19 Ocak 2017 Perşembe

Hollywood’un süper kahramanları minyatüre indi

... 
Süpermen, Simpsonlar gibi popüler kültür ikonlarını ‘perspektifsiz dünya’ya taşıyan Muhammed Fatih Kara, “Yüzümüz Avrupa’ya çevrildiğinden beri neleri terk ettik’ sorusunun cevabını arıyorum” diyor.


KÜLTÜR SANAT SERVİSİ

Bir yeniçeri Süpermen’le mücadele ediyor, Laedri Çelebi ‘Kim Milyoner Olmak İster’ yarışmasına katılıyor, Sultan projektörden sunum seyrediyor... Tüm bunlar Muhammed Fatih Kara’nın çizdiği minyatürlerden birkaç enstantane. Aslında mühendis olan Kara, ananevi sanatımız minyatüre çok farklı bir hava katıyor ve bunları “Yeniçeri Kahvesi” isimli internet bloğunda neşrediyor. Sanatçı, hem Batman, Simpsonlar, C. Chaplin gibi popüler kültüre ait unsurlara, hem de Necip Fazıl, Arda Turan gibi bizden isimlere eserlerinde yer veriyor. Günümüzün simalarını zamanda yolculuğa çıkaran Kara, çok eğlenceli eserler meydana getiriyor. Yetmiyor bir de bu eserlere Osmanlıca hikâyeler ilave ediyor. Kendisiyle konuştuğumuz Kara’dan bu eksantrik işlerinin hikâyesini dinledik; işlerinin göründüğünden daha ciddi olduğunu öğrendik...


¥ Minyatürleri popüler kültürle harmanlamak fikri nereden çıktı? Nasıl başladınız bu işe?
Benim minyatür çizmeye başlamam ile bu sanatın günümüzde biraz ötelenmiş olmasının arasında yakın bir münasebet var. Aklımı ilk meşgul eden, “Yüzümüz Avrupa’ya çevrildiğinden beri neleri terk ettik” sorusuydu. Ben bu sorunun cevaplarını ararken Osmanlıca öğrenmeye başladım, sonra Farsça üzerine yoğunlaştım. Bu lisan macerasının ardından aklıma “Peki ya görsel sanatlar” sorusu geldi. Her ne kadar literatürde, “değer”ini kaybettiği söylense de bence Avrupai tarzda resim “ehem-mühim” sıralamasında minyatürün önüne geçmişti. Önceleri minyatür, mühendislik öğrencisi olan benim için, formüllerden ve kodlardan kaçtığım renkli bir sahaydı. Sonra Evliya Çelebi’nin “Seyahatna-me”sinde anlatılanları çizmeye çalışarak başladım minyatüre. Aslında minyatürü popüler kültürle harmanlamaktan ziyade “Peki ya terk etmeseydik?” sorusuna cevap arıyordum. Benim yaptığım kendi yaşadığım devri resmetmek. Bu devirde de popüler kültür ögeleri pekâlâ mühim bir yer teşkil ediyor. Ama bunları yapmaktaki asıl niyetim enteresan bir şey ortaya çıkarmak değil.


“MEKTUB-U ELEKTRİKİYYE”
¥ Minyatürün sizin için tanımı biraz farklı galiba.
Minyatür uzun bir mühlette farklı amaçlara binaen kullanılmış bir sanat ve kendine has birtakım hususiyetleri var. Benim için de temelde aklımdan geçenleri tasvir ettiğim bir usul ama aynı zamanda dış dünyadan satın aldıklarımı test ettiğim bir saha. Eğlenmek de bunun cabası...

¥ Bu eksantrik eserleri ortaya çıkarırken nelerden esinleniyorsunuz? 
Temelde, zihnimdekilerle hayatımda meydana gelenlerin arasındaki boşluktan faydalanıyorum. Öyle çok büyük şeylerden bahsetmiyorum. Mesela padişaha, yeniçeri ocağındaki bir projeyi sunduğumu düşününce zaten mevzu kendiliğinden ortaya çıkmış oluyor. Bir vezire “mektub-u elektrikiyye” ile mail yolladığımı düşünmek de hâlihazırda bir ilham kaynağı benim için. Veya bir süper kahraman filmini izledikten sonra padişahın huzurunda eğilmiş bir Avrupalı elçiyi resmeden minyatüre rastlayınca ikisi birleşiveriyor zihnimde.  
HOCA DA VAR ŞARLO DA
¥ ‘Perspektifsiz dünya’ya kimleri dâhil ediyorsun? 
En nihayetinde ömür, her şeyi anlatmaya yetecek kadar uzun değil. Ben bu noktada seçimimi kötü ve çirkin olmayanlardan yana kullanıyorum. Bunlar benim zihin dünyamda işleri ‘iyi’ olarak yer eden kişiler aslında. Mesela Charlie Chaplin’in çevresindeki dünyayı tenkit tarzı dahiyanedir. Esad Coşan Hoca’nın da bir profesör olarak meseleleri ele alış şekli pekâlâ güzeldir... 
¥ Yaptığınız salt bir mizah mı?
Büyük meseleleri ciddiyetle ele alabilecek kadar ne bilgiye ne de tecrübeye sahibim. Açıkçası ben şahsi bir serüvenin içerisindeyim. Ve bu macera esnasında bulduklarımı internetten insanlarla paylaşıyorum. Bulunmak isteyen herkesi de bu maceraya davet ediyorum. 
‘Hatt-ı roman’da  bir araya gelecekler
- Kahramanlarınız, çizgi roman gibi bir kitapta buluşacakları mı? Sonraki planları ne?
Aslında benim tabirimle bir “hatt-ı roman” yapmak niyetindeyim ama hâlâ yeterli vakti bulmuş değilim. Minyatür üslubunca bir film de pekala güzel olabilirdi fakat bunlar ciddi zaman isteyen şeyler. O vakti buluncaya kadar ancak daha kısa müddet zarfında çıkarabileceğim şeylere yöneleceğim. Bir kaç sayfalık hikâyeler, karikatür nevinden minyatürler gibi. Şimdilik yaptıklarımı, yapmaya devam edeceğim yani.

Hiç yorum yok:

Linkler

Related Posts with Thumbnails