Yerel bir gazete çıkan haberde KARABASAN görüntüsü olarak Yıldıray Çınar'ın bir çizimi kullanıldı :)
Şehir efsaneleri konulu yazıyı, yerel kültüre ilişkin bilgiler olması nedeniyle takip ediyordum. Hoş bir sürpriz oldu.
Şehir Efsaneleri-5
“Ağırbasan”, “Congul” ve “Koncolos” olarak da anılan ve daha çok uyku halindeki insanları rahatsız eden cinler tayfasından “Karabasan”, Hendek’te birçok efsaneye konu oldu. Bu efsanelerden bazılarına göre Karabasan, ilk olarak Hendek’te ortaya çıktı ve sonunu yine bir Hendekli getirecek.
Avucunda delik var
Bu yaratıkların, loğusa ve çocukları rahatsız edenlerine “al karası”, genel olarak bütün insanları rahatsız edenlerine ise Hendek’te “Karabasan”, “Ağırbasan”, “Congul” ve “Koncolos” denir. Karabasan, genellikle erkek görünümündedir ama bazen bir gölge veya kara kedi şeklinde de ortaya çıkar. Başında bir kasketinin olduğu söylenir. Uyuyan insanların üzerine doğru süzülüp ağızlarını kapatarak bunların nefes almasını güçleştirir. Ancak, sol avucunda üç delik vardır, bazı insanların bu delikler sayesinde nefes alarak kurtulduğuna inanılır.
Tutarsan dileğin gerçekleşir
Karabasandan korunmak için yatağın altına metal bir şey (iğne, bıçak) konur veya dua okunur. Ayrıca Karabasana; “Denizdeki kumları, gökteki yıldızları say gel,” denildiği vakit de hemen gideceği söylenir. Uyku sırasında karabasanın üzerine okunmuş kilitli bir iğne takılır veya başından kasketi çalınırsa hiçbir yere kaçamayacağına inanılır. Hendek’te ki Karabasan efsanesine göre, Karabasanı tutup bir dilek tutanların dileği kabul olur. Hendekliler arasında karabasanla ilgili birçok efsane anlatılır. İşte o efsanelerden bir tanesi.
Karabasan efsaneleri
Bir adam tarafından kasketi çalınarak yakalanan Karabasan, adamdan kasketini geri alabilmek için yalvarmaya başladı. Karabasanın yalvarışları kar etmeyince dilek ister ve; “Şapkamı geri ver, sana ne istersen veririm” diye yalvarır. Adam uzun uzun düşünür ve kararını verir. Karabasandan 2 katlı bir ev ister. Karabasan isteğini kabul eder ve şapkasını aldıktan sonra ortadan kaybolur. Adamın yaşadığı kendi evi ise Karabasanın kaybolmasıyla birlikte hayvan dışkısına dönüşür. Bir başka rivayete göre, yine kasketi çalınarak yakalanan karabasandan altın istenir. O da altını verdiği takdirde kendisini bir su kenarına götürüp çocuklarına kavuşturmalarını söyler. Adam kabul eder ve bir su kenarında adama istediği altınları verir. Sonra kasketini alarak suya atlar. Ancak, onun suya atlamasıyla birlikte su üzerinde kanlar görülür, bıraktığı altınlar ise dışkıya dönüşür.
20 Subat 2008
Kaynak: sakaryahalk
Paylaşan: Şener Yelkenci
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder