11 Ocak 2013 Cuma

Nathan Never " Makinadaki Hayalet"

Uyari! Asagidaki yazi, Nathan Never aylik serinin, orijinal 23, 37, 44, 60, 61 ve 62. sayilarinda anlatilanlarla ilgili ipuclari (spoilerlar) icermektedir.

Nathan Never ın orijinal 23. sayisi Il Perduto Mondo (Kayip Dunya) isimli oykusu, donemi itibariyle hayli populer Jurassic Park filmine gondermeleriyle sevimli bir hikayeydi. Ancak bu sayiyla baslayan olaylar, gittikce destansi bir anlatima donustu ve ustad Alfredo Castelli’ye tas cikaracak bir basariyla muhtesem bir Atlantis orgusu haline geldi. Cizgili Dusler tarafindan yayinlanan 5 numarali Nathan Never cildinin ilk iki oykusu Makinadaki Hayalet-ve devamı Cehennemin Dibine, aslinda okunmasi bir hayli kapasite isteyen, zaten karmasik bir evreni olan Nathan hikayelerine mutlak bir hakimiyet gerektiriyor. Aylik sayilardaki iki buyuk ana oykuden biri olan(digeri buyuk albumlerde bir sekilde toparlanan muhtesem Goc dizisi) Kayip Dunya, basit gibi gorunen, ancak okudukca aslinda iyi planlanmis bir ana oykunun baslangici oldugunu kanitlayan akici bir hikaye. Aslinda bu hikaye dizisi yeni donem Bonelli yazarlarinin Japon kulturu ve mangalara olan hayranliklarinin da bir yansimasi. Yazar Antonio Serra ve arkadaslari, Martin Mystere’nin Atlantis efsanesini muhtesem bir basariyla baska bir platforma cekerek alternatif bir gelecek olusturmayi basarmislar. Bununla ilgili bazi detaylar, Nathan-Martin 2. Ortak Album, Başka Yer in Sırrı nda da anlatilmaktadır.
Ne anlatiyordu Kayip Dunya? Gizemli bir sirketin cocuklar icin eglencelik olarak urettigi minik ejderlerden biri Nathan’in David isimli bir arkadasinin oglunun eline gecer. David’in sevimli ejderin diskisinda kesfettigi bir bulgunun buyuk bir ekolojik felaketin habercisi oldugu yonunde Nathan’dan yardim istemesiyle olaylar baslar. Baslangicta olaya supheyle yaklasan Nathan bir sure sonra isin ucunun Pasifik’teki bir adada yerlesik bir felaket aginin merkezini isaret ettigini anlar. Pasifik’teki bir adada, Odaka isimli bir bilim adaminin korkutucu genetik deneyleriyle ortaya cikan olaylar 62. sayiya kadar suren bir dizi ilginc ve heyecanli olaylarin baslangici olur. Yazar Antonio Serra, 37. sayida Dehset Tepemizde (L orrore Sopra di Noi) ile muthis bir Godzilla gondermesiyle olayi tekrar gundeme getirir. Odaka’nin baslattigi felaket zinciri aslinda hala faal durumdadir . Olaylar gelistikce hikayeye dahil olan Yuzbasi Hashimoto, Reiko, Tochiro gibi ileride de bizimle beraber olacak yeni karakterlerle tanisiriz. Genetik deneylerin en korkutucu sonucu olan canavarlarin piri ise hikayenin asil kahramanidir aslinda! Medeniyet ve teknolojinin insanligin gelismesine mi yoksa felaketine mi yaradigi hakkinda dusundurucu bir dizi detay, hikayenin en cok akilda kalan yanlari. Dehset Tepemizde ile ilerleyen bu hikayeden sonra, 44. sayida Katil Uydu ile neredeyse insanligimizin sorgulandigi muthis akici bir aksiyonu okurken Robot Link ile Robot Olga arasında cok ilginc bir ask oykusu baslar. Link ve Olga arasındaki iliski gercekten kolay unutulur mesele degildir. Iki makina agirlikli organizmanin birbirlerinin beyinlerine ve dusuncelerinin derinliklerine girerek yasadiklari cinsel birlesme karbon kokenli yaratiklara bahsedilen bu ayricaligin ne kadar ozel oldugunu bana uzun uzun dusundurttu. Ayrica Robot Olga ile Gordon’un Venus Harekati isimli oykusundeki(Tay Fasikül 26-29, Cilt 7-8) uzayli kadin arasinda da bir tur benzerlik kurdum. 

Serra ve arkadaslari bu oykuye oylesine konsantre olmuslarki 60. sayidaki Derinliklerde Mucadele’yi ustaca bir manevrayla ana hikayeye dahil edip hic durmadan ardindan gelen 61 ve 62. sayilardaki Makinadaki Hayalet ve Cehennemin Dibine oykuleriyle devam ettirmisler. Makinadaki Hayalet ve Cehennemin Dibine, sanki iki cok farkli oykuyu anlatir gibidir. Yuzbasi Hashimoto nun, Dehset Tepemizde oykusunde hayatini kaybeden sevgilisi Reiko icin cektigi duygusal aci, onu bir tur matrix ile baglandigi sanal dunyada cok farkli bir maceraya surukler. Makinadaki Hayalet te anlatilan nispeten aksiyon yuklu hikaye, Cehennemin Dibine de fantastik bir boyutta bambaska bir  oykuye donusur. Hani basta biraz sok oluyorsunuz,  boyle bir devam ne alaka  filan diyorsunuz  ama hikaye ilerledikce isin aslinin hicte oyle basit olmadigini anliyorsunuz. Sevgi, ask ve fedakarlik nasil biraraya gelir ve insanligin icinde bulundugu tehlikeyi onlemede nasil hayati bir rol oynar muthis bir anlatimla verilmis. Bu iki sayiyi okurken aklima The X-Files dizisinin 6. sezonunun son iki bolumu ve 7. sezonun ilk bolumu geldi. 6. sezonun sonunda Ajan Scully Afrika sahillerinde bir bilim insani arkadasiyla birlikte sahile vurmus bir uzay gemisi bulur. Uzay gemisinin govdesinde bir takim yazilar vardir. Ugrasa didine bu yazilarin bir bolumunu cozmeyi basarirlar. Yazilar, Kur an ve Incil’den ayetler icermektedir! Hikayenin devaminda ust duzey bir gizem, arastirma ve hatta aksiyon beklerken, The X-Files karakterlerinin yasadigi bir tur cennetten kesitler izlemeye baslariz. En azılı kotu adamlar babacan iyilere donusmustur mesela. Sonra finalde anlarizki aslinda biz izleyiciler de bir tur sanal kiyametin icindeyiz...  Nathan in 61. ve 62. sayilari insana boyle bir his veriyor. Neyse, eger Cizgili Dusler 6. albumu geciktirmezse hikayenin sonunu hemen okumamiz mumkun olacak. Cunku Serra ve arkadaslari bu oykuyu uzun zamana yaymayi hic dusunmemisler. 64. sayi L isola Nel Cielo(Gokteki Ada) ve 65. sayi La Guerra Senza Tempo(Zamani Olmayan Savas) isimli hikayelerle sanirim final yapacagiz. Hemde bu sayilarda tanidik bir konuk var : Martin Mystere!

Serra ve arkadaslari bu hikayeyi yazarken genis bir ongoru calismasi yapmis gorunuyorlar. Oyleki hikayelerde anlatilan hic bir detay tesaduf ya da dogaclama degil. 7. ve 8. sayı Yasak Bolge ve Golge Adamlar hikayelerinde Nathan in kanalizasyonlarda saldiriya ugradigi ejderhanin anlamsizligini burada gideriyorsunuz. Aslinda o yaratik Odaka nin adasindan kacmis bir deney urunuymus. Tabii bu detayı ogrenmemiz icin bizimde 23. sayiya kadar beklememiz gerekti. Sozkonusu hikayeyle, Gabriel Muammasi yla iyice belirginlesen ilk ana oykuyle rahat yarisacak cinsten bir saga yaratilmis. Oykuler icine yerlestirilen, teknoloji, manevi degerler, din, insanligin diger turler arasindaki yerine iliskin felsefi ogeleri dusunurken bazan ana oykuyu kacirdiginiz oluyor. 

Nathan-Martin ikinci ortak albumu Baska Yer in Sirri nin ceviri duzeltmelerini 1001 Roman icin ben yapmistim. Ham ceviriyi cok tatminkar bulmadigim icin neredeyse tum diyaloglari oturup bastan yazmistim. Muthis zor bir is oldugunu soylemeliyim. Hikayede Kayip Dunya ve Atlantis sagasiyla ilgili onemli ozetler yeraliyor ve ben o calismayi yaparken Katil Uydu yu bile henuz okumamistim. Simdi goruyorumki koydugum cumleler hedefini bulmus, hata yapmamisim. Bu da beni Cehennemin Dibine yi okurken muthis rahatlatti. 

Nathan Never in 6. cildi ciktiktan sonra tum hikayeyi arka arkaya okuyup kendinize enfes bir Nathan Never ziyafeti cekmenizi siddetle oneririm. Hikaye hakikaten su gibi akiyor. Okudugunuz her bir hikaye sonrasi uzun uzun dusunuyorsunuz. Insanligin tanricilik oynamasi ne kadar tehlikeli olabilir? Genetik olarak yaratilmis bir takim insanimsilar gerektiginde  insanlardan daha insan  olabilirler mi? Teknoloji her seyi cozmeye kadir mi? Insanlik birazda kendi ozune mi donmeli acaba? Ve daha neler neler...  Cehennemin Dibine nin bir bolumunde Dev Album 3 te bir sekilde gorunen dunyanın degisik boyutlarina acilan kapilari bir kez daha goruyorsunuz. Ve yine Zagor un o insani perisan eden goruntusunu. 

Aldigim bir duyuma gore Cizgili Dusler Nathan Never Dev Albumlerin telifini alacakmis-ya da almis. Dedikodusu bile insani heyecanlandiriyor. Maceraperest ten umudu kestigim icin artik bence bir bilim kurgu klasigi Nathan Never dev albumlerin ilk 9 sayisinin tamamini okuyamayacagim diye uzulup duruyordum. Eger haber dogruysa ve 8. cildi makul bir süre icinde okumaya baslarsak 3. ana govde Nemo hikayeleriyle zihinlerimize ziyafet cekmeye devam edecegiz demektir... 

Selamlar,
Lami Tiryaki

Hiç yorum yok:

Linkler

Related Posts with Thumbnails