması için kullanılan bir buluştur.
                       

Mesaj:

Mesaj, her öykünün kendi kurgusu içinde temaya bağlı olarak nüanslarla ayrılmış olarak verilir. Ama ana temadan sapma olmaz. Sözgelimi, hitap ettiği kitle de göz önüne alındığında (gençler), mesajlar, uyuşturucu, hırsızlık, çete, gasp, mafya, silahlı soygun gibi suçların kötülüğü ve adaletin bunlara bulaşanları hep yakalayacağı gerçeğini içerir.
Ancak bu yaşlardaki okuyucunun yaşlarının ilerlediği gerçeği ve genç yaşlardakilerin de farklı duygusal ihtiyaçlar duyuyor olması, kahramanın kişilik çatışmaları, aşkları, hayatı sorgulaması, şiir, devlet, politika gibi konularda da mesajlar veriliyor.

Kime:

Okuyucu kitlesi çoğunlukla 20’li yaş öncesi okuyucular olduğu için hedef kitle başlangıçta bu yaş grubu olmuştur. Ancak üstte de belirttiğim gibi yaş grupları alışkanlıkları gereği dergiyi almaya devam ediyorlar (konu ve mesajlarda buna göre değişim gösteriyor).

Öyküleme:

Amerikalıların başarıyla kullandığı bir teknik çıkıyor karşımıza burada:

Kahraman neyi simgeliyorsa, onun karşıtını yarat.”

Daredevil’de karşımıza çıkan ilk karşıt güç KİNGPİN adıyla anılan Wilson Fisk. Bu kişi yer altı dünyasının küçük bir patronuyken çevirdiği dalaverelerle başa geçer ve New York’un suç patronu olur. Bundan böyle şehrin bütün mafyatik suçları onun denetiminde gerçekleşir ve Daredevil cisimleşmiş, kişileşmiş suç kavramına karşı mücadele eder. Ancak gerçek hayatta suç kavramı nasıl yok edilemiyorsa ve sadece suçu işlemiş olan kişi yakalanıyorsa Kingpin de hiç yakalanmaz, hep işinin başında kalır. Daredevil’in yakaladığı suçlular hep küçük balıklar olur.
Kingpin karakteriyle birlikte incelenmesi gereken bir gerçek de şudur:
Suç örgütleri çoğunlukla maddi durumu kötü olan gençleri ağına düşürmeye çabalar. Ya da ailesinde suçlu olanları. Böylece aileden birine atılan çengel, otomatikman diğerlerine de geçecektir.
Matt Murdock’un babası boksördür ve parasız kaldığı bir dönem KİNGPİN hesabına çalışmıştır. Ancak yaptıklarından pişman olduğunda hesabına çalıştığı kişi tarafından öldürtülür. Yıllarca intikam alma isteğiyle dolan Matt,  hukuk eğitimi sonucunda intikamdan vazgeçer ve hem öğrenimine devam ederek, hem de adaletin üzerine çıkmayarak iki defa suçun pençesine düşmekten kurtulur.

Tabii tek düşman Kingpin değildir. O daha çok yeni mafya örgütlenmesinin temsilcisidir. Oysa mafya denince akla italyanlar geliyor. Şapkalı, makineli tüfekli, takım elbiseli adamlar... işte bu açığı HAMMERHEAD (Çekiçkafa), adlı karakter doldurur.

Sonra eski kafalı amerikan mafyası vardır: SİLVERMANE

Süper güçlü suç baronu: THE OWL (Baykuş)

Daredevil’le aynı yeteneklere, aynı imkanlara, aynı zekaya sahip ama kötücül olan karşıt: BULLSEYE

Ve daha birçokları. Ve her biri suçun ve organize suç örgütlerinin farklı yönlerinin temsilcileri, kişileştirilmiş halleri olarak Daredevil’in (adaletin) karşısına çıkar, ancak her halükarda yenilirler.

Bir de bir gerçek var ki:

“Adalet bazen suçla işbirliği yapar, görevinden sapar, yanlışlık yapar.”

Daredevil yapmaz mı? Yapar hem de fena halde. Buradaki gerçek, karşı olunan şeye karşı insanın farkına varmadan duyacağı olumlu ilgi ve bu ilginin bağımlılığa dönüşebileceği gerçeği. Peki çizgi romanda bu nasıl tezahür eder?

AŞK’la....! Okuyucuların ve sinema izleyicilerinin hatırlayacağı üzere Daredevil’in en büyük aşkı ELEKTRA’dır. Elektra, babasının intikamını almak için adalet yerine kişisel yargısına dayanır ve intikam almaya kalkar. Oysa Daredevil’e göre adalet intikam almaz, adaleti uygular. Kişiler adaletin üzerinde olamazlar. Zanlı,  kişinin değil yasaların insiyatifiyle cezalandırılmalıdırlar. Aksi halde kendileri suçlu konumuna düşerler. Nitekim filminde olaylar tam böyle gerçekleşmese de çizgi romanda Elektra kişisel intikamını ön plana çıkarır ve adaletin yerine geçmek ister.
Bu defa da yeni bir kavramla karşılaşırız: İLAHİ ADALET
Elektra, Daredevil’in tam zıt karakteri olan Bullseye tarafından, kendi silahlarıyla öldürülür. Ateşle oynayan, ateşle yanar. Bu şekilde iki mesaj birden verilir:

1.      Adaletten sapılsa da geri dönüş olmalıdır (Daredevil bağımlılığından kurtulur)
2.      Yasalara uymayla, Suçlu olma arasında ince bir çizgi vardır, onu geçersen cezanı bulursun. Bunu da dünyevi yasalar sağlamazsa ilahi kuvvetler yapar, bombayı elinde patlatır.

Elektra, vakası tek değildir. Daredevil’in önemli ikinci aşkı THYPHOID
MARY’dir. Biraz dürüst olmak gerekirse suç işlemenin dayanılmaz bir çekiciliği vardır. Bunu hepimiz biliriz. Bu insana özgü bir çelişkidir. Hem uzak durmaya çalışırız hem de içinde olmaya. Daredevil’in başına da bu gelir ve tekrar aşık olur. Suça kayar. Kingpin’in kiralık katili Thyohoid Mary’dir  bu defa aşkın adı. Ama sonra anlaşılır ki kızımız şizofrendir ve bu aşk asla yürümeyecektir. Daredevil onun hastalığını özür olarak kabul etse bile ortada işlenen suçlar vardır ve bir şeyler yapılmalıdır. Daredevil içi kan ağlayarak bir kenara çekilir, polise ihbar ettiği Mary’nin tutuklanışını seyreder.

Bu defa üç önemli durum çıkar karşımıza:

1.      Zanlı, eğer suçlu ise savunulma hakkına dayanılarak sokağa salınmamalı
2.      Gerekirse adaletin gerçekleşebilmesi için ihbar doğru bir yoldur
3.      Akıl hastalığı suçlunun ıslahı için özür olmamalıdır

(Sonraları cezaevi-tımarhane karışımı bir yere kapatılan ve tedavi gören Mary’nin dört
sayılık öyküsünde kişiliği ve hayata bakışı geniş olarak işlenmiştir.)

Öyküler, hedef kitleye ulaştırılmak istenen mesajlar bağlamında oluşur. Ana temaya bağlı olarak ortaya çıkan yan temalar, derginin sayfa sayısına ve süreli yayın mantığının tekniğine göre işlenerek belli bir süreyi, belli bir sayfada işler, mesajların doğru şekilde ulaştırılmasını sağlar.

SONUÇ:

Yüzeysel olarak bakıldığında kostümlü bir süperin kötülerle savaşı olarak algılanabilecek olan Daredevil karakteri, aslında güçlü alt yapısıyla hedeflediği okuyucu kitlesine en doğru mesajları göndermektedir. Ve bunu yaparken de doğrudan seslenme, didaktizm, propaganda gibi yöntemleri tamamıyla es geçmektedir. Okuyucu bu mesajları dolaylı yoldan görmekte, her şeyden önemlisi de estetik bir zevk almaktadır.
           
Belki bir kahramandan bahsederken çizeri, yazarı, yazarı-çizerinden de bahsetmek doğru olurdu. Ancak asıl odaklandığım noktanın inşaatın temeli olması, mühendis ve mimarından hele hele de amelesinden bahsetmemi tamamen gereksiz kılıyor.

Bu tekniğin mimarı olarak Stan Lee’den kısaca bahsedilmiş olması bu bakımdan yeterli olacaktır.         

Ancak hemen hatırlatma yapmak istiyorum, artık Daredevil aynı konsepti sürdürmemektedir. Daredevil, yaşı ilerlemiş olan okuyucusuna ayak uydurarak 35 yaş bunalımlarında bir adam olmuştur ve öykülerinde daha çok hayatın anlamını çözmeye çabalamaktadır. Ek olarak beğenisi daha da gelişmiş, kalite ve sanat arayışı değişmiş okuyucuya çizim ve öyküler bu sorgu dönemine uyarak bir bütünlük oluşturmakta, okuyucuya kendi iç dünyasını en uygun sanatsal formla aktarmaya çabalamaktadır.

Not - Marvel'ın gerçekçilik kaygısı Joe Quesada'nın başa geçmesiyle birlikte değişmiştir. Marvel, DC Comics'in bıraktığı tüm masalsılıkları alarak yapı değiştirmiştir.

KAYNAKÇA:

DAREDEVIL: GANGWAR  (KİNGPİN - BULLSEYE) 169-180, MARVEL 1981-1982
DAREDEVIL: ELEKTRA’nın ÖLÜMÜ 181         MARVEL 1982
DAREDEVIL: BULLSEYE – ELEKTRA 288      MARVEL 1991
DAREDEVIL: THE MAN WITOUT FEAR 1-5    MARVEL 1993-1994
DAREDEVIL: BAYKUŞ (THE OWL) 303           MARVEL 1992
DAREDEVIL: TYPHOID MARY (aşk ve ihbar sayısı) 297, MARVEL 1991
MARVEL: “Five Fabulous Decades of the Worlds Greatest Comics” s. 118-119 /190
MİTOLOJİ SÖZLÜĞÜ: Azra Erhat - THEMİS...
HÜRRİYET TELEVİZYON REHBERİ: THE CHAMP...

Ümit Kireççi

Hiç yorum yok:

Linkler

Related Posts with Thumbnails