Ümit Kireççi – umitlila@gmail.com
...
Çizgi romanların bir kısmının sanatçıların bağımsız yaratıcılıklarıyla
olduğu kadar siparişle veya gündemi yakalama, okurdaki beklentiye hitap ederek
satış yapma dürtüsüyle üretildiğini söyleyebiliriz. Bu bakımdan şimdi ele
alacağım yakın tarihli çizgi romanlarda “salgın” konusunun ele alınmasının uyarı
mı, gündem takibi mi, bir güdüm meselesi mi olduğunu söyleyemeyeceğim.
Ancak
bir gerçek var o da Fransa’da Asterix’te 2018’de Corona Virüsü isim olarak kullanıldı,
Tuş grafik çizgi romanı Türkiye’de evde yalıtılmışlığı ele aldı ve ABD’yle İtalya’da
aynı tarihlerde salgın konuları okurlarla buluşturuldu.
Biraz geriden başlayalım:
BATMAN, CONTAGION ve LEGACY ve CATACLYSM
Batman’in bir dönemi vardır ki bana fazlasıyla şaşırtıcı
gelmiştir. Batman, o bildiğimiz ninjamsı atlat zıplak karakter cehennem,
cennet, tanrılar, şeytan, iblis, büyü yaratıklarıyla karşı karşıya gelmişti. O
sıralar tarih 1995 idi ve ben bunca mistik abartının nereye bağlanacağını
kestiremiyordum.
Derken o korkunç CONTAGION (Salgın) hikayesi geliverdi.
Ebola salgının dünyaya yayıldığı ve büyük korku yaydığı dönem mi? Yok değil ona
daha 20 sene var. Bu salgının kahramanı olan virüsün adı The Clench ve
Ebola’nın bir mutasyonu. Ve durdurulamaz.
Tıpkı Edgar Alan Poe’nun muazzam eseri “Kızıl Ölümün
Maskesi” gibi başlar hikaye. Dünyayı boş verip kendilerini kurtarmak isteyen
bir grup seçkin dev bir yapıda izole yaşama planı yapmaktadırlar. Ancak olay bu
içlerinden biri hastalığı içeri taşır ve hepsinin ölümüne neden olur. Bu
sıradaysa aynı adamın hastalık bulaştırdığı bir pilot ülke ülke gezerek hastalığı
yayar.
Sonrası keşmekeş.
Sonuç olarak kahramanlar hastalığı durdururlar. Olay biter.
Ama olaylar bitmez. Bu defa da sanki bir Batman filminde de
karşılaştığımız kurgu yaşanır. Terörist Ra’s Al Ghul The Clench’i biyosilah
olarak kullanmak ister. Bu defa da Batman’la avanesi onu durdurmak için yola
çıkarlar. Ve eveeeeet, durdururlar.
Ardından da; destansı bulduğum, büyük deprem gelir Gotham
City yerle bir olur.
Batman’in “Dark Knight (Kara Şövalye)” imajının ön plana
alındığı bir dönemdir bu. Haliyle ortaçağa göndermeler de boldu. Haliyle
kıyamet görüleri de bolca ele alınıyordu. Bundan günümüze göndermeler olduğunu
iddia etmek yanıltıcı olur. Bu okuru sıkmamak adına kahramanın bir özelliğinin
ön plana çıkarılmasından başka bir şey değil benim gözümde. Elbette masonik
mesajlar ve alt yapı çokça mevcut bu süreçte ancak merkezde bunların olduğunu
iddia edemem.
Yalnız Batman’i bir yana bırakırsak görürüz, yakın zamanda
yayınlanan iki macerada biraz daha tüyler ürperticilik mevcuttur. Hem de ne
yakın zaman: 2019…
DCEASED
Mayıs 2019 tarihi DC Comics’in siber salgını konu alan Ton
Taylor imzalı DCEASED kısa macerasını yayına soktuğu aydır. Ana örgüsünün altı
sayı sürdüğü kısa macerada keyifli bir sözcük oyunu yapılmıştır: DCEASED –
DECEASED (merhum). Çizerler James Harren, Stefano Gaudiano, Trevor Hairsine
üçlüsü.
Macera Darkseid’in dünyadan kovulmasıyla başlar. Darkseid
mücadeleyi kaybeder ve gider. Ancak sonradan anlaşılır ki yanında Cyborg’u a
almıştır.
Darkseid “anti-life equation” adı verilen bir enerjiyle ölümden çaldığı bir parçayı Cyborg’a zerk eder. Sonra da şu olur bu olur kahraman dünyaya kaçar. Ancak dili koparıldığı için kimseyi uyaramayan kahraman telefonlarının ekranlarına bakan herkese hastalık bulaştırır. İnternet bu hastalığın yayıcısı oluverir. Cyborg’un dünyaya düşerek ölümcül bir hastalık yayması bana daha çok Marvel Comics’in 2005-2006 yılları arasında yayınlanan Marvel Zombies öyküsünün başlangıcını hatırlattı. Orada da bir kahraman dünyaya geliyor ve herkese hastalık bulaştırıyordu. Üstelik her ikisinde de aklını yitiren ve ısırarak hastalık yayan insanlar vardı ve evet birinde herkes zombiydi diğerinde insanları öldürmek için öldüren zombimsi yaratıklardı. Ve evet DCEASED yaratıkları daha çok İngiliz yapımı sinema filmi “28 Gün”dekilere benziyorlar.
Ama işte Cyborg dünyaya hastalık yayıyor ve ekranlara bakan herkes hastalık kaparak herkesi ısırıyor. Yamyamlık hastalığı tarzı şeyi önüne çıkana bulaştırıyor. Yamyamlık diyorum ama Batman’in saptamasına göre ortada beslenme yok. Sadece yok etme isteği var. Bir tür “öfke” hastalığı gibi. Tıpkı bir sinema filminde olduğu gibi. Anladınız siz bence.
Sonuç… Sonuç olarak DCEASED, DC’nin New 52 döneminde
yayınladığı “e2” hikayesinin bir benzeri şeklinde sonlanmış. Sağ kalanlar
dünyayı terk ediyor. Ve, tamam, evet, bir bakıma aynı zamanda Marvel Zombies
gibi de sonlanmış.
Şunu belirtmeliyim, Tom Taylor harika bir iş çıkarmış.
Mizahla duygusallığın bu kadar zekice harmanlandığı az işe rastladım. Çizerler
de onun ince mizahıyla ince zekasını son derece iyi yansıtmışlar.
Yine ince mizahın büyük korkuyla harmanladığı üç sayılık DCEASED
Unkillables ile DCEASED: A Good Day To Die başarılı Tom Taylor işi olmuş onu
ekleyeyim. Ha, bu ikisinin sonunu okuyamadım hala. Ve abartılı meraktayım.
CONTAGION
Tarihler Ekim 2019’u gösterdiğinde Marvel Comics DC’nin
henüz biten DCEASED ana macerasının bir benzerini yapmaya karar vermiş gibi görünüyor:
CONTAGION.
Beş sayı süren kısa maceranın yazarı Ed Brisson, çizerler Stephen
Segovia, Roge Antonio, Mack Chater, Damian Couceiro ve kapak çizeri Juan Jose
Ryp.
Üzülerek söylüyorum DCEASED’in yanında bu beş sayılık kısa
macera büyük bir hayal kırıklığı gibi duruyor.
Uzak doğuda dağlar içine gizlenmiş olan efsanevi ve mistik
K’un-Lun şehrinden kaçan bir “yaratık” çevresine hastalık; The Urchin, yayarak
kişilerin enerjilerini emmektedir. Bu yaratık bir şekilde Amerika’ya ulaşır ve
yer altındaki kanallarda yaşamaya başlar. Tabi insanlara da zarar verir.
Başını Fantastik Dörtlü ekibinin The Thing’inin çektiği bir
grup kahraman birleşerek onunla mücadele ederler. Ancak ilginçtir ki süpsüper
güçlü kahramanlar yerine kungfucu, karateci, akrobat kahramanlara kalır iş ve
sonunda yaratığı yeniverirler.
BÜYÜK SALGIN
Ülkemizde
uzun yıllar Atlantis adıyla yayınlanan gizemler dedektifi Martin Mysetere dizisi
Atlantis’ten Mu’ya, dünyanın saklı şehirlerinden tarihin derinliklerine uzanan
yolculuklarında okurunu hep şaşırtmıştır. Ancak İtalya’da gündemi önceden
yakalayan Ekim/Kasım 2019 sayısıyla büyük bir sansasyon yapmıştır: BÜYÜK SALGIN.
İtalya’da
dizinin 365. Sayısı olan maceranın öykü ve senaryosu Marco Belli’ye, çizimleri
Giovanni Romanini ile Antonio Sforza ait. Büyük Salgın (La Grande Epidemia)
ülkemizde dizinin 198. sayısı olarak LAL Kitap etiketiyle haziran ayında
yayınlanacak.
Bu
macerada salgın Osmanlı İmparatorluğuyla Avusturya devleti arasındaki savaşlar
döneminde başlıyor. Sonra da günümüzde tekrar ediyor. İlginçtir hastalığa herkes
yakalanmazken doğal bağışıklığa sahip olanlar da vardır. Gizemler dedektifi
olaya gönülsüzce karışsa da çözümü bulmaktadır.
…
Evet… Yakın, çok yakın tarihli üç macera. Her üçü de adeta
uyarı niteliğinde. Veya değil. Hiç bilmiyorum. Bazıları bu üçünün hükümetçe
yayınlatıldığını düşünecektir. Bazılarıysa büyük bir komplonun parçası olmakla
suçlayacaktır yayın evlerini.
Benim açımdan bu yazı o üç maceranın içeriğinin tarihe not
düşülmesinden ibarettir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder