Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi kızı Ülkü Adatepe'nin oğlu Ahmet Kemal Doğançay, Atatürk ile annesinin altı yıl boyunca yaşadıklarını çizgi roman haline getirdi.
Doğançay, yaptığı açıklamada, annesi Ülkü Adatepe'nin, Atatürk'ün vasiyetinde yer alan beş manevi kızından biri olduğunu ve hala kızı olarak maaş aldığını belirterek, diğer kızlarının da Sabiha Gökçen, Afet İnan, Nebile ve Rukiye olduğunu söyledi.
Zübeyde Hanım'ın, anneannesi Vasfiye Hanım'ı evlatlık edindiğini belirten Doğançay, süreci şöyle anlattı:
“Atatürk, annemi sokaktan bulmuyor. Anneannem Vasfiye'nin annesi ve babası, Balkan Savaşı'nda ölüyor. Dedesi, anneannemi Zübeyde Hanım'a veriyor. Anneannemi, Zübeyde Hanım 1,5 yaşından itibaren büyütüyor. Zübeyde Hanım'ın vefatından sonra anneannem bir süre Mustafa Kemal'in kız kardeşi Makbule Hanım ile kalıyor. Atatürk, annesinin yadigarı olan anneannemle yakından ilgilenip, onu Gazi Orman Çiftliği'nde istasyon şefliği yapan ve Fransızca da bilen dedemle evlendiriyor. Atatürk, anneannemin hamile olduğunu öğrenince, 'erkek ya da kız bu çocuğun adı Ülkü olacak' diyor. Annem, 26 Kasım 1932'de doğuyor. Atatürk, annemi ilk kez 40 günlük bebekken görüyor. Daha sonra Atatürk, annemi ve anneannemi yanına alıyor, sonra da ayrılmıyorlar. Atatürk, her gün annemle bir kaç saat oynarmış. Annem, okumayı, yazmayı, resim yapmayı hatta çatal-bıçak kullanmayı Atatürk'ten öğrenmiş. Atatürk, sonraki yıllarda anneme bir ev almış. Evi, kendisi döşemiş, koltukları mobilyaları kendisi taşımış.”
Atatürk'ün, küçük Ülkü'yü çok sevdiğini, ziyaretlerinde yanından ayırmadığını anlatan Doğançay, annesinin 1937 yılı Cumhuriyet Balosu'nda giydiği kıyafeti Atatürk'ün tasarladığını ve diktirdiğini belirtti.
HER BİRİNDE İKİ HİKAYE OLAN 12 KİTAP HAZIRLANACAK
Ahmet Kemal Doğançay, Atatürk ile annesi Ülkü Adatepe'nin altı yıl boyunca yaşadıklarını çocuklara yönelik çizgi roman haline getirdiğini bildirdi.
İlköğretim çocuklarına yönelik çalışmanın politik yanı olmayan, sevgiyi, beraberliği, birleştirmeyi ve Atatürk'ün sıcakkanlılığını göstermeyi amaçladığını vurgulayan Doğançay, her birinin içinde iki hikaye olan 12 kitap hazırlayacağını söyledi.
Hazırlıkları tamamlanan “Ülkü/Atatürk'ün Küçük Kızı” adlı ilk kitapta, “Saraydaki Kuzu” ve “Gazinin Talihsiz Pabuçları” adlı hikayelerin yer aldığı belirten Doğançay, diğer kitaplarda ise “Ülkü ve Tifo”, “Emir Abdullah'ın Sorgulanması”, “Ata'nın Yüzme Öğretmesi”, “Dalkavuk Politikacı”, “Elle Yenen Pirzolalar”, “Akrobat Dansçı”, “Üşüme Askercim”, “İnönü'nün Kızıyla Bebek Kavgası”, “Atamı Son Görüşüm”, “Balıklarım ve Atam”, “İlk Görüşme ve Saat”, “Annem ve Zübeyde Ninem”, “Kıskanç Uşak”, “Bıldırcın Hikayesi”, “Atatürk Plak Dolduruyor”, “Denizaltı Macerası”, “Dolmabahçe'ye Gizli Gelişimiz”, “Sigara İçen Arkadaşlarım”, “Balo Elbisemi Çizen Atatürk”, “İlk Öğretmenim”, “Çimene Oturma Üşütürsün”, “Atatürk ve Dekoratörlük” adlı hikayelerin yer alacağını kaydetti.
“UZUNCA BİR SÜRE RESSAM ARADIM”
Hikayeleri kendisinin kaleme aldığını, çizimleri ise Yüksel Akman ve Gökhan Yıldırım'ın yaptığını belirten Doğançay, şu bilgileri verdi:
“Kitap, çocuklara yönelik olduğu için ince detaylara girmemek, daha basit çizimler yapmak gerekiyor. Çocuklar parlak renkler seviyor. Atatürk'ün babacan havasını vermek başlı başına bir iş olduğu için uzunca bir süre Atatürk'ün portresini çizecek bir ressam aradım. Gazetelere ilanlar verdim. Kitapta, Atatürk bilge rolünde öğütler verecek. Çizimin de öyle olması için çalıştık. Hatta bir kaç portre ben çizdim ve ressamlara gösterdim. Sonra ressamlar Yüksel Akman ve Gökhan Yıldırım üzerinde anlaştık.”
Çizgi romanların basımı için yayınevlerinden gelen teklifleri değerlendirdiğini belirten Doğançay, şöyle devam etti:
“30 yıldır ABD'de olduğum için yayınevleri konusunda çok bilgim yok. Bir çalışma yaptım, 2 bine yakın yayınevi var. Şimdi belli yayınevleriyle konuşmaya başladım. Bütün yayınevlerine şans vereceğim. Çizgi romanın reklamının iyi yapılması lazım. Yayınevlerinin reklam bütçelerine bakıyorum. Basmak önemli değil, projenin değerince tanıtılması gerekiyor. Bu çalışmayı yürekten sahiplenecek bir yayınevi ile anlaşacağız. Bu işi sadece para için görmeyecek yayınevi bulmaya çalışıyorum. Teklifler var 'Hemen basalım' diyorlar ama biraz daha görüşmek istiyorum. Acelemiz yok, 85 yıl beklenmiş. Daha önce böyle bir çalışma yok. Çocuklarımızın kahramanları dışarıdan geliyor, onlar da vurdulu kırdılı. Çocuğun değerlerimizi öğrenmesi çok önemli.”
Anlaşacağı yayınevinin bir de sergi açması gerektiğini vurgulayan Doğançay, “Sergide, kitapta yer alan her sayfa sergilenecek. Sergiye gelen bütün romanı okuyabilecek. Çizgi roman sayı sayı yürüyerek okunabilecek. Serginin bir diğer tarafında da annem ile Atatürk'ün resimleri yer alacak” dedi.
ÇİZGİ FİLM ÇALIŞMASI
Çizgi romanın, çizgi filme aktarılması için de çalışmalar yaptığını kaydeden Doğançay, bu konuda da Eskişehir'deki Anadolu Üniversitesi ile temasa geçtiğini söyledi.
Doğançay, konuşan çizgi roman üzerinde de çalıştığını ifade ederek, şu bilgileri verdi:
“Çizgi romanın DVD'sini hazırlayacağız. Roman, televizyondan izlenip, kitaptan da takip edilebilecek. Hikayedeki olayları bir kişi anlatacak ve kuş, araba sesleri gibi çevre sesleri olacak. Ayrıca Atatürk, küçük Ülkü ve diğer karakterlerin konuşmaları seslendirilecek. Sesli çizgi roman, radyo tiyatrosu gibi olacak. Bunun çocukların beyin gelişimi açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Şu anda seslendirme sanatçılarıyla görüşüyoruz.”
Sesli çizgi romanı İngilizce de yapmayı düşündüğünü kaydeden Doğançay, “Biz de 'Dışarıdan gelirse iyidir, biz yaparsak kötüdür' anlayışı hakim. Bu çok yanlış bir yaklaşım. Biz daha iyisini yapabiliriz. Ufkumuzu geliştirmemiz lazım” diye konuştu.
Kaynak: Hürriyet
1 yorum:
Daha önce de benzer çalışmalar görmüştüm. Hatta bir keresinde Atatürk isimli, İngilizce, Fransızca ve Almanca basılmış bir çizgi romana bile denk gelmiştim.
Yorum Gönder