Calliope, Bin Kedinin Düşü ve Bir Yaz Gecesi Rüyası isimli üç öykünün üçü de çok güzel. Calliope, ilk iki kitaptakine benzer bir tür Alacakaranlık Kuşağı gerilimi öyküsü. Yazar olup fıstık Calliope'yi de ilham perisi olarak yanımda(tutsak etmek değil) isterdim doğrusu. Bin Kedinin Düşü çok tatlı bir öykü. Kedilerin başrolde olduğu modern bir fabl. Okurken aklıma Mandrake'nin Kediler ve Köpeklerle ilgili o ünlü macerası geldi. Benzer tarzda ama daha içli bir öykü. Tüylü hayvanları çok seven biri olarak çok sevdim öyküyü.
Bu sayıdaki öyküler genelde ilham, yazarlık, hayal kurma gibi temalar üzerine kurulu. 3. öykü Bir Yaz Gecesi Rüyası öykünün temeline direk Will Shakespeare'i koymuş. Okurken daha çok Martin okuyormuş hissine kapılıyorsunuz. Will'in o ünlü oyunlarını yazarken kimden ilham aldığını Bir Yaz Gecesi Rüyası'nı kimlere oynamak için kaleme aldığını "keşfetmek" çok ilginç. Bu öyküyü okumadan önce Martin Mystere'nin Periler Ülkesi ve Göl Kraliçesi isimli öykülerini okumakta yarar var. Ünlü yazarın Hamnet isminde bir oğlu olduğu, 13 yaşında öldüğü bilgisi gerçek mi bilmiyorum. Ama çocuğun arkadaşına söyledikleri ilginç. "Ben bir gün ölürsem babam eminim benim adıma da bir oyun yazar herhalde". Will'in Rüyalar Lordu'na vaadettiği iki öykünün biri Bir yaz Gecesi Rüyası' da diğeri hangisi onu belirtmemiş Neil Gaiman. Bana sanki Fırtına gibi geliyor. Öyküdeki tüm şablona uyuyor Fırtına (Şansımıza Fırtına geçtiğimiz aylarda Manga formatında yayınlandı).
Bu akşam Conan'ın krallık yolundaki macerası Tranicos'un Hazinesi bekliyor beni. Misafir de gelecekti ya...
Selamlar,
Lami Tiryaki
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder