10 Ağustos 2012 Cuma

Çizgi Roman'dan Uyarlanan Filmlere Dair...

Bir zamanlar çizgi romandılar

Yaratıcılık konusunda sıkıntılar yaşayan sinema dünyasında -özellikle de Hollywood’da- artık birçok film, çizgi romanlardan uyarlanıyor. Biz de süper kahraman uyarlamalarını değerlendirme dışı bırakarak, çizgi romandan filme dönüşen projelere göz attık, gözden kaçmış olabilecekleri derledik...


Kaan KAVUŞAN
kaan.kavusan@aksam.com.tr
Son yıllarda birçok çizgi roman filme dönüştü. Özellikle süper kahramanların sinemalarımızı işgaliyle çizgi roman uyarlamaları gişenin hep tepesinde yer alıyor. Öte yandan, belki bilmediğimiz belki de ‘süper kahraman’ olmadıkları için gözden kaçırdığımız çizgi roman uyarlamaları da var.
Barbarella (1968) 
Süper kahraman olmayan ilk uyarlamalardan biri şu an kült statüsünde kabul gören Barbarella. Jane Fonda’nın başrolünü oynadığı filmde seksi ajan Barbarella kayıp astronot Duran Duran’ı bulmak için (evet, grup ismini buradan alıyor) tüm seksapelini kullanıyor hatta sahnelerin birinde orgazm ederek öldüren bir makineye karşı savaşıyordu! Yer çekimsiz ortamda yapılan striptiz sahnesi de üstüne tuz biber. Roger Vadim imzalı kitsch bir film.
From Hell / Cehennemden Gelen (2001)
Johnny Depp’li ‘Cehennemden Gelen’ filmi de bir ‘Alan Moore’ eseri. 1989 yılında çizimlerine başlanan çizgi romanı Hughues Kardeşler beyazperdeye uyarlamış ve ‘Karındeşen Jack’in peşine düşmüşlerdi. Güzel bir sinematografiyle beğeni toplamışlardı.
The Crow / Karga (1994): 
Bir grup serserinin kendisini ve nişanlısını öldürülmesinin ardından, bir karga tarafından diriltilen bir rock yıldızının, bir intikam makinesine dönüşmesini konu alan çizgi roman James O’Barr’ın aynı isimle 1989’da başladığı bir seri. 1994 yılında filme uyarlanan ‘The Crow / Karga’ Bruce Lee’nin oğlu Brandon Lee’yi başrolüne almış fakat oğul Lee çekimler sırasında dünyayı şok etmişti. Sahnelerin birinde kullanılan sahte mermi ünlü oyuncuyu ciddi şekilde yaralamış ve sonunda ölümüne sebep olmuştu. Buna karşın ‘Karga’, karanlık ve tekinsiz atmosferiyle kült oldu.
A History of Violence / Şiddetin Tarihçesi (2005) David Cronenberg’in elinde, psikolojik yanları ağır basan, gizemli bir şiddet filmine dönüşen ‘Şiddetin Tarihçesi’ aslında 1997 yılında John Wagner’in bir çizgi romanı olarak doğdu. Uyarlamanın en büyük özelliklerinden biri, her çizgi romanın görsel olarak ‘fantastik’ veya farklı bir yan ortaya koymak zorunda olmadığını, hikâyesini gerçekçi bir şekilde ortaya koyabileceğini göstermesiydi.
Sin City / Günah Şehri (2005)Şehrin siyah beyaz karanlık sokaklarında dolaşalı epeyce oluyor. Yıl 2012 artık. Robert Rodriguez’in çektiği ‘Günah Şehri’nin devamı da gelecek fakat ‘Günah Şehri’nin kaynağına baktığımızdaysa 1991’de Frank Miller’ın imzasını attığını görüyoruz.
Constantine (2005)
Keanu Reeves’in Matrix sonrası ilk büyük prodüksiyonu sayılabilecek Constantine,   DC Comics’in Hellblazer çizgi romanından uyarlama. Öbür dünya ve dünyamız arasında mekik dokuyan John Constantine’in gerilimli, fantastik ve korkunç hikâyesi…
Persepolis (2007)
Geçtiğimiz aylarda İKSV aracılığıyla Türkiye’ye gelen Marjane Satrapi, kendi anılarından esinlenerek yazdığı ve çizdiği Persepolis’i ilk kez 2000 yılında çizgi roman olarak sunmuştu. İslam Devrimi sonrası değişen hayatını ve ülkeye bakışını anlatan Satrapi, animasyon filmini de 2007 yılında beyazperdeye uyarlayan kişi olmuştu.
Scott Pilgrim Vs. the World / Scott Pilgrim Dünya’ya Karşı (2010)
‘Shaun of The Dead-Zombilerin Şafağı’ ve ‘Hot Fuzz-Afili Aynasızlar’ gibi Britanyalı komedilerle ünlenen Edgar Wright’ın bir sonraki hedefi 2004-2010 yılları arasında çizgi roman olarak yayınlanan Scott Pilgrim serisiydi. Bryan Lee O’Malley’ın eseri bir video oyunu estetiği sunuyor ve Scott Pilgrim’in kız arkadaşının ‘yedi eski ölümcül sevgilisi’yle mücadelesini bölüm geçme mantığıyla anlatıyordu.
The Walking Dead / Yürüyen Ölüler (2010)
Bu film 2010’da direk televizyon dizisi olarak evlerimize konuk olmuştu. Zombiler arasında kalan bir grubun hayati mücadelesini anlatan dizi hâlâ devam ediyor. Zombi filmlerinin mucidi George A. Romero’nun mirasını sürdüren dizi aslında 2003 yılında başlayıp hâlâ süren bir çizgi roman dizisinin ekrana yansıması.
The Lone Wolf and Cub / Şogun’un Suikastçısı (1972)
Şogun’un suikastçısı Yagyu klanının iftiraları yüzünden harakiriye zorlanır ama bunu kabul etmez. Evine gittiğinde evini yağmalanmış, karısını ölmüş, oğlunuysa ağlarken bulur. Oğlunun karşısına bir kılıç ve bir oyuncak koyan Ogami Itto, oğlunun kılıcı seçmesiyle intikam mücadelesine başlar. Bebek arabasındaki oğlunu da yanına alarak… Orijinal adı ‘Kozure Okami: Sanzı no Kawa no ubaguruma’ olan eser ilk kez 1970 yılında basılmış bir Kazuo Koike mangası. En büyük hayranlarından biri de Kill Bill’de filme saygı duruşunu esirgemeyen Quentin Tarantino.
300 / 300 Spartalı (2007) 
Bu türde eserleri en çok uyarlanan isimlerden biri şüphesiz Frank Miller. Gerard Butler’ı süper star statüsüne çıkaran ‘300 Spartalı’ aslında 1998 yılında ortaya çıkmış bir çizgi roman. Kral Leonidas ve
300 Spartalı’sının Perslere karşı olan savaşı yönetmen Zack Snyder’in de çizgi romansı anlatımı ve görüntüleriyle birleşerek başarılı bir gişe hâsılatı elde etmişti.
Oldboy / İhtiyar Delikanlı (2003) 
En büyük çizgi roman kültürüne sahip ülkelerden biri elbette Japonya. Manga kültürüyle başlı başına bir ekol olan ülkenin, bu türdeki en önemli eserlerinden biri de Nobuaki Minegishi ve Garon Tsuciya’nın yarattığı orijinal adıyla ‘Oldeuboi’. 15 yıl ne olduğunu bilmeden bir odaya kilitlenen Dae-Su Oh’un hikâyesiniyse beyazperdeye uyarlayan isimse Güney Koreli Chan-wook Park.
Road to Perdition / Azap Yolu (2002)
‘Amerikan Güzeli’ ile Oscar’a uzanan yönetmen Sam Mendes’in ikinci işi Tom Hanks, Paul Newman, Daniel Craig, Jude Law ve Jennifer Jason Leigh gibi yıldızları bir araya getiren Azap Yolu’ydu. Bu büyüleyici gangster hikâyesi aslında 1998 yılında Max Allen Collins’in ‘Şogun’un Suikastçisi’nden etkilenerek yazdığı çizgi romandan uyarlanma.
The Mask / Maske (1994)
Jim Carrey’yi daha büyük kitlelere tanıtan ‘Maske’ birçoğumuzu güldürmüştü. Taktığı büyülü maskeyle ‘yeşil suratlı’ haylaz bir yaratığa dönüşen Stanley Ipkiss’in hikâyesi aslında 1982 yılında başlayan çizgi roman serisinden geliyor.
V (2005): 
Alan Moore’un büyük ilgiyle takip edilen anarşist kahramanı V, 1982-89 yıları arasında siyah-beyaz olarak çizilmiş bir çizgi roman olarak ‘V for Vendetta’ adıyla doğdu. V’nin oligarşik düzene karşı olan savaşıysa 2005 yılında Matrix’te yönetmenlik koltuğuna oturan Wachowski Kardeşler tarafından beyazperdeye uğradı. Hem eleştirmenlerden hem de seyircilerden yüksek not alan filmin yazarı Alan Moore’un başka bir eseri de Zack Snyder tarafından film haline dönüştürülen ‘Watchmen’di.
‘İNSANİ’ KAHRAMANLAR
Süper kahraman olmayan; -özetle gözlerinden ateş saçmayan, uçmayan ve kurşun işlemez deriye sahip olmayan- kahramanlarımız da sıkça çizgi romanlarda kendilerine yer buluyor tabii ki. Bunlara örnek olarak vurduğunu yıkan Kimmeryalı Conan’ı gösterebiliriz.
Robert Erwin Howard, ‘Conan’ serisine 1932’de başlamıştı. Yine 1972’de ilk macerasına atılan yaralı yüzüyle Vahşi Batı’da dolaşan Jonah Hex ve 1963’te kovboylar diyarını arşınlayan Fransız eseri Blueberry de çizgi romandan beyazperdeye taşınanlardan.
Wesley Snipes’ın kayda değer işlerinden ‘Blade’ de 1973 yılında Marvel tarafından çizgi romanların hayatına salınmış bir karakterdi…
Kaynak - Akşam

Hiç yorum yok:

Linkler

Related Posts with Thumbnails