
Bu sayıda ise o büyüleyici rengin, ruhu saran düşlerin göz alıcı dumanının peşine düştük. Bu sayımıza adını verdiğimiz Lâl neydi? Söyleyecek, anlatacak bir sürü şey vardı onunla ilgili.
Acı hissinin zihin duvarına vurulmuş boyasıydı kızıl. Kalbimiz attığı sürece de bu böyle olacak. İşin içinde kırmızı renkli o büyülü sıvı olduğu zaman her şeyden önemliydi kızıl. Tenden taşan hayatın rengi, susamış vampirin hayali dişleri gırtlağınızda yaşam ararken özlemini duyduğu şey, bakışlarınızı kaçırdığınız vahşet sahnesinin dekoru, mezarında sayıklayan ölünün vicdanı, eti değerli kılan büyülü iksirin özüydü.
Gölge 2003 yılında girdiği korku tünelinde kızıl ayak izleri bırakarak ilerlemeye devam ediyor. Lâl, bıçağın keskin ağzında gezinen öyküleriyle 8. yaşından gün alan Gölge’mize sert bir renk katarak adeta hayat veriyor.
Keyifli okumalar.
Kan Güncesi – Gölge Yazar Grubu
http://www.kanguncesi.com/golge/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder