Belki ilk sayılarından yola çıkarak Daredevil'i beğenmediğimi söylemiş olmam merak edenleri soğutabilir diye 12 Ocak 2007'de kaleme aldığım bir yazıyı aktarıyorum hemen, yok, Daredevil o kadar da boş değil. Hatta yapısal olarak bazı yönlerini örnek bile alabiliriz.
***
Çoğunlukla gündelik yaşantı, ideoloji, paradoxsal öykü yapısı, mizahi hikayeler gibi eserler olarak önümüze gelen Türk çizgi romanında çok az fantastik/heroik çizgi roman yaratılmış olduğu bir gerçek. Özellikle ilgi alanım olduğu için fantastik/heroik tarzda üretilenlerin konularındaki yüzeysellik ve içerikten yoksunluk içimi acıtıyor dersem yalan olmaz. Aşağıdaki yazı bu tarza ilgi duyan ve eser yaratmak isteyenlere belki de yol gösterir.
KAHRAMAN : DAREDEVIL
***
Çoğunlukla gündelik yaşantı, ideoloji, paradoxsal öykü yapısı, mizahi hikayeler gibi eserler olarak önümüze gelen Türk çizgi romanında çok az fantastik/heroik çizgi roman yaratılmış olduğu bir gerçek. Özellikle ilgi alanım olduğu için fantastik/heroik tarzda üretilenlerin konularındaki yüzeysellik ve içerikten yoksunluk içimi acıtıyor dersem yalan olmaz. Aşağıdaki yazı bu tarza ilgi duyan ve eser yaratmak isteyenlere belki de yol gösterir.
Comics
ve Heroları çizgi roman dünyasının sınırlarının dışına taşıyarak hayatımızın
birer parçası haline getiren yayınevlerinden biri ve belki de en büyüğü MARVEL yayınevidir kuşkusuz.
Marvel, Marvel olmadan öncesinden
başlayan yayınlarıyla türlü zorluğu aşmış, değişimler geçirmiş, onlarca deneme
yapmış ve Marvel olduktan sonra da hep öyle kalmak üzere başarılı çizgi roman
çalışmalarıyla 8.sanata damgasını vurmuştur.
Özellikle
dergi editörlüğüne Stan Lee’nin
gelmesiyle uğradığı değişim, yayınevini belli bir dönemin ve ötesinin yayınevi
(şu sıralar bu da değişmekte) yapmıştır.
Stan Lee, kendisinden önce
yayınlanan dergilerin yayın anlayışına taban tabana zıt bir yol izlemiş, genel
masalsı anlatım ve öyküleme tekniğini bir yana itmiştir. Gerçekçi bir yayın çizgisi
yakalamış, özellikle tematik alt yapılı kahramanlar yaratarak, gerçekçi bir
anlatımla ele alarak öykülemeleri de bu gerçekçi düzleme oturtmuştur.
Sözgelimi,
kahraman (özellikle DC yayınevinde) uzayda, zamanda yolculukta, komada,
boyutlar arasındayken bir başka dergide görünmesi geleneğini bozmuştur.
Kahraman, müsaitse ancak bir başka dergiye konuk olmuştur.
Olaylar,
Prop’un tespit ettiği ve Aristoteles’in Deux- Ex Makina diye adlandırdığı yöntemle çözüme ulaşmaktan
kurtulmuştur. Çözüm, tesadüfen olayın cereyan ettiği yerden geçmekte olan bir
başka kahramanın karışmasıyla, okuyucudan gizlenen bir içe doğma sonucu alınan
önlemle, kahramanda olduğu o zamana kadar bilinmeyen bir yeteneğin aniden su
yüzüne çıkmasıyla gerçekleşmemeye, kahramanın yetenekleri ve zekası/aklı,
düşmanın zaafları, olaya karışmış yan kişilerin doğru zamandaki, doğru
müdahaleleriyle gerçekleşmeye başlamıştır.
Her
şeyden önemlisi de kahramanın masalsı bir yönelimi ve suni diye
adlandırılabilecek konsepti ve yazarına göre değişen öyküleme anlayışı da
tarihe karışmıştır Stan Lee editörlüğünde
de.
Daha
bir çok yenilik de söz konusu ama onları bir yana bırakarak Stan Lee’nin genel
yaratım ve tasarım tekniğini görelim:
“Stan Lee çizgi romanı”, yüksek
sanatlarda esas alınan tematik şablon,
karakter tutarlılığı, öyküleme tekniği ve olaylar dizgisi, biraz popüler kültür hamuruyla yoğrularak, Soup Opera gibi devamlı yayın ilkesiyle
birleştirilmiş, amerikan muhafazakarlığı
da eklenerek bilimsel düşünüş
ilkeleri katılarak COMİCS CODE AUTHORITY
kuralları üzerine inşa edilmiştir.
---
Böylesi
bir yaşayan efsane, yaşayan ekol’e sahip marvel, o kişinin geliştirdiği yöntemi
tüm kahramanlarına uygulayarak uzunca bir süre, içinde Stan Lee yer alsa da
almasa da genel yayın politikası olarak benimsemiş, bugünlere gelmiştir.
KAHRAMAN : DAREDEVIL
YARATICISI : STAN LEE /BİLL EVERETT
YAYINEVİ : MARVEL YAYINEVİ – İlk sayı NİSAN 1964
---
Uyarlama
ustası olan STAN LEE’nin Daredevil öyküsü için bir başka eseri temel aldığını
söyleyebiliriz:
Şampiyon
‘‘The Champ’’, Y: King Vidor, O: Wallace Beery, Jackie Cooper / 1931, DRAM ****
1970'li yıllarda tüm Türkiye'yi gözyaşlarına boğan ‘‘Şampiyon’’ filminin ünlü yönetmen King Vidor tarafından çekilen ilk versiyonu... Unutulmayan sinema klasikleri arasında yer alan film, ‘‘En İyi Özgün Senaryo’’ ve ‘‘En İyi Aktör’’ dallarında Oscar almıştı. Ekonomik bunalımın Amerika'yı büyük ölçüde vurduğu dönemde geçen ‘‘Şampiyon’’nun, yürekleri burkan bir öyküsü var. Bir zamanlar parlak bir kariyeri olan boksör Andy, içki yüzünden her şeyini kaybetmiş, karısı da onu bu yüzden terk etmiştir. Oğlu Dink'le birlikte yaşayan eski boksör, hayatını kazanmak için at yarışı oynamaktadır. Dink, babasını içkiden vazgeçirmeye çalışır ama başaramaz (Hürriyet televizyon rehberi).
1970'li yıllarda tüm Türkiye'yi gözyaşlarına boğan ‘‘Şampiyon’’ filminin ünlü yönetmen King Vidor tarafından çekilen ilk versiyonu... Unutulmayan sinema klasikleri arasında yer alan film, ‘‘En İyi Özgün Senaryo’’ ve ‘‘En İyi Aktör’’ dallarında Oscar almıştı. Ekonomik bunalımın Amerika'yı büyük ölçüde vurduğu dönemde geçen ‘‘Şampiyon’’nun, yürekleri burkan bir öyküsü var. Bir zamanlar parlak bir kariyeri olan boksör Andy, içki yüzünden her şeyini kaybetmiş, karısı da onu bu yüzden terk etmiştir. Oğlu Dink'le birlikte yaşayan eski boksör, hayatını kazanmak için at yarışı oynamaktadır. Dink, babasını içkiden vazgeçirmeye çalışır ama başaramaz (Hürriyet televizyon rehberi).
Öyküsü: Matt Murdock, çocukken bir
kaza sonucu kör olur. Ancak radyasyon bulaştığı için yarasalara özgü bir görme
yetisi kazanır. Daha sonra babasının öldürülmesinin ardından bir hami edinir,
dövüşü öğrenir. Kostüm diker, kahraman olur. Bu arada üniversitede öğrenim
görür, avukat olur (DAREDEVİL: THE MAN WITHOUT FEAR 1-5 / EKİM 1993-ŞUBAT 1994)
. İşte bu noktada şu espri gerçekleşir: Matt
(Daredevil), yakaladığı suçluları mahkemede savunur. Adam, hukukun
üstünlüğüne inanmaktadır ve herkesin hukuki hakkına saygı duyar.
Böyle
bir öykünün çözümlenmesi için tematik
alt yapısıyla başlamak doğru olur:
Tematik
Daredevil’in üstüne kurulduğu fikir,
öyküsünden de anlaşılacağı gibi HUKUK
sistemi ve ADALET kavramı. “Her
vatandaş suçu ispat edilene kadar suçsuzdur”, “suçlu olup olmadığını da
mahkemeler ve yasalar belirler”, “zanlının savunulma hakkı vardır” düsturları
esas alınmıştır. Buna çok bilinen üç unsur eklenmiş: ADALETİN GÖZÜ KÖRDÜR, ADALET TERAZİDE TARTAR, ADALET SUÇU KILIÇLA
CEZALANDIRIR... Daredevil kördür, avukattır suçluyu hukuk nezdinde tartar,
gerekirse yakalar adalete teslim eder, savunmaz, ceza almasını sağlar.
Okuyucunun mitoloji merakına uygun olarak Themis, Daredevil’in arketipi
olmuştur.
Bu
unsurları bünyesinde barındıran yunan adalet
Tanrıçası THEMİS heykeli (hemen hemen her öyküde fonda çizilerek okuyucuya
hatırlatılır) elinde terazisi ve kılıcıyla sık sık karşımıza çıkıyor.
Derginin
(kahramanın) teması, yargı, her
vatandaşa eşit davranır, onu doğru yöntemlerle yargılar, suçluysa cezasını
verir.
Uygulanım:
Kahramana
baktığımızda ilk göreceğimiz şey kör olduğudur. Tıpkı THEMİS’in heykelinde
olduğu gibi.
Kahraman,
karanlıklar içinde olmasına rağmen olayları ve kişileri görür. Hukuk sistemi
gibi karanlıktaki gerçeği aydınlatır.
Kahraman,
adaleti gerçekleştirmek uğruna her tehlikeye atılır, korkusuzdur (Daredevil,
türkçeye Gözüpek olarak çevrilebilir/ki öyle de olmuştur zaten. Lakabı THA MAN
WITHOUT FEAR de KORKUSUZ’dur).
Kahraman,
zanlıyı yakalar, sonra da avukatlığını üstlenerek savunur. Zanlının suçunu
terazide tartmış, savunmuştur.
Kahraman,
zanlıyı zor kullanarak yakalamış, haksız ise içeriye attırmıştır (illa
avukatlığını yaparak kurtarmaya çabalamaz). Adalet kılıçla keser.
Kahraman,
korkutucu bir kostüm giyer. Adalet suçlu olanlar için korkutucudur.
Kostüm
İlginç
bir şekilde kostüm boynuzlu ve korkunçtur. Hatta şeytanı anımsatmaktadır. Bunu
üç şekilde yorumlamak mümkün bence:
- Adalet, içinde
naiviteyi ve sevgiyi, saygıyı barındırır ama dışarıdan korkunç görünür.
Kostüm de bunu yansıtmaktadır.
- Sirklerde gösteri yapan
bu tarz kostümlüler vardı ve bunlar çok tehlikeli gösteriler sunardı bir
aralar. KORKUSUZ adam kostümü buraya uyarlanmış olabilir. Bu şekilde ilk
maddeyle örtüşme sağlanır, uydurma kostüm yerine bilinen, popüler bir
tasarım kullanmak gerekli görülmüştür.
- Bu kostüm biraz da
BATMAN’e nazire gibidir. Yani küçükken yetim kalmış, yarasa görüp kahraman
olmaya karar veren masalsı bir kahraman yerine yarasa duyularına sahip
olan kahraman, yine boynuzlu - korkutucu kostümlü, suçla savaşta Vigilant
gibi sert metotlar uygulamak yerine hukuka uymayı tercih eden bir insan
ele alınmış gibidir. Bu kıyaslamada görüleceği üzere yarasa duyuları
fantastik de olsa işleniş gerçekçidir.
Karakter:
Karakter,
üstte yazılı olan değerlere ters düşecek bir tutum içine girmez. Ne kostümlü
hali, ne de sivil hali tutarsızlık göstermez. Yani sivilken kötü, kostümlüyken
kahraman değildir. Neyse odur. Kişilere yaklaşımı, sevgisini gösterme biçimi,
ilişkileri hep tutarlıdır. Tek fark kostümlü olanın sivil olana göre daha
aksiyonel çözümler bulmasıdır.
Bununla
beraber, kahramanın görevi suçluları yakalamaksa, sivil olanın avukat olması da
iletilmek istenen mesaj bağlamında doğru orantılıdır (konsept gereği böyledir
bu. Yoksa bütün kahramanlar avukat olacaklar demek yanlış olur).
Kahraman
ve avukat arasında tek fark: Biri kördür, diğeri değildir(!), görüyormuş gibi
yapar. Kimliğin saklanması baabında önemli öğedir bu. İronik olarak okuyucunun
bildiği ama çizgi romandaki çoğu kişinin bilmediği bir gerçektir ve iki ayrı
karakter yanılsaması için kullanılan bir buluştur.
Mesaj:
Mesaj,
her öykünün kendi kurgusu içinde temaya bağlı olarak nüanslarla ayrılmış olarak
verilir. Ama ana temadan sapma olmaz. Sözgelimi, hitap ettiği kitle de göz
önüne alındığında (gençler), mesajlar, uyuşturucu, hırsızlık, çete, gasp,
mafya, silahlı soygun gibi suçların kötülüğü ve adaletin bunlara bulaşanları
hep yakalayacağı gerçeğini içerir.
Ancak
bu yaşlardaki okuyucunun yaşlarının ilerlediği gerçeği ve genç yaşlardakilerin
de farklı duygusal ihtiyaçlar duyuyor olması, kahramanın kişilik çatışmaları,
aşkları, hayatı sorgulaması, şiir, devlet, politika gibi konularda da mesajlar
veriliyor.
Kime:
Okuyucu
kitlesi çoğunlukla 20’li yaş öncesi okuyucular olduğu için hedef kitle
başlangıçta bu yaş grubu olmuştur. Ancak üstte de belirttiğim gibi yaş grupları
alışkanlıkları gereği dergiyi almaya devam ediyorlar (konu ve mesajlarda buna
göre değişim gösteriyor).
Öyküleme:
Amerikalıların
başarıyla kullandığı bir teknik çıkıyor karşımıza burada:
“Kahraman neyi simgeliyorsa, onun karşıtını
yarat.”
Daredevil’de karşımıza çıkan ilk
karşıt güç KİNGPİN adıyla anılan Wilson Fisk. Bu kişi yer altı
dünyasının küçük bir patronuyken çevirdiği dalaverelerle başa geçer ve New
York’un suç patronu olur. Bundan böyle şehrin bütün mafyatik suçları onun
denetiminde gerçekleşir ve Daredevil
cisimleşmiş, kişileşmiş suç kavramına karşı mücadele eder. Ancak gerçek hayatta
suç kavramı nasıl yok edilemiyorsa ve sadece suçu işlemiş olan kişi
yakalanıyorsa Kingpin de hiç
yakalanmaz, hep işinin başında kalır. Daredevil’in
yakaladığı suçlular hep küçük balıklar olur.
Kingpin karakteriyle birlikte
incelenmesi gereken bir gerçek de şudur:
Suç
örgütleri çoğunlukla maddi durumu kötü olan gençleri ağına düşürmeye çabalar.
Ya da ailesinde suçlu olanları. Böylece aileden birine atılan çengel,
otomatikman diğerlerine de geçecektir.
Matt Murdock’un babası boksördür ve
parasız kaldığı bir dönem KİNGPİN hesabına
çalışmıştır. Ancak yaptıklarından pişman olduğunda hesabına çalıştığı kişi
tarafından öldürtülür. Yıllarca intikam alma isteğiyle dolan Matt,
hukuk eğitimi sonucunda intikamdan vazgeçer ve hem öğrenimine devam
ederek, hem de adaletin üzerine çıkmayarak iki defa suçun pençesine düşmekten
kurtulur.
Tabii
tek düşman Kingpin değildir. O daha
çok yeni mafya örgütlenmesinin temsilcisidir. Oysa mafya denince akla
italyanlar geliyor. Şapkalı, makineli tüfekli, takım elbiseli adamlar... işte
bu açığı HAMMERHEAD (Çekiçkafa),
adlı karakter doldurur.
Sonra
eski kafalı amerikan mafyası vardır: SİLVERMANE
Süper
güçlü suç baronu: THE OWL (Baykuş)
Daredevil’le aynı yeteneklere, aynı
imkanlara, aynı zekaya sahip ama kötücül olan karşıt: BULLSEYE
Ve
daha birçokları. Ve her biri suçun ve organize suç örgütlerinin farklı
yönlerinin temsilcileri, kişileştirilmiş halleri olarak Daredevil’in (adaletin) karşısına çıkar, ancak her halükarda
yenilirler.
Bir
de bir gerçek var ki:
“Adalet bazen suçla
işbirliği yapar, görevinden sapar, yanlışlık yapar.”
Daredevil yapmaz mı? Yapar hem de
fena halde. Buradaki gerçek, karşı olunan şeye karşı insanın farkına varmadan
duyacağı olumlu ilgi ve bu ilginin bağımlılığa dönüşebileceği gerçeği. Peki
çizgi romanda bu nasıl tezahür eder?
AŞK’la....! Okuyucuların ve
sinema izleyicilerinin hatırlayacağı üzere Daredevil’in
en büyük aşkı ELEKTRA’dır. Elektra, babasının intikamını almak
için adalet yerine kişisel yargısına dayanır ve intikam almaya kalkar. Oysa Daredevil’e göre adalet intikam almaz,
adaleti uygular. Kişiler adaletin üzerinde olamazlar. Zanlı, kişinin değil yasaların insiyatifiyle
cezalandırılmalıdırlar. Aksi halde kendileri suçlu konumuna düşerler. Nitekim
filminde olaylar tam böyle gerçekleşmese de çizgi romanda Elektra kişisel intikamını ön plana çıkarır ve adaletin yerine
geçmek ister.
Bu
defa da yeni bir kavramla karşılaşırız: İLAHİ
ADALET
Elektra, Daredevil’in tam zıt karakteri olan Bullseye tarafından, kendi silahlarıyla öldürülür. Ateşle oynayan,
ateşle yanar. Bu şekilde iki mesaj birden verilir:
1. Adaletten sapılsa da geri
dönüş olmalıdır (Daredevil
bağımlılığından kurtulur)
2. Yasalara uymayla, Suçlu olma
arasında ince bir çizgi vardır, onu geçersen cezanı bulursun. Bunu da dünyevi
yasalar sağlamazsa ilahi kuvvetler yapar, bombayı elinde patlatır.
Elektra, vakası tek değildir. Daredevil’in önemli ikinci aşkı THYPHOID
MARY’dir. Biraz dürüst olmak
gerekirse suç işlemenin dayanılmaz bir çekiciliği vardır. Bunu hepimiz biliriz.
Bu insana özgü bir çelişkidir. Hem uzak durmaya çalışırız hem de içinde olmaya.
Daredevil’in başına da bu gelir ve
tekrar aşık olur. Suça kayar. Kingpin’in
kiralık katili Thyohoid Mary’dir bu defa aşkın adı. Ama sonra anlaşılır ki
kızımız şizofrendir ve bu aşk asla yürümeyecektir. Daredevil onun hastalığını özür olarak kabul etse bile ortada
işlenen suçlar vardır ve bir şeyler yapılmalıdır. Daredevil içi kan ağlayarak bir kenara çekilir, polise ihbar ettiği
Mary’nin tutuklanışını seyreder.
