Çarşamba, 07 Ocak 2009 11:48
Marc Lynch
John Bolton 4 ocak tarihli Washington Post gazetesinde Filistin yönetimi ve iki devletli bir çözümden el etek çekmeyi ve yerine "üç devletli" bir çözüm öneriyor. Buna göre Gazze yeniden Mısır denetimine, Batı Şeria ise Ürdün egemenliğine terk ediliyor.
Şayet zombi denilen şey "cesedin yeniden canlanması" olarak tarif ediliyorsa bu durumda Bolton'un önerisi bu tarife tam oturmaktadır. Bu fikir, İsrail- Filistin krizi tırmandığı anda hemen ortaya çıkıp duruyor. Bazıları nezdinde Filistin ulusçuluğunun olmadığını ispat etmenin veya hiç değilse Filistinlilerin öfkesini yeni / eski Arap yöneticilere yöneltmesini sağlayan sihirli formüldür bu. Bazıları ise kabul edilebilir (belki de "elde bir" denilecek) herhangi bir Filistinli liderliğin ortaya çıkacağını hayal bile edemediklerinden Doğu ve Güney'deki diktatörlükleri tercihe şâyan buluyorlar. Emekli Tümgeneral Giora Eiland'ın geçen Ekim ayında Washington Institute for Near East Policy'de yayınlanan makalesi de "üçlü" bir çözümden bahsetmişti.
Bu fikir farklı farklı şekillerde düzenli olarak çıkageliyor ki aslında köpeğin havlamaması daha bir endişe verici olurdu. Bu yüzden Bolton'a teşekkür etmeli. Ancak yine ve hâla berbat bir fikir. Pratik tüm engelleri bir kenarda bırakarak bu fikri hayatı geçirmeyi kim ister ? (yani Bolton ve ahbaplarından başka?)
Ürdünlüler istemez. 1988'de Batı Şeria ile bağların kopmasından beri Ürdün-Filistin ilişkilerinin çekişmeli meseleleriyle ilgili olarak belirli bir duruş sergiliyorlar: "Ürdün, Ürdün'dür, Filistin de Filistin." Ürdün diye bir seçenek yok çünkü her kesimden Ürdünlü buna derinden karşı çıkmakta ve Haşimi ailesi bunda bir çıkarı olduğunu düşünmemektedir. Kral Abdullah "Ürdün seçeneği" diye bir şeyin olmadığını tekrar tekrar ifade etmişti.
Mısırlılar istemez. Mübarek rejimi, Gazze'den ayrılmak ve kendisine dönmesini engellemek için mümkün olan herşeyi yapıyor. Steve Cook'un geçenlerde işaret ettiği gibi bu krizde Mısır rejimi için yukarısı diye bir yer yok. Müslüman Kardeşlerle evde başı belada olan ve ihtiyarlayan bir başkandan zorlu bir dönüşüm geçiren katı bir rejim, Mısırı, İsrail nâmına abluka uygulamakla suçlayan Gazze'nin öfkeli ve perişan nüfusunun sorumluluğunu niçin alsın?
Filistinliler istemez. Bir çok Filistinlinin el Fetih ve Hamas'tan yana derin hayal kırıklığına uğradıkları ve siyasi kurumlarının olmadığı doğrudur. Ancak ulusal kimliklerinden vazgeçmeye veya Mısır ya da Ürdün hâkimiyetine girmeye hazır oldukları anlamına gelmez bu. Eylül'de yapılan bir kamuoyu araştırmasına göre Filistinlilerin üçte ikisi Ürdünle yeniden birleşmeye karşı çıktı... Filistinlilere Mısır hakkında ne düşündüklerini sormaya gelince.., bugünlerde sorulmasa her halde daha iyi olur.
Bolton, Mısırlıların yahut Ürdünlülerin bu fikre ilgi göstermediklerini kabul ediyor fakat yabancıların muhalefeti Bolton için ( veya ölümcül çok sayıda zayıf noktalarından birisi de yabancı kamuoyu kanaatinin önemini yanlış anlamak olan neoconlar için ) öyle pek sorun teşkil etmiyor. Bolton, Arap Ligi ve Batı mâli yardımı teklif edilmesi sûretiyle Mısır ve Ürdün'ün ikna edilebileceğini söylüyor; her iki ülkede rejimin bekâsıyla ilgili yoğun korkuları önemsiz addeden ve hükümetlerinin Batı'ya fahişelik ettiği şeklinde Araplar arasındaki yaygın bir şikayette pek de iyi yankılanacak bir teklif bu.
George Romero filmlerinde veya MarvelZombies çizgi romanda yürüyen ölüler görmek eğlenceli olabilir fakat büyük bir bölgesel krizin ortasında hiç de matrak durmuyor...bilhassa da İsrail liderliğine, Likud'a veya Bush yönetiminin artıklarına kılavuzluk yapıyorsa. Ürdün seçeneği, Mısır-Gazze seçeneği, "üç devletli çözüm"-- bunlar, ayakları yerde duran gerçek sorunlarla alıp vereceği bir şeyi olmayan, söz konusu zorlu çatışmaya uygulanabilir bir çözüm sunmayan fantezilerdir. Daha ciddi seçeneklerin gözönüne alınabilmesi ve hatta Washington Post'un op-ed sayfalarında kıymetli bir alanın kurtarılması için bu fikri artık bıraksak da mezarında huzur içinde yatsa olmaz mı?
Marc Lynch
John Bolton 4 ocak tarihli Washington Post gazetesinde Filistin yönetimi ve iki devletli bir çözümden el etek çekmeyi ve yerine "üç devletli" bir çözüm öneriyor. Buna göre Gazze yeniden Mısır denetimine, Batı Şeria ise Ürdün egemenliğine terk ediliyor.
Şayet zombi denilen şey "cesedin yeniden canlanması" olarak tarif ediliyorsa bu durumda Bolton'un önerisi bu tarife tam oturmaktadır. Bu fikir, İsrail- Filistin krizi tırmandığı anda hemen ortaya çıkıp duruyor. Bazıları nezdinde Filistin ulusçuluğunun olmadığını ispat etmenin veya hiç değilse Filistinlilerin öfkesini yeni / eski Arap yöneticilere yöneltmesini sağlayan sihirli formüldür bu. Bazıları ise kabul edilebilir (belki de "elde bir" denilecek) herhangi bir Filistinli liderliğin ortaya çıkacağını hayal bile edemediklerinden Doğu ve Güney'deki diktatörlükleri tercihe şâyan buluyorlar. Emekli Tümgeneral Giora Eiland'ın geçen Ekim ayında Washington Institute for Near East Policy'de yayınlanan makalesi de "üçlü" bir çözümden bahsetmişti.
Bu fikir farklı farklı şekillerde düzenli olarak çıkageliyor ki aslında köpeğin havlamaması daha bir endişe verici olurdu. Bu yüzden Bolton'a teşekkür etmeli. Ancak yine ve hâla berbat bir fikir. Pratik tüm engelleri bir kenarda bırakarak bu fikri hayatı geçirmeyi kim ister ? (yani Bolton ve ahbaplarından başka?)
Ürdünlüler istemez. 1988'de Batı Şeria ile bağların kopmasından beri Ürdün-Filistin ilişkilerinin çekişmeli meseleleriyle ilgili olarak belirli bir duruş sergiliyorlar: "Ürdün, Ürdün'dür, Filistin de Filistin." Ürdün diye bir seçenek yok çünkü her kesimden Ürdünlü buna derinden karşı çıkmakta ve Haşimi ailesi bunda bir çıkarı olduğunu düşünmemektedir. Kral Abdullah "Ürdün seçeneği" diye bir şeyin olmadığını tekrar tekrar ifade etmişti.
Mısırlılar istemez. Mübarek rejimi, Gazze'den ayrılmak ve kendisine dönmesini engellemek için mümkün olan herşeyi yapıyor. Steve Cook'un geçenlerde işaret ettiği gibi bu krizde Mısır rejimi için yukarısı diye bir yer yok. Müslüman Kardeşlerle evde başı belada olan ve ihtiyarlayan bir başkandan zorlu bir dönüşüm geçiren katı bir rejim, Mısırı, İsrail nâmına abluka uygulamakla suçlayan Gazze'nin öfkeli ve perişan nüfusunun sorumluluğunu niçin alsın?
Filistinliler istemez. Bir çok Filistinlinin el Fetih ve Hamas'tan yana derin hayal kırıklığına uğradıkları ve siyasi kurumlarının olmadığı doğrudur. Ancak ulusal kimliklerinden vazgeçmeye veya Mısır ya da Ürdün hâkimiyetine girmeye hazır oldukları anlamına gelmez bu. Eylül'de yapılan bir kamuoyu araştırmasına göre Filistinlilerin üçte ikisi Ürdünle yeniden birleşmeye karşı çıktı... Filistinlilere Mısır hakkında ne düşündüklerini sormaya gelince.., bugünlerde sorulmasa her halde daha iyi olur.
Bolton, Mısırlıların yahut Ürdünlülerin bu fikre ilgi göstermediklerini kabul ediyor fakat yabancıların muhalefeti Bolton için ( veya ölümcül çok sayıda zayıf noktalarından birisi de yabancı kamuoyu kanaatinin önemini yanlış anlamak olan neoconlar için ) öyle pek sorun teşkil etmiyor. Bolton, Arap Ligi ve Batı mâli yardımı teklif edilmesi sûretiyle Mısır ve Ürdün'ün ikna edilebileceğini söylüyor; her iki ülkede rejimin bekâsıyla ilgili yoğun korkuları önemsiz addeden ve hükümetlerinin Batı'ya fahişelik ettiği şeklinde Araplar arasındaki yaygın bir şikayette pek de iyi yankılanacak bir teklif bu.
George Romero filmlerinde veya MarvelZombies çizgi romanda yürüyen ölüler görmek eğlenceli olabilir fakat büyük bir bölgesel krizin ortasında hiç de matrak durmuyor...bilhassa da İsrail liderliğine, Likud'a veya Bush yönetiminin artıklarına kılavuzluk yapıyorsa. Ürdün seçeneği, Mısır-Gazze seçeneği, "üç devletli çözüm"-- bunlar, ayakları yerde duran gerçek sorunlarla alıp vereceği bir şeyi olmayan, söz konusu zorlu çatışmaya uygulanabilir bir çözüm sunmayan fantezilerdir. Daha ciddi seçeneklerin gözönüne alınabilmesi ve hatta Washington Post'un op-ed sayfalarında kıymetli bir alanın kurtarılması için bu fikri artık bıraksak da mezarında huzur içinde yatsa olmaz mı?
DünyaBülteni çeviren: Ertuğrul Aydın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder