Bilindiği üzere bugün amerikan çizgi roman endüstrisi comics aleminin kurucuları Yahudi kökenlidir. İşin ilginç tarafı uzun süre de öyle olmuştur. Yetenekli Yahudi gençleri hayal güçlerini de harmanlayarak bu endüstride yer edinme şansı yakalamışlardır. Çoğunlukla da bu yerlerini kendi tarihlerinden, kendi kökenlerinden, kendi dinlerinden ve söylencelerinden uyarladıkları kahraman ve hikayelerle sağlamlaştırmışlardır. İlk ortaya çıkan
Superman'den yenilere kadar bu böyle gelmiştir demek yanlış olmaz. Bugün bu savı destekler gibi Amerika’daki “Yahudi Müzesi”nde hala ilk çizgi roman örnekleri ve sanatçılarının orijinal yapıtları toplanmıştır.
Tüm bu Yahudi yazar ve çizerler arasından sıyrılan bir isim,
Stan LEE,
Marvel comics’e geçer geçmez yenilikleriyle ve gerçek hayatla klasiklerden ve masallardan yaptığı başarılı uyarlamalarla masalsı çizgi roman alt yapısı yerine gerçekçi çizgi roman alt yapısını geliştirmiştir.
Bu gerçekçi fantezilerden biri de atom çağında yaşıyor olmanın korkularını ele aldığı “
X-Men” serisidir. Radyasyonun ölümcül, öldürmezse de “mutasyona uğratıcı” etkisi üzerine kurgulanan bir seridir
X İnsanlar serisi. Kahramanlar garip anatomilere veya güçlere sahip gençlerden oluşmaktadır ve normal insanların (!), toplumun tüm dışlamışlıklarına karşın insanlık için mücadele etmeyi seçmişlerdir.
X İnsanlar “öteki” olmayı kabul etmemiş, dışlayanları utandıracak bir sabır ve erdemle toplumla “ortak” yanlarını anlatmaya koyulmuşlardır. Gün gelecek “öteki” kavramı ortadan kalkacaktır. Kalmıştır da.
Ancak onlarla aynı görüşte olmayan kişiler de vardır mutantlar arasında o dönem:
Brotherhood of Evil Mutants (Kötü Mutantlar Kardeşliği).
Brotherhood, başını manyetizmanın ustası
Magneto’nun çektiği bir mutant birlikteliğidir. Amaçları onları dışlayan insanları yok etmek, zaptırapt altına almak, yönetmektir. Çünkü olağanüstü güçleri olan mutantlar sıradan insanlardan üstündürler ve dışlanmak yerine yönetici olmalıdırlar. Onlar farklıdır ve güçlüdür. Onlar hükmetmelidir.
Peki ama nedir onları bu kadar kötü yapan? Neden sıradan insanlardan bu derece nefret ediyorlar?
Magneto’dan dolayı!
Eric Magnus Lehnsherr nam-ı diğer
Magneto Yahudi kökenlidir ve çocukluğunu Nazi kampı
Auschwitz’de zulmün her türlüsüne tanık olarak geçirmiştir. Daha mutant olduğunu bilmediği yaşlarda “öteki” olmanın ne olduğunu öğrenmiştir. Farklı olanlara neler yapılacağını, orantısız güçle nasıl katledileceklerini, damgalanacaklarını, öldürüleceklerini, aşağılanacaklarını bilmektedir,
Magneto. Bu yüzden de Mutant olanlara nasıl davranılacağını bildiğinden (!) veya şartlandığından, insanlara ilk saldıran olmayı, onları yıpratmayı, kendi dünyasını kurmayı seçmiştir.
Seçiminde başarılı da olmuştur
Magneto. Yıllarca insanlara kan kusturduktan sonra birileri onun kendi ülkesini kurmasına izin vermiştir:
Genosha.
Yakın zamana kadar “öteki” ve “farklı” olup dışlanmış olanların, mutantların, ortak memleketi olur
Genosha. Ancak bu memleket yozlaşır. Bir çok kötü ve insanlık dışı eylemde başrol oynar. İşin komiği Nazi rejiminin bir versiyonu haline gelir. Olağanüstü güçleri olan insanlar maşa olarak kullanılırlar. Nazi rejiminden ağzı yanan,
Magneto Brotherhood of Evil Mutants grubuyla ulaşmaya çalıştığı hedefe, Nazi rejiminin tekrarına
Genosha’da ulaşır. İşkenceye uğrayanın işkencecisine duyduğu yakınlık ve onu taklit etmeye kalkışması burada gerçekleşir.
Ancak yozlaşan ve kötülüğe alet edilen
Genosha üstün güçlerine rağmen yok olur.
Magneto, kendisine bağlı olan ve hatta neredeyse peygamber gibi tapan mutantlarını alır ve uzaya çıkar, orada özel bir ülke kurar:
Asteroit M
Ancak
Asteroit M de yanındakilerin hatalarıyla terk edilir. Göçe zorlanan
Magneto toplama kamplarından başlayan yolculuğuna
House of M’le son verir gibi olur.
Magneto adeta krallığını kurar. Baş yönetici olur ve kızını (
Scarlett Witch), oğlunu (
Quiksilver), torunlarını yanına alarak yıkılana kadar burada yaşar.
***
Yahudilerin katledilmelerle geçen, göçle süren, ülke arayışıyla ve yozlaşmalarla dolan tarihine ne kadar benziyor
Magneto’nun hayatı.
Stan LEE belki tüm bu süreci yazmış değildir ama yarattığı kimlik, karakter, kişilik metaforik olarak bugünkü İsrail’in ve Yahudilerin bilindik tarihini yansıtıyor gibidir. Kendisi de Yahudi kökenli olup gerçek adı
Stanley Martin Lieber olan
Stan LEE’nin köklerine ve çağdaşı İsrailli Yahudilere bakarak yarattığı
Magneto karakteri üzerinde çok düşünülmesi gereken biridir.
İşte İsrail tarihi:
Tarih boyunca göç ediyor, defalarca katliama uğruyor, sürekli “öteki” ve “dışlanmış” oluyor, Nazilerce soykırıma maruz bırakılıyor, kurtuluyor, tarihten ders alacağına insanlardan intikam alırcasına “teröre” başlıyor, sonunda bir toprağa ulaştırılıyor, bu defa etrafına bulaşıp duruyor…
Dilerim bu Yahudi göçü şu anda bulundukları yerde biter. Yoksa önümüzdeki günlerde nükleer patlamayla yok edilen Genosha’nın akıbeti tekrarlanacak gibi görünüyor.
Çizgi romanda daha ileri bir tarihe işaret ediliyor. Hatta tanrıya yakınlaşma gibi bir
Asteroid’de devlet kuruluyor, sonra da adeta tanrı krallığı gibi bir
House of M kurduruluyor Mutantlara. Ancak “göç” alın yazısı gibi
Magneto ve tayfasını takip ediyor.
İlk kez
Marvel Comics’in
X-Men serisinin 1. sayısında (Ekim 1963) okuyucuyla tanışan
Magneto koskoca bir Yahudi tarihinin yansıması oldu şu ana kadar. Devamının benzememesi dileğiyle…
Bu yazıyı tüm masum ve sağ duyulu tüm Yahudilerle tarihten ders çıkarmayan Yahudilerin kurbanlarına adıyorum.
Ümit Kireççi
"Çizgi Roman Hayatın İçinde"
5 yorum:
yaw su sayfaya hayatmda ilk kez giriyorm ama bu kadar iyi we ise yarar bir yaziya yorm yapilmadiini goruyorm. bir daha girmesem mi nedr?
Merhaba,
Bu yazı EgeTime adlı dergide yayınlandı burada paylaşıldıktan sonra. Bir de cropyahoo grup üyesi arkadaşlarla yazar kendi arasında yazıştı bildiğimiz kadarıyla.
Bu arada hem yazarımız adına övücü sözleriniz için teşekkür ediyor hem de genişçe bir yorum bekliyoruz :O) Belki yeni yorumlar eklenir altına... Vay Nat?
Fantazya'yı besleyen tarih(?) Sayın Ümit Kireççi'yi kutluyor ve yansızlığına saygı duyuyorum.Türkiye de eleştiri yapmak, yazmak nedense tarafsızlıkla değil, taraftarlılıkla yapılınca daha beğeniliyor.neyse asıl mesele bu değil zaten.
Sadece çizgi roman değil sinema, edebiyat gibi başat kurmacalarda tarihten besleniyor.Bunu ne kadar hakkıyla yaparsanız o kadar beğeniliyor.Ne deyim, bizimle ilgili olanlar da fantazyayı beslese ve nitelikli olsa "dadından yinmez di mi?"
:)
Olumlu yorumunuz için teşekkür ederim.
Kendi kültürümüze ait çalışmaların yerel tatmin malzemesi olarak değil de evrensel bir dille artması dileğiyle...
Gercekten cok bilgilendirici olmus.Astroid m i duymustum ama nedir necidir haberim yoktu.Olaylarin özeti ve Yahudi tarihi iyi bir anlatim olmus.
Tesekkürler.
Yorum Gönder