5 Mayıs 2012 Cumartesi

Son Neandertal: JAVA

Neandertal türünden bir “insan”ı giydirip kuşandırıp modern hayatın içine koyma imkânımız olsaydı, dikkat çekmeden, güçlük yaşamadan hayatını sürdürebilir miydi? Günümüz insanının en yakın akrabası olan Neandertal’lerin aşağı yukarı 200 bin yıl önce başlayıp 30 bin yıl önceleri biten ve Orta Paleolitik adı verilen dönemde geçen öyküsüne bir bakalım…
Heval Bozbay 

Martin Mystere, çizgi roman âleminin en karizmatik ve entelektüel karakteridir desem, herhalde çok yanılmış olmam. Aslen arkeolog olan Martin, ayrıca antropoloji, sanat tarihi ve sibernetik alanlarında da uzmandır. Tabi yazarlık, televizyonculuk, gezginlik, dedektiflik gibi özelliklerini saymıyorum bile. Martin genelde bilimcilerin açıklamakta güçlük çektiği sorunlara el attığı, onları çözüme kavuşturduğu için, basında ve halk arasında “İmkânsızlıklar Dedektifi” diye bilinir. Martin’in en yakın dostu ve yardımcısı, bir Neandertal olan Java da zehir gibi kuvveti ve çok güçlü olan altıncı hissiyle, Martin kadar değilse de karizmatik sayılır. Martin onu Moğolistan’da, ismini sır gibi sakladığı, gizli bir Neandertal yerleşiminde bulmuş, kendisiyle birlikte Amerika’ya getirmiş ve bir dizi prosedürden sonra vatandaş yapmıştır. Görünümü itibarıyla biraz gorili andıran Java, konuşmayı da beceremez ancak takım elbisesi ve kravatıyla modern hayata mükemmel biçimde ayak uydurmuştur. New York’un, Paris’in, hatta “Nuh’un Gemisi” adlı serüvende İstanbul’un kalabalık caddelerinde, her çeşit tehlikenin kol gezdiği arka sokaklarında rahatlıkla dolaşır, dansözlerle göbek atar, metrolara biner, kısacası “normal” bir insan gibi yaşar.
Peki, bu gerçekten mümkün mü? Yani Neandertal türünden bir “insan”ı giydirip kuşandırıp modern hayatın içine koyma imkânımız olsaydı, dikkat çekmeden, güçlük yaşamadan hayatını sürdürebilir miydi? Bu soruya, tereddüde düşmeden, ancak bir çizgi romanda evet ya da hayır cevabı verilebilir. Bu soruyu bir kenara bırakalım ve Java’yla birlikte, günümüz insanının en yakın akrabası olan Neandertal’lerin aşağı yukarı 200 bin yıl önce başlayıp 30 bin yıl önceleri biten ve Orta Paleolitik adı verilen dönemde geçen öyküsüne bakalım. Fakat başlamadan önce, soyu tükenmiş akrabalarımız arasında en iyi bilinenin Neandertal olduğunu, bununla birlikte hakkında en çok farklı düşünceler öne sürülenin de yine o olduğunu belirtelim. Şimdi ara sıra bu görüş çeşitliliğine kıyısından köşesinden de olsa bulaşarak onun öyküsünü anlatmaya geçebiliriz.

‘Neandertal’ adı nereden geliyor?
Adettendir, bir “şey”in tarihini anlatırken, önce isminin kökenine değinilir. 17. yüzyılda yaşamış besteci Joachim Neander’in, ilham bulmak için gezintiye çıktığı, evinin yakınlarındaki vadiye, ölümünden sonra onun adı verilir: Neander Thal, yani Almanca Neander Vadisi. 1856 yılında bu vadideki taş ocaklarında çalışan işçiler, buldukları bazı fosilleşmiş kemikleri, bu tür kalıntılarla amatör olarak ilgilenen bir öğretmene ulaştırırlar. Bu kemiklerin normal bir insana ait olmadığını anlayan Carl Fuhlrott adındaki öğretmen, bunları uzman kişilere gösterir. Uzmanlar kemiklerin durumu hakkında ikiye ayrılır. Bir grup bu kemiklerin hastalıklı veya sakat bir insana ait olduğunu, diğer grup ise insanlardan önce yaşamış farklı bir türe ait olabileceğini iddia eder. Aslında daha önce de tam olarak insanlarınkine benzemeyen kemikler İspanya’da, Belçika’da bulunmuştur, ancak onların da hastalıklı, sakat veya lanetlenmiş insanlara ait oldukları düşünülmüştür. 1864 yılında, İngiliz jeolog William King, bu kemiklerin farklı bir insan türüne ait olduğunu fark ederek, ilk defa bulunduğu yere izafeten ona Homo neanderthalensis adını verir. Sonraki 50 yıl içinde ise hem bulunan kemik ve iskelet sayısı artınca hem de evrim teorisi insanoğlunun düşünce evrenine girince, bu kemiklerin insan evrimindeki bir türe ait olduğu kesin olarak anlaşılır.

Becerikli avcılar
Martin Mystere’de Java uzun boylu, güçlü kuvvetli, ızbandut gibi bir tiptir. Gerçekte ise Neandertal’ler çok uzun boylu değillerdi ama geniş omuzlu, kaslı, iri yapılıydılar. Erkekler ortalama 1,65-1,70, kadınlarsa 1,55-1,60 metre boylarındaydı. Kilolar ise yine ortalama olarak erkeklerde 65-70, kadınlarda 50-55 kg civarındaydı. (...)

Kaynak -  http://www.bilimvegelecek.com.tr/?goster=1660
Yazının tamamını okumak için oturum açmanız gerekmektedir...
E-abone olarak Bilim ve Gelecek'in tamamına online erişmek için lütfen tıklayınız

Hiç yorum yok:

Linkler

Related Posts with Thumbnails