Bu
defa üç önemli durum çıkar karşımıza:
1. Zanlı, eğer suçlu ise
savunulma hakkına dayanılarak sokağa salınmamalı
2. Gerekirse adaletin
gerçekleşebilmesi için ihbar doğru bir yoldur
3. Akıl hastalığı suçlunun
ıslahı için özür olmamalıdır
(Sonraları
cezaevi-tımarhane karışımı bir yere kapatılan ve tedavi gören Mary’nin dört
sayılık
öyküsünde kişiliği ve hayata bakışı geniş olarak işlenmiştir.)
Öyküler,
hedef kitleye ulaştırılmak istenen mesajlar bağlamında oluşur. Ana temaya bağlı
olarak ortaya çıkan yan temalar, derginin sayfa sayısına ve süreli yayın
mantığının tekniğine göre işlenerek belli bir süreyi, belli bir sayfada işler,
mesajların doğru şekilde ulaştırılmasını sağlar.
SONUÇ:
Yüzeysel
olarak bakıldığında kostümlü bir süperin kötülerle savaşı olarak
algılanabilecek olan Daredevil
karakteri, aslında güçlü alt yapısıyla hedeflediği okuyucu kitlesine en doğru
mesajları göndermektedir. Ve bunu yaparken de doğrudan seslenme, didaktizm,
propaganda gibi yöntemleri tamamıyla es geçmektedir. Okuyucu bu mesajları
dolaylı yoldan görmekte, her şeyden önemlisi de estetik bir zevk almaktadır.
Belki bir kahramandan bahsederken çizeri, yazarı,
yazarı-çizerinden de bahsetmek doğru olurdu. Ancak asıl odaklandığım noktanın
inşaatın temeli olması, mühendis ve mimarından hele hele de amelesinden
bahsetmemi tamamen gereksiz kılıyor.
Bu
tekniğin mimarı olarak Stan Lee’den kısaca bahsedilmiş olması bu bakımdan
yeterli olacaktır.
Ancak
hemen hatırlatma yapmak istiyorum, artık Daredevil aynı konsepti
sürdürmemektedir. Daredevil, yaşı ilerlemiş olan okuyucusuna ayak uydurarak 35
yaş bunalımlarında bir adam olmuştur ve öykülerinde daha çok hayatın anlamını
çözmeye çabalamaktadır. Ek olarak beğenisi daha da gelişmiş, kalite ve sanat
arayışı değişmiş okuyucuya çizim ve öyküler bu sorgu dönemine uyarak bir
bütünlük oluşturmakta, okuyucuya kendi iç dünyasını en uygun sanatsal formla
aktarmaya çabalamaktadır.
Not - Marvel'ın gerçekçilik kaygısı Joe Quesada'nın başa geçmesiyle birlikte değişmiştir. Marvel, DC Comics'in bıraktığı tüm masalsılıkları alarak yapı değiştirmiştir.
KAYNAKÇA:
DAREDEVIL:
GANGWAR (KİNGPİN - BULLSEYE) 169-180, MARVEL 1981-1982
DAREDEVIL:
ELEKTRA’nın ÖLÜMÜ 181 MARVEL 1982
DAREDEVIL:
BULLSEYE – ELEKTRA 288 MARVEL 1991
DAREDEVIL:
THE MAN WITOUT FEAR 1-5 MARVEL
1993-1994
DAREDEVIL:
BAYKUŞ (THE OWL) 303 MARVEL 1992
DAREDEVIL:
TYPHOID MARY (aşk ve ihbar sayısı) 297, MARVEL
1991
MARVEL:
“Five Fabulous Decades of the Worlds Greatest Comics” s. 118-119 /190
MİTOLOJİ
SÖZLÜĞÜ: Azra Erhat - THEMİS...
HÜRRİYET
TELEVİZYON REHBERİ: THE CHAMP...
Ümit Kireççi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder