Çizgi roman kültürü içinde pek bir yeri yok bence edebiyat uyarlamalarının. Yani sürekli bir okuru olacak akım olamaz. En fazla dikkati çizgi romana çekme işine yarar. Bu anlamda çizgi roman'a dönük 'çocuk işi', 'sanat değil', 'ucuz iş' türü yargıları engeller. Çizgi roman olarak yayınlanan diğer albümlere (süreğen fumetti ya da comics yayınlarına değil...) ilgiyi arttırabilir. Kısacası dönemsel bir yayıncılık anlayışı olarak görüyorum. Fakat çizgi romanın yaygınlaşması için bir fırsat olarak da kullanılabilir. Özellikle çizgi romanı yaymak isteyen kurumlar için harika başlangıç koleksiyonu olurlar. İlk gençlik dönemi için önerilen okuma listelerinde yer alamayacak olan çizgi roman yayınlarının aksine kolayca girebilecek eserlerdir (Mesela kütüphane koleksiyonlarına sorgulanmadan alınabilirler, okulların okuma listelerine rahatça konabilirler vs.)
2- Bu dört kitap gerçek anlamda Hamlet, Romeo ve Juliet, Macbeth ve Dava mıdır? Yoksa başka bir gözle başka bir yapıt olarak mı değerlendirilmeleri gerekir? Edebi metinden "yapıt/eser" olarak söz edilirken, çizgi roman uyarlamasına "ürün" tabirinin yakıştırılmasına dair bir eğilim seziyorum ve iyi bir uyarlama için bu tanımlama bana doğru gelmiyor. Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz?
Elbette başka bir yapıt olarak değerlendirilmeliler. Sonuçta işin içine çizgi ve renk gibi yeni yorumlar girmiştir. Sinema filmi çekilen kitaplar gibi. Her Romeo ve Juliet filmi, eserle aynı derecede sanatsal bulunmayacaktır. Bu anlamda ortaya çıkan yeni ürünü yeniden değerlendirmek gerekecektir. Çizgi romana dökülen bir eserde kaynak ne derece bir klasik eser olsa da, o çizimin dayandığı metin yazılmış ya da zihinde oluşturulmuş senaryodur. Eser bu anlamda bambaşka bir yorum olmuştur artık. Bu da bir çizgi romanı değerlendirirken orijinal eserden öte şeyler görmenizi gerektirir. Yani fason şekilde üretilen uyarlamalar, orijinal eser ne denli değerli olursa olsun, ürünün sanatsal anlamda bir çöplük olduğu gerçeğini değiştirmez. Çizgi romana uyarlama işi en az orijinal eserin yazım serüveni kadar çaba içermelidir bence.
3- Türkiyeli okurların mangayla tanışıklığı ve Everest'ten çıkan iki kitabın bu süreçteki yeri
Türkiyeli okuru ikiye ayırmak gerekir. Yayınlari orijinal dilinden takip eden okurlar ve türkçe çevirilerini okuyan okurlar diye. Manga bu anlamda her ne kadar Türkiyeli okura sahip olsa da dil sorunu olmayan bir grup tarafından takip edildiği için Türk yayıncılığı dışındaki alanı da kapsayan bir okurdur. Bu anlamda Türkçe okuyan okurları değerlendirecek olursak bence Manga bize en uzak olan yayın çeşididir. Son yıllarda çizgi filmler ve animeler ile takip edeni varsa da, türkce manga hala en az 'okunan' çr türü bence.
3- Türkiyeli okurların mangayla tanışıklığı ve Everest'ten çıkan iki kitabın bu süreçteki yeri
Türkiyeli okuru ikiye ayırmak gerekir. Yayınlari orijinal dilinden takip eden okurlar ve türkçe çevirilerini okuyan okurlar diye. Manga bu anlamda her ne kadar Türkiyeli okura sahip olsa da dil sorunu olmayan bir grup tarafından takip edildiği için Türk yayıncılığı dışındaki alanı da kapsayan bir okurdur. Bu anlamda Türkçe okuyan okurları değerlendirecek olursak bence Manga bize en uzak olan yayın çeşididir. Son yıllarda çizgi filmler ve animeler ile takip edeni varsa da, türkce manga hala en az 'okunan' çr türü bence.
Everest'in yayınladığı yayınlara gelince. Ortada o kadar kaliteli manga turu varken ismen klasik bir uyarlama gibi algılanan yayınlara yönelmesi tümüyle NTV yayınlarının çok satanlar listesini alaşağı eden uyarlamaları nedeniyledir. NTV'nin geniş olanaklarıyla yaptığı tanıtımın rüzgarından yararlanmak isteyen bir kıvrak zekalılıktır. Fakat bu yayınlanan eserlerin kötü olduğu gerçeğini değiştirmez.
4- Adı geçen kitapların ÇR tekniği açısından değerlendirilmesi
Vasat hatta yer yer vasatın altındadırlar. Amerikan çizgi romanlarını geçtim, fumettilerin yerini bile alamayacak çizimlerdir. Bu, süreğen yayınları takip eden bir okur kadar, sadece adı geçen yayınları alan okurlarin bile farkedebilecekleri bir ayrıntıdır. Aralarında vasat olan sadece Dava'dır. Diğerleri onun da altındadır.
5- "Dava" zaten başlı başına madde, söylenecek çok söz olsa gerek
Valla yok.
6- Türkiye'de ÇR okuma kültürü ve şimdilerde yaşanan canlanmaya ilişkin görüşünüz nedir?
Dediğim gibi bu sadece harika bir tanıtım atağı. Televizyon gibi geniş olanağa sahip olan NTV'nin (CNBC-e ve e2 dahil) tanıtım atağı ile harika bir gaz. Bunu destekleyecek süreğen yayın pazarlama taktikleri eklenmedikçe buraya yönelen okuru kazanmak mümkün olmaz. Yani klasiklerle çizgi romana giren okurun, kaliteli çizgi roman albümlerini (graphic novel) sonra -ve en önemlisi- çıkan fumetti, comics ve frankofon süreğen yayınlarını takip etmeleri sağlanmalı.
7- Ayrıca bu sorular içinde yer almayan ama sizin önemsediğiniz başka konular da varsa, olabildiğince onları da dahil etmek isterim.
Bu patlamanın en güzel tarafı bizde de çok satanların başında Fransa'daki gibi çizgi roman albümlerini görmek galiba. Çizgi romanlar iyi bir reklam kampanyası ile albüm anlamında hatırı sayılır bir okuyucuya ulaşabiliyor. NTV yayınları gibi saygın bir yeri olan kurumlar bu işlere yöneldiğinde reklamlar karşılığını buluyor. Ama bu da beraberinde fırsatçıları da meydanı açıyor. Çizgi roman eleştirmenleri ya da çizgi roman yayıncılığına aşina yorumcuların bu gibi fırsatcılara meydan vermeyip, kötü eserleri görmezden gelmemeleri ve eleştirmeleri, iyi elma ve kötü elmayı ayırt etmeleri bu olumlu havanın sürmesini sağlayacaktır.
Şener Yelkenci (Kütüphaneci-Araştırmacı)
Şener Yelkenci (Kütüphaneci-Araştırmacı)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder