Biliyorum, çocuklara kitap yazmaya çizmeye çalışan bizler arasında ünlü olmak, yarınlara bir isim bırakmak sevdasında olanlar çok.... Ancak şunu da biliyorum ki, her alanın sanatçıları arasında, "yarınlara kalma" ve ünlü olma olasılığını kendilerine saklama eğilimleri yaygın olduğu için birbirini takdir etmeme konusunda özel beceriler (görmezden gelme, yok sayma, önemsizleştirme, adını anmama, hakkında dedikodu üretme, vb) geliştirenler çoktur.
Maazallah dikkate değer bir şeyler üretme aymazlığında bulunan birileri çıkıp da isimleri birazcık sivrilmeyegörsün, bu tür "becerikli" kumpaslarla onu öyle canından bezdirirler ki zavallının bunlarla mücadele etmekten soluğu kesilir de hiçbir şey üretemez hale gelir, ki zaten amaç budur.
Bazen bu hayattan bezdirilen kişiler arasında alanında gerçekten öncü ve önemli işler yapmayı başarmış olanlar vardır. Bu kişiler, bu görmezden gelinen niteliklerinin yanı sıra bir de yürekli bir açık sözlü iseler, çevrelerinde kendilerini yıkayıp yağlayacak kimse "biriktirmedikleri" için, kimse onlardan söz etmez... Hele öldüklerinde... Öldüklerinde bu insanlar üretmis oldukları tüm değerleriyle birlikte hızla "unutulurlar."
MISTIK, Mustafa Eremektar, "benim değerim ölünce anlaşılacak" demişti. Değerini biliyordu çünkü.

Mıstık 2000 yili 28 mart'inda bizi terk etti. Çocuklar için gönlünü ve beynini yoran bir çocuktu Mıstık, tanıyanlarınızın çok iyi bildiği tatlı, sevimli, yetmişinde bir çocuk. En unutulmaması gereken çocuk. Yarınlara bir isim bırakmak isteyenlerimize söylemek zorundayım: Unutulacaksınız!
Çünkü Mıstık bile unutuldu... Mıstık unutulduysa hiçbirimizin hatırda kalmaya heveslenme hakkı yoktur.
28 Mart'ta Kulaksız mezarlığına gidip hepimiz adina özür dileyeceğim ondan.
Affedecektir.
Onu tanıyorum.
Fatih Erdoğan (Mavibulut yayınları-yazar)
1 yorum:
siz bunu yazdıysanız bende okuduysam demekki unutulmamıştır ve eğer sizde, bizde üzerimize düşeni layıkiyle yaparsak unutulmayacaktır...sevgiler saygılar.
Yorum Gönder