Tarihler
2002 Ocak ayını gösterirken İtalyan çizgi romanının adeta rotasını çizen
Bonelli Comics son derece ciddi bir atılım yaparak Dampyr’i yayınlamaya
başladı. Atılım diyorum çünkü Ken Parker – Alaska’nın sosyal sorunlara el
atışıyla, diğer Bonelli fumettilerinin masal alt yapılı maceralarının karışımı
olan Dampyr bence İtalyan çizgi romanında çığır açmıştır.
Üstteki iddialı giriş belki de her transfer olduğu takım
için “onu şampiyon” yapacağım diyen “parayı veren düdüğümü çalar” tarzı
yaşantılı bir futbolcunun ifadesine benzetilebilir ama, yok, ben samimiyim. İddia
ediyorum: Dampyr, çok büyük bir fumetti devrimidir!
Dampyr, 2002 yılı Ocak ayında kabaca iki amatör vampir
araştırmacısı olarak tanıtılan, Mauro Boselli ile Maurizio Colombo’nun
hikayesini, karakterlerini ve dünyasını, Mario Rossi (Majo)’nun da çizgisiyle
görünüşünü yaratmasıyla çizgi roman dünyasına adım atmış oldu. Yüzeysel olarak
baktığımızda, Dampyr, Balkan folklorunun köklü Vampir geleneği içinde bulunan
Dampir mitini işliyor: Vampir bir babayla insan annenin sıradan insanlardan
farklı doğan çocuğu. Diğer özellikleri de yaşı ilerledikçe usta bir vampir
avcısına dönüşürken üstün güçlerini fark etmesi ve insanlardan olduğu kadar vampirlerden
de farklı oluşuyla güneş altında gezinebilmektedir.
Ana hikayesine bakacak olursak, insanları Dampyr olduğuna
inandıran bir şarlatanın aslında gerçekten Dampir olduğunu öğrenmesini, bölük
pörçük hayalleriyle aslında 1992-1995 arasında yaşayıp 25 yaşında görünmesine
rağmen II. Dünya Savaşından beri dünyada olup yaşlanmadığını, en yakın dostunu
yitirişinin ardından Tesla adlı bir vampirle Kurjak adlı bir askerle dostluk
kuruşunu, sonra da dünyayı turlayarak “gecenin efendisi” denilen baş vampirleri
avladıklarını görürüz.
Ancak Dampyr’i diğer Bonelli eserlerinden farklı kılan
hususları bu geleneksel bağları da tek başına hikayesi de değildir.
Dampyr, diğer Bonelli kahramanlarının aksine Amerikalı, İngiliz veya İtalyan değildir. Eski kıta Avrupa’yla yeni kıta Amerika’nın fantastik refahı veya kabuslarını yaşamamaktadır. O Slav kökenlidir ve belki de Sırptır. İtalya’nın Titan denizinin hemen karşı tarafındaki komşularından birinin ferdidir. Alışılmış kalıpların kırıldığı ilk nokta budur. Bonelli, Dampyr’le kahramanın milliyetiyle ilgili farklılığı ortaya koyarak ciddi bir satış engeline saldırmış gibidir. Western olmayan, olmasa da Amerikalı ya da İngiliz olmayan bir kahramanla okurlara aşıladığı alışkanlıklara meydan okumuştur.
Dampyr, diğer Bonelli kahramanlarının aksine Amerikalı, İngiliz veya İtalyan değildir. Eski kıta Avrupa’yla yeni kıta Amerika’nın fantastik refahı veya kabuslarını yaşamamaktadır. O Slav kökenlidir ve belki de Sırptır. İtalya’nın Titan denizinin hemen karşı tarafındaki komşularından birinin ferdidir. Alışılmış kalıpların kırıldığı ilk nokta budur. Bonelli, Dampyr’le kahramanın milliyetiyle ilgili farklılığı ortaya koyarak ciddi bir satış engeline saldırmış gibidir. Western olmayan, olmasa da Amerikalı ya da İngiliz olmayan bir kahramanla okurlara aşıladığı alışkanlıklara meydan okumuştur.
Bununla birlikte Dampyr karakterinin ilk mesleği
“şarlatanlıktır”. Bildiğim kadarıyla kötü geçmişe sahip olup sonradan
kahramanlaşan Bonelli kahramanı yoktur. Neredeyse hepsi pür-i pak kahraman
örnekleridir.
Dampyr, Ken Parker’ın ağır bir atmosfer (ama muhteşem
kurgu) içinde akan sosyal sorunları işleme temasıyla Martin Mystere gibi dünya
gizemlerini çözen ama dünyanın asıl sorunlarını görmezden gelen kalıplarının birleştiği
harika bir kolajdır. Dünya sorunlarıyla fantastik macera bir arada
akabilmektedir.
EsseGesse’yle başlayan ve komik – ilginç yardımcılar
kalıbı yine bu fumettide kırılmıştır. Dampyr’in yardımcıları Tesla ve Kurjak
sürekli atışan veya sürekli komiklikler yapan sıradan fondan ayrışmaktadırlar.
Her ikisinin de dünyevi ve manevi dertleri vardır. Her ikisi de yeri geldiğinde
kahramanın olmadığı durumları idare edebilecek kadar insiyatif sahibidir. Ve
belki de her ikisi de Dampyr’siz öykülerin kahramanları bile olabilir diğer
komik figürlerden farklı olarak.
Dampyr’i diğerlerinden farklı kılan bir özellik daha vardır
ki o sıklıkla gözden kaçmaktadır. Gerçekçi bir atmosfer içinde fantastik hikaye
akıyor da olsa “cennet-cehennem” savaşları işlenirken Şeytan ve Meleklerin
dünyada cirit atmasıyla belki de ilk defa dolaylı yoldan da olsa Bonelli
hikayelerinde dini unsurlar işlenmektedir. Şamanik inançlar, bilim kurgusal
tanrılar, paganist göndermeler, üç büyük dine kıyısından dokundurmalardan
farklı olarak özellikle üç büyük dinin unsurlarını çokça görüyoruz Dampyr’de.
Bu da Bonelli açısından hayli cüretkar bir adımdır bence.
Böyleyken böyle. Diyorum ya, Dampyr özeldir, özeldir
işte.
Ümit Kireççi
(Çizgi Düşler - Dampyr Maxi 1. Cilt Giriş Yazısı 1. Bölüm)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder