Oturduğum yerde yanaklarımı avuçlamış, dirseklerimi masaya dayamıştım. Masamın üzerinde iki dergi duruyordu. Onlara korkarak bakıyordum. "Ben gene ne yaptım?" dedim kendi kendime. Tamam. Okumayı severim ama felsefe yapmak benim neyime? Bu taşralı ruhum bu kadar sıkleti çekmez bi kere... Bugün İstanbul'a gittiğimde kitapçıya uğramıştım gene. Marş marş ayaklarım beni dergiler bölümüne götürmüştü. Aradığım iki dergi vardı. Biri Birikim. Diğeri Hayâl. Niye? Duymuştum. Birikim Dergisi'nde Levent Cantek ve Levent Gönenç'in "Türkiye'de islami mizahın yükselişi" adlı bir makaleleri vardı. Okumalıydım. Hayâl Dergisi'nde ise Şenol Bezci'nin karikatürleri olmalıydı... Nasıl kaçırırdım? Her üçünü adım adım izliyordum bir kere. Memleketimin üç akademisyeni... Sadece akademik kariyer yapmıyorlardı ki. Hem mesleklerinde kariyer yapıyorlar hem popüler kültüre hizmet ediyorlardı. Sonra ben her üçünün yazılarını ve çizimlerini izlemeyi seviyorum.
Levent Cantek'in Şehre Göçen Eşek adlı kitabı son günlerde epeyce meşgul etmişti beni. Yerli çizgi romanlarda kadın vaziyetleri hakkındaki yazısıyla başlamıştım kitabını okumaya. Şimdilerde ise merhum Adnan Menderes'in hayatıyla ilgili bilgiler edinmek gayretindeyim. Levent Cantek'in kitabında Menderes dönemi karikatürleriyle ilgili okunacak hoş yazılar var. Ziyadesiyle faydalanıyorum. Diğer kitaplarını piyasada bulamadım ne yazık ki. İlla bulup okumak niyetindeyim. Ayrıca bloğunun sıkı bir takipçisiyim.
Doçent Doktor Levent Gönenç'in Zamanın Çizgili Tarihi adlı kitabını maalesef henüz edinemedim. Fakat bloğu ve kişisel web sitesi benim için tam bir okul niteliğinde. Bir hukuk adamı Levent Gönenç. Ne yalan söyleyeyim, bir hukukçunun mizahla, edebiyatla ilgilenmesi memleketimin geleceğine umutla bakmamı sağlıyor. Kafamdaki kara bulutları dağıtıyor. Gülümsetiyor. Çok önemsiyorum Levent Gönenç'in düşüncelerini ve yazıp çizdiklerini. İlgiyle takip ediyorum.
Üniversitede öğretim görevlisi Şenol Bezci, akademisyenliği dışında önemli bir karikatürcü. Kişisel web sitesinden alıntıladığım karikatürleriyle o kadar çok yazı yazdım ki Hayal Kahvem'e... Şenol Bezci sözün bittiği yerin karikatürlerini yapıyor. Ve birer tablo tadındaki karikatürlerinin bazıları seyircilerinin sahiden canını yakıyor. Yakında karikatürlerini toparladığı bir kitap çıkaracağını ümit ediyorum.
Hayâl Dergisi'ni ilk kez okuyacağım. Üç ayda bir yayınlanan, kültür, sanat, edebiyat dergisiymiş. Şiirde felsefeye dalmak korkutuyor beni. Bünyeme ağır gelecek zannediyorum. Ama her başlığın yanında, üniversitede öğretim görevlisi olmasına rağmen karikatüristlik de yapan Şenol Bezci'nin çizimlerini görüyorum ya... Gülümsüyorum. Korkum dağılıyor. Yazıları okumaya başlıyorum. Birikim Dergisi ise, adı üzerinde dağarcıklarına külliyatlar biriktirenler için olmalı diye düşünüyorum. Zorlarsa beni diye endişeleniyorum. Sonra Levent Cantek'in ve Levent Gönenç'in ciddi birer akademisyen olmalarına rağmen, gülümseten yazıları aklıma geliyor. Endişem neşeye dönüşüyor. Önce hemen dergideki onların yazılarını okumakla başlıyorum. Hey! Okudukça anlayabiliyorum. Ve hissediyorum... Zenginleşiyorum ben. Seviniyorum.
Bazen mutluluk nedir diye sorarlar ya... Mutluluk nedir biliyor musun? Mutluluk, tanımasam da beni zenginleştiren ve geleceğe umutla bakmamı sağlayan insanlarla aynı memlekette yaşadığımı bilmektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